Alevilik
ABF: 2 Temmuz’da Madımak’tayız!
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel, “2 Temmuz, insanlığın kendi vicdanında insanlığının muhasebesini yaptığı gündür” dedi.
Dersimnews.com – Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel, “2 Temmuz, insanlığın kendi vicdanında insanlığının muhasebesini yaptığı gündür” dedi.
Özel’in, Madımak katliamının 19. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklama şöyle:
2 Temmuz 1993’te Sivas’a Pir Sultan Abdal’ı anmak üzere giden 33 canımızın Madımak Oteli’nde devletin kolluk kuvvetlerinin gözetiminde, ırkçı ve gerici kalabalığın alkışları ve tekbirleri eşliğinde yakılmasının üzerinden tam 19 yıl geçti. İnsanlık tarihinin yüzkarası olaylarından biri olan Madımak katliamı, insanlığa, ortak yaşama kültürüne, aydınlığa karşı yapılmış bir katliamdır ve bu yönüyle insanlık var oldukça lanetlenecektir.
Madımak katliamı, sonuçlanan davalara rağmen hala karanlıkta kalmış bir olaydır. Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Doğan Güreş gibi dönemin siyasi sorumluları, emniyet müdürü, İl jandarma alay komutanı, “Gazanız mübarek olsun” diyen belediye başkanı, katliamın asıl planlayıcıları yargı önüne çıkarılamamıştır. Saldırgan topluluğa saatler boyunca niçin müdahale edilmediği hala soru işaretidir. Firari sanık ya da zanlıların AKP’li belediyelerde çalışmaları, şirket kurup ihale almaları, cezaevinde çocuk sahibi olmaları, ellerini kollarını sallaya sallaya yurtdışına çıkmaları, Sivas katliamı insanlık suçu olmasına rağmen firari sanık ve zanlılarla ilgili davanın zamanaşımdan düşürülmesi, Madımak Oteli çevresine yasak konulması ve anmaya gidenlere biber gazı sıkılması, Cafer Erçakmak’ın 18 yıl boyunca aranırken ne gariptir ki Sivas’ta ölmesi, Madımak Oteli’nin kamulaştırılarak bilim ve kültür merkezine dönüştürülerek katliamın izlerinin yok edilmesi, bütün bunların üstüne bir de katliamda kaybettiğimiz canlarımızın, saldırganların adlarıyla birlikte aynı panoda yeralması vicdanları sızlattığı gibi katliamcı zihniyetin AKP aracılığı ile sürdürüldüğünün kanıtıdır. Bizler için katliam asla iyileşmeyecek bir yaradır ancak katliam sonrasında yaşanan tüm bu gelişmeler Türkiye adına bir başka utançtır.
Türkiye, bu utançla yaşayamaz. Sivas, Türkiye, alnına sürülen bu kara lekeyi silmeli, Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi katliamlarıyla yüzleşilmelidir. Şimdi katliam mağdurları ve Aleviler başta olmak üzere bu ülkede yaşayan her bir insana bir sorumluluk düşüyor. Bu görev, katliamın 19. yılında Madımak Oteli önüne giderek bir kez daha “Madımak Oteli, utanç müzesi olacak” diye haykırmaktır. Bu haykırışın, pek çok anlamı olacaktır.
2 Temmuz’da Sivas’ta olmak, katliamda kaybettiğimiz canlarımızı unutmadığımızı, göstermek, devleti ve toplumu katliamlarla yüzleştirmek için bir imkan yaratmak, Türkiye’yi bu utanç verici olayın ayıbından kurtarmak için verilen mücadeleye yoldaşlık etmek, “İl Özel İdaresi Bilim ve Kültür Merkezi” tabelası asılan Madımak Oteli’nin utanç müzesine dönüştürülmesi talebinden vazgeçmediğimizi göstermektir.
2 Temmuz’da Sivas’ta olmak, asırlardır inkar edilen, aşağılanan, mensupları katledilen Aleviliğe ve kimliğinden dolayı ezilen Alevilere sahip çıkmak, gerçek bir yurttaşlığı savunmaktır. Erzincan’da, Adıyaman’da, Didim’de, Çiğli’de Alevi evlerine konulan işaretlemelere karşı bir tepki koyuştur.
2 Temmuz’da Sivas’ta olmak, semahlara, türkülere, sanata, edebiyata, bilime sahip çıkmaktır. “Ben Hasret’im, ben Muhlis Akarsu’yum, ben Koray Kaya’yım, ben Karababa’yım, ben Hallac’ım, hem Pir Sultan’ım” demektir. Seçim meydanlarında yuhalatılan Aleviliğe onurluca sahip çıkmak, Ebusuud’un İdris Bitlisi’nin fetvalarına rağmen Alevilerin bu topraklarda var olduğunu haykırmaktır.
2 Temmuz’da Sivas’ta olmak, 4+4+4 sistemiyle “dindar ve kindar nesil” yetiştirme politikalarına, “tek din” söylemlerine, hayatın her alanında uygulamaya konulan dinselleştirme uygulamalarına karşı durmak, karanlığa karşı aydınlığın yanında, yobazlığa, gericiliğe, ırkçılık ve şovenliğe karşı bilimin yanında saf tutmaktır.
2 Temmuz’da Sivas’ta olmak, yaşam güvencemiz laiklik, temel insan hak ve özgürlüklerinde geriye gidiş sözkonusu olduğunda “bir, iri ve diri” olacağımızı göstermektir.
Daha eşit, özgür, adaletli, insanların dilinden, dininden, cinsiyetinden, mezhebinden dolayı ayrımcılığa uğramadığı, katledilmediği, Türk- Kürt, Alevi- Sünni tüm halkların kardeşçe yaşadığı bir ülkede yaşama hayalinin gerçeğe dönüşmesi için;
2 Temmuz’da Sivas’ta Madımak Oteli önündeyiz…
Ya siz?…..