Alevilik
Maraş Maraş derler, bu nasıl Maraş?
19/26 aralık 1978 Maraş Alevi Katliamı… CİA’nın hazırlayıp, MİT ve MHP’nin uygulamaya soktuğu, 12 Eylül Askeri Darbesi’ne yol açacak kadar kapsamlı bir katliam…
Ali BULUT
Yakın tarihimize “Maraş Olayları” diye geçen olaylar; 19 Aralık 1979 günü başladı. Sağ-Sol olayları diye başlayan olaylar daha sonra “Alevi Katliamı”na dönüştü.
Maraş kelimenin tam anlamıyla, “Al kanlar içinde kaldı.” Olaylar bir hafta devam etti.
Resmi tesbitlere göre; 121 gayri resmi saptamalara göre ise; 500’ü aşkın kişinin katledildiği yazıldı, çizildi.
Olaylar; 19 Aralık 1979 günü Maraş’ta Çiçek sinemasında “Güneş Ne Zaman Doğacak” filminin oynatılması sırasında sinemanın bombalanması ile başlar. Bombayı attığı sanılan gurup CHP İl binasını, TÖB-DER, POL-DER gibi binalara saldırır. Olaylar büyür.
İki devrimci öğretmen olaylarda öldürülür.
O sırada hükümette CHP vardır. Başbakan Bülent Ecevit’tir.
Olaylar bastırılamaz.
İki sol görüşlü öğretmenin ertesi gün cenazesi kaldırılırken;
“Müslüman Türkiye”,
“Milliyetçi Türkiye”,
“Allah İçin Cihat”,
“Maraş Alevilere Mezar Olacak”,
“Komünist Asker”
Diyen kışkırtılmış kalabalık, öğretmenlerin cenazesini camiye sokmak istemez ve Alevi bilinen, CHP’li bilinen, solcu bilinen dernek binaları, sendika binaları, işyerleri, evler, mahalleler tahrip edilmeye başlanır.
Hükümet yetkilileri, bakanlar, hatta İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı Maraş’a giremez.
Saldırı aralıksız bir hafta sürer.
Maraş kan ağlar.
Olaylar ancak 17 ilde sıkıyönetim ilan edilerek engellenir.
Yakalanan suçlular hapsedilir. Yüzlerce ev talan edilir, yakılır, yıkılır.
Sağ kurtulan Aleviler hemen şehri terk eder. Şehirde büyük göç başlar.
Adana’da başlayan yargılamalarda 804 kişi hakkında dava açılır.
Dava 1991’de yani 12 yıl sonra karar aşamasına gelir.
Verilen karar ile; 29 kişi idama, 7 kişi müebbete, 321 kişi 1 ile 24 yıl arasında ceza alır.
Ardından dosyayı Yargıtay bozar. İdamlar uygulanmaz.
1991’de çıkan Terörle Mücadele Kanunu sonucu tüm tutuklular serbest bırakılır.
Hatta idamla yargılanan sanıklardan biri ilk seçimlerde TBMM’de Kahramanmaraş milletvekili bile olur.
Yani ölen öldüğüyle kalır. Yaralanan, evleri yakılan yıkılan, sakat kalanlar ise uğradıkları bu haksızlıklarla başbaşa kalır.
Her nedense Maraş ilinin adı 12 Eylül Cunta yönetimi tarafından değiştirilerek “Kahramanmaraş” olur. Nasıl bir “kahramanlık” ise….
3 GÖRGÜ TANIĞI ve MAĞDURLARIN ANLATIMI…
“Ellerinde mavzer, makinalı tüfekler vardı. Kadınlarımızın memeleri kesildi. Altı aylık çocuğumuza kurşun sıkıldı. Kolları kesildi, kafaları ezildi. Kadınlarımızın hem ölüsüne hakaret ettiler, hem dirisine. Kocasının yanında yaptılar.
Kocası :
“Allah’tan korkun.” deyince… Kocasını çektiler, öldürdüler. Ardından kadını öldürdüler. 20 yaşındaki bir babayı oğluyla birlikte öldürdüler. Gözlerine şiş soktular insanların. Seyrantepe’de Keşan’lı (…) ün karısının ırzına geçip, kurşuna dizdiler. Daha sonra külotunu çıkarıp sokağa attılar. Kalaycı Şah İsmail’e de baltayla vurup, beynini parçaladılar.” (Ali Usta)
“Başlarında muhtar Mehmet Yemşen’in olduğu grup “Komünistler Moskova’ya”, “Komünistlere, Alevilere ölüm” diye bağırarak evimize doğru geliyordu. Arkalarında plakasız bir komyon vardı. Bu komyondan aldıkları benzinle evleri yakıyorlardı. Evlerinden aldıkları kıymetli eşyaları da bu komyona koyuyorlardı. Oğlum Ali (14 yaşında) ile kaçmaya başladık. Ali’yi yakaladılar, ben kaçtım. Öğleden sonra oğlumu aramaya başladım. Tüm aramalarıma rağmen bulamadım. Askerlere sığındım. Olaydan dört gün sonra cesedini Dilber Yılmaz’ın evinin bodrum katında bulunan bir kazan içinde yakılmış bir durumda buldum.” (Döne Taş)
İsmail Topçu da ifadesinde şunları diyor:
“Bir Alevi evini ateşe verdiler. Bir genç kadın pencereden atlayıp kaçtı. İçeride üç çocuk alevler arasında uyurken kül olup gittiler.
Sonra “Allah, Allah” naralariyle bir Sünni evine saldırdılar. Bir evde iki Alevi saklanıyormuş. Önce Sünni olan ev sahibini dışarı çıkardılar. Ona “Evinde Alevi saklamışsın” dediler. O inkar etti. Bunun üzerine evi aradılar. Bodrum’da saklanan iki Alevi’yi bulup getirdiler. Önce Sünni’yi öldürdüler. Sonra da Alevileri otomatik silahla tarayıp öldürdüler.”
Yüzlerce dosya içerisinde olan ifadelerden size üç tanesini yazdım.
Bu ifadeler, Adana/Sıkıyönetim Mahkemesi Maraş Olayları Davası’nın gerekçeli kararından alınmadır. İnsanın daha fazlasını okumaya adeta içi elvermiyor. O denli içler acısı bir durum yaşanmış ki, anlatabilmek olası değil.
Bilmem daha fazla bir şey anlatmaya gerek var mı?
Maraş Olayları üstünden tam 39 yıl geçti.
O yıl doğan çocuklar bugün 39 yaşında oldu.
O gün, 18 – 20 yaşındaki gençler bugün 59 yaşlarında bulunuyorlar.
Bu nedenle hiç bilmeyen ve unutanlara Aralık ayı Maraş Olaylarının 39. senesi devriyesi nedeni ile bir anımsatma gereği duydum.
Bu türkü sözlerinin devamı şöyledir :
“Maraş, Maraş derler, bu nasıl Maraş?
Al kanlar içinde can veren kardaş…”
BUNDAN 39 YIL ÖNCE, MARAŞ’TA İNSANLIK DIŞI BİR ŞEKİLDE KATLEDİLEN CANLARI SAYGIYLA ANIYOR, OLAYLARIN PİLANLAYICISI KARANLIK GÜÇLERİ VE MAŞALARINI LANETLİYORUM…
Er veya geç kanlı Maraş Dosyası yeniden açılmalıdır.