Haberler
Ehl-i Hak Topluluklar ile Dersimliler’in İnanç Zemininde Karşılaştırılması
Tarihçi-yazar Ali Kaya’nın Eylül 2013’te Tunceli Üniversitesi tarafından düzenlenen 2. Dersim Sempozyumu’nda yaptığı sempozyum bildirisi…
TUNCELİ ÜNİVERSİTESİ 2. DERSİM (TUNCELİ) SEMPOZYUMU
Eylül 2013
Ehl-i Hak Topluluklar (İran Alevileri) ile Dersimliler’in İnanç Zemininde Karşılaştırılması
Ali KAYA (Tarihçi-yazar)
ÖZET
Türkiye’de Aleviler, İran’da Ehl-i Hak’lar (İran Alevileri), yazılı bir tarihe sahip olamamaları, inançlarını öğrenmelerine getirilen sürekli ve sistematik engellerden dolayı, her zaman, dünyada kendileriyle benzer inanç ve tarihsel geçmişe sahip toplumlarla olan ortak noktalarını görme ve öğrenme sorunu yaşamışlardır. Bu durum, kendi kültürel değerleri ve tarihsel inançları başta olmak üzere, yaşamalarını da olumsuz etkilemiştir.
İran’da Ehli Hak’lar (Ali-İlahi’ler, Kalenderi’ler, Yâresan’lar, Tayıfasıl’lar ve Irakta Kakai’ler) ile Anadolu Alevilerinin karşılaştırmasını esas alan bu araştırma, gözlem, görüşme ve kaynak taramaya dayalı olarak yapılmıştır.
Varılan sonuç: Alevilikte Allah sevgisi, Hz. Muhammed sevgisi, Hz. Ali sevgisi ile Ehl-i Beyt’e bağlılık, Aleviliği İslâm’ın özü olarak görmenin temelini oluşturmaktadır.
Dersimde Alevi inancı yüksek ahlak ve köklü bir tarihi geleneğe sahiptir.
Aleviler, Hz. Muhammed ve Hz. Ali’nin üstün niteliklerinin ve Kuran’ın içsel anlamının başta Hz. Muhammed ve Hz. Ali olmak üzere, Ehli Beyt ve Yedi Ulu Ozan[1] gibi tasavvuf derinliği olan kişilerce keşfedilmesinden dolayı, Alevi İslâm inancını içselleştirerek savunmuşlardır.
Hacı Bektaşi Veli, Alevilerin beslendiği kaynaktır. İlim, İrfan, barış ve sevgi pınarıdır. Alevilerin en öndeki ser çeşmesidir.
Dersim Alevileri başta olmak üzere, Anadolu Alevilerinin tarihsel geçmişleri inançları ve kültürel değerleri, İran Ehli-i Hakları (İran Alevileri) ile önemli ölçüde örtüşmektedir.
Gerek Anadolu Alevilerine gerekse İran Ehl-i Hak’larına göre, Ehl-i Beyt ile ilgili tarihsel gerçekler yüzyıllarca hep hasıraltı edilip gizlenmiştir.
Yüz yıllarca Aleviliğin yalan yanlış algılanışına yol açan bilgi kirliliğinin giderilmesi için, tarihsel gerçeklik zemininde araştırmalar yapılıp derinleştirilerek bu konudaki gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması gerekmektedir.
Bu araştırmalar, toplumların kendi geçmişlerini sağlıklı ve güvenilir kaynaklardan öğrenmelerini sağlayacak; aynı zamanda da birbirlerini doğru algılamalarına da kaynaklık edecektir. Böylece, bir zenginlik oluşturan farklı kültürleri öğrenme ve edinme temelinde birlikte yaşama ve demokrasi kültürü de gelişip güçlenecektir.
Bildirinin tam metnini okumak için tıklayınız…