CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün, Mecliste kurulan Dersim Komisyonu’nun son süreçteki çalışmaları hakkında kamuoyuna açıklama yaptı. İşte o açıklama…
Sevgili Dersimliler’e, Dersim 1938 başta olmak üzere tarihimizdeki tüm toplu kırımların (Koçgiri’den 1977 1 Mayıs Katliamı’na, Sivas Katliamı’ndan Gazi Katliamı ve Roboski’ye) aydınlanmasını bekleyen tüm vicdanlı insanlara gelinen aşamada TBMM Dersim Komisyonu ile ilgili aşağıdaki açıklamaları yapmam bir zorunluluk olmuştur:
1) Esasen biz Dersim Komisyonu’nu geçen yılın sonbaharında TBMM henüz açılmamışken eleştirmiş ve bazı uyarılarda bulunmuştuk. (Bkz: https://dersimnews.com/ dersim38/dersim-komisyonuna-dair-kamuoyuna-zorunlu-bir-aciklama.html ) Bu açıklamadan bu yana 9 ay geçti. Komisyon hiçbir adım atmadı. Gelinen aşamada elindeki belgeleri DTCF Tarih Bölümü’ne teslim etme hazırlığından, kurulduğu günden bu yana hiçbir kayda değer çalışma yürütmemesine; ‘bütçe yok’ bahanesine sığınarak Dersim 1938 meselesini karartma eğilimi taşımasından kamuoyunda oluşan yüksek beklentileri karşılayamamasına; 1 yıla yakın bir zamandır toplanamamasından Komisyonun kendi üyelerine dahi kapalı çalışma yöntemlerine dair bir-iki yeni kelam etme zorunluğu doğmuştur.
2) Geçen yılın sonbaharında özetle ‘Komisyonun kendine bir ‘ad’ vermesi; eylem takvimi ve yol haritası oluşturması; elinde biriken belgeleri başta üyeleri olmak üzere bilim çevrelerine, aydınlara ve en önemlisi de Dersim ve tüm Türkiye halklarına açması; tarihçi ve akademisyenlerin konuya ilgili, duyarlı ve Dersim’den yana isimlerden oluşturulması; YÖK’e sorularak işlem yapılmaması vb. zorunlulukları dile getirmiştim.
3) Komisyon bu uyarıları hiç dikkate almadı. Tayyip Erdoğan, Suriye’deki yönetimi devirmek ve ‘Şam’daki Emevi camisinde namaz kılmak’ amacına ömrünü vakfettiğinden Dersim meselesi rafa kaldırıldı. Erdoğan’ın ‘Dersim ’38 nutukları’ da istenilen etkiyi göstermediğinden Komisyon, Hükümete artık ‘gereksiz’ görünmektedir. Komisyonun 1 yıla yakın zamandır tek bir toplantı bile yapmaması yalnız başına bu tezimizi doğrulamaktadır.
4) Dersim Komisyonu’nun elinde 133 bin resmi belge; onbinlerce mağdur dilekçesi vardır. Komisyon sözde geçen yılın yaz ayında Dersim’e (Tunceli, Erzincan, Bingöl) giderek mağdurları dinleyecekti. Hiçbir yere gitmedi, tek bir mağduru dinlemedi. Gelinen yerde herhangi bir mağduru dinleme amacı da kalmamış görünüyor.
5) Komisyon bu atalete, boşvermişliğe, sorumsuzluğa gerekçe olarak ‘bütçe yok’ gibi içi boş bir mazeret sunmaktadır. Halbuki 26 aydır ÖSO teröristlerine maaş verebilmektedir. Daha vahimi Komisyon elindeki resmi belgeleri DTCF Tarih Bölümü’ne vermeyi ve oradan bir ‘Dersim Raporu’ istemeyi düşünmektedir.
6) Neden DTCF Tarih Bölümü? Bu bölümde Dersim çalışan akademisyenler ve bilim adamları mı vardır? Bu bölüm kaç tane bilimsel eser yayınlamıştır? Bölüm bünyesinde Türkiye’nin tanıdığı yetkin tarihçiler mi vardır?
7) DTCF Tarih Bölümü’ne yakından bakalım: Bu bölümde Dersim çalışmış bir akademisyen yoktur. Hocalar ağırlıkla Türk tarihi (Eski, Osmanlı öncesi, Osmanlı) çalışmaktadır. Kitap, makale, bildiri, sempozyum veya konferanslar içinde Dersim konusu geçmemektedir. 2011 yılındaki Dersim 1938 tartışmaları sürerken bölümden hiçbir olumlu çıkış görülmedi. Ermeni konusunu çalışan bir hocanın tez başlığı şu: ‘Ermenilerin Yaptığı Katliamlar.’ Ermenilik çalışan da ‘karşı’ çalışmış! Bölümde solcu ve demokrat kimliğiyle bizim bildiğimiz tek isim Kurtuluş Kayalı. Onun ise Dersimle ilgili bir eseri yok.
Hal böyleyken TBMM Dersim Komisyonu’nun elindeki 133 bin belgeyi bu bölüme teslim etmesi ne anlama geliyor? Bu bölümden Dersim’in lehine bir rapor çıkmaz. 133 bin belge incelenir; neticede Dersimlileri suçlayan bir ‘yeni rapor’ çıkar. Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey’in 1926 Raporu’na benzer 2013 tarihli bir ‘DTCF Raporu’ yayınlanır.
9) Kendisine umut bağlayarak on binlerce dilekçe veren Dersimliyi dinlemeyen; elindeki belgeleri halktan gizleyen; belge vermeyen MİT gibi kurumlara hiçbir yaptırımda bulunmayan; kendisine ‘bazı belgeleri vermeyeceğini’, ‘bazı belgeleri tasnif ettiğini’ bildiren Genelkurmay’a sessiz kalan, adı bile ‘Dersim Komisyonu’ olmayan TBMM Dilekçe Komisyonu elindeki 133 bin belgeyi DTCF Tarih Bölümü’ne vermek üzeredir. Komisyon bu mantıkla Dersim halkının sorunlarını anlayamaz; çözüm bulamaz. Sadece tıpkı Roboski Komisyonu gibi TBMM olarak ‘yeni bir hayalkırıklığı’ yaratır.
Kamuoyuna saygıyla duyururum.
(26 Mayıs 2013)