Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

Suphi Cihan, Sen Yüreğimizdeki Aydınlıksın…

Haberler

Suphi Cihan, Sen Yüreğimizdeki Aydınlıksın…

Bu günlerde ölüm haberleri çoğalmaya başladı. Ama bazı ölümler varki insana yaşamak varken ölüm neden sorusunu sorduruyor.

Halbuki ölüm ve yaşam ikiz kardeş gibidir.Biri olmadan ötekisi olmaz.  Munzur Dağları henüz karla kaplıyken, üzerindeki o beyaz örtüyü daha henüz atmamışken  genç bir yıldız  kayıp gitti gökyüzünün o masmavi  derinliğine bir daha dönmemek üzere. Suphi Cihan Yıldız’ı sanki çocukluğundan beri tanıyormuşum gibi geldi bana. Duygularım depreşti.Yaşam varken niçin ve neden Ölümü seçtin sorusunu soramadım kendisine. Sevgili Suphi Cihan, 1990 yılında Malatya E-tipi cezaevinde tutuklu  kardeşimi ziyarete gittiğimde tutuklular arasında oynayıp bağrışan o Özgür çocuk ta sen degildin. Sen henüz doğmamıştın. Senin varlığını bana ulaşan bir e-mail  haberinden öğrenmek acı verir insana. Gözlerindeki o saf  gülümseyiş bana toprağın binlerce metre derinliğinden süzülerek yeryüzüne  ulaşan Munzur gözelerinin suyu gibi duru. Seninle karşılaşmamış olsamda çocuğum gibi sevdim seni. Sen bir elma ağacının gövdesi üzerinde budaklanan o taptaze dalsın. Meyve vermeden cekip gittin, ardından binbir soru bırakarak. Sevgili Suphi Cihan sen kuş kanadında güneş ötesi ülkelere uçtun. O genç taptaze yüreğinle ışık taşı yüreğimize, taşı ki yüreğimizdeki karanlıklar da aydınlansın.

1990 Ağustos’unda  bir tutuklu çocuğu için yazdığım bu şiiri sana adıyorum Suphi Cihan. Sen henüz doğmamış olsanda o özgür çocuk sensin.

 

Özgür Çocuk

-Bir tutuklu çocuğu Özgür’e –

 

Onaltıcı  koğuşta

                 ranzadan ranzaya koşaradım

                 tutuklu amcalarla hoşsohbet

                 yüreğinden çıkarıp kızıl karanfiller

                 dağıtıyordu birer birer…

 

Al  baba annemden sana

                 kırmızı  bir karanfil

                 elleriyle büyütüp beni

                 bıraktığın yerden mücadeleyi

                 omuzlayıp götürdü…

 

Hey amca

         ister misin bir karanfil

         al kokla

          yaşam devam ediyor dışarda

 

Babası Özgür’e

              yüreğinden  çıkarıp

              kırmızı bir balon verdi…

 

Hadi Özgür

              bırak elindeki balonu

              uçsun uçsun

              karanlıktan aydınlığa

Özgür bıraktı elindeki balonu

              demir  parmaklıklardan

              gökyüzünün o mavi boşluğuna…

Balon  uçtu

             uçtu

             düştü avlunun ortasına

Özgür  koştu

              aldı balonu

              koydu koynuna…

Ve gözleriyle

               gökyüzünün o mavi boşluğunda

               uçurtma uçurtarak

               ranzadan ranzaya koşaradım

               sen gelince baba

                                      sen gelince….

                                      o zaman uçurtacağım bu balonu

                                      gökyüzünün o sonsuz boşluğuna….

 

Hıdır Eren Çelik, Malatya Temuz 1990

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Continue Reading
You may also like...
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

19 + seventeen =

More in Haberler

To Top