Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

İslam’ın Doğuşundan Özgecan’a İnsan Yakmanın Tarihi

Haberler

İslam’ın Doğuşundan Özgecan’a İnsan Yakmanın Tarihi

Özgecan’ı, Sivas’ta 35 kişiyi, Ürdünlü pilotu yakan; Hasan Sabah’ın binlerce daisini, Yeniçerileri ateş kuyularına atanlar hiçbir şeyi kitapsız, referansız, hadissiz, atıfsız yapmazla
ozgecan-aslan

Özgecan’ı, Sivas’ta 35 kişiyi, Ürdünlü pilotu yakan; Hasan Sabah’ın binlerce daisini, Yeniçerileri ateş kuyularına atanlar hiçbir şeyi kitapsız, referansız, hadissiz, atıfsız yapmazlar. Başta Diyanet olmak üzere devletin birçok kurumunun aşağıda yer alan kaynaklardan haberi vardır ve hatta yeniden basımının çoğaltılıp dağıtılmasını sağlamaktadırlar.

Ve hatta bu anlayış mezarda bile “cenaze namazı için kadınlar geride dursun” diyebilmektedir. Yakma eylemini ve cenaze namazını aynı kitap, hadis, kaynak, referans ve belgelere göre yapıyorsunuz ya vallahi helal olsun size. Buyurun yakma eylemini neye göre gerçekleştirdiklerini aşağıda yer alan örneklerde birlikte görelim.

Yakarak öldürmek: Hamza oğlu Muhammed aktarıyor: Peygamber birgün Hamza’yı çağırır. Bir savaş birliğinin başına komutan olarak atar ve şu buyruğu verir : “Falan kişiyi bulursanız, ateşe atıp yakın”
Hamza, birliği ile birlikte yola çıkmak üzeredir. O sırada, Peygamber Hamza’yı yine çağırır. Bu kez şöyle konuşur: ” Falanca’yı bulursanız ateşte yakın dedim. Ama, önce öldürün, sonra yakın. Çünkü, ateşte yakma cezasını yalnızca ateşi yaratan verebilir..” (Bkz. Ebu Dâvûd, Cihad/122, hadis no: 2673).

Ebu Hreyre anlatıyor. Bir gün Peygamber bizi, bir savaş birliği olarak düşmana gönderiyordu. O sırada, Kureyş’ten iki kişinin adlarını vererek “Bunları yakaladığınızda ateşte yakın, ikisini de!..” dedi. Bir süre sonra dönüp şöyle dedi: “Size, onları bulursanız ikisini de yakın dedim, ama, yakmayın. Çünkü, ateşte yakma cezasını yalnızca Tanrı verir. Siz bu iki kişiyi yakalayın ve öldürün yalnızca.” (Bkz.Buhari, Cihad/107, 149; Ebu Dâvûd, Cihad/122, hadis no: 3674; Tirmizî, Siyer/20, hadis no:1571).

Görülüyor ki, Peygamberin ateşte yakma konusundaki tutumu duraksamalı.
Ne var ki, hadislerde anlatılanlardan anlaşıldığına göre, Peygamberin kimi en yakın arkadaşları bile, “ateşte yakarak öldürme” cezasını uygulamışlar ve “fetva”yı peygamberden aldıklarını belirtmişlerdir.

Ebubekir, Peygamberin ölümünden sonra baş gösteren “dinden dönme” (ridde) olayları sırasında, komutanlarına talimat vermiştir: “Daha da direnirlerse, demirle dağlayın, ateşte yakın!” (Bkz.Taberi, tarih, 1/1881-1885; Leoni Caetani, ıslam Tarihi, çev. Hüseyin Cahid, Istanbul, 1926, 8/276.)

Ve bu talimat, tüyler ürpertici biçimde uygulanmıştı. Halid İbnü’l-Velîd (ölm 642. Mekke’nin fethinden bir süre önce müslüman olmuştur) savaş sırasında “ateş çukurları” açtırmış, yaktırdığı ateşin içine birçok kimseyi diri diri attırıp yaktırmıştır. kadın da vardır bunların içlerinde. Bir tutsak kadına Müslüman olması önerildi. Kadın, kabul etmedi. Önünde yanan ateşe atılacağı söylendi. kadın, “Hoşgeldin ölüm. Yazık ki başka kurtuluş yolum yok. O yüzden kendimi atıyorum ateşe..” anlamındaki şiiri okuyarak kendisini ateşe attı. Ve, tabii cayır cayır yandı. (Bkz. Habiş, yaprak 28-34; Caetan,, aynı kitap, 8/306).

Gölgesiz Güneş

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

two + nine =

More in Haberler

To Top