Haberler
Necip Fazıl’ın Alevi Düşmanlığı
İslamcı kanadın çok övdükleri Necip Fazıl Kısakürek iflah olmaz bir Alevi Kızılbaş düşmanı olduğu ortaya çıktı.
Dersimnews.com/ÖZEL HABER – İslamcıların fikir babası Necip Fazıl aslında tam bir Alevi Kızılbaş düşmanıymış. Necip Fazıl, “Doğru Yolun Sapık Kolları “Arınma Çağında İslam” adlı eserinde Alevi Kızılbaşlara yönelik kin ve nefret dolu sözler sarf ediyor.
İşte Necip Fazıl’ın Alevi Kızılbaşlar ile ilgili incileri:
(Kısakürek, Necip Fazıl (1997): Doğru Yolun Sapık Kolları “Arınma Çağında İslam”, 11. b., İstanbul: b.d. Yayınları)Necip Fazıl “…Ruhları İslam aşkiyle dolu, en büyük üç Türk hakanından –Fatih, Birinci Selim ve İkinci Abdülhamid-in en köklü ve derin bir anlayışla mücadele ettiği, büyük çapta engellediği, fakat herşeye rağmen, tefessuh devrimizde önüne geçilemeyen ve bugün Türk nüfusunun, bilmem yüzde kaçını temsil eden Alevilik, aynen İmam-ı rabbani ölçüsüyle din ve dünya cahili ellerde, kutusunun içi boş bir etiketten ibarettir; ve ne Sünnet Ehlinin üzerine yürüyen, ne üzerine yürünülen ve ancak “hiç” kelimesiyle belirtilebilecek pasif, fakat her an ve her türlü din aleyhtarı cereyanlarca istismarı mümkün bir manzara arzetmektedir.” (Kısakürek, 1997: 77)
“…Bugüne dek din aleyhinde girişilen ve adına “Devrim” denilen davranışlarda (direkt) veya (endirekt), Türk Alevileri, kendilerinden hiçbir tepki gelmeyecek ve İslam esaslarının kıyımına seyirci kalacak bir sınıf olarak istismar ve bahane mevzuu olmuştur…” (Kısakürek, 1997: 77)
“…Kör ve habersiz bir gelenek yolundan gelen Türk Alevilerinin kültür, telkin ve temsil yoluyla fethedilmeleri lazımdır…” (Kısakürek, 1997: 77)
“…Aşksız, çilesiz, bilgisiz, hikmetsiz yobaz, saffet devrimizde ortada görünmez. O devrin Emir Buhari, Molla Fenari, Zenbilli, İbn-i Kemal, ebussuud Efendi gibi, şeriat bağı ve din hakikati, İslam ahlakı ve iman celadeti, tasavvuf zevki ve meçhule hürmet şiarı içindeki büyükler tarafından yoğurulan İslam iklimi, hemen bir devre sonra, Kanuni’nin şeyhülislamları nasb ve tayin ile getirmeye başlamasını takip ederek bozuldu ve artık hatır, gönül, korku ve menfaat fetvaları yağmaya başladı. Böylece, din hükümlerini sertlikte veya yumuşaklıkta keyfine göre mübalağa eden, yani kıvam ve ayarını bozan ham yobaz ve kaba softaya yol açıldı…” (Kısakürek, 1997: 113)
“…Ne iştir ki, Aleviler, Dürziler ve Yezidiler, Sünnilik imparatorluğu demek olan Osmanlı devletince din ve millet bahçemizden ısırgan otları gibi yolunup atılamamıştır…” (Kısakürek, 1997: 109)
AYGÜN: GERİCİLİKLE HESAPLAŞMA OLMADAN DEMOKRASİ OLMAZ
Necip Fazıl’ın Alevilerle ilgili hakaret içeren yazılarına Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün tepki gösterdi.
Aygün facebook sayfası üzerinden şunları yazdı:
“AKP’nin Kültür Bakanı, Devlet Tiyatroları’na (DT) yine ‘Necip Fazıl neden yok’ diye sormuş. Sipariş üzerine Ankara DT ‘Necip Fazıl’ın Oyunları ve Oyunlarından Replikler’ adlı gösteriyi hazırlamış. Devlet ve tiyatro eliyle ‘dinci-gerici’ yetiştirmeye çalışan AKP’nin ve tüm gericilerin öve öve bitiremediği Necip Fazıl Kısakürek kimdir? ‘Son Devrin Din Mazlumları’ adlı eserinde Dersim Katliamı’na dai…r bazı gözlemlerini aktardı diye ‘demokrat’ ve ‘özgürlükçü’ biri midir? İşte size Necip Fazıl’ın kaleminden bir-iki not: ‘Ruhları İslam aşkıyla dolu, en büyük üç Türk hakanından -Fatih, 1. Selim ve İkinci Abdulhamid’in- en köklü ve derin bir anlayışla mücadele ettiği, büyük çapta engellediği, fakat her şeye rağmen, tefessuh devrimizde önüne geçilemeyen ve bugün Türk nüfusunun bilmem yüzde kaçını temsil eden Alevilik, içi boş bir etiketten ibarettir. Her an din aleyhtarı cereyanlarca istismarı mümkün bir manzara arzetmektedir. Kör ve habersiz bir bir gelenek yolundan gelen Türk Alevilerinin kültür, telkin ve temsil yoluyla fethedilmeleri lazımdır. Ne iştir ki, Aleviler, Dürziler ve Yezidiler, Sünnilik İmparatorluğu demek olan Osmanlı’da din ve millet bahçemizden ısırgan otları gibi yolunup atılamamıştır.’ (Necip Fazıl, ‘Doğru Yolun Sapık Kolları, Arınma Çağında İslam, İstanbul b.d yayınları) Dinci-gericililerin ‘En Büyük Üstadı’ Necip Fazıl’ın düşüncelerini onun kaleminden aktardım. Dikkatle okuyun, ‘Büyük Üstadınız’ Alevilik ile ilgili ‘içi boş’, ‘İslam karşıtlarının istismarına açık’, ‘asimile edilmesi gereken’, ‘dinden ve milletten yolunması gereken (katliam yapılması gereken)’ sözlerini kullanmıştır. Demek ki ‘Üstad’ dediğiniz Necip Fazıl tam bir Alevi ve Hıristiyan düşmanı imiş. Bir kez daha söyleyelim: Türkiye’de dinci-gericilikle bir hesaplaşma olmadan insan hakları, özgürlük ve demokrasi olmaz.