Alevilik
‘Alevisiz Anayasaya Hayır’ Dilekçeleri Mecliste
İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi, Alevilerin taleplerini içeren ve 7 bin kişi tarafından imzalanan dilekçeleri TBMM’ye verdi.
Dersimnews.com/Ankara – İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi, “Alevisiz Bir Anayasaya Hayır, Alevilik Yasaklanamaz” kampanyası çerçevesinde toplanan 7 bin imzalı dilekçeleri Meclis Başkanlığına verdi.
Heyet, Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün ile TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Toplantının başında Alevi duası okundu.Açıklamayı heyet adına İAKM ve Cemevi Genel Başkanı İsrafil Erbil yaptı. İAKMC Başkanı İsrafil Erbil, “Başbakanın ‘Dört dörtlük Alevi’ olduğu iddia etiği kendi ülkemizde Anayasal olarak yasaklıyız” dedi. Dernek’in basın toplantısında okuduğu metin şöyle:
İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi tarafından TBMM’de düzenlenen açıklamada, şunlar dile getirildi:
Bizler İngiltere’de yaşayan 250 bin Alevi nüfusu olarak, nicelik yönünde toplam nüfusun yüzde 0,3’üne tekabül etmekteyiz. Niceliksel yönde yüzde 0,3’e denk gelmemiz bizim İngiltere ile devlet yurttaşlık bağlamında temel haklarımızın ihlal edildiği anlamına gelmiyor. Yaklaşık 30 yıldır İngiltere’de yaşayan Aleviler olarak kazanımlarımız;
Cemevlerimiz yasal yönde inanç merkezleri olarak kabul ediliyor, Cemevimize bağış yapan bir kişi yapmış olduğu bağıştan vergide düşülebiliyor. Cemevi adıyla her yıl İngiltere Parlamentosu’ndan resepsiyon yapıyoruz ve aynı zamanda festival programı kapsamında parlamentoda Semahlarımızı icra etmekteyiz. İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi 2012-21013 yıllarında yapmış olduğu faaliyetler dahilinde Aleviliğin İngiliz okullarında bir inanç olarak okutulması ve öğretilmesi yine kazanılmış temel haklardan biridir. Belirtmek isteriz ki okullarda ders olarak okutulan Alevilik derslerinin müfredatı ve içeriği bizzat biz Aleviler tarafından hazırlanmıştır ve bu çalışmalarımız hiçbir engelle karşılaşmadığı gibi yapılan bir araştırma sonucu bu çalışmanın toplumsal barış ve huzura pozitif katkı yaptığı saptandı ve ödüle layık görüldü. Bu ödül, İngiltere Hükümeti’nden bir bakan ve Lordlar Kamarası’ndan bir Lord tarafından Cemevimize takdim edildi. Alevilerin yoğunluklu olarak yaşadığı Londra/Enfield belediyesinin yıllık çalışma açış programlarında Alevi gülbengleri İngilizce ve Türkçe olarak okutulur. Alevilerin hakka yürüyen canlarının sırlanmasında/defnedilmesinde belediyeler tarafından gerekli tüm imkanlar sağlanmak ve Alevilere özel mezarlık tahsis edilmektedir. 1993 Sivas Madımak Katliamı’nda yaşamını yitiren şehitlerimiz anısına bir parkta anıt yapılmasına izin verilmiş ve anıt bizzat Londra Hackney Belediyesi tarafından yapılmıştır. İngiltere de her 10 yılda bir yapılan nüfus sayımda Aleviler isterlerse kendilerini Alevi olarak tanımlayabiliyor. Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Özetle, Başbakanı’nın “dört dörtlük Alevi olduğunu iddia etmeyen İngiltere’de yaşayan Aleviler olarak kendi inanç ve değerlerimizle yaşıyoruz. Bütün bunları söylerken İngiltere’nin de göç ve göçmen politikaları konusunda dört dörtlük olduğunu iddia etmiyoruz.
Başbakanı’nın “dört dörtlük Alevi olduğunu” iddia ettiği kendi ülkemizde Anayasal olarak yasaklıyız. Cemevlerimiz ibadethane olarak kabul edilmediği gibi zaman zaman “ucube” ve “cümbüşevi” olarak nitelendirilmektedir. Birçok konuda olduğu gibi Meclis’te Cemevi talebimizin Diyanet’ten fetva alınarak Meclis Başkanlığı tarafından reddedilmesinin açık anlamı Meclis ya Alevilerin varlığını tanımamakta ya da kendi varlığını inkar etmektedir. Devlet Hacı Bektaş Veli Dergahı başta olmak üzere tüm dergah, tekke ve zaviyelerimize el koyduğu gibi bunların çoğuna da kendi politikalarına göre camiler inşa etmiştir. Biz Aleviler ise kendi mekanlarımıza belli bir ücret ödeyerek devletin tanımlamış olduğu 08:40-17:30 resmi saatlerinde giriş yapabiliyoruz. Her ne kadar “dinde zorlama yoktur” denilse de zorunlu din dersleri kapsamında öğretilen müfredat tamamen Sünni inancına ait öğreti, uygulamalar ve kurallar yer almaktadır. Her ne kadar birkaç paragraf Aleviliğin de bu kitaplarda yer aldığı iddia edilmekte ise de burada bahsedilen öğretinin Alevilik ile ilgisi yoktur. İngiltere’de, katliamlarda hayatlarını yitiren canlarımızı anıp, anıtlar yapılırken kendi ülkemizde, Maraş, Corum ve Sivas Katliamları anması için bir araya geldiğimizde devletin kolluk kuvvetleri TOMA, biber gazı, gaz bombası ve coplarıyla bu etkinliklerimiz engellemektedir. Gezi Direnişi’nde yaşamını yitiren dört canımızın Alevi olması tesadüf olmadığı gibi Kızılay Meydanı’nda Ethem’in cenazesinin kaldırılacağı gün vurulduğu yerde anmaya gelen insanların gaz bombası, biber gazı ve polis şiddeti ile dağıtılması devletin en son marifeti olarak örnek verilebilir.
Yeni Anayasa tüm dilleri, inançları, kimlikleri ve kültürleri kapsamalıdır.
Kadim geleneklere sahip topraklar üzerinde kurulmuş olan T.C. devleti 21. Yüzyılda tek ırk, tek din, tek dil, dayatması yapamaz yapmamalıdır. Vatandaşlık bağı ile bağlı yurttaş olan her can kendi değerleri ile yaşayabilmelidir. Yeni Anayasa insan hak ve hürriyetleri kapsamında tüm inançlar gibi Aleviliği de öğretisi, inancı, ibadeti ve ibadet yerleri ile teminat altına almalıdır.
Devlet, Anayasal talepler hususunda “zaten siz kendi içinizde parçalısınız, tam olarak ne istediğinizi ifade etmiyorsunuz, gidin birleşin gelin” vb. sözlerle kendi sorumluluklarından kaçmaktadır. Oysa Alevilerin Anayasa’da teminat altına alınmasını talep ettikleri ilkeler gerek Türkiye’de gerekse yurtdışındaki yaşayan tüm Alevilerin ortak istemleridir. Biz de İAKMC olarak bu talepleri bir kez daha farklı bir şekilde 37 günlük çadır eylemiyle “Alevisiz Bir Anayasaya Hayır, Alevilik Yasaklanamaz” diyerek yürütülen imza kampanyasında toplanan yedi binden fazla imzayı TBMM’ye taşıdık.
Alevilerin talep ve şikâyetlerini TBMM’ne bir de İngiltere’den duyurmak amacı ile yapılan bu başvurumuzun dikkate alınmasını talep ediyoruz. Çünkü Aleviler vardır ve Alevilik Haktır!
