Alevilik
Alevilerin Altın Çağı: Moğol İstilası
Alevi-Moğol kültür kaynaşmasının son örneğiniyse Babür İmparatorluğu olmuştur.
Tayfun BİLİCİ
Popüler medyayı ve tarihi iyi anlayıp çözümlemezseniz size dostu düşman;düşmanı da dost diye gösterir. Sizleri çok iyi kullanır ve farkettirmeden de sistemin ”uygun görüşlü” bireyleri haline getirir. İşte Alevi gençliği de okullardaki resmi tarih programı kapsamında bu hale getirilmektedir.Özellikle de Moğollar konusunda.Bu konuya maalesef birçoğumuz, sistemin Sünni bakış açısıyla bakmaktadır. Yani Moğolları, Ortadoğu’da taş üstünde taş bırakmayan ve Ortadoğu’daki tüm milletlerin yok edicisi olarak bilmektedir. Bu görüş,özünde belli bir yere kadar doğrudur ancak Moğollar sanılanın aksine Ortadoğu ‘ya bir sel misali gelip gitmemiştir.Yüzyıllarca burada hüküm sürmüşler ve buralara yerleşerek zamanla bir sentez kültür içerisine girmişlerdir.
Cengiz Han önderliğinde kurulan ve dünyanın gördüğü en geniş topraklı imparatorluğu olan Moğol İmparatorluğu ,zamanla 4 kola ayrılmıştır.Moğol İmparatorluğunun Ortadoğu ya hükmetmiş kolu ise İlhanlı devleti olmuştur. Bu devlet, tarihte Aleviler açısından çok önemli işler gerçekleştirmiştir.Her ne kadar Hülagu zamanında Aleviler için bazı önemli olumsuz vakalar yaşansa da (Alamut Devletinin yıkılıp yağmalanması gibi.) devletin genel tarihine baktığımızda Aleviler için çok faydalı işler gerçekleştirmişlerdir.İlk olarak İlhanlılar, Alevilerin ve 12 imamlardan 7 tanesinin katili olan Abbasi devletini yıkmış ve Abbasoğulları’nın kökünü kazımıştır.
Özellikle son Abbasi halifesinin başına gelen akıbet zalimlerin sonu anlamında büyük bir ibretlik vakadır. Kendisine sürekli olarak kafir diyen halifeye Hülagu Han ilk önce ”Sen bize kafir dersin bizde sana fasık.Unutma ki doğu da batı da elimizdedir ve bizden kaçacak hiçbir yerin yoktur”diyereke çok anlamlı bir mesaj verir ve daha sonra yakalanan son halifeyi bir torbanın içerisine koydurarak atlarının altında ezdirir. Bu olay Aleviler arasında bir memnuniyetlik yaratır ve zamanla İlhanlı saraylarında Alevi-Batini alimler yer alır.Devletin 4. hükümdarı olan Olcayto Han zamanındaysa Caferilik devletin resmi inancı olur ve 12 imamlar adına hutbeler okunup para bastırılır ve böylece Aleviler için bir altın çağ dönemi başlar.İlhanlı da oluşmaya başlayan bu Alevi-Moğol yakınlaşması, İlhanlı’nın ardılı diyebileceğimiz Timur imparatorluğunda çok net olarak gösterir. Bizler her ne kadar Timur’u Anadolu da ”Fetret!” devrine sebep olan kişi olarak bilsekte aslında o, tarihin gördüğü en büyük Alevi hükümdarıdır. O Timur ki Alevilere nerdeyse hep ölüm yağdırmış olan nice koyu Sünni devlete ecel olmuş kişidir. Altın Orda, Osmanlı ve Memluklar onun korkusundan inim inim inlemiş ve zamanla da yıpranarak yıkılmışlardır.
Şam’da Muaviye’ yle Yezid’in mezarını yıktırmış ve kemiklerini de yaktırarak denize atmıştır. Hz.Zeynep ananın mezarını yaptırmış ve onun korkusundan artık hiçbir Sünni açıktan açığa Muaviye’ ye hürmet edememiştir. Yaptığı fetihlerle Alevilere yeni yerleşim alanları açmış ve Alevilerin bereketli topraklara yani ovalara rahatça yerleşebilmelerini sağlamıştır.
Özellikle bugün Çukurova’da, Hama’da, Humus’da ve Halep’te yaşayan Arap Alevileri bunu Timur a borçludur. Bu yüzden de Arap Alevileri her namazlarında (kendilerine has bir cem yapısıdır aslında) onu rahmetle anarlar. Timur un bir diğer özelliği de Safevi Devletinin kuruluşunun temellerini atmasıdır çünkü Şah İsmail hazretlerinin dedesi Şeyh Safiyüddin, Timur’ un kendisine gösterdiği hürmet ve nezaketle Erdebil’deki en güçlü derviş konumuna gelmiş ve etkisini Anadolu ya kadar yaymıştır. Bu etkiyle de Şeyh Cüneyt ve Şeyh Haydar Anodolu’da çok rahat taraftar toplayabilmiştir. Timur, bilim ve sanat hayatınaysa birçok alim kazandırmıştır.Çünkü o sert yapısının yanında bilime,alimlere ve sanatçılara düşkün özelliği de vardır. Hiçbir bilgini,sanatçıyı inancından ötürü dışlamamış ve hepsini koruyup kollamıştır. Sadece Muaviye ve Yezide açıktan destek veren İslam alimlerine karşı çok sert olmuş ve onları idam ettirmiştir.
Alevi-Moğol kültür kaynaşmasının son örneğiniyse Babür İmparatorluğu olmuştur. Şah İsmail hazretlerinin büyük yardımları sayesinde Cihanşah, Hindistan’ da hakimiyet kurmuş ve Babür İmparatorluğu’nu ilan etmiştir.Daha sonraları Şah İsmail’ le birlikte o dönem Osmanlıyla beraber Kızılbaşların baş düşmanı olan Özbek Şeybani Hanlığını yıkmış ve Hindistan a büyük bir huzur ve hoşgörü ortamı getirmiştir. Babürlüler Hindistan’da dünyanın 7 harikasından biri olan Tac Mahal’ ı yaptırarak hem Hindistan ‘da hem de dünyada o zamana kadar eşi benzeri görülmemiş bir eser meydana getirmişlerdir. İşte Moğolların biz Alevilerle olan tarihsel ilişkileri genel hatlarıyla bu şekilde olmuştur. Şimdi kim barbar kim değil karar sizin. Bugün Cumhurbaşkanlığı forsunda bizlerle hiçbir alakası olmayan Altın Orda devleti yer edinirken buralara hükmetmiş ve yerleşmiş olan İlhanlılar bulunmamaktadır. Eğer konu Moğolluksa Alın Orda da Moğol ama Altın Orda’ nın resmi inancı Hanefilik İlhanlıların kiyse Caferilik. Artık neden İlhanlıların forsta yer edinmediğini siz düşünün!!
Tarih derin bir derya misalidir. Anlaşılması zor ve güç bir yapıdır ancak eğer onu zamanında hakkıyla kavrarsanız size büyük bir direnç,azim ve tecrübe verir. Böylece sizin geçmişte yapılan yanlışlara tekrardan düşmenize engel olur. Zorluklar karşısında size çıkış yolu gösterir ve en önemlisi de bir özgüven aşılar size. Tarihin bu yapısı nedeniyle insanların geçmişlerini iyi algılayıp kavramaları gerekir.
Özellikle Dersimliler gibi son 1000 yıllık sürecini hep baskı ve sürgünlerle yaşamış insanlar, buna daha büyük biz özen göstermelidirler. Çünkü sistemin büyük asimilasyon çarkları karşısında tutunabilecekleri en önemli dallardan biri BİLİMSEL TARİH BİLİNCİDİR.
NOT: Bugün Hazara,Kaçar ve Karaçay gibi çeşitli Moğol asıllı boylar Türkiye’de, İran’da, Afganistan ve Pakistan’da Alevi, Şii inancıyla yaşamaya devam etmektedir.
DersimliZaza
11/06/2015 at 15:05
peki Dersimde Moğol kökenliler varmıdır ozellıkle Ilhanlılardan belkı gelip Dersime yerleşmiştir olabilir bunlar
Ali Aksüt
18/06/2015 at 06:43
Katılıyorum. Siz kendinizi benim anlattığım şekilde görün diyen zihniyetin tarihi ile yozlaştık.Kendi tarihçilerimize ihtiyacımız var. Egemenler tarihi kendilerine göre yazarlar, unutmamalı. Bunun Face gibi değişik internet ortamlarında paylaşılmasın iyi olur.Teşekkürler.
Tayfun Bilici
20/06/2015 at 20:18
Dersim’de var olup olmadıklarını bilmiyorum.Genelde Çorum,Eskişehir taraflarında varlar.
Usaro Newe
12/07/2015 at 18:58
Kendizi ararken, kendinize daha fazla zarar veriyorsunuz. Aleviliği işlemek isterken, Alevilerin birliğine zarar veriyorsunuz. Zaten tarihten beri baskılar sonucu yıpranan bu birliğe bir de siz kendiniz darbe vuruyorsunuz. Alevilerin var olan birer parçalarına saldırıyorsunuz.
Alevilik bir birliktir, kendine özgü bir dindir. Aleviler yaşadıkları bölgelere tabii olarak gösterdikleri uyumlar sonucu yer yer değişiklikler gösterirler. Yine de bu yüzeysel değişikliklerin altında sağlam bir kader birliği, kültür birliği vardır.
Usaro Newe