Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

Hoca Efendilerin Projesi Kardeşilik Getirmez!

Haberler

Hoca Efendilerin Projesi Kardeşilik Getirmez!

Hoca efendilerin yapay, ekonomik ve siyasi çıkarlara dayalı bu projenin ilk meyvesi Alevilere biber gazı cop ve işkence olarak dönmüştür.

Av. Mehmet Tural –  Şahkulu Sultan Dergahı ‏Vakfı  Başkanı

İki hocaefendinin yıllardır dillendirdikleri ancak Ankara Tuzluçayırda geçen hafta temelleri atılarak hayata geçirilmeye çalışılan bu sinsi projenin neyi amaçladığını iyi irdelemek,ve öngörülenleri iyi değerlendirmek gerekir.

Doğru bir tahlil yapabilmek için proje mimarları iki hoca efendinin, Aleviler ve Alevilik hakkındaki görüş ve düşüncelerine kısaca göz atalım.

Ülkemizi hatta dünyayayı düzenlemeyi hedefleyen Fethullah Gülen’in piyasaya çıkışından bu güne kadar verdiği tüm vaazlarda,yazdığı tüm makale ve kitaplarda tek hedefinin, islami şeriat kurallarının egemen olduğu bir yaşam ve yönetim biçimini hayata geçirmek olduğu açıkça görülmektedir. Merak edenler youtube veya yazılı beyan ve kitaplarından bu konuyu çok net bir biçimde okuyup izleyebilirler. Ayrıca O’na göre ( Türkmen Aleviler dışındaki Doğu Anadolu ve özellikle de Tunceli Alevileri Ermeni ,Nusayri’lerden oluşan , dinleri olmayan, Allah insandır , insanın içine girmiştir diyen ve Türkiye’nin başına gaile (problem) açan Nusayri anlayışının hakim olduğu islam dışı guruplardır.) Yani böylece hem Nusayri yollamasıyla Suriye’deki olayları işaret etmekte,hem de Alevileri,Türkmen alevileri, Tunceli Alevileri gibi kutuplara ayırarak kendi içlerinde ayrıştırmaya tabi tutmaktadır.

Diğer İzzettin hocaefendi ise Alevi islamı adı altında etimolojik ve bilimsel hiç bir değeri olmayan bir safsata ile bilerek ya da bilmeyerek, Sunni kardeşlerimizi islamı bilmemekle suçlamakta (islamın özü biziz) demektedir. Ayrıca,hiç bir veriye dayanmaksızın ve tamamen gerçek dışı beyanlarla ben Alevilerin %99 unu temsil etmekteyim,benim gibi düşünmeyenler Alevi değildir diye kendinde sanal bir güç ve yetki görmektedir. Daha da ileri giderek 10 gün evvel Samanyolu Haber televizyonunda Doğan Bermek’le beraber çıktığı bir programda kendi dışındaki Alevileri (GÜRUH) olarak nitelendirmektedir.TDK sözlüğünde guruh,kendini bilmez başıboş topluluk olarak tanımlamaktadır. Dahası her konuşmasında,görüştüğü siyasetçileri,bakanları başbakanları ballandıra ballandıra anlatmakta,ancak bu görüşmelerden Alevilerle ilgili nasıl bir yol,nasıl bir sonuç aldığını söylememektedir. Çünkü söyleyebilecek bir sözü yoktur,aldığı daha dorusu alamadığı hiç mertebesindeki sonuçlar ortadadır. Dolayısıyla kurumsal kimlikle ve toplumsal talepleri dile getirmeyen bu görüşmeler sadece kendini tatmin için,veya görüştüğü siyasilerden ekonomik kişisel çıkarlar elde etmek için yapılmış ve alevi toplumuna bir katkı sunmayan nafile görüşmeler olmuştur. Sonuçları ortadadır. Kullandığı dil de başbabakan ve proje ortağı hoca efendinin dilinden farklı değildir. Alevileri aşağılayıcı,kendinden başkalarını Alevi kabul etmeyen,tepeden bakmacı ve ayrıştırıcı bir dille mi Alevilerin % 99’unu temsil etmektedir.

Alevilikle ilgili bir satır yazısı veya bir kitabı var mı? Ben bilmiyorum !

Aleviliğe bu kadar yabancı ve Alevileri horlayıp aşağılayan iki hoca efendi mi Aleviliği şekil verecek, Alevi-Sunni kardeşliğini sağlayacaktır.Bu düşünce sahiplerinin yapacakları ve yapmak istedikleri tek şey, 1400 yıldır özünden koparılamayan Alevileri ve Aleviliği Sünni pota içinde eritip, kendilerinin ve Tayyip Erdoğan hükümetinin tasarladıkları kılıfa sıkmaktır. Zira 1400 yıldır,katledilen,sürülen , zorla asimile edilmeye çalışılan politikalarla bir sonuç alınamayacağı görülünce ALEVİ-SUNNİ KARDEŞLİĞİ adı altında çok masumane bir söylemle ,ancak gerçek niyetlerini gizleyerek bu proje hayata geçirilmek istenmektedir. Sanki Alevilerle Sunniler arasında anlaşmazlık ve çatışma varmış da hocaefendiler bunu gidermeye soyunmuşlar imajı yaratılmak istenmektedir.  Bu kardeşlik de ancak Cami-Cemevi-aşevinin bir arada olmasıyla sağlanacakmış. 1826’dan sonra Nakşi şeyhlerinin Alevi dergah ve Tekkelerine atanmasından sonra da, tüm Alevi Dergahlarına cami yapıldı da hangi sonuçlar alındığı ortada, efendiler bunu görmeyerek Amerikayı yeniden keşfediyorlar sanki.

Alevilerin Sünniler ve Sünnilikle hiçbir zaman sorunları olmadığı gibi, Cami ile de sorunları olamamıştır. Bir ibadet yeri olarak Camiye saygı ve hoş görü ile bakmışlardır. Buna karşın devletin kışkırtma ve tahrikleriyle Sunniler, Alevilere karşı kıyım ve katliamlar yapmışlardır.Bunun son örnekleri, Çorum, Sivas, Gazi ve Maraş katliamları olmuştur. Bu olayları tezgahlayan devletin Alevilere bir özür borcunun olduğu unutulmamalıdır.

Gezi olaylarından sonra Alevilerin toplu ve etkin olarak haklarının savunmaları ve demokratik kitle örgütlerini de yanlarına almaları ,hocaefendileri ve patronlarını ciddi boyutta tedirgin etmiş olacak ki,yıllardır üzerinde konuşulan proje alel acele hayata geçirilmeye çalışılmıştır.O kadar ki proje temelinin atıldığı yerin zemin etütleri inşaat yapımına uygun olmamasına,yerin eski çöplük alanı olması nedeniyle inşaata uygun olmadığı raporları mevcut olmasına ve kentsel dönüşüm projesi kapsamın bölgenin tamamen boşaltılması gündemde iken,işin ne kadar saçma ve politik amaçlı olduğu açıkça görülmektedir.Yerin temeli Ağustos ayında atılmasına rağmen,inşaatın proje ve imarı ancak resmi törenin yapıldığı 6 Eylülde yetiştirilmiştir.Büyük şehir ve Mamak Belediyelerinin imar değişikliği planları halen askıda olup kesinleşmemiştir.Gerek imar değişikliği kararı ,gerek inşaat iznine ilişkin olarak yargıda açılmış davalar mevcut olup,projenini iptali kuvvetle muhtemeldir.Tüm bu süreçler nazara alındığında da ,Projenin ülke ve gurupların çıkarlarıyla bağdaşmayan ve politik amaçlı bir proje olduğu açıkça görülmektedir.

Gerçek kardeşlik ve dostluk,bir inancın diğerine benzetilmesi ve onun içinde eritilmesi gayesine yönelik yapay projelerle sağlanamaz. Gerçek dostluk ve barış, birinin diğerinin değerlerine saygı göstermesi,kendine benzetmeye zorlamamasıyla olur . Hoca efendilerin yapay, ekonomik ve siyasi çıkarlara dayalı bu projenin ilk meyvesi Alevilere biber gazı cop ve işkence olarak dönmüştür. Buna sebep olanların bunun hesabını vermeleri ve özür dilemeleri gerekir. Ancak nerede o olgunluk,o samimiyet .

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Continue Reading
You may also like...
1 Comment

1 Comment

  1. ozgür

    19/09/2013 at 02:26

    Biz devrimci Kizilbaslarin ,
    Cami avlusunda isimiz olmaz .
    Ne Kemalin türkü , nede arabin kuyruguz .
    Bizler direniscilerin Hak yoluyuz .

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 × 3 =

More in Haberler

To Top