Azınlık Raporu ve Aleviler

Türkiye tarihinde bugüne kadar görülmemiş bir ayaklanmanın mimarı ve yürütücüsü de elbette  Aleviler olmalıydı.. 

azınlık raporu afişi

Minority Report (Azınlık Raporu) filmini hatırlarsınız.. 2002 yılında epey konuşulmuştu öyküsü bakımından.

Günümüzde Aleviler, sünni ortadoğu hegemonyasının yoğun baskısıyla; o bağnazlığa ait olmadığından, “suç işleme olasılığı yüksek” topluluk olarak nitelendirilmeye çalışılıyor.. Hûlasa, “risk” arz eden gruplar arasına sistem tarafından çekilmeye çalışılıyor.. Bu demek oluyor ki, 21. yüzyılın yeni “terörist” tanımı; işlenen suça göre değil, gördükleri “risk”e göre tanımlanacak.

Yani yukarıda örneğini verdiğim filmi izleyenler; yeni dönemde “bugünün şartlarıyla” kurulacak olan “suç engelleme birimleri”nin olası işleme mantığının; “suç işlenmeden önce olası suçluları cezalandırma” yöntemine başvurulacağını anlamışlardır.

Bu mantıksal yapı, Amerika’nın muhteşem “savunma” yapısının günümüzde de altyapısını oluşturan en önemli parçalarından biridir. Kendilerince bir takım suçlular ve/veya potansiyel suçlular ilan ederler ve mevcudiyetlerinin sonsuza kadar aynı düzlem boyunda yürüyeceğini sanırlar.. Öyle ya, insanlar/topluluklar sistemin birer mekanizmasıdır ve her mekanizma dişlisinin yapması gerektiği gibi baş roldeki makineye; varlığı veya yok oluşuyla hizmet etmelidir.. Aksini düşünmek bile istemiyorum.

Türkiye tarihinde bugüne kadar görülmemiş bir ayaklanmanın mimarı ve yürütücüsü de elbette  Aleviler olmalıydı… Zira insanlık tarihinde Alevilerin “inançları gereği” hiç bir devlet yapısının boyunduruğuna girmeyi kabul etmedikleri (buna gerek dahi görmedikleri) ve bu levhâya geliş amaçlarının o hegemonya silsilesinin çok dışında bir yapıda sürdüğünün bilincinden hareketle “yaşamlarını” devam ettirdikleri bilinen bir gerçektir ve bu gerçeğin farkında olanlar tarafından “dışlanmaları” da hegemonyanın birer dişlisi olmayı reddetmeleri sebebiyledir.

Şimdi Alevilerin birer potansiyel suçlu olarak Fişlenmeleri için, egemen güçlerin neden bu kadar çok çaba sarf ettiklerini anlıyor olmalısınız.. Çünkü Aleviler tarihleri boyunca hep reddettiler HAKSIZ olanı.. Hep reddettiler KÖTÜden olmayı.. Hep reddettiler BOYUN eğmeyi.. Onlar bu dünyanın “dengede” kalması için çabalıyorlar.. Onlar asla ve asla o hegemonyanın bir zinciri olmayacaklar..

..ve bu reddedişleri yüzünden, her iklim koşulunda ağır bir baskı altında kaldılar.

Şimdi hep birlikte gülsek mi, ağlasak mı bu yaraya…

Hak ile,

Sibel YALÇIN