Alevilik
Ahmet Hakan’a Cevap ve Eleştiri
Sürekli tahriklere karşı uyarılanın Aleviler olması, bu ülkede bir Alevi sorunu olduğu varsayımından hareket ediyor. Oysa bu ülkede bir Alevi sorunu değil, bir Sünni sorunu vardır.
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ın bugünkü “Ey Alevi Kardeşlerim” başlıklı yazısına akademisyen Ayfer Karakaya’dan cevap ve eleştiri geldi. İşte o yazı…
Okmeydanı cemevi bahçesinde Uğur Kurt’un öldürülmesinden beri herkeste bir Alevileri provokasyona karşı uyarma telaşı, aman oyuna gelmeyin çağrıları falan, sanki ortamın daha da kötüye gitmemesinin sorumluluğu yalnızca veya herkesten çok Alevilerin omuzlarındaymış gibi… Bu çağrıları yapanların iyi niyetinden şüphem yok, hatta bunlardan biri de benim, ama kendim dahil bu kişilere birkaç noktayı hatırlatmak ve bazı sorular sormak isterim:
1) Bu ülkenin başbakanlık koltuğunda oturan kişi, polisin gerçek kurşunla bir vatandaşı kafasından vurarak katletmesinden sonra televiyonlara çıkarak “polislerimiz nasıl bu kadar sabırlı olabiliyor, anlamıyorum” diyerek polisi mahalleliye karşı alenen tahrik etmedi mi? Yani bu ülkede birşeyler daha kötüye gitmeyecekse önce baş provokatörün ifşa edilip, şiddetle lanetlenmesi gerekmez mi? Bu yapılacağına halen güzide bazı kanaat önderlerimizin ve gazetecilerimizin “efenim tabanını konsolide ediyor” falan gibi geyiklerle RTE’ın bu korkunç provokasyonlarını normalleştirmesine ne demeli?
2) Sürekli tahriklere karşı uyarılanın Aleviler olması, bu ülkede bir Alevi sorunu olduğu varsayımından hareket ediyor. Oysa bu ülkede bir Alevi sorunu değil, bir Sünni sorunu vardır. Dolayısıyla toplumsal barış isteniyorsa, Alevilerin değil Sünnilerin, özellikle de AKP seçmeninin sağduyuya ve akl-ı selime davet edilmesi gerekmiyor mu?
3) Bu çağrıları yapanların kendileri neden elini taşın altına koymazlar? Mesela bugün neden bu tip bir çağrı yapan Ahmet Hakan gibi ünlüler Şişli’de Alevilerin yürüyüşüne katılmadı, onlara destek vermedi? Fena mı olurdu 40-50 tane ünlü sanatçı, gazeteci, siyasetçi falan kortejin önünde yürüyüp Alevilerin acısına ortak olsalardı? Fena mı olurdu aydınlar, akademisyenler, Gezi forumları ard arda basın bildirileri yayınlasaydı, “başbakanın Alevilere karşı nefret söylemini kınıyoruz, bu Alevi katliamı artık bir son bulmalı” diye?
4) Şimdi gelelim işin asıl bam teline: Silahlı mücadele vermiş bir Kürt hareketi ile barış görüşmelerinin yürütüldüğü ve birden bire devletin tepesi dahil herkesin Kürtlerle empati kurma ve haklarını savunma yarışına girdiği bir dönemde (ki elbette kötü değil, iyi bir şeydir bu), yıllardır hakları için barışçıl mücadele vermiş ama en ufak bir hakkını dahi elde edememiş, onu bırak, artık bizzat başbakan koltuğunda oturan zat tarafından sürekli hakarete uğrayan, hatta şehrin ortasında polis tarafından patır patır öldürülen Alevi gençlerine barışçıl eylemlerin şiddet kullanmaktan daha tercih edilir bir yöntem olduğuna, bu gidişatta en ufak bir düzelme olmadan, hamasi “sükunet çağrıları” ile ikna edebileceğimize gerçekten inanıyor musunuz?
Ayfer Karakaya
Ahmet Hakan’ın yazısını okumak için:
https://dersimnews.com/manset/ahmet-hakan-ey-alevi-kardeslerim.html