Haberler
Abdullah Cömert’i Polisin Gaz Fişeği Öldürmüş
Hatay’da Gezi eylemleri sırasında yaşamını kaybeden Abdullah Cömert’in ölüm nedeni 4 ay sonra gün yüzüne çıktı. İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu, Cömert’in ölümünün polisin attığı gaz fişeğinin kafaya isabet etmesi sonucu meydana geldiğine oybirliği ile karar verdi.
Dersimnews.com – Hatay’da Gezi eylemleri sırasında hayatını kaybeden Abdullah Cömert’in ölüm nedeni kesinleşti. Cömert’i polis gaz fişeğiyle öldürdü.
Gazeteci Kemal Göktaş’ın haberine göre; olay sırasında gaz bombası atmakla görevlendirilen iki çevik kuvvet polisi ise “tanık” olarak verdikleri ifadelerde, gaz bombası atma eğitimi aldıklarını, sertifikalarının olduğunu, göstericilerin arkasına doğru, kontrollü biçimde gaz bombası attıklarını ileri sürdü.
22 yaşındaki Abdullah Cömert, 3 Haziran akşamı yapılan gösteride aniden yere düştü ve hastaneye kaldırıldı. Hastanede yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Antakya Devlet Hastanesi’nin hasta takip formunda Cömert’in “ateşli silah yaralanması ile getirildiği ve başında muhtemel kurşun giriş ve çıkış deliği” olduğu belirtildi. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın otopsi tutanağında ise Cömert’in başında çökme kırığı ve ekimozlar bulunduğu, ancak kurşun deliği olmadığı olmadığı savunuldu.
ÖLÜM NEDENİ GAZ FİŞEĞİ
Cömert’in kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Başsavcılıkça dosyanın gönderildiği İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu raporunda, dosya ekinde gönderilen otopsi fotoğraflarının incelenmesi sonunda “sağ parietal (kafatası yan kemiği) arka dış yan bölgede açıklığı arkaya bakan yarımay şeklinde büyük oranda düzgün kenarlı skalp laserasyonu (saçlı deride parçalı yaralanma) ve bunun oluşturduğu dairesel yapısına uyan bölgede düzgün halka şeklinde epidermal (üst deriye ait) doku kaybı gösteren saçlı deri lezyonu görüldüğü” belirtildi.
Cömert’in alnının ortasında, alın sağ kaş üstünde, sağ kaş dış yanda ekimozlar olduğu, burun kökünde 1×1 cmlik alt kısmında yanık ile uyumlu görünüm bulunan ateşli silahla oluşması muhtemel sıyrık da bulunduğu belirtildi. Ayrıca iç muayenede saçlı deri altında yoğun kanama görüldüğü belirtildi.
Olay yerinde bulunan ve polisin göstericilere attığı gaz fişeği örneklerinin jandarma tarafından yapılan olay yeri incelemesi sırasında alınarak Adli Tıp’a gönderildiği belirtilen raporda, Brezilya menşeli bu gaz fişeklerinin fiziksel ve kimyasal özelikleri dikkate alındığı anlatıldı. Raporda “Kişinin ölümünün gaz fişeğinin kafaya isabet etmesi ile oluşan kafatası kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiş olduğu, kişinin kafasına gaz fişeği çarpması sonucu yaralanması ile ölümü arasında illiyet bağının bulunduğu oybirliği ile mütalaa olunur” denildi.
TANIKLAR DA VAR
Dosyada yer alan tanık ifadeleri de Adli Tıp raporu ile uyumlu çıktı. Tanık S.Ş, evinin olay yerine çok yakın olduğunu, bir topluluğun Uzunyol Sokağa doğru kaçarken gördüğünü, polislerin gaz bombası attıklarını, bu sırada bir gaz bombasının adını sonradan öğrendiği Abdullah Cömert’in kafasının yan tarafına isabet ettiğini ve kafasının her yanından kan akmaya başladığını anlattı. S.Ş, polisin Cömert düşerken ve düştükten sonra da gaz bombası atmaya devam ettiğini söyledi.
Tanık M.P de olayları eşiyle birlikte balkondan izlediklerini belirterek “Yaklaşık 7-8 kişi Yıldız Sokağın sonuna doğru kaçmaya başladı. Bu köşyede kaçan grup durdu. O esnada 2-3 el gaz bombası atıldı. O esnada ismini bilmediğim ve hayatını kaybeden Abdullah Cömertin sol baş tarafıra doğru gaz bombasının çarptığını göndüm. O esnada şahsın ‘Yandım’ diye bağırarak yere düştüğünü gördüm. Şahıs o esnada kan fışkırarak yere yığıldı. Elinde bir şey yoktu. Kimin attığını görmedim ama şahsın başına çarpan kesinlikle gaz bombasıydı” dedi.
GAZ BOMBASI ATAN POLİSLERDEN “TANIK” İFADESİ ALINDI
Olayla ilgili olarak Akrep denilen araçta gaz bombası atmakla görevlendirildiklerini anlatan iki çevik kuvvet polisinin ise “tanık” sıfatıyla ifadelerine başvuruldu. Adli Tıp Kurumu raporu ve tanık ifadelerine göre “şüpheli” hala gelen H.A.D ve A.K, göstericilerin polise taş, bilye, şişe vb. atmaları üzerine gaz bombalarıyla müdahale ettiklerini, ancak bombaları grubun arkasına doğru attıklarını söyledi. Polisler müdahale sırasında gaz tüfeğini kontrollü şekilde kullandıklarını ve bu konuda eğitm aldıklarını, “sertifikalarının” olduğunu söyledi. İki polis de yolun sağındaki ve solundaki binalardan üzerlerine taş, demir, briket, saksı, parke taşları gibi cisimler atıldığını söylediler
KIZILBASOGLU
08/10/2013 at 16:28
Istanbul 2013 Gezi Parki eylemleri ve olaylar sürecinde Türkiye geneline yayilan ve uluslararasi Dayanisma Eylemleri `ile desteklenmesinin Alevi genclerini katledilmesi Alevi`ler acisindan özel bir yoruma ihtiyaci vardir.
Kurumlar,Vakiflar,Alevi Akademisi,Ulusal ve Uluslararasi Federasyonlar ,örgütlenmelerin büyük bir cogunlugu „Alevilik „bir inanctir yapilanmasiyla teskilatlanip faliyet yürütmektedir.
Tasavuf düsüncesi olarak islam eksenli ve Islam ici tarihi olaylarini referans alarak günümüz sartlarina uyarlanmis Fügüranlari ve Yazili kaynaklariyla var dan yok edilmistir. Adina inanc denilen “Alevilik “dedittirilmis Türk-Islam sentezcilerinin Devlet Projesidir.
Gezi Parki olaylarinin tepkisinin sadece inanctan dolayi olmadigi halde laik ve idolojik vede sinifsal mücadele sosyal örgütlenme geregi oldugu,ulusal örgütlenmelere dayanisma tasidigi,
Alevi`ligi inanc olarak benimsemis Alevi`lerin mücadelesi olarak analiz edilirse yanlis olur.
Alevi`leri “Alevi`ligin “Kul`u gibi gören manupule siyaset aslinda Alevi`lerin halk inanclari olan Bektasi`lik ve Ocakzade`lige,Celebi`lige de ters düser.
Alevi kurumlarinin her ne kadar sürekli Alevi`ler katlediliyor diye özele yatkin asimilasyona ve saldirilara maruz kaldigini siyaset ve propaganda yapsalarda özellikleri göz ardi edilen öneriler paketinde adina “Alevi`lik “denilmis eskitilmeye cikarilmis “Yeni Alevi`lik”bir tasavuf gibi degerlendiriliyor.
Öne cikarilan istekler listesinde Cemevleri`nin taninmasi,Alevi köylerine Cami`lerin yapilmamasi,Dinayet`in islevinin lav edilmesi,Zorunlu din derslerinin kaldirilmasi ,Madimak Utanc Müzesi olsun demekten bir kac istek daha siralanmaktadir.
Özgürlük iseretleriyle kendini kamuoyulastiran,Durarak direnise destek veren,internasyonali okuyan,kürtce,türkce,zazaca ,lazca halaylar ceken.AKP nin Erdogan`ci zihniyetine karsi gelen.Devletin Halifet düzenine cevrilmesine karsi barikat kuran ,elinde Kizil Bayrak gögsünde
Chegeuvara ,Seyid Riza tasiyan,Deniz,Mahir,Kaypakkaya icin fasizmi naletliyen ,geceyi gündüze katan bir kararlilikla kendine ve dogasina sahip cikma mücadelesi verilmistir.
Haksiz ve gercekci olmaktan uzak olan olgu fasizme karsi idialleriyle savasim da hayatlari`ni feda eden Kizilbas gencligini kendi degerlerini`de anarak,yasatmaliyiz.Devrimci yigitleri Alevilik inanc Pota`sin da görmemiz Aydin olmanin kurali degildir.
Kürt hareketinin destek vermedigi Gezi Eylemi olaylarina katilimda Alevi`lerin %50 Potansiyel katilimindan %30 `nun Dersim kökenli olmasi ve resmi rakamlara göre 6 Alevi gencinin polis ve güvenlik güclerinin saldirilarinda katledilisi Alevi halkini üzmüstür.
Yapilan tutuklama olaylari ve THKP-C baglamli tutuklama ve sorgulama sürecinde Dersim milletvekili Hüseyin Aygün´ün kamuoyuna sundugu aciklamalarda da görülmüstür ki :Alevi kökenlilere özel saldiri oldugu inkar edilemez.
Din,Siyaset,Laik Devlet,Demokratik Toplum,Esit Yurttaslik ve Ulusal var olma hakki kavramlarini anlamak icin zorluk ceken büyük Alevi cevrelerinin oldugunu unutmamaliyiz.
Kendi kendisinin tespitini yapmada zorluk cekmeye terk edilmis manupule bir yazili toplum tarihiyle karsi karsiya kalan Alevi`lerin olmasi kendi meselelerine ve cözüm konusunda eksiz taleplerle siyasal Arana`da Propaganda`lara neden olmaktadir.
Yasanilan cografya ve uluslararasi toplumsal iliski ve celiskiler Demokrasiden yana olduguna inandigi özellikle Sol egilimli örgütlenen Alevi gecleri“Alevilik „ icin Müslüman`liga yakinlasma icin mücadele etmiyor.
Sinif mücadelesin de Toplumsal ve sosyal kültürel degerlere önem vermek ,Milliyetcilik akimlarina karsi durus hatta fasist düzene karsi silahli mücadele etme ruhunu tasimasi „Alevi`lik „icin degildir.
Alevi Ana-Babadan olmak ,Alevi`ligi inanc gördügü anlaminda ele alinamaz.Ister Ocakzade halk inanclari toplulugu cevrelerinden ve cografyasindan olsun ,ister Kutsan`an ve Kutsani´lan Asiret ve Aile cevrelerinden gelsin yada Bektasilik inanc Cemaatleri Aile fertlerinden gelsin top yökün olarak inanc mensubu kisiliklerdir diye degerlendirilemez.
Gerek tarihte gerek TC.nin kurulusundan bugüne kadar bütün Fasist iktidarlar döneminde yapilan katliamlar,soykirimlari,saldirilar özellikle Alevi halkinin siyasal önder gücleri Aydin`lari ,Asiret önderleri ,silahli gücleri ,Egitilmis yükselmis bilincli Akademis`yen ve Devlet Kurum`larinda belli mevkilere gelmis insanlari kapsadigi göz önünde tutulmali.
Yargilama modeli olarak Tarama Eylemlerinin Gazi mahallesi gibi yapildigi alanlar Alevi`er yogun yasadigi bölge ve mahalleler hic bir fark gözetmeksizin Alevi`ere karsi top yökün saldirilarin bir parcasidir. Bu saldirilar Pir,Dede,Mursid,Sercesme ,Celebi`lerle karsi özel bir hedef esasina göre yapilmamaktadir.Saldirilar özelleikle öncelikle top yekün Alevi`lere karsidir.
Alevi`lere saldiri „Alevicilik inanc cevrelerinie„saldiriyi kapsar denilebilinir.Ancak „Aleviligin“ siyasal bir tasavuf olarak propaganda edilisinin ici bos bir var sayim oldugunu kavriyabilme mecburiyetimiz önümüzü acar yanilmamizi önler.
insan`in Kizilbas`inin icin den su geliyor ; Karanliklarin Aydinliga cikmasi icin „Ali sizin olsun Hizir bize kalsin.Kuran kitap bizim olmadi kendi Kitabimizi kendimiz yazacagiz.
Dostlar cokta zor degil Alevi`lerin örgütlenmesi „Aleviligin „örgütlenmesi olarak anlasilmamalidir.
LACE SURESERI