Dersim 38
Şerafettin Halis’in Dersim Tezleri
23. Dönem Dersim Milletvekilimiz Serafettin Halis 3 Mayıs’ta Bochum’unda 4 Mayıs Dersim Tertelesini Anma günü vesilesiyle yapılan panelde yaptığı konuşma:
Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu (FDG) 4 Mayıs 2015 de Dersim Tertelesinde hayatını kaybeden Masumpaklar için 2 Mayıs’da Darmstadt, Hannover, 3 Mayıs’ da ise Bochum’da paneller organize etti. 4 Mayıs’da ise Köln, Stuttgart, Darmstadt, Berlin, Bochum, Hannover ve Bochum kentlerinde en merkezi ve tarihi meydanlarda anmalar ile Dersim’in Çığlığını duyurmaya çalıştı. Bochum’da yapılan panelde tarihte ilk defa Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün, 23. dönem Milletvekili Şerafettin Halis ve FDG Eşbaşkanı Nurettin Aslan aynı platformda Dersim Halkının karşısına çıktılar. Moderatörlüğü ise Ahmet Canpolat yaptı. Bu paneli önemli kılan yanlızca önemli şahsiyetleri bir platformda birleştirmesi değil ama aynı zamanda katılımcıların Dersim’in dünü, bugünü ve yarını üzerine yaptıkları cesur değerlendirmelerdi. Öncelikle Şerafettin Halis’in konuşmasından önemli pasajları iki bölün şeklinde okur ile paylaşmak istiyoruz.
Şerafettin Halis’in konuşması:
Bugün burada 77-78. yıldönümünde Dersim Soykırımında hayatını kaybeden onbinlerce insanımızı anmak için bir araya gelmiş bulunmaktayız, insanlarımızın anısı önünde saygı ile eğiliyorum. Yine aynı coğrafyada bin yıllık kardeşlik sarmalından katledilen, soykırıma uğratılan Ermenilerin önünde saygı ile eğiliyorum. Dersim acılı bir coğrafya, sorunlu bir coğrafya. Dersim’in sorunları bugün başlamıyor, çok gerilere gitmeden Bizans’dan, Osmanlı’dan Cumhuriyete devreden bir sorun olarak devam ediyor. Dersim 38 bir milad olarak kabul edilsede yıllar öncesinin katliamları var. Günümüzün sol siyasal örgütlenmeleri, kürt hareketinin güç kazandığı dönemdede Dersim sorun olmaya devam ediyor.
Dersimi sorun haline getiren şey nedir?
Bu soruya verilecek en doğru cevap şu: Bütün güçler, bütün eğemeler Dersim’e kendi ideolojik, siyasal, düşünsel ve inançsal kaftanlarını giğdirmeye çalıştılar. Ama ne Selçuklunun, ne Osmanlının, ne de Cumhuriyetin ne de kürt siyasal hareketinin giydirmek istediği bu kaftanların hiç biri Dersim’e uymadı. Dersim zoraki giydirilmek istenen bu kaftanlara “ben bu kaftanı giymiyorum. Bu elbise benim elbisem değil” diyen dersimli sorun olarak görülmeye devam ediyor. Dersim sorun değil, sorun yapanlar eğemenler. Eğemen olmaya Dersim’i niyet dahilinde dostça kucaklamak isteyen ama pratik sonuçları itibari ile boğmaya götüren bir sonuç.
Selçuklu ve Osmanlı’nın Dersim’e yöneliminin sebebi kızılbaş oluşu. Sadece Dersim değil Anadolu-Mezopotamya coğrafyasında yaşayan Alevilere yöneliktir ve bunlar yüzyıllara yayılmış soykırım olarak çıkagelir.
Biz 38’de soykırıma uğratılırken arşivler tutuldu mu?
Bence tutuldu. Milletvekilliğim döneminde bu arşivlerin açılmasına yönelik yapmış olduğum çalışmalara çok komik, traji komik cevaplar verildi. “arsiv.gov.tr girin ne varsa oradadır” dediler. Oraya baktık 4 Mayıs 1937 Bakanlar Kurulu kararı, Dersim Soykırımının uygulama fermanıdır. O güne kadar yanlız başına bakanlar kuruluna başkanlık yapan Mustafa Kemal, yanına Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ı oturtuyor. Fiilen eşbaşkanlık yapıyorlar. İmha yöntemleri, sürme yöntemleri bu genelgede amaçlandığı gibi 4 Mayıs 1937 Bakanlar Kurulu kararının altına konulan dipnot çok önemlidir. “Paraya acımaksızın insan kazanmaya (satın almaya) bakın. Nedir bu? “biz Dersimi ikna ile yola getiremedik, zorla yala geleceklere pek benzemiyorlar ancak bunlar içinden para ile satın alacağımız iç darbelerle düşürürüz” diye hesapladılar ve bu konuda da ne yazık ki başarılı oldular. Biz Dersim’i överken “ey kahraman Dersim” diye seslendik ama bu ihaneti görmek istemedik. Bunu söylerken ders çıkaralım diye hatırlatıyorum. Bugün yol yöntem arıyorsak tarihten ders çıkarmalıyız.
Dersim’i unutmamak şiarı altındayız (arka plana yansıtılan pankart kast ediliyor) Unutmak ihanettir. Unutmak tarihten ders çıkarılmasını engeller. Unutulan tarih yeniden tekerrür eder, yaşanmış acılar yeniden yaşanır, yaşanan soykırımların yeniden yaşanmasını olanaklı kılar. Unutmamak için kendi hafızamızı, toplumsal tarih hafızamızı canlı tutmak zorundayız.
Dersim Kimdir? Nereden öğreneceğiz?
Biz kimiz, kime tabiyiz? sorusunun cevabı bu güne kadar gerçek anlamda cevap bulmadı. “türküm” diyenler var, “kürdüm” diyenler var, “ermeni olabilirim” diyenler var, var da var. Hepisi doğru ama aynı zamanda hepisi de yanlış. Dersim farklı soy kökenlerinden gelenlerin bir bileşkesi. Bu bileşke içinde türkler, kürtler, ermeniler de var, Dersim’in eski yerleşik halkları var bunlar bir potada eriyorlar. Bu pota Kızılbaşlıktır. Hıristiyanlarda da merkezi oteriteye isyan etmişlerin sığındığı yerdir Dersim.
Ulus’un bir tanımı yok. Bunu ne Stalin, ne de liberal aydınlar koyabildi. Evrensel tanım olmayınca şuradan yola çıkılıyor: Her toplumsallaşma farklı yollardan geliyor, hiç bir toplum tıpa-tıp bir başkasına benzemez. Türkiye’de sol sosyalist hareketin geliştirdiği ulus teorisine bakıldığında kürtler bile ulus değildi ki ortak pazarları yoktu, daha sonra kürtler kendi özdinamikleri ve örgütlülükleri sonucu yol aldılar. Dersimliler ise Türklük ile Kürtlük arasındaki bir ikileme, bir mengeneye sıkışmak, sıkıştırılmak zorunda kaldık. Soruluyor “biz kürt değilsek türk müyüz?” yani ya kürt yada türk olmak zorunda mısınız? Bakın bu konuda uluslararası tarihçiler, araştırmacılar, sosyologlar çok ciddi araştırmalar var. Sonuç şu: “ulus dediğiniz şey, yapay fabrikasyon bir şey. Bugünkü toplumların ancak yüzde 25 ine tekabül eder. Peki diğer yüzde 75 nerede?
DEVAM EDECEK…
2. Bölümümde şunlar yer almaktadır:
- Dersim’i Özgül kılan nedir?
- Sol sosyalis hareket ve Kürt hareketinin Dersim’e yaklaşımı sağlıklı mı?
- “biyolojik aleviler” kavramı ile bir gerçeği vurgulayan ve partilerin politikalrını değiştiren Halis bu konuşmasında “günah kuşağı” kavramı ile siyasal literatüre yeni bir kavram kattı. Günah kuşağı kimdir, neler yaptı, Dersim tahribatında rolleri nelerdir?
- Nuri Dersimi kimdi, Dersim’de rolü neydi?
- Belge fetişizmi eleştirisi? Sözlü tarih?
- 1000 yıllık sözlü tarih, takvimini bir gün bile şaşırmadan nasıl günümüze taşıdı?
- Dersim ile komşularının dostlukları hangi zemine oturmalı?
- “Stokolm sendrumu” adı altında Dersim’e yapılan hakaretler?
- Osmanlı-Hilafet sendrumu nedir?
- Aleviler nerede duruyor, kendileri için neler yapıyorlar?
