Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

Dersim’den Sadece Devlet mi Özür Dileyecek

Dersim 38

Dersim’den Sadece Devlet mi Özür Dileyecek

Konya da elaman arayan fabrikalar

Harput’a gelince, dümdüz bir ovadaki Elazığ bana ne kadar soğuk geldiyse, dosdoğru bir tepenin

üstündeki konya iş Harput da o kadar çekici görünmüştü. esasen düzlüklerdeki değil tepelerdeki yerleşim yerlerini severim öteden beri. Tepeler ne derece sert olursa, yerleşim yerleri bile o kadar güzelleşir benim gözümde. konya işDüzlükteki Elazığ, gitgide yayılıp büyürken; tepedeki o aynalı Harput’un nefis evlerini, bahçelerini, camilerini, türbelerini, kalesini hafif ağır kemiriyor, yok ediyordu sanki. Bu durum karşısında, Elazığ’ı, doğal çevreyi ve natürel çevrenin güzelliğini hiçe sayan, sadece sanayileşip elan hayli tıkır kazanmayı amaçlayan konya iş kapitalizmin bir simgesi; hayırlı Harput’u da, kapitalist düzenin bir kurbanı olarak görmeye başladım. İstanbul’dan Van’a giderken, geceleri yola devam etmiyor, cazibe kararınca, adi bir otel bulup orada kalıyorduk. Yediğimiz lokantaların hap etmek listesindeki bazı adların bizi azıcık şaşırttığı oluyordu. söz gelişi listede “Öğretmen Makarna”yı görünce, mesleksel bir merakla, bu yemeği istedim:

 

Au gratin yani konya selçuklu iş ilanları üstü peynirli fırında pişmiş makarna, dilbilimsel bir değişime uğrayıp “öğretmen” olmuş meğer. Alafrangalığa özenen kimi lokantalarda (zâten “lokanta” sözcüğü yeterince değerli sayılmadığından, sonundaki “t” harfi vurgulanarak, “restorant” deniliyordu artık) yemeklerin İngilizcesini çevirmek modası da başlamıştı bu arada. konya selçuklu iş ilanlarıListelerin birinde Lovely Turkish Feet yani “Nefis Türk Ayakları” adını görüp de, bunun bizim “paçanın” ingiliz ingilizcesi karşılığı olarak verildiğini anlayınca, bir kahkaha nöbetine tutulmuştuk. Bingöl’den Muş’a revan 65 kilometrelik hayli karışık şoseyi, konya selçuklu iş ilanları hendekleri, dereleri, toprak ve taş yığınlarını aşarak, yolumuzu yitirip antrakt gün gerisingeri giderek, ancak beş saatte yapınca, gülecek halimiz kalmamıştı. “Burası Muş’tur/Yolu yokuştur/Giden gelmiyor/Acep ne iştir” türküsünü, o sonsuz güzel ve fena buruk türküyü sevdiğim denli Muş’u da sevmeye hazırdım.

 

Gel-gelelim ermiş ile bana, özellikle bana- yalnızca yabancılara değil, düşmanlara bakarmış üzere bakıyorlardı orada. Pantolon değil de uzun uzun bir eteklik; uzun kollu, yakası saklı bir kat giydiğim, önlerinde sigara içmemeye dikkat ettiğim halde; konya bozkır iş ilanları sadece yadırgayarak değil, kinle bakıyorlardı. eğer İkinci dünya Savaşı yıllarında Almanya Türkiye’yi engelleme etseydi, Nazi subaylarına ben nasıl kinle bakacaksam, işte öyle bir kinle bakıyorlardı bana. sözde bir engelleme ordusunun temsilcileriydik bizler. Bu perese beni bir hayli üzdü. fakat sonradan uzun uzun düşündüm: Bizler bir bakıma bir oyalama ordusu kabil değil miydik kendi ülkemizin doğusunda? Bizler İstanbul’larda, İzmir’lerde, diğer garp illerinde az şunca rahat yaşarken; konya bozkır iş ilanlarımillet Muş’ta, doğunun çoğu kasabalarıyla kentlerinde yoksulluktan kırılmıyor muydu? Köydekiler mağaramsı yerlerde barınmak zorunda değil miydiler? Devlet, doğunun bir zaman olsun kalkınması için en bayağı bir caba göstermiş miydi? Düşündükçe, son yıllarda patlak veren kurnaz sorununun budunsal bir sorundan aşırı konuşu bir sorun olduğu kanısına vardım Ülkenin batısına yerleşen, orada tıkır kazanan, toplumda kuvvetli bir yer edinen böcü kökenli yurttaşlarımızın, “biz Kür-tüz” demek, akıllarının kenarından dahi geçmiyordu. konya bozkır iş ilanları daha evvel de itiraf ettiğim gibi, siyasi konularda az buçuk geçmiş zekâlı olduğumu biliyorum ama, böcü sorununu çözümlemenin biricik çaresinin, dağı taşı topa tasarruf etmek değil; doğuyu kalkındırmak, refaha ulaşmasını sağlamak, kurnaz yurttaşlarımıza insan üzere duymak olanağını vermektir kabilinden geliyor.

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 × 3 =

More in Dersim 38

To Top