Alevilik
Türkiye’deki Alevilerde IŞİD tedirginliği
Türkiye’deki Alevi derneklerinin tedirginliği Suruç, Ankara, Beyrut ve son olarak Paris katliamının ardından artmış durumda.
Emniyet’in ‘Kurumlarınıza yönelik IŞİD saldırısı olabilir’ tebligatı göndermesi nedeniyle tedirginlik artarken, Alevi kuruluşları bu uyarıya da şüpheyle yaklaşıyor
Emniyet yetkililerinin “Son olaylar neticesinde derneğinize terör saldırısı olabilir. Şüpheli şahısları bildirin” şeklindeki yazısının amacına ulaştığını söyleyen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan, Alevi kurumlarının tedirginlik hissetmeye başladıklarını ve etkinliklerine katılımın büyük ölçüde düştüğünü belirtti.
Uyarı sonrası herhangi bir güvenlik önlemi sağlanmadığını, kendilerine sadece bilgilendirme yapıldığını söyleyen Kaplan, Emniyet yetkililerinin ‘istihbarat yok, tedbirli olmak için böyle davranalım’ dediklerini aktardı. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Baki Düzgün ise Emniyetin, federasyona yönelik saldırı istihbaratı alındığına dair bilgi verdiğini kaydetti. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile görüştüklerini söyleyen Düzgün, “Adresimize dönük bir istihbaratın olduğunu, güvenlik anlamında dikkat etmemiz gerektiğini söylediler, aynı zamanda tehlikeli bir şey hissettiğimizde bildirmemizi istediler” dedi.
‘ŞÜPHELİ KİŞİLER GELİYOR’
Emniyet’in yazısının ardından şüpheli bir durumla karşılaşıp karşılaşmadıkları sorusunu yanıtlayan Kaplan, yakın zamanda derneğe gelen bir kişi ile ilgili şunları anlattı:
“İki günde, üç günde bir şüpheli şahıslar bize gelir. En son bir şahıs geldi. ‘Nerelisiniz’ dedim, ‘Samandağlıyım’ dedi. ‘Vakıflı Köyü var orada, Ermeni köyü. Denizin kenarında çok güzel bir köy, plajı da çok güzel’ dedim. ‘Başkanım, doğru diyorsun. Çok güzel plajı var Vakıflı köyünün’ dedi. Vakıflı köyü dağda, yamaçta. Denizle alakası yok.”
Binada güvenlik kameraları bulunduğunu, daha önce açık olan kapıları tebligatın ardından kapalı tutmaya başladıklarını anlatan Kaplan, “Zil çalınca ancak gidip açıyoruz bakarak. Basit tedbirler. Kendimiz evlerimize giderken aynı saatte gitmiyoruz. Farklı yolları kullanıyoruz. Sürekli bir arkadaş binanın girişlerinde, değişik zamanlarda dolaşıyor” dedi. Kaplan, yönetim kurulunda görüştükten sonra Emniyet’ten tedbir isteyip istemeyeceklerine karar vereceklerini söyledi.
‘ETKİNLİKLERE KATILIM DÜŞTÜ’
Suruç katliamı sonrasında IŞİD’in saldırılarının kitlesel eylemlerin olduğu noktalara yöneleceğini düşündüklerini, bu nedenle azami dikkat gösterdiklerini kaydeden Kaplan, uyarı yazısının ardından yaptıkları etkinliklere katılımın yarı yarıya düştüğünü aktardı. İnsanlara neden gelmediklerini sorduklarında “Saldırı olmasından korkuyorum” yanıtı aldıklarını söyleyen Kaplan, Maraş katliamı anmasını programlamak üzere diğer örgütlerle yapılan toplantıda ‘Temsilcilerle katılalım’ önerisi geldiğini anlattı. Kaplan, olası bir saldırı ihtimali nedeniyle getirilen bu öneriye rağmen miting için başvuru yapılacağını da sözlerine ekledi.
Uyarı yazısının Alevi örgütlerini tedirgin etme amacı da taşıyor olabileceğini savunan Kaplan, “Eğer bize yapılan tebligatın amacı Alevileri alandan çekmekse, başarıya ulaştı diye düşünüyorum ben” ifadelerini kullandı.
‘KORKU YOK DİYEMEM’
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün de sadece Emniyet’in tebligatı sonrası değil, Ortadoğu’da yaşananların genel olarak kendilerini tedirgin ettiğini söyledi. “Kafa kesmeler, kadınlara tecavüz etmeler, kadınları satmalar, canlı bombalar… Bunların hepsini hesaba kattığınızda, korku yoktur ya da tedirginlik yoktur demek doğru değil” ifadelerini kullanan Düzgün, her şeye rağmen Alevilerin etkinliklere katılmaya devam ettiklerini söyledi.
Her kriz anından Alevilerin sürgün, katliam gibi tehditlerle karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Düzgün, bu durumun esas sorun olduğunu belirtti ve “Aleviler yaşam olarak, inanç olarak, değerleri olarak bugünkü yöneticilerden farklı oldukları için bu tür sıkıntılar yaşıyorlar. Kardeşlik ve eşit yurttaşlık talep eden bir kurumuz biz” dedi.
‘BİR İNANÇ ÖRGÜTÜ NASIL ÖNLEM ALABİLİR?’
Baki Düzgün uyarı yazısının ardından şüpheli durumlarla karşılaştıklarını belirterek, seyahatleri sırasında takip edildiklerine dair izlenimleri olduğunu söyledi. Tebligatın ardından Emniyet’in güvenlik önlemi alıp almadığı sorusunu yanıtlayan Düzgün “Benim şahsıma dönük bir koruma verelim diye söylemişlerdi. Ben de kabul etmedim. Onun dışında özel bir şey yok. Biraz daha hassas davranıyoruz. Derneklerimize giriş çıkışları kontrol ediyoruz. Tanımadığımız insanlara karşı daha dikkatli arkadaşlar. Onun dışında bir şey yok. Biz sonuçta sivil toplum örgütü, inanç örgütüyüz. Bir inanç örgütü ne yapabilir bununla ilgili?” dedi.
Elif Örnek / Sputnik News