Prof. Dr. Ümit Biçer, 13 sağlam kaftası ile parçalanmış ve sayıları tespit edilemeyen kafa ve çene kemikleri bulunduğunu belirterek, “Adli Tıp incelemesi tamamlandıktan sonra, kesin insan sayısı tespit edilecek ve kemikler ailelere teslim edilecek” dedi.
Dersimnews.com – Dersim’in Hozat İlçesi Bargini (Karabakır) Köyü’nde 2 gün süren kazı çalışmalarına katılan Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer, 13 sağlam kaftası ile parçalanmış ve sayıları tespit edilemeyen kafa ve çene kemikleri bulunduğunu belirterek, “Adli Tıp incelemesi tamamlandıktan sonra, kesin insan sayısı tespit edilecek ve kemikler ailelere teslim edilecek” dedi.
Baran ve Canan ailelerinin, 1938 askeri harekatı sırasında, 24 yakınlarının kurşuna dizilerek toplu halde gömüldüğü iddialarını araştırmak üzere mahkeme kararıyla yapılan ve 2 gün süren kazılar sonunda, 13’ü sağlam olmak üzere çok sayıda çene ve kafa kemiği bulundu.
Kazıya katılan Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer, Cihan ve Baran ailelerinin avukatı Cihan Söylemez ve Baro Başkan Vekili Özgür Ulaş ile ailelerin temsilcileri bugün Tunceli Barosu’nda basın toplantısı düzenledi.
Baran ve Canan ailelerinin avukatı Cihan Söylemez, kazı ile ilgili süreci anlatarak, şöyle konuştu:
“Yapılan kazılar sonucunda 13 bütünlüklü insan kafatasına rastlandı. Bu kafataslarının bir kısmı çocuklara ait. Yine kazılarda çıkarılan parçalanmış bazı insan kafatasları ve çene kemikleri de bulundu. Kazı alanında boş kovanlar, mermiler, mermi çekirdekleri, muhtar mühürleri, küçük cep aynaları, kadınlara ait takılar, yüzükler ve bazı ev eşyalarına rastlandı. Bunlar savcılık incelemesinden sonra ailelere teslim edilecektir. Burada Dersimkatliamı ile ilgili ilk kez bir olay yeri incelemesi, yani kriminal bir inceleme yapıldı. Dolayısıyla bu bir ilktir, bunun sonuçları diğer toplu mezarların açılmasına da öncülük edecek ve yeni bir süreç başlayacak diye ümit ediyoruz. Bu bir yüzleşme davasıydı. Devletin vatandaşıyla yüzleşmesi davasıydı. Devleti, Dersim katliamı, Dersim sürgünü veDersim tertelesiyle yüzleşmeye davet ediyoruz. Bu politik bir dava değil, bu bir insanlık davasıdır. Dolayısıyla insanlığa karşı işlenmiş bir eylem söz konusu olduğundan, hep birlikte bu olayın üzerine gitmemiz ve gerçekleri ortaya koymamız gerekiyor. Bütün bunları yaparsak 77 yıl sonra da olsa ailelerin acıları bir nebze de olsa dindirilmiş olur.”
‘ATALARIMIZ KUTSAL SAYDIĞI ATEŞLE YAKILDI’
Baran ve Canan ailelerini temsilen konuşan Suat Baran, atalarının kutsal saydığı ateşle yakıldığını savunarak, “Özünde hiçbir canlının yok edilişini benimsemeyen, yerle göğün arasındaki bütün canlıların yaşam hakkına saygı duyan bir inancın, yol erenlerinin evlatlarıyız. Bizim dedelerimiz, atalarımız ateşi kutsal saydıkları için, atalarımız ateşe atılarak yakılmış ve katledilmiştir. Bargini (Karabakır) Köyü’nde atalarımız, sabah erken saatte, güneş doğduğu sırada, dualar ediyordu ki, bu sırada evlere gelen askerler atalarımızı alarak Sete Sure Mevkiine kadar götürmüştür. Atalarımız, ölüme götürüldüğü sırada bile gençler, yaşlıları sırtında taşıyarak yolculuk yapmıştır. Bizi ateşe atarak yakanlara kin duymuyoruz. Bizim tek isteğimiz, atalarımızın kemiklerinin bulunması, mezar yerlerinin tespitidir. İnancımızın gereklerini yaparak, atalarımızı mezarlara gömmekten başka bir talebimiz yoktur” dedi.
‘HAKİKATLERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONUNA İHTİYAÇ VAR’
Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer ise Türkiye’deki olayların açığa çıkarılması için hakikatları araştırma komisiyonunun mutlaka kurulması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Biçer, şöyle konuştu:
“Ortak tarihimizin, ortak katliamlarımızın, ortak ölülerimizin tarihini deşmek ve bu anlamda, bu durumlarla yüzleşmek üzere burada bulunmaktayız. Biz bu mesele ile yalnızca mağdurlar olarak değil, bunun sorumluları olarak, bu sorumlulara kol, kanat gerenler ve özellikle devlet olarak bu acılarla yüzleşmek, bir daha bu acıların yaşanmaması, bu acıların sarılması, ortak bir toplum, ortak bir kültür, ortak bir duygu birliği geliştirmek için birlikte hareket etmek durumundayız. Türkiye’de yapılması gereken ve istenen en önemli işlerden biri, samimi bir biçimde yüzleşmek. Bunun için de en önemli olan gerçek hakikatleri araştırma komisyonu kurmamıza ihtiyaç var. Ortak geleceği nasıl kurmak istediğimizi, hep birlikte tasarlayarak bu amaca yürümek, mutlaka ama mutlaka kendi suçlarımızla ve acılarımızla yüzleşmeliyiz.”
‘KEMİK VE KİŞİSEL EŞYALAR, DNA TESTİNDEN SONRA AİLELERE TESLİM EDİLECEK’
Kazıda bulunan kemik ve kişisel eşyaların incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderileceğini, DNA testine bakıldıktan sonra akrabalık ilişkisi olan kişilere teslim edileceğini ifade eden Prof. Dr. Biçer, “Adli Tıp incelemesi tamamlandıktan sonra, kesin insan sayısı tespit edilecek ve kemikler ailelere teslim edilecektir. Bu bir ilkti, bundan sonra da bu çalışmaların devamı için öncelikle barışın sağlanması ve barışın hakim olması gerekmekte. Kendi önümüze bir yol haritası çıkarmak derdindeyiz. Acıların bir nebze azalması ve teselli için diğer toplu mezarların açılması ve sonuca ulaşılması için illede barış gerekli” dedi.