Alevilik
'Ahmet Dedeniz' hiç gitmedi ki 'hoş gelsin'
Ortada çok açık ve net olan bir haksızlık, adaletsizlik, hukuksuzluk var.
Sivas Katliamı insanlık tarihinde kara bir leke olarak yazıldı. Katliamı azmettirenler ve yapanlar insanlığın ortak vicdanında ve adaletin tapınağında çoktan mahkûm oldular.
Bizler elbette ki bu acının bütün yükünü sırtlar, ağırlığına omuz verir ve ebedi yasını tutarız. Çünkü adaletin terazisini insanlığın onurunu koruma ve haktan gayrı taraf olmama yönünde kullanmayı vicdani bir yükümlülük olarak biliriz ve bundan da zerre kadar şaşmayız. Fakat belirtmek isteriz ki 27 yıldır devam etmekte olan yargılama süreci Sivas Katliamı’nın mesuliyetini yananlara yıkma ve katilleri ‘mağdur’ göstermekten öteye geçmiyor.
Bu da katliamı meşrulaştırma, sorumlularını aklama ve hatta katilleri affederek, yurtdışına kaçırarak veya görmezlikten gelinerek insanlığına karşı suç işleyenleri ‘masum’ gösterme çabaları ile sonuçlanmaktadır.
İnfaz hukuku, hükümlü ve tutukluların yaşam haklarını ve insanlık onurlarını korumayı temel ilke olarak belirler. Sağlık sorunları nedeniyle adli tıp raporu ile kesinleşmiş yaşamsal tehlike içinde olan hükümlüler yönünden af talebi de bir haktır. Ancak, bu hakkın ayrımsız ve tarafsız bir şekilde aynı durumda olan tüm tutuklu ve hükümlüler için eşitlik ilkesine dayalı bir biçimde kullanılması gerekir. Hukuk, adalet, vicdan ve insanlık tarihi ateşin buluşundan önce de bunu söyler; tekerleğin icadından sonra da böyle işledi.
Sivas Katliamı sanıklarından Ahmet Turan KILIÇ hakkında yedi emniyet görevlisinin tanıklığı, video ve bant kayıtları bulunmasına rağmen sağlık gerekçesiyle Cumhurbaşkanı tarafından affedilmesi ve serbest bırakılması adalet duygusu ve vicdanı olan hiçbir insan tarafından kabul görmez. Ve bu af kararı toplumun adalete olan güvencesini derinden sarsar, ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi daha da derinleştirir.
Unutulmamalıdır ki, af kurumu aynı zamanda toplumsal barışın sağlanması amacını taşır. Fakat cezaevlerinde ağır hastalığı adli tıp raporu ile belirlenmiş yüzlerce hasta tutuklu ve hükümlü varken; insanlığa karşı suç işlediği açık ve net olan bir katliam sanığının affedilmesi hangi toplumsal barışa katkı sunabilir. Tersine, günlerdir yapılan basın açıklamaları ve gelen tepkilere bakıldığında bu kararın toplumsal barışı zedelediği ve adalet duygusunun yaraladığı açık ve net bir şekilde bütün delilleri ortadadır.
Ortada çok açık ve net olan bir haksızlık, adaletsizlik, hukuksuzluk var. Bu yeryüzünde kötülüğün de kendisini iyilik kadar yeniden ürettiği aşikar olmak birlikte ‘düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız’ diyen Pirimiz Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin Yolunu süren bizler adaletin terazisinden zerre kadar şaşmayacağımızı beyan ederiz.
HÜNKAR HACI BEKTAŞ VELİ VAKFI