Dersim
Barajlarla tahrip edilen Peri Vadisi'nde bu kez maden ocakları açılacak!
HES projeleriyle ekosistemi bozulan Peri Çayı ve Peri Vadisi bu kez madenlerle yok edilmek isteniyor.
Peri Vadisi’nde, Peri Çayı boyunca Dersim’den başlayıp Elazığ Karakoçan ilçesi ile Bingöl’ün Kiğı, Adaklı, Yayladere ve Yedisu ilçelerini kapsayan bölgede 9 tane Hidroelektrik Santrali (HES) bulunuyor. Bu barajların çoğunluğu AKP hükümeti döneminde aldıkları ihalelerle dikkat çeken Limak, Cengiz ve Özaltın firmaları tarafından yapıldı. Barajlarla sesi kısılan Peri Suyu’nun, maden aramasıyla tamamen yok olabileceği belirtiliyor. Vadi, dağ keçilerinin yoğun olarak yaşadığı bir bölge ve sık sık kaçak avcılık nedeniyle vurulan yaban keçileriyle gündeme geliyor.
Kiğı, Karakoçan, Adaklı, Yayladere, Yedisu ilçeleri Sosyal Yardımlaşma Kalkındırma ve Kültürleşme Derneği (KAYY-DER) ve Kiğı Dernekleri Platformu, Bingöl’de vadide yapılacak maden aramasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Bingöl Metal Madencilik A.Ş.’nin, Kiğı Eskikavak Köyü civarında maden arama talebi olduğunu fakat açılan dava sonucunda vazgeçildiği hatırlatılan açıklamada, aynı firmanın bu kez ÇED raporu hazırlatıp çalışma alanını daha da büyüttüğüne dikkat çekildi.
Peri Vadisi üzerinde kurulması planlanan ‘Kurşun, Çinko, Gümüş Madeni’ ile ilgili 25 Haziran Cuma günü saat 11:00’da Kiğı Halk Eğitim Salonunda ÇED bilgilendirme toplantısı yapılacak.
Kiğı-Karakoçan-Adaklı-Yayladere-Yedisu İlçeleri Sosyal Yardımlaşma Kalkındırma ve Kültür Derneği (KAYY-DER), toplantı öncesi yaptığı açıklamada, Peri Suyu üzerinde madencilik faaliyetlerinin yürütülmesinin bölgeye büyük zararlar vereceğini bildirdi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Kiğı Eskikavak Köyü civarında 2018 yılında Bingöl Metal Madencilik A.Ş.’nin, maden arama talebine, Bingöl Valiliğinin “ÇED RAPORUNA GEREK YOKTUR’ notu düşmesi sonucu, Eskikavak Köyü Derneği’nin açtığı iptal davası 2019 yılında kazanılmıştı.
Aynı firma bu kez ÇED raporu hazırlatıp çalışma alanını daha da büyüterek, Kiğı İlbey, Eskikavak, Cevizli ve Aysaklı köylerini de içine alacak alanın tamamında Kurşun, Çinko, Gümüş madeni çıkarmaya hazırlanmaktadır.
Firma bu iş ile ilgili ÇED raporunu hazırlamış, ÇED raporunun 9. maddesi gereği, yöre halkının bu konuda aydınlatılması gereğinden bahisle 25 Haziran Cuma günü saat 11:00’da Kiğı Halk Eğitim Salonunda bilgilendirme toplantısı yapacağının ilanını gazeteye vermiştir.
KAYY-DER Yönetimi olarak konudan haberdar olduğumuz andan itibaren, daha önce Kiğı’daki altyapı çalışmaları için oluşturduğumuz Kiğı Dernekleri Platformunu, özellikle muhatap köylerin dernek yöneticilerini 17 Haziran akşamı Kayy-Der’cle toplantıya davet ederek durum değerlendirmesi yaptık. Aysaklı Köyü Dernek yöneticileri toplantıya katılmamıştır.
-MADENCİLİK FAALİYETLERİ EKOSİSTEMİ OLUMSUZ ETKİLEYECEK-
Projenin gerçekleştirileceği bölgede, tarihi ve arkeolojik kalıntıların bulunduğu, endemik flora ve fauna türlerinin bulunduğu, ekosistemin tamamen etkileneceği, bölgenin orman ve mera vasfı da taşıdığı bilinen bir gerçektir. Yapılacak madencilik faaliyetleri sonucunda ağır metallerin, asit ve kimyasal maddelerin yerüstü ve yeraltı sularını ne kadar etkileyeceği tahmin edilebilir bir sonuçtur.
-YABAN HAYVANLARININ YAŞAM ALANI TAHRİP EDİLECEK-
Nesli tükenme noktasında olup, yöre halkı tarafından kutsal sayılan Çengel Boynuzlu Dağ Keçisi, Boz Ayı, Vaşak ve birçok yaban hayvanının yaşam alanı da tahrip edilecektir. Dünyanın en kaliteli ikinci balı olarak bilinen Bingöl Balı’nın kaynağı olan endemik bitki çeşitliliği yok olacaktır. Ekonomik ve politik sebeplerden dolayı geçmişte göç eden yöre halkının geri dönüş planları yaptığı, hali hazırda dönenlerin üretime ve toplumsal kalkınmaya yönelik çalışmalar yaptığı bir dönemde, böyle bir çevre katliamının yapılması coğrafyayı tamamen insansızlaştırmaktan öteye bir fayda sağlamayacaktır. Geçmişte HES’ler ve barajlar yapılırken vaat edilen, refah, zenginlik ve istihdam sözlerinin kocaman bir yalan olduğunu yaşadık ve gördük. Bu durumun, yöre halkının değil, belli çıkar gruplarının zenginleşmesi dışında bir faydası olmayacaktır.
Bizim de bir parçası olduğumuz yöre halkının, geçmişi, kökleri, anıları ve ata mezarları bu topraklardadır. Kiğı bölgesi de ülkenin kültür mirasıdır. Birilerinin para hırsı ve rant kaygısı için harcanamayacak kadar kutsaldır.
-PERİ VADİSİ’NİN KARADENİZ’DEN FARKI OLMAMALI-
Peri Vadisinin, Karadeniz’den, Rize’den, Artvin’den, Kaz Dağlarından, Muğla’dan farkı olmamalıdır. Orada maden aramalarına gösterilen direncin, yöremiz için de gösterilmesi umuduyla tüm Peri Vadisi insanını doğasını korumaya davet ediyoruz. Geleceğimizin karartılmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz yalnız değiliz. Ruhumuza yer edinmiş tabiatın gücü var. Çevreci kuruluşlar var. Barolar var. Her şeyden önce, bir olmuş ve hep bir kalacak halkımız var. Diyoruz ki; ” Doğamız atalarımızdan bize miras değil, çocuklarımızdan bize emanettir.”
Her türlü hukuki ve meşru mücadelemiz ile karşılarında dimdik duracağız. 25 Hazirandaki toplantıda yüksek sesle, bu maden arama işinin durdurulması ve izin verilmemesi için dayanışmaya çağırıyoruz.”