Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

İhtilaf halinde insan hakları ve Dersim – Human Rights in Armed Conflict and Dersim

Haberler

İhtilaf halinde insan hakları ve Dersim – Human Rights in Armed Conflict and Dersim

İnsan haklarının korunması konusunda Devletler pozitif obligasyon denen bir yükümlülük altındadırlar. Yani hak ihlalleri sözkonusu olduğunda koğuşturma ve soruşturma yükümlülüğü altındadırlar.

human-rights-dersim

Av. H. Arslan

Son yıllarda, silahlı çatışma bölgeleri milyonlarca insanın hayatını bertaraf edip bir çok sivilin, kadının ve çocuğun, daha farklı bir deyişle savunmasız insanların hayatına mal oldu. Sözkonusu çatışma anında uluslararası hümaniter hukuk ile insan hakları hukuk ilke ve prensipleri ihlal edildi. Bazı durumlarda bu ihlaller soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil etmektedir.

Son dönemlerde hükümetler, insan hakları savunucuları ve organizasyonları, gazeteciler, diplomatlar, politikacılar, sivil toplum örgütleri ve aktivistler yukarıda sözü edilen ihallere dikkati çekmiş ve raporlar hazırlamıştır. Bu ihlaller uluslararası hümaniter hukuk ile insan hakları hukuku çerçevesinde dile getirilmiştir. Hatta bazı ihlaller uluslararası ve uluslarüstü mahkeme ve organizasyonların kararları ile de tespit edilmiştir. Öyle ki uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası insancıl hukuk insanlık onuru ve insanlığı bir bütün olarak korumayı amaçlamaktadır.
İhtilaf halinde taraflar çatışma anında çatışmalarda etkilenen kişiler konusunda bağlayıcı yükümlülükler altındadır. Taraflar hükümet dışı bir silahlı örgüt olabileceği gibi, bir devletin ordusu da olabilir. Bu durumda sözleşme organları ve insan hakları sözleşmeleri sözkonusu sivil insanları ve diğer bireylerin çatışma anında korunması ile ilgili bir prosedür geliştirmiştir.

I. Uluslararası İnsan Hakları Hukuku (UAiHH)(International human rights law):

UAiHH tasarlanmış uluslararası normlar sistemidir ve amacı tüm insanları insan haklarını korumak ve teşvik etmektir.Bu haklar, ne olursa olsun, milliyet, yer, tüm insanların doğasında olan yerleşim yeri, cinsiyet, ulusal veya etnik köken, renk, din, dil, ya da başka herhangi bir statü, birbiriyle bağımlı ve bölünmez bir bütündür. UAİHH devletlerin yükümlülüklerini yerine getirmek amacı ile belirli şekillerde davranmaya ya da belirli fiiillerden kaçınmak üzerinde yerleşmiş, temel olarak bireylerin ve gurupların özgürlüklerini garanti etmeyi amaçlamakatdır. UAİHH isminden de anlaşılacağı üzre uluslarası boyutta pratik bulmaktadır. Yani insan haklarının evrensel niteliği üzerinde durmaktadır.

II. Uluslararası Hümaniter Hukuk(UAHH) (International humanitarian law ):

UAHH ya da Uluslararası İnsancıl Hukuk ise diğer yandan insani teamülleri garanti altına alan kurallar bütünüdür. Nedeni ise silahlı çatışma etkilerini sınırlamak içindir. Sözkonusu savaş içerisinde tarafların hareketlerini amaç ve kapsam olarak sınırlamaktadır. Bunun amacı ise insancıl değerleri korumaktır. Bu nedenle kapsamı bakımından silahlı çatışma durumları Uluslararası İnsancıl Hukuk’un bir parçasıdır ve adına ratione materıae denir. Yani Jus in bello savaş kurallarını belirlerken Jus ad bellum savaşın nedenine tekabül eder ki bu savaşın çıkma kullanım meşruiyeti, yani sebebidir. Burada sözü edilmeyecektir. Neticede uluslararası nitelik taşıyan insan hakları hukuku ve hümaniter hukuk ihtilaf zaman ve mekanına eşzamanlı olarak uygulanacaktır.

Burada uygulanmak istenen UAİHH ve UAHH ya da ‘Jus in Bello’dur. Dersim koşullarında Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile hükümet dışı aktörler olan silahlı illegal gruplar arasında derinleşen çatışma anında sivillerin maruz kaldığı hak ihlalleri ve insani mağduriyettir. Bu durumda Genova Konvansiyonu (Protocol II to the Geneva Conventions) ikinci protokolü birinci artikeli uygulanabilir. Artikel 3 de “non-ınternational armed conflict” derken aslında uluslararası olmayabilen ve fakat uluslarası hümaniter hukukun pratik bulduğu bir mekanizmadan söz edilmektedir.
İnsan haklarının korunması konusunda Devletler pozitif obligasyon denen bir yükümlülük altındadırlar. Yani hak ihlalleri sözkonusu olduğunda koğuşturma ve soruşturma yükümlülüğü altındadırlar. Burada tetikleyici koşul ihtilaf anıdır.

III. Iddia edilen hak ihlalleri (the alleged human rights violations):

1. Yasadışı Silahlı Örgütlerin Dersim Ovacık Eylemi -13.06.2016:

Sözkonusu eylem sivillerin yaşadığı bölgede gerçekleştirilmiş ve asıl dolaylı hedef siviller oldu. Bu konuda hükümet dışı aktör olan illegal silahlı gruplar bunu öngörmelerine rağmen sözü edilen eylemi 13.06.2016’de bomba yüklü bir araç ile gerçekleştirdi ve yaralıların çoğu siviller oldu. Sözü edilen eylem sivillerin yoğunlukla geçtiği bir mekanda yapıldı. Saldırıda 3’u ağır 9 kişi yaralandı. Burada dikkati çeken ihlal doğrudan Yaşam Hakkı’nın ihlaline ilişkin teşebbüstür. Bu teşebbüsün her iki durumda sivil yaşam bölgesinde orantısız ve insan hakları ihlalini oluşturan bir eylem olduğunu söylemek mümkündür.

2. Erkan Doğan’ın öldürülmesi– 18/07/2016:

18 Temmuz’da yasadışı örgüt militanları tarafından kaçırılan Erkan Doğan isimli Dersimli vatandaş örgüt tarafından infaz edildi.
Konu ile ilgili aşağıdaki açıklama yapıldı: “6 Mayıs gecesi Dersim’in Geyiksuyu bölgesinde yaşanan çatışmada Rıza ve Sinan yoldaşlarımız şehit düşmüştü. Yoldaşlarımızın şahadetinde rolü olan ve tespit edilen bir kişi yakalanmıştır. 21 Temmuz günü bu kişi kaçmak istemiştir. Vurularak öldürülen bu şahıs Sinan ve Rıza yoldaşlarımızın şehit edildiği yere bırakılmıştır.” (ozgurgelecek.org)
Tunceli’de 18 Temmuz günü Atadoğdu köyü Çet Deresi mevkiinde yol kesen yasa dışı sol örgüt üyeleri durdurdukları araçta bulunan Erkan Doğan’ı kaçırmıştı. Doğan’ın cesedi dört gün sonra arazide bulunmuştu.

“Kardeşime işkence yapılarak öldürüldü”

Örgüt tarafından kardeşine işkence yapılarak öldürüldüğünü söyleyen ablası Ayşe Karataş, “Benim kardeşim emeğiyle, tırnağıyla her şeyi kazandı. Arısı vardı, hayvanları vardı, bağı, bahçesi vardı. Yevmiyeyle başkasına çalışıyordu. Aldıkları zaman dipçikle beline vurmuşlar, işkence yapmışlar. Mıdesi beline yapışıktı, ağzı burnu kan içindeydi; dişleri, çenesi kırıktı. Hiç mi Allah’tan korkmadılar. Devlet işkence yapıyor diyorlar. Sizin yaptığınız nedir. Ne yaptı benim kardeşim bize hesap versinler” diye bilgi vermişti kamuoyuna.

Yasadışı örgüt tarafından kaçırılan doğan 4 gün boyunca sorgulanmış ve infaz edilmiş. Ne tür bilgi alındığı, ne tür soruşturmanın yapıldığı, yetkisi, legalitesi ve hukukiliği şaibeli olan bu sorgulamadan sonra infaz edilip yaşam hakkı elinden alındı. Herhangi bir delil sunulmadı ve kamuoyuna açıklama yapılmadı. Kaldı ki sokonusu örgütün adam öldürme yetki ve görevi yoktur, zira ‘ajan’ olduğu ispatlanmadı ve savaş içerisinde yer aldığı gösterilemedi. Doğan bir sivil olarak ihtilaf anında infaz edildi. Bununla bağlantılı olarak işkence ve kötü muamele yasağı ilkesinin ihlali ile yaşam hakkı ihlali sözkonusudur. Bu iki temel prensibin ihlal edildiğini araştırmak için bir bağımsız araştırma yapılmalıdır. Öte yandan ‘ajan’ olması, örgütün yaşam hakkını elinden alabileceği anlamına gelmemektedir. Yaşam hakkı ihlali dikkati çekmektedir.

3. Mesut İlkbahar’ın öldürülmesi – 01/08/2016- Dersim:

Konu ile ilgili başında geçen haberlerden biri şöyle: ‘Dersim’in Hozat ilçesine bağlı Daloren köyünde denetimli serbestlik kapsamındaki babasını Daloren Jandarma Karakoluna götüren Mesut İlkbahar, içinde bulundukları aracın askerlerce taranması sonucu hayatını kaybetti. Konuya ilişkin DİHA’nın görüştüğü Alışan İlkbahar, “Hakkımda açılan bir dava için karakola imza vermeye gidiyordum. Karakola varmak üzereyken araca 3-4 kurşun isabet etti. Oğlum arabadan indi, sonra elini kaldırdı, vuruldum, dedi” diye anlattı.’

Av Hüseyin Aygün ise, ‘Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Araç ile karakol arasındaki mesafe 250 metre civarında, dolayısıyla o mesafeden aracın vurulması “durdurma” değil, araç içindekilerin hedef alındığını gösteriyor. 250 metre mesafeden bir araç bomba patlatsa bile karakola hiç bir zarar veremez. Savcıya düşen şimdi tüm tanıkları dinlemek ve o karakolda görevli askerlere, özetle ateş açan personele dava açmak.” dedi.’(CNNTürk)

Olay ihtilaf bölgesinde vücud bulur, bununla bağlantılı olarak eşzamanlı uygulama burada pratik bulmaktadır ve yaşam hakkı ihlali Devletin kontrol ettiği bir bölgede meydana gelir. ‘Savcıya düşen’ ise Devletin pozitif obligasyonudur hak ihlali durumunda. Fakat hak ihlalinin Devlet tarafından mı yoksa başka bir hükümet dışı silahlı örgüt tarafından mı icra edildiği kesin olarak bilinmemektedir.

4. Şükrü Abay’ın öldürülmesi – 10/08/2016 – Dersim:

Olayın geliştiği zaman ve mekanı, yani ihtilaf yer ve zamanını Evrensel şöyle tarif etmiş: “Karayolunun bulunduğun Munzur Vadisi’nde askeri operasyonlar dün de devam etti. Sabah saatlerinde Türk Telekom’a ait bir aracın askerler tarafından vadiyi girişine izin verildi. Dersim-Ovacık karayolunun 30’ncü kilometresinde fiber optik arızasının tamıratını yapmaya giden işçilerden Şükrü Abay’ın (46) tek kurşunla vurulduğu öğrenildi. Kim tarafından vurulduğu bilinmeyen Abay Tunceli Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan Abay, yaşamını yitirdi. Diğer yandan önceki gün Munzur Vadisi’nde başlatılan askeri operasyon sürüyor. Operasyonun yapıldığı alanda orman yangını çıktı. Dersim’de önceki geceden itibaren kapatılan Munzur Vadisi’nin savaş uçaklarıyla bombalandığı öğrenilirken araziye asker yerleştirildiği belirtildi.”

Dersim Valiliği ise 11.08.2016 tarihli basın açıklamasında şu bilgiyi vermektedir:

“09 Ağustos 2016 günü Tunceli Ovacık-Karayolu üzerinde keşif ve gözetleme maksatlı uçuş yapan İHA tarafından tespit edilen terörist grubunun bulundukları bölgeye top atışı yapılmış akabinde de hava destekli operasyon düzenlenmiştir.

Hava harekâti sonrasında Saritas Köyü ve Saritas Jandarma Karakol Komutanlığına hizmet götüren Türk Telekom hattında meydana gelen arızayı gidermek amacıyla 10 Ağustos 2016 tarihinde bölgeye giden Türk Telekom’a ait 2 hizmet aracına teröristlerce açılan ateş neticesinde Şükrü ABAY isimli görevlinin yaralanması ve Tunceli Devlet Hastanesinde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmesi olayı sonrası Ovacık İlçemiz sınırları içerisinde bulunan Sırbat Komu bölgesinde İl Jandarma Komutanlığımız unsurlarınca tespit edilen BTO mensuplarının etkisiz hale getirilmesine yönelik hava destekli operasyona başlanmıştır.”

Abay’a yönelik eylem doğrudan yaşam hakkının ihlalidir. Fakat ihtilaf halinde vurulan bir sivilin kimler tarafından vurulduğu bilinmemektedir. Bu ilerlediğimiz dönemlerde açığa çıkarılabilir bilirkişi raporları ve tanık ifadeleri ile. Problem, yaşam hakkı ihlalinden hükümet dışı örgütler mi yoksa devlet kendisi mi sorumludur? İhtilaf bölgesinde ihlal edilen temel hak sözkonusudur ve bu ihlalden Devlet sorumlu olacak mıdır? Pozitif obligasyionu olan devlet yeterince koruma sağladı mı can güvenliği için? Ya da ihtilaf anında yasadışı örgüt üyleri var mıydı? Varsa örgüt üyelerinin öldürdüğünü ya da ölümünden sorumlu olduğunu söylemek mümkün müdür? Bu bağımsız bir araştırmanain konusudur. Şunu söylemek muhtemelen yanlış bir tespit olmaz: Abay’ın yaşam hakkı ihlalinden her iki aktor de sorumlu olabilir. Zira çatışma anında bir sivilin yaşam hakkının elinden alınmasından sözediyoruz.

5. Orman Yangınları:

Çatışma anında veya kasten çıkarılan orman yangınlarından Devlet’in tüzel kişi olarak sorumluğu olduğu söylenebilir. Fakat bazı orman yangınları yüksek sıcaklık neticesinde ya da kaza neticesinde çıkmaktadır. Bir çok durumda Devlet yangına müdahele etmelidir. Sözkonusu ihlal doğaya karşı gerçekleştirilan bir ihaldir. Ayrıca birçok canlı varlık yaşam alanından edilmekte ve doğa bazen tamamen kullanımlaz hale gelmektedir. Bununla ilgili ayrıntılı bilgiler sonradan aktarılacaktır. Sivil toplum oluşumu çatışma anında zayıf olduğu için aktif bir çalışma beklemek zordur. Yerel yönetimin bazı katkıları olabilir bu durumda.

6. Yol kesmeler:

Yasadışı örgüt üyeleri tarafından icra edilen yol kesmeler ve kimlik kontrolleri seyahat hakkının ve özel yaşamın ihlali olduğu söylenebilir. Vatandaşlar zaten askeri bölgelerde kimlik kontrolünden geçirilmekte ve ayrıca denetim dışı bölgelerde yasadışı örgüt üyeleri tarafından aynı muameleye tabi tutulmaktadır. Devlet tarafından geçrekleştirilen yoğunlastrılmış kimlik kontrolü de birvbiçimi ile özel yaşamın ihlali olduğu söylenebilir. Fakat bu muamele KHK rejimi ile kanunileştirilmiştir. Kanuni olan her uygulama hukuki olmayabilir. Güvenlik belegeleri ve sıkıyönetim ilanları da bu ihalalleri bir biçimi ile meşrulaştırmaktadır. Fakat bunun bir sınırı ve koşulları yok mudur?

7. Mülkiyet hakkı’nın ihlali:

Sıkıyönetim, güvenlik bölgeleri ve ihtilaf bölgeleri gereksiz ve orantısız kullanıldğında Dersimli vatandaşın mülkiyetini kullanamaması, üretim yapamaması, ürün alamaması ve finansal yaşamda kendi ifade edememesine yol açmaktadır. Bu kısıtlama ekonomik olarak Dersimli’nin mülkiyetini kullanamaması ve yaşamanını idame edememesine yol açmakatadır.

8. FEDA: Demokratik Alevi Federasyonu Pırler Meclisi açıklaması:

Av. Cihan Söylemez hakkında yapılan açıklama: “Bunların içlerinden biri, Cihan Söylemez! Kendi gibi düşünmeyen herkesi Emevilikle, Vahhabilikle suçlamakta, sözde Ehl-i beyt sevgisi altında Şiilik propagandası yapmaktadırlar. Bu toprağın yetiştirdiği solcularına, demokratlarına, mücadele şahadetini tatmışların yoldaşlarına pervasızca hakaretler yağdırmaktadır. Bu kendini bilmez Şii misyoneri, bu kutsal kentimizde avukat, yazar olarak faaliyet göstermektedir. Ne hazındır ki; bazı canlarımız, hala bu misyoneri, bir avukat olarak muhatap almakta ve davalarına vekil tayin etmektedirler! Herkes, aklını başına toplasın!’’

Kuşkusuz FEDA Avrupa’da yasal olarak kurulmuş ve temel hak ve özgürlükleri kurum olarak kendisi için de tartışabilen bir kurumdur. Burada kimin haklı ya da haksız olduğunu konuşmak yerine aslında Söylemez’in düşünce ve kanaat özgürlüğü hedef alınmaktadır. FEDA’nın Dersim inanç ve itiqatını savunması gayet meşrudur fakat bu meşruiyeti temel hak ve özgürlükleri zedeleyerek ifade etmesi aslında özlenen sivil toplum gerçeğini zedelemektedir. Sözkonusu açıklama üslup itibarı ile ifade özgürlüğü ilkesini zedeleyicidir:
İfade özgürlüğü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesi’nde şu şekilde kaleme alınmıştır:

“Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir…..
Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara bağlanabilir.”

Öte yandan Söylemez’in ‘kendini bilmez Şii misyoneri’ olduğu doğru olmadığı gibi, halk ve bazı kurumların Dersim Kızılbaş Aleviliği’ni İslam öncesi ve dışı görmeleri de bir düşünce ve fikir özgürlüğü olduğu gibi aynı zamanda din ve inanç özgürlüğüdür. Her iki eğilim de düşünce özgürlüğü kapsamında tutulmaktadır.

FEDA’nın dernek kurma ve fikir yayama özgürlüğü olduğu gibi Söylemez’in de bu yönde çalışma hakkı vardır. Fakat Dersim’in Müslüman, Şii ölüp olmadığı burada tartışılacak bir mesele değildir. Buna Dersim halkı karar verecektir. Dersimli her bireyin Kızılbaş Alevi olduğunu ifade etme hakkı vardır. Bununla beraber Dersimli bir Kızılbaş Alevi inanç kurumunun bazı şahısları düşkün ilan etme hak ve yetkisi de yine düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır. Düşkün ilan etme ifade özgürlüğü içinde tanınması gereken bir Kızılbaş Alevi teamülüdür ve buna saygı duyulmalıdır.

Buna benzer henüz burada sözünü etmediğimiz bir çok ihlal ya da ihlal iddiası mevcuttur. Bunlar zamanla kayıt altına alınacaktır.

IV. Sonuç (Conclusion):
Bu artikel boyunca belirtildiği gibi, UAiHH ve UAHH kalıcı değil ve fakat Dersim bölgesinde de pratiği tartışılması gereken evrimsel bir müessesedir. Sivil toplum örgütlerinin insan hakları hukuku ve hümaniter hukuku bağımsız bir biçimde tartışması lazımdır. Dersim’de içinde bulunduğumuz dönemde sivil çalışma yapmak oldukça güçtür. Zira politik kurumlar tarafından politisize edilmişlerdir. Hak ihlalleri gündeme geldiğinde bağımsız bir çalışma yapacak sağlıklı bir kurum henüz yoktur. Yukarıda sözü edilen hak ihlalleri iddiları henüz mahkeme ve hükümet dışı organizasyon tarafından sağlıklı bir biçimde bir koğuşturmaya tabi tutulmamıştır. Dersim’de sorgulanması gereken sayısız insan hakları ihlalleri ve iddiaları mevcuttur.

Ek olarak aşağıdaki basın açıklamaları da sunuldu. Sözkonusu açıklamalar aslında Dersim’de olağan bir yaşamın henüz mümkün olmadığını kayıt altına almaktadır, oysa ki bu uygulamaların asıl mağduru yine sivil halk olmaktadır ve günlük ilişkilerini güçlükle sürdürmektedir. Dersim Mamekiye bölgesinde fiili olarak bir askeri rejim ve savaş hukuku mevcuttur.

Sivil bir Dersim’de yaşama umudu ile insan haklarini gelistirmek ve korumak icin hareket et!!!

Act to promote and protect human rights in Dersim with the hope of living in a civil Dersim Society!!!

Ek (Appendix)

Haber ve Kaynaklar:

Dersim Valiliği Basın Açıklamaları:

1. Dersim Valiliği Basın Açıklaması – 17.08.2016- Dersim:

‘13.08.2016 günü Tunceli-Elazığ karayolu üzerinde 24 saat esasına göre uygulama yapmakta olan Emniyet Müdürlüğümüz ekiplerince yapılan sorgulamada “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan aranmakta olan Tunceli nüfusuna kayıtlı, HDP eski İl Başkanı Ergin DOĞRU, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığından alınan talimatlar doğrultusunda yakalanarak gözaltına alınmış, bahse konu şahıs düzenlenen tahkikat evrakları ile birlikte 15.08.2016 günü hazır edildiği Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığınca ifadesi alındıktan sonra tutuklanma talebi ile sevk edildiği Tunceli Sulh Ceza Hâkimliğince tutuklanarak cezaevine sevk edilmiştir.’

2. Dersim  Valiliği Basın Açıklaması – 17.08.2016- Dersim:

‘17 Ağustos 2016 Çarşamba günü Mazgırt/Elmalık Jandarma Komutanlığımızca icra edilen yol kontrol ve arama noktasında görevli kolluk personeli tarafından kimlik belgeleri üzerinde bulunmayan ve şüpheli davranışlarından dolayı sorgulanan 2 kadının evden kaçtıkları, terör örgütü sempatizanı oldukları ve terör örgütüne katılmak üzere Tunceli iline geldikleri, ayrıca aynı gün içerisinde İlimize gelmekte olan yolcu otobüsünde yapılan kimlik kontrolünde 1 erkek şahsın yapılan kimlik kontrolünde “terör örgütüne üye olmak” suçundan arandığı tespit edilmiş olup şahıslar yakalanarak gözaltına alınmış ve konu ile ilgili olarak adlı tahkikata başlanılmıştır.’

3. Dersim Valiliği Basın Açıklaması – 23.08.2016- Dersim:

‘…Nazımiye İlçe Merkezinde ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.’

4. Dersim Valiliği Basın Açıklaması – 23.08.2016- Dersim:

‘Nazımiye İlçemiz kırsalında devam eden operasyonlarda vatandaşın can ve mal güvenliğinin temini açısından 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu uyarınca; Nazımiye İlçesi Dereova, Doğantaş, Büyükyurt, Ramazanköy, Beytası, Ayranlı, Sarıyayla, Yayıkagil köy/mahalleleri ve bağlı mezralarında; 23.08.2016 tarihi saat:19.30’dan itibaren ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.’

5. Dersim Valiliği Basın Açıklaması – 25.08.2016- Dersim:

‘Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin temini açısından 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu uyarınca; Tunceli-Pülümür Karayolunun (Sütlüce Köy Yolu dahil) 25 Ağustos 2016 tarihi saat:06.00’dan itibaren çift taraflı olarak trafiğe kapatılma kararı ve Nazımiye İlçesi Dereova, Doğantaş, Büyükyurt, Ramazanköy, Beytası, Ayranlı, Sarıyayla, Yayıkagil köy/mahalleleri ve bağlı mezralarında 23.08.2016 tarihi saat:19.30’dan itibaren ilan edilen sokağa çıkma yasağı, 25.08.2016 tarihi saat 17:30 itibariyle Valiliğimizce kaldırılmıştır.’

6. Dersim Valiliği Basın Açıklaması – 29.08.2016- Dersim:

‘25.08.2016 günü İlimiz Merkez Ovacık Karayolu uygulama noktasında durdurulan bir araç içerisindeki 2 şahsın şüpheli hareketleri üzerine adlı makamlardan alınan izin sonrasında, araç ve şahısların üzerinde yapılan aramada örgütsel doküman ele geçirilmiştir. Savcılık talimatı üzerine şahıslar gözaltına alınmıştır.
İlimizde yakalanarak gözaltına alınan şahıslar; 29.08.2016 tarihinde Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığınca tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmiş, çıkarıldıkları mahkemece, 1 şahıs Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan tutuklanırken, 1 şahıs hakkında ise Adlı Kontrol ve Yurtdışına Çıkış Yasağı kararı verilmiştir.’

7. Dersim Valiliği Basın Açıklaması – 30.08.2016- Dersim-

‘Terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlar nedeniyle, halkın can ve mal güvenliğinin korunması bakımından girilmesinde sakınca bulunan, aşağıda koordinat bilgileri yazılı Tunceli İli, Tunceli Merkez, Ovacık ve Nazımiye İlçe sınırları içerisindeki (31) ayrı bölgede 01 Eylül 2016 – 15 Eylül 2016 tarihleri arasında Özel Güvenlik Bölgesi ilan edilmiştir.
Ayrıca sivil vatandaşların can ve mal güvenliği açısından risk teşkil etmesi nedeni ile Pülümür – Erzincan Karayolu (D-885) Pulumur İlçesi istikametinin 35’inci km si (S.Mehmet Jandarma Karakol Komutanlığı hizası) ile 45’inci km si (Kırmızıköprü Jandarma Karakol Komutanlığı hizası), Tunceli-Ovacık ilçesi istikametinin 13’uncu km si (Karşılar Jandarma Karakol Komutanlığı hizası) ile 37’inci km si (Aşağıtorunoba Jandarma Karakol Komutanlığı hizası) arasında kalan karayolu yol kenarında kısa süreli duraklama ve piknik yapma amacıyla konaklama yapılmaması gerekmektedir.
Halkımızın can ve mal güvenliği için; Özel Güvenlik Bölgelerine, Mülki Amir izni olmadan girişler yasaklanmıştır.’

8. Karar Sayısı: KHK/667 – Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı, 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler ile bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemektir.’

Dersim – 04.09.2016

• https://www.evrensel.net/haber/287364/telekom-isci-tek-kursunla-vuruldu
• https://www.evrensel.net/haber/286535/dersimde-asker-ates-acti-bir-genc-yasamini-yitirdi-iddiasi
• http://www.cnnturk.com/turkiye/huseyin-aygun-mesut-ilkbahari-asker-vurdu
• http://www.alevinet.com/pirler-meclisi-incinen-gonullere-munzur-suyunu-tattiracaktir/
• http://www.tunceli.gov.tr/basin-aciklamasi-30082016
• http://www.tunceli.gov.tr/basin-aciklamasi-29082016
• http://www.tunceli.gov.tr/basin-aciklamasi-11082016
• http://www.tunceli.gov.tr/basin-aciklamasi-30082016
• http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/09/20160901M1-1.htm
• http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/07/20160723-8.htm

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Continue Reading
You may also like...
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

fourteen − 9 =

More in Haberler

To Top