Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

Güvercinleri de Vururlar

Haberler

Güvercinleri de Vururlar

Konuşuyordu, gerçekleri söylüyordu ülkesini sevdiğinden. Ülkesini karanlık değil güzelliğin diyarı olsun istiyordu Hrant.

NURETTİN ASLAN

Altı yıl öncesi nasılda akıp gitti zaman, hem çok uzun hem çok kısa. Canlı  ömrü, zamana benzer akıp gider. Ne var ki canlı olan ölür, zaman ise ölümü tatmadan akar gider. İnsan ömrü bazen çok uzun, bazen ise çok kısa olur. Tüm canlı varlıklar gibi günü gelir son bulur. Zamanın ise ömrü yoktur, uzar gider sonsuzluğa doğru.
İnsanoğlunun öyle anları vardır ki, hep zaman içindeki anları durdurmak ister. O anı yaşamak için.
19 0cak yüreği insan olanın durdurmak istediği andır. Altı yıl öncesinde Hrant vurulur bir sokağın orta yerinde. Uzun uzadıya yatar, cansız ve soğuk kaldırım taşları üzerinde.
Yaşamı durdurmak istediğim anlarım çok oldu benim. Arkama dönüp baktığımda yaşamımda nede çok akran ölümleri var benim ömrümde. 19 Ocak’ında o anlarımdan biri olduğunu bilirim.
Eğer o anları durdurma şansım olsaydı, daha çocuk kalırdım ben. Ömrüm acıya düşmez yaşlanmazdım ki ben. İçimdeki nehirlerden acı yerine kan dolanır   yaşlanmayayım diye…
Yılları aylara, ayları günlere böldüğümde acısız günüm yok gibi. Güzel insanların yitirilişi var takvim yapraklarında.
Yüreği olan insanın bana benzediğini düşünürüm. Yüreği olmayanlar ise bu acıların ortak katilleridirler.
Güzel insan gerçekçidir, gerçekleri dillendirir. Benim ülkemde ise gerçekleri söylemenin bedeli, ya ölüm ile, ya sürgün ile, ya da hapis yatarak ömrü son bulur. Yaşayanlar ise aynı akıbetin ne zaman kapılarını çalacağının tedirginliği içindedirler.
Hrant, bugün vuruldu. Bugün 19 Ocak.
Kara günün kara haberi tez duyulur. O an bedenim don’a kaldı. Söz geçiremedim kendime öylece kala kaldım olduğum yerde.
Hrant vurulmuştu…
Neydi ki Hrant’ın suçu. Neden vuruldu ki…?
Konuşuyordu, gerçekleri söylüyordu ülkesini sevdiğinden. Ülkesini karanlık değil güzelliğin diyarı olsun istiyordu Hrant.
Demişti ki, “bu ülkede güvercinleri vurmazlar”
Ama Hrant’ı vurdular 19 Ocak da.  Nasılda yanıldı Hrant. Ne kadar çok güvercine kıyıldı bu ülkede.
O an “su çatlağını buldu” diye yazmışım. Sahiden de su çatlağını bulmuştu. Hrant, tehdit edildiğini, ölümün her an yanı başında olduğunu hem yetkili makamlara, hem de kamuoyuna defalarca paylaşmıştı.
Hiç bir şey yokmuş gibi “su çatlağını bulsun” istiyorlardı yüreği kara olanlar. Adım adım planlayarak vurdular can evinde Hrant’ı. Ama korkaktılar Hrant’ın büyüklüğüne karşı.
Hem de bir çocuğu katil yapacak kadar korkak.
Hrant bugün vuruldu. Vurulduğunu duyan güvercinler yüreklerini kanatıp  bıraktılar orta yere.
Katiller ise korkak, kayboldular avına sahip çıkmayacak kadar hain.
“Kurt puslu havayı sever” derler bizim oralarda. Aydınlığı bilmeyenler çocukları kullanır, katil eder bu ülkede, ülke karanlık kalsın diye. Sonra, hepsi saklanır bir dahaki güzelliği vurmak için.
Bir çocuğa yüklenir her şey, diğerleri ise aklanır karanlığı sevenlerce. Yeni çocukları karanlığa sürükleyerek, “ülke daha kararsın” diye  yeni güvercinleri vurmaları için…
Ve adalet adına herkes temiz…
Hrant bir kez daha vuruldu can evinde. Ancak bilinmeli ki toprak ıslanır, ıslanan toprak yeşillenir, Hrant çiçek olur açar yer yüzüne.
Güzelliği sever misiniz…?
Eğer bugün hepimizin adı Hrant olursa, demek sevmişiz karanlığa inat güzelliği….
Vicdan ve cesarettir, güzelliği yaşatan karanlığı ise yok eden….

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

fourteen − six =

More in Haberler

To Top