Alevilik
ABF: Bir Gece Gelip Ansızın İşaretlediler mi?
13 Mart 2012 Salı günü Ankara’da görülecek olan Madımak Katliamı davasında canlarımızın katilleri için “Zaman aşımı” istenirken Adıyaman’da yeni katliam provaları yapılıyor.
Dersim News/Ankara– Alevi Bektaşi Federasyonu, Adıyaman’da Alevilerin oturdukları evlerinin işaretlenmesi olayına karşı basın açıklaması yaptı. ABF, yaptığı açıklamada Adıyaman Valisi Ramazan Soydan’ın tavrını kınadı. İşte o açıklama:
26 Şubat’ı 27 Şubat’a bağlayan gece “meçhul şahıslar” Adıyaman’ın Karapınar ve Yunus Emre Mahallesinde yaklaşık 50 evin kapısına işaret koydular. Adıyaman Valiliğinin konuya ilişkin yaptığı açıklama gayri ciddidir. “Bunu yapan bir çocuk da olabilir” diyen Adıyaman valisi konunun önemini ve ortaya çıkabilecek vahşeti sıradanlaştırıyor. Özellikle son günlerde başta Sayın Başbakan, İçişleri Bakanı ve hükümet yetkilileri olmak üzere kullanılan dil son derece sorumsuz ve nefret söylemi içeren cümlelerle doludur. İstanbul’da “Hocalı Katliamı Anması” adıyla yapılan mitingde Türkiye’de bir devlet politikası olarak ötekileştirilenler açıkta tehdit edilmiştir. Oysa “Yeni anayasa” tartışmalarının yapıldığı bu günlerde Türkiye’deki çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı doğal yapıyı tehdit etmek “Bir gece ansızın gelebiliriz!” demek nefret söyleminden öte bir insanlık suçudur. Basına ve Kamuoyuna
ABF: Bir gece gelip ansızın işaretlediler mi?
Adıyaman’ın Karapınar ve Yunus Emre Mahallelerinde Alevilerin yaşadığı evler “şimdilik işaretlendi!”
26 Şubat’ı 27 Şubat’a bağlayan gece “meçhul şahıslar” Adıyaman’ın Karapınar ve Yunus Emre Mahallesinde yaklaşık 50 evin kapısına işaret koydular. Adıyaman Valiliğinin konuya ilişkin yaptığı açıklama gayri ciddidir. “Bunu yapan bir çocuk da olabilir” diyen Adıyaman valisi konunun önemini ve ortaya çıkabilecek vahşeti sıradanlaştırıyor.
Özellikle son günlerde başta Sayın Başbakan, İçişleri Bakanı ve hükümet yetkilileri olmak üzere kullanılan dil son derece sorumsuz ve nefret söylemi içeren cümlelerle doludur. İstanbul’da “Hocalı Katliamı Anması” adıyla yapılan mitingde Türkiye’de bir devlet politikası olarak ötekileştirilenler açıkta tehdit edilmiştir. Oysa “Yeni anayasa” tartışmalarının yapıldığı bu günlerde Türkiye’deki çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı doğal yapıyı tehdit etmek “Bir gece ansızın gelebiliriz!” demek nefret söyleminden öte bir insanlık suçudur.
12 Eylül faşizmini kurgulamak ve çok kimlikliliği ortadan kaldırmak için yapılan Maraş katliamı öncesinde de Alevilerin “Evlerine kırmızı çarpı işareti” konmuştu. Adıyaman’daki bu saldırı asla küçümsenemez.
Dersim Katliamı için “Gerekirse ve devlet literatüründe böyle bir şey varsa ben özür diliyorum!” diyen başbakan açıkça “Dindar gençlik ve yeni eğitim modeli” tartışmalarında kışkırtıcı ve hedef gösterici bir dil kullanmaktadır. Biz “gerekirse” dilenen sıradanlaştırılmış, sulandırılmış ve politik taktik malzemesi yapılan “Özürlerin” soruna çözüm olmak yerine daha büyük sorunlara yol açacağını düşünüyoruz. Bu güne kadar hiçbir katliamın sorumluları ortaya çıkarılmadığı gibi Alevilere dönük sistematik katliamların sorumluları hiç “bulunamadı!” 13 Mart 2012 Salı günü Ankara’da görülecek olan Madımak Katliamı davasında canlarımızın katilleri için “Zaman aşımı” istenirken Adıyaman’da yeni katliam provaları yapılıyor. Adıyaman’da kapılara işaret koyanlar “Nasıl olsa zaman aşımından davalar düşüyor.” Diye düşünerek 50’ye yakın evin kapısını işaretliyorlar.
Adıyaman’ın yerel yöneticilerini, içişleri bakanını, başbakanı ve hükümeti sorumlu davranmaya gerekli önlemleri almaya ve bu saldırıyı yapanları bulmaya davet ediyoruz.
29 Şubat 2012
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Yönetim Kurulu
erdal çıtrık
01/03/2012 at 13:59
bu bir kader olmasa gerek ey mazlum halkım, ey pir sultan yarenleri… yıl 2012 hala evlerimiz işaretleniyor. içişleri bakanı dahiyane bir yorumla çocukların işi diyor.biz tanıyoruz o iyi çocukları ve beyaz bereli bıyıklı çocukları… bir gece ansızın geldiler o çocuklar ve evlerimize çarpı koydular.
ebuzer avesta
01/03/2012 at 18:21
KUYTULARA DEĞİL
nereye gittiler ermeni , ezidi ,
keldani ustalar , çizerler nereye
gökkubbe başımıza yıkıldı , kötürümmmü olduk ne
yeniçağ denen şeyin faydalı tarafları
kadar kötü yanları yeterince tartışılmadı sanırsam
sağım yalan solum pusu önüm , arkam hile
sanki bütün çakallar , cahıllar buralarda kalmış
gemin fırtınalı havada denizde kıvranıyor
verin bana zıpzıplarımı , elma şekerimi , agopumu
onlarla beraber kovboyculuk oynardık
vahşi beyaz küheylan atı sürerdik umarsız !
bitti güzel film sahne kimlere kaldı sorarım
nefsani kibir ağızda tat mat bırakmadı
beyazıda , yeşilide aynıydı oysa birikim
bazen biri bazen diğeri üste çıkar
ayıldık arkadaş ayıldık dostum
güzel , cennetten damıtılmış toprakları tekrar yeşillendirelim
kimseler gitmeyecek , farklılık berekettir
samimi , ezilenden yana olan herkimse
yamaca yanaşsın , barış türküleri sarsın gökyüzünü
bahara dönsün heryan , engin aksın çeşmelerden
kuytularda değil , sevdalar tepelere yazılsın !
zulumla yüzleşilsinki tekrar araya girmesin
ebuzer AVESTA
1 . 3 . 2012
hadise bana bunları yazdırdı bilemiyorum ne kadar parelel düşer fakat renksiz , mat ülke neye yarar .Herkes makineden çıkmış olsa ne fayda zaten onun sıkıntılarını yaşamıyormuyuz , ne dersiniz ?