Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

Sey Qaji için Verilen Emekler

Haberler

Sey Qaji için Verilen Emekler

Sey Qaji hepimize ait olan bir değerdir. Kim bu değeri yaşatmak için ne emek harcamışsa, onlara teşekkür etmek gerekir. Aksi halde hem insanların emeğine haksızlık yapılmış olunur ve hem de gelecekte, böyle çalışmalar yapacak olan insanların umutları ve şevkleri kırılır.

 

Yukarıdaki videonun 3. dakika 12. saniyesinde (03:12) konuşan, Sarıyayla Cıvraklılar Derneği Başkanı Sayın Makbule Çerimli’yi, iki farklı kulak ile dinledim. Birinci; Sey Qaji’yi bilmeyen ve tanımayan, dışarıdan bir kulak ile. Böyle dinleyince, Sayın Çerimli’nin konuşmasından şu sonuçları çıkardım.

-2003 yılında dernek kurulduktan sonra, altyapı çalışmasını yapmışlar ve görmüşler ki hem kendileri (orta kuşak) hem de son kuşak Sey Qaji’yi tanımıyormuş,

-Sadece Sey Qaji değil, Sa Heyder gibi başka şairlerimizin de varlığından haberdar olmuşlar ve Sey Qaji projesini ele almışlar,

-Ailesi de S.Q.’yi tanımıyormuş fakat aile büyükleri hatırlamaya çalışıyormuş,

-Çeşitli röportajlar, sempozyum ve panellerle, S.Q. ile ilgili bilgiler toplayarak, önce kendileri tanımışlar,

-Sonra ailesine bunu anlatmışlar ve ailesi böyle bir dedelerinin varlığından bihaber oldukları için, hayrete düşmüşler,

-Sey Qaji’nin mezarının Markasor’da olduğunu öğrenmişler ve dernek üyeleri bir gün Gemik’e pikniğe gelirlerken, burada kendi aralarında, Gemike’yi yeniden inşa edeceklerine dair bir birlerine söz vermişler,

-S.Q. ailesi dedelerinin na’şını taşıdıktan sonra, ailesinin çabası ve kendilerinin özverisiyle bu anıt mezar yapılmış.

-Tunceli Üniversitesi sempozyumunda bir akademisyen “sizin böyle bir şairiniz varsa, anayasanız da vardır” demiş ve bu kendilerini mutlu etmiş.

Şimdi bir de işin içinde olan ve bilen birisinin kulağı ile dinleyeyim ve dinlerken de Makbule Hanım’ın dediklerine karşılık beynimden geçen yanıtları sesli dile getireyim.

1-) 1988 yılında, Daimi Cengiz, Sey Qaji’nin yeğeni İ.Özmen ile (ki o zaman İ.Özmen 90 yaşındaymış) yaptığı sohbette, rahmetli İ.Özmen kendisine şöyle demiştir; Talebeler, yani devrimci gençler 1968’lerde, Dr.Sait Kırmızıtoprak’ın öncülüğünde gelip dediler ki, gel bize Sey Qaji’nin Markasor’daki mezar yerini göster, biz de onun mezarını Markasor’dan Gemike’ye taşıyalım. Ama öyle kaldı.. (Bakınız Dr.Daimi Cengiz, Sey Qaji kitabı, sayfa 116). Demek ki bu mezarı taşıma fikri 1960-70’lerde gündeme gelmiş.

2-) Sey Qaji hakkında yapılan yayınların bibliyografyası oldukça fazladır.

-Avrupa’da 1981 yılında yayınlanan Tirej dergisinin 4. Sayısındaki “Je Sey Qaji” adlı yazı,

-Musao Areyiz, Sılo Qız gibi icracıların söylediği Sey Qajiye ait olan onlarca ağıt (dijital çalışmalardır),

-Daimi Cengiz’in Sey Qaji üzerine, 1980’lerin başından başlayarak, onlarca yaşlıyla yaptığı röportajlar,

-Mustafa Düzgün’ün 1991 yılında, İsveç’te Berhem Dergisi’nin 10. Sayısında “Dersim Şairi Bava Sey Qaji” adlı yazısı ve 1992’de Berhem’den çıkardığı “Dersim Türküleri” kitabı,

– Daimi Cengiz’in 1991 ve 1993 yıllarında çıkan ve Sey Qaji, Sa Heyder ve Weliye Uşene İmami’ye ithaf edilen iki müzik albümü,

-1993 yılında Evrensel kültür dergisinde, Daimi Cengiz’in “Dizeleriyle Tarihe Tanık Dersim şairi Sey Qaji” adlı yazısı,

– 1996 yılında Ware Dergisi 8. Sayısında, Sey Qaji’nin babası Sey Weli’ye ait bir kılam ve yazı ile gene derginin 10. Sayısında “Sey Qaji’ra Qese Serestene(Mani)” adlı yazısı ile Daimi Cengiz’in çalışmaları,

– Daimi Cengiz’in, Sey Qaji’nin yeğeni ve şakirdi İ.Özmen ile yaptığı ve Ware dergisinin 1996 yılındaki 9, 10 ve 11. Sayılarında yayınlanan yazılar,

-Hüseyin Akar’ın, 1988’de yayımlanan Dersim-Civarik, İki Uçlu Yaşam ve 1999’da yayımlanan Dersim Portreleri kitabındaki çalışmalar,

– Benim 1993 yılında derlediğim ve 2005 yılında Mesut Özcan tarafından basılan Dersim Ağıtları 1 adlı kitapta yayınlanan Sey Qaji’ye ait bazı kılamlar,

– Gene benim 2007 yılında Sey Qaji’nin torunu Seydali Özmen ile Gemike’de ve 2009 yılında (Daimi Cengiz’in referansıyla) Sey Qaji’nin yeğeni Bava Khekil ile İstanbul’da yaptığım görüşmeler,

– Daimi Cengiz’in 2007 yılında başlattığı kitap çalışması ve 2009 başında Zeytinburnun’da, Civraklılar Derneği’nde yaptığı Sey Qaji toplantısı.

Tüm bu çalışmalar bu güne gelişte bir birikim oluşturmuştur.

3-) 2010 yılında Tunceli Üniversitesi’nde düzenlenen Dersim Sempozyumu’nda Dr. Daimi Cengiz, Sey Qaji’yi konu alan bir bildiri sunmuş ve S.Q’yi anlattıktan sonra Prof.Dr. Mehmet Çelik ayağa kalkarak, “diyorlar ki William Sheakspare(Sekspir) İngiltere’nin tapusudur. Ben de diyorum ki S.Q. de Dersimin tapusudur” demiştir. Yani akademik çevrelere tanıtımını da Daimi Cengiz yapmıştır.

4-) 2003 yılında Almanya’da, Dortmund Dersim İnisiyatifi’nin kurucusu olan Daimi Cengiz’in İnisiyatif’e getirdiği, ” Sey Qaji’nin mezarının taşınması ve heykelinin yapılması” önerisi, İnisiyatifçe kabul edilmiş ve karar altına alınmıştır. Ancak bu gerçekleşmemiştir. Bu fikir, Tunceli merkeze Pir Sultan Abdal’ın heykelinin dikilmesi üzerine gelişmiştir. Sayın Cengiz, Avrupa’nın birçok şehrinde Dersim İnisiyatiflerinin yaptığı gecelerde ve panellerde Sey Qaji’den maniler okumuş ve manili slaytlar sunarak şairi tanıtmıştır.

 

Sey Qaji için yapılan türbenin açılışı dua ve lokma dağıtımıyla yapıldı.

Sey Qaji için yapılan türbenin açılışı dua ve lokma dağıtımıyla yapıldı.

Bu liste uzatılabilir.. Sadece şunu göstermeye çalıştım; Gemike’den onlarca km. uzaklıktaki Gömemiş ve Kortasure Köylerindeki ben Mehmet Yıldırım bile henüz 17 yaşımdayken, kendi çevremden duyduklarım ile Sey Qaji hakkında oldukça malumat sahibiydim. Daimi Cengiz ise 12 Eylül döneminden başlayarak bu şairimiz hakkında araştırma yapmıştır. Dersim’in kültürüne duyarlı olan bir insanın, Sey Qaji’den bihaber olması mümkün mü? Gene Sey Qaji’nin ailesinden hayatta olmayan İ.Özmen, Bava Khekil ve hayatta olan Seydali Özmen, şair hakkında oldukça detaylı bilgi sahibiydiler. Makbule hanım veya Civrak Derneği çevresinden bazı kişiler bu şairimizden çok geç haberdar olmuş olabilirler. Bunu yadırgamıyoruz. Ama kendilerinin haberdar olmasında, yukarıda saydığımız çalışmaların büyük katkısı olmuştur. Bunları özetle zikretmesini arzu ederdim.

Daimi Cengiz, başından beri kitap çalışmasından bir TL almayacağını ve bunu Sey Qaji için yapılacak olan çalışmalara bağışlayacağını söylemişti. Kendisiyle bu yazıyı yazarken görüşüp şu ana kadar, anıt mezar çalışmasına ne kadar katkı sunduğunu sordum. Bana verdiği yanıtta şimdiye kadar, kitap satışından elde ettiği ve Türbe yapımı için verdiği tutarın 5.000 Euro olduğunu, bunun dışında kitap yayıncısından 2.200 Euro geldiğini ve bunların haricinde S.Q. ailesince de ufak miktarda kitap satışları olduğunu söyledi. Makbule hanımın bu maddi emeği ve katkıyı zikretmesini beklerdim. Daimi Cengiz kitap gelirinden bir kuruş almamış, telif hakkını kabul etmemiştir.

Kaldı ki, Sayın Cengiz’in, 20-30 yıl önce derlemiş olduğu ve değeri asla para ile ölçülemeyen birçok mani-kılam-ağıtı bir kitapta toplaması, dilimiz ve kültürümüz açısından çok büyük bir hizmettir. Şayet bu çalışma(lar) olmasaydı, inanın Sey Qaji de diğer kaybolan onlarca şairimiz gibi unutulup gidecekti. Makbule hanımın, bu çalışmaya bir teşekkürde bulunmasını beklerdim.

İki yıldır anıt mezar yapılması için Sey Qaji ailesiyle Sayın Daimi Cengiz’in yaptığı her görüşmeye tanığım. Daimi Hoca İstanbul’da bir mimara anıt mezarın projesini çizdirtti. İç dizaynı, kapı kenarlarına yazılacak manileri ve figürleri bile kendisi belirledi. Bu çizim-tasarım projesini S.Q’nin torunları Cemal ve Aslan Beye sundu ve kendileri de kabul ettiler. İşin yapımı için abim Mustafa ile görüşüldü. Abim iyi taş ve usta bulmak için Mardin’e gitti. Çıkardığı fiyat yüksek bulununca işi yapmaktan vazgeçti. İşi başka ustalar üstlendi ve ortaya bu gün ki eser çıktı. Sonuç olarak, anıt mezar, sayın Cengiz’in çizdirdiği şekle tam uygun yapılmamış olsa da, o çerçevede ve ona yakın bir şey yapıldı. Bunlardan Makbule hanımın haberdar olduğunu sanıyorum. Bir teşekkürü çok mu gördü Daimi Cengiz’e!

 

Sonuç; Sey Qaji hepimize ait olan bir değerdir. Kim bu değeri yaşatmak için ne emek harcamışsa, onlara teşekkür etmek gerekir. Aksi halde hem insanların emeğine haksızlık yapılmış olunur ve hem de gelecekte, böyle çalışmalar yapacak olan insanların umutları ve şevkleri kırılır. Biz, kitabın basım masraflarını üstlenen, türbe yapımı ve açılışında büyük özveride bulunan Sey Qaji’nin torunlarına, başta Cemal beye, minnet duyuyoruz. Onların bu hizmeti, halkımıza yapılan bir hizmettir. İsteriz ki Civrak Derneği de bu hizmetleri yapanları layıkıyla yad etsin. Ben türbe açılışında canlı yayın yapan TV10 spikerinin yanındaydım. Kendisi de Civraklı olan spikerin, Daimi Cengiz’i çağırıp röportaj yapmamasını yadırgadım. Spiker yapmadıysa bile Makbule hanım Daimi hocayı canlı yayına çağırmalıydı. Kaldı ki bu canlı yayın için Cemal bey tarafından 2.000 tl verildiğini duydum. S.Q. hakkında konuşacak olanların başında Sayın Cengiz gelir. Bu nedenle sitemimiz, emeğe olan saygımızdandır. Gelecekte daha güzel projelerde beraberce üretmek dileğiyle…

Mehmet Yıldırım (Gomemis.com)

Sosyal medyada paylaşın
        
   
2 Comments

2 Comments

  1. mamekiye

    13/08/2013 at 13:01

    herşseyi kürtlere yaranma üzerine kurgulamaya başlarsa insanlar ortaya böyle tuhaflıklar çıkar. makbule hanımın da kürtlerin gözune girme kaygısı olduğuna göre!…

  2. Mehmet Yıldırım

    14/08/2013 at 21:27

    Yukarıdaki yazıda bir iki düzeltme yapmam gerekiyor; 1- Yayıncı’dan gelen 2200 Tl’dir , Euro değil. Hüseyin Akar’ın kitabı 1988’de değil, 1998’de basıldı. Wes u war bımane.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

twenty + 10 =

More in Haberler

To Top