Sırrı Sakık ve MİT’e Teşekkür Siyaseti

76 yıl önce yapılan Dersim soykırımından Kılıçdaroğlunu sorumlu tutanlar. Düne kadar    yapılan binlerce cinayetten devleti ve MİT’i sorumlu tutanlar bu gün aynı MiT’ikutluyorlar.
Mehmet GÜLMEZ

Sayın İnönü Alpat, Sırrı Sakık ın Mite teşekkürü üzerine bir yazı yazmış. Yazıyı Çıla Haber de okudum. Alpat’ın değindiği konu önemli ama, Kürt siyasal hareketi içinde bu tür olayların yeni olmadığı bilinmektedir.

Sayın Alpat’a cevap değil ama, ben de konuya biraz yakın geçmişten örneklerle değinmek istedim.

Sırrı Sakık’ın nerden nereye geldiğini anlatmak için okuyuculara bir anımı anlatayım.

Güzel ve eşşiz insan Vedat Aydın 1991 yılında katledilmişti. Katliam süreci aslında İHD İnsan Hakları Derneği genel Kongresinde yaptığı Kürtçe konuşma ile başlamıştı. Bu konuya gelecek yazımda değinmek istiyorum.

Diyarbakır o gün Vedat’ı toprağa verme yürüyüşündeydi. Vedat’ı katleden karanlık güçler, Diyarbakır’ı o gün daha ağır kana bulamaya karar aldıklarını kim bilebilirdir ki?

Yüzleri maskeli katliam timleri yürüyüş kortejinin son bölümü ile ön arasını kesmişti.

Yaklaşık onbeş yirmibin kişilik bu son bölümün önünde yürüyen HEP Halkın Emek Partisi  otobüsünün önüne çıktılar. Diyarbakırda ilk defa bu kadar kalabalık maskeli tim grubu görülüyordu. Mikrofon Sırrı Sakık’ın elindeydi. Biri Sırrıya der ki, Sırrı birşey söyle, bunların niyeti kötü. Ortamı yumuşatma açısından uyar anlamında.

‘Kokuşmuş düzeninizi başınıza çökerteceğiz’ diye kükredi Sırrı Sakık. Ben o anda Sırrının sesini duymayacak kadar uzaktaydım, hatta otobüsü görmeyecek kadar uzaktım ama, otobüse yakın olan arkadaşlarımın anlattığı harfiyen buydu.

Sırrının bu söylemini kötü niyetle söylediğini ima etmiyorum, sadece o an olanları aktarıyorum. Karanlık timler katliama başladılar. Tam hatırlamıyorum ama, çok sayıda insan katledildi, yüzlercesi yaralandı.Dersim grubundan da rahmetlik Ali Baba Dönmez yaralanmıştı.

12 eylülden başlayarak devam eden karanlık sürecin bilançosu BDP liler ve cümle Kürt cephesi tarafından ‘17.000 (onyedi bin)’ faili meçhul olarak telafuz edilir.

Sırrı Sakık, 23 yıl önce birilerine ‘kokuşmuş düzeninizi başınıza yıkarız’ diyordu. 23 yıl sonra, kokuşmuş düzenin istihbaratını kutluyor.

Bu notu düştükten sonra, Sırrı Sakık’a ne diyeyim? Bazı okuyucular acımasızca eleştirmemi beklerler sanırım.

Hayır, Sırrı Sakık bu açıklamadan dolayı eleştirilemez. Zira, Kürt hareketinin özellikle bir kanadının uzun zamandır seyir rotasının gereğidir Sakık’a bunları söyleten.

Sırrı Sakık bu açıklaması ile, dürüst bir davranış sergilemiştir. Sakık’a ‘kastını aştı, eksik bilgiden söyledi’ gibi atıflarda bulunan BDP liler, içinde bulundukları durumu Sakık kadar cesur itiraf edemeyip zevahiri kurtarmaya çalışıyorlar.

Geçen yıl Dersim de bir dağ gezisinde PKK gerillalarına rastlamıştım. O gencecik delikanlılarla yaptığım sohpetde kesin söyledikleri bir söz vardı. ‘Onurlu bir barış istiyoruz. Bu saptamaya cevabım şu olmuştu. Barışın biçimine ve sonucuna taraflar karar verir. Benim temennim, savaşın yeniden başlamaması, kanın yeniden akmamasıdır.

Kandil Mit’e teşekkür merasimine ne der bilemem.  BDP çevresi yavaş yavaş Sakık’ın bulunduğu noktaya gelmek zorundadır. Bu noktaya gelmeye ayak diretenlerin Osman Baydemir’in akıbetine uğrayacaklarından kimsenin kuşkusu olmasın.

Şimdi biraz yakın geçmişe bakalım.

1. İlk defa Öcalan söyledi, ardından, Ahmet Türk, Sırrı Sakık,  Kemal Burkay dahil, önde gelen tüm Kürt siyasiler, Türklerle barış için Çaldıranda yapılan Türk-Kürt kardeşliğini referans yaptılar. Dersimli sözde aydınlar sadece izlediler.
2. Öcalan ilk barış mesajında İslam bayrağı altında birleşme ve Erdoğanın başkanlığını destekleme kararını deklere etti. Dersimli aydınlar izlediler.
3. Kürt hareketi, Diyarbakır meydanlarını açık hava namaz meydanlarına çevirdi. Kürt hareketi Kürtlerin demokratik potansiyelini Şeriata yatırma hamlesine kalktız, Aydınlarımız ‘ulusal hareket nereye’? diyemediler.
4. Türban oylamasında BDP beş dakikada AKP ye destek sundu. Aydınlar maaşallah efendice izlediler.
5. 2010 referandumunda AKP nin hedefi alenen Alevi düşmanlığı üzerinden yargıyı ele geçirmekti. BDP ve PKK,  AKP nin  referandumu kazanması için ne gerkliyse onu yaptı. Tabi aslan solcularımızda ya ‘yetmez ama evet dediler, yada, boykotla AKP yi desteklediler. AKP % 57  potansiyelini böyle yakaladı, yargıyı da ele geçirerek astığı astık kestiği kestik oldu. Dersimli aydınlar çok keyifle bu süreci desteklediler.
6. Savcılar tarafından 2013 de Mit müsteşarı ifadeye çağırıldığında, Öcalan’ın başbakan Erdoğan’a akıl verdiğini sonradan şöyle yazdı. ‘Hakan Fidan’ı ifadeye gönderme, gönderirsen hedef sensin kaybedersin dedim. Erdoğan beni dinledi kazandı’.                Yıllardır Öcalan’ın özgürlüğü için mücadele eden aydınlar, yazarlar şu soruyu soramadılar. Öcalan Mit mağdurudur, yıllardır esarettedir. Neden Mit müsteşarını koruyor? Üstelik Sakine Cansızların katliamı hem çok taze hemde, Mit’i bu katliamdan sorumlu tutmalarına rağmen.
7. Gezi direnişlerinde BDP ve Kürtler yoktu. Olmaması gayet normaldi. Öcalan’ın o konuda da açıklaması şöyleydi. ‘Bu hükümete darbedir. Başbakan’a dedim ki, cesur davranmazsan seni devirirler. Cesur davrandı kazandı’. Erdoğan’ın cesur davranışının bilançosu. Biri çocuk, altı genç toplam 7 kişinin ölümü. 20 den fazla insanın gözünü kaybetmesi. Yüzlerce yaralı. Katliam güçlerini başbakan şöyle kutlayacaktı.

‘Destan yazan polisimi kutluyorum’

8.   17 aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra, BDP ve Kürt hareketi yine AKP yi destekledi. Dersimli ‘aydınlar’ olanları yine sağır ve dilsizdi neden?

9.  Mit yasası ile, Türk devleti tepeden tırnağa istihbarat devletine dönüştürülmektedir. Kim ne derse desin, Mit yasası konusunda BDP nin gönlü AKP  den yana olmak zorundadır.

Gerçi bu yazım yayımlandığında BDP diye bir Parti fiilen kalmayaca, Selahattin Demirtaş kanatları yolunmuş atmaca durumunda olacak muhtemelen ama, o vekiller ve taban bir başka noktada siyasette olacak tabi.

10. 17.000 faili meçhul cinayet diyen BDP. Daha iki ay önce Sakine Cansızların katledilmesi hakkında ‘Mit katletti’ belgesini kamuoyuna ve Meclise sunan BDP. Beşir Atalay   Roboski istihbaratı Mitten geldi dediği günlerde, aynı BDP Miti kutluyor.

11.  76 yıl önce yapılan Dersim soykırımından Kılıçdaroğlunu sorumlu tutanlar. Düne kadar    yapılan binlerce cinayetten devleti ve MİT’i sorumlu tutanlar bu gün aynı MiT’ikutluyorlar.

Bu yazıda sıklıkla Dersim aydınlarına neden vurgu yaptığım merak edilir.

Kürt sorunu konusunda devletin yetkili organ tayin ettiği Mit iş başındadır. Mit’in planını kabul etme teşekkür ve takdir sunma, ya da red etme hakkı muhatap Kürt cephesine aittir.

Dersim’e ait her türlü çalışmalarımızda, ‘Kürdistan halkı’ adına bize saldıran Dersim’ ‘aydınlarının’ bu gidişat karşısında, yani Mite teşekkür naraları karşısında ne düşündüklerini merak ediyorum da ondan hep onlara atıfta bulunuyorum.

Sırrı Sakık’a çok teşekkür ediyorum. Atalarının izinden yürüdüğünü tereddütsüz deklere ettiği için.

Anadolu da Aleviler çok ciddi bir soykırım süreci ile karşıkarşıya gelecekler. Soykırım merkezi yine Dersim olacak. Ben bu tehlikeye yıllardır dikkat çekiyorum. Gezi katliamlarından sonra Mit raporu ve her fırsatta Alevi düşmanlığını körükleyen başbakan’ın vahim gidişatı Kafalarını kuma gömen Dersimlilere hala birşey anlatmamış.

Nurettin Aslan’ın ‘Ezrail ile dost olanın’ hikayesini Dersimli aydınların okumalarını tavsiye ediyorum.

Yazıyorum ama, gerçekten Dersim aydınları diye bir grup var mı?

Dersim sanatçıları diye bir grup var mı?

Metin Kemal Kahraman kardeşler Dersim sanatçıları oldukalarını duruşlarıyla kanıtlarlar.

Bava Şervan Dersim sanatçısı ve inanç hizmetçisi olduğunu duruşuyla kanıtlar.

Dersimi fikriyatta birkaç insan canını dişine takmış birşeyler üretmeye çalışıyorlar.

Peki, Dersim Aydını ve sanatçısı yaftasını boyunlarına asan yüzlerce kişinin durduğu nokta neresidir?

En iyisi bu yazıya burada nokta koyayım. Dersim aydını ve sanatçısı iddiasındakiler, çıplak kralı hint ipeklerinden giyinmiş görmeye devam edecek kaliteye önem vermektedir. Onların kalitesini zor ve menfaat belirlediği sürece, Dersim tükenmeye devam edecek gibi.