Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

AKP ve Aleviler: Çifte standart örneği

Alevilik

AKP ve Aleviler: Çifte standart örneği

CHP İstanbul milletvekili Binnaz Toprak, Radikal’de yayınlanan yazısında AKP’nin Alevilere yönelik asimilasyon ve inkar politikalarını sert bir dille eleştirdi. İşte Binnaz Toprak’ın yazısı…

Binnaz TOPRAK
*

AKP yöneticileri, yıllardır bu ülkedeki laikliğin din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına almadığını, mütedeyyin insanlara baskı yapıldığını, laikliğin yeniden tanımlanarak devletin her inanç grubuna karşı tarafsız olması gerektiğini savunuyor. Kuşkusuz laikliğin doğru tanımı bu. Ne var ki, söylemleriyle eylemleri uyuşmuyor. ‘ Alevi açılımı’yla övünen AKP , Alevilerin taleplerine duyarsız kaldığı gibi, din özgürlüğünü büyük ölçüde Sünni/Hanefi çoğunluğun özgürlüğü olarak algılıyor.

Alevi hakkında kararı neden Sünni veriyor? 
Gelişmiş bir demokrasi düşünün ki orada hükümet insanlara nerede ibadet etmeleri gerektiğini dikte etsin. Örneğin, “Hepiniz Hıristiyan değil misiniz, gidin ibadetinizi Protestan kiliselerinde yapın” desin. Üstelik diyelim ki, Katolik olan halktan Protestan kiliselerini finanse etmek için vergi alıp Katoliklere hiçbir hizmet götürmesin. Kulağa absürd geliyor, değil mi? Oysa Türkiye ’deki durum bu.

Demokratlıklarını, kimseyi ötekileştirmediklerini, bütün inançlara karşı saygılı olduklarını her fırsatta dile getiren AKPyetkililerinin Alevilere karşı tutumu, tam bir çifte standart örneği. Söyler misiniz, Alevilerin nerede ibadet edeceğine neden biz Sünniler karar veriyoruz? Yüzyıllardır camiye gitmemiş insanlara “Camiye gidin” diye buyurmak, bunun için Diyanet’ten fetvalar almak, Alevi köylerine camiler yapıp imamlar atamak, Alevi çocuklarını çoğunlukla Sünni Müslümanlığın öğretildiği din derslerine zorla sokmak, devletin her kademesine liyakata bakmaksızın AKP ’ye yakın duran Sünnileri atamak hangi laiklik tanımına uyuyor? Bu mudur devletin her inanç grubuna karşı tarafsız olması?
AKP ’nin Alevilere karşı ayrımcı tutumuna en iyi örnek,İstanbul Sultanbeyli’de Alevilerin oturduğu mahalle. Gözümle görmesem inanmazdım: Otobüs durağının üstünde ‘Yavuz Sultan Selim Mahallesi’ yazıyor. O sultan ki Alevileri neredeyse bu coğrafyadan silmiş. Mahalledekiler, 11 bin imzayla bir önceki belediye başkanına gidip ismin değiştirilmesini talep etmiş. Aldıkları cevap, ‘bu ülkede hiç kimseye Yavuz Selim aleyhine laf ettirilmeyeceği’! Konuştuğum kişiler, “Her gün Hazreti Ali’nin isminden çok Yavuz Sultan Selim’in ismini anıyoruz” diyor. Öyle ya, “Nerede oturuyorsunuz?” sorusuna verilecek cevap, “Yavuz Sultan Selim’de.”

Boşa giden önergeler 
Bu ismin değişmesi için dört yıldır uğraşıyorum. Konuyu Başbakan Tayyip Erdoğan ’la, şimdiki Sultanbeyli Belediye Başkanı’yla, Sayın Bülent Arınç ’la konuştum. En son, milletvekili olarak soru önergesi verme hakkımı kullanıp Başbakan’a bir kez daha yazılı olarak ilettim. Birkaç gün önceİdris Naim Şahin imzalı bir cevap geldi. Önergem önce İstanbulValiliği’ne, oradan Sultanbeyli Kaymakamlığı’na, oradan da Sultanbeyli Belediye Başkanlığı’na gitmiş. Prosedürde hiçbir hata yok. Ancak gelen cevap, gençlerin tabiriyle, ‘şaka gibi’!
İlçedeki mahallelerin tarihçesi anlatıldıktan sonra kanun maddeleri sıralanıp Sultanbeyli Belediyesi tarafından mahallenin isminin değiştirilmesi için çalışma olmadığı yazılmış! Muhalefet partileri olarak başka konularda verdiğimiz önergelere de benzer cevaplar geliyor: Konunun özüne dokunmayan, baştan savma cevaplar. Halkın iradesini yansıttığı söylenen Meclis, sadece AKP iradesini temsil ediyor. Muhalefetin sesini duymak, AKP milletvekillerinin umurunda değil. Önergeleri boşuna veriyoruz.

Aleviye yapılan zulüm 
Alevi mahallesine Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi, Alevilere karşı yapılmış bir zulümdür. Karda kışta bulundukları yerde cemevi olmadığı için cenazelerini dağ köylerine götüren Alevilere de, din derslerinde sıra üstüne çıkartılıp namaz kıldırılan Alevi çocuklarına da yapılan zulümdür. Cemevi olmayan Alevi köylerine cami yapılması da… “Bizimkiler iktidarda” düşüncesiyle sınıfta Aleviler aleyhinde atıp tutan öğretmenlerin yaptıkları da… Haklarında işlem yapılmaması da… Bu uygulamaların hiçbiri kanunen yasak olmasa bile vicdana ve hakkaniyete sığmaz. Ayrımcı tutumlar, kanun maddelerinin arkasına sığınarak gözden kaçırılabilir mi? Son kertede AKP ’nin tipik ‘takıyyesi’, kanunların ruhuna değil, lafzına bakarak otoriter yönetimlerini giderek pekiştirmek.

*CHP İstanbul Milletvekili

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 − 1 =

More in Alevilik

To Top