Dersim Mitolojisi
Bir Dersim geleneği: Howtemal
Tüm ağaclar yere doğru eğildi ve secde etti…
Değerli dostlar Pülümür Kırdım köyü ve civarlarında Mart ayı içerisinde uygulanan bir takım itikatsal etkinliklerden kısa bir bilgilendirmeyi bu ay içerisinde zaruri görmekteyim. Bu paylaştıklarım tamamen kendi ailem içerisinde öğrendiklerim ve büyüklerimizden bize kalan ritüellerdir.
Başka yörelerde daha farklı icra edilmiş olabilir insanlarımız lakin yazılı bir kaynağı olmayan ve tamamen sözsel ve geleneksel bir kültür söz konusu olunca doğru yanlışı tespitinden ziyade genel bir değerlendirme ile bunu gelecek kuşaklara nasıl aktarabiliriz bunun çabasına girmeliyiz diye düşünüyorum.
Eski hesapla yani Rumi takvimle 1 mart Miladi takvimle 14 Mart’a tekabül etmektedir. Bizim evlerimizde 13 Mart akşamı 14’ünden itibaren başlayacak olan ve 22 Mart’ta son bulacak 9 günlük bir oruca niyetle başlardı.
14 mart günü itibariyle 9 gün sultanı (New Roz) denilen oruç Hızır orucu koşullarında tutulur bütün ritüeller Hızır orucunda ki gibi yerine getirilir ve 9’uncu gün gücü yetenler kurban keserlerdi miyaz denilen yağlı ekmek pişirilir komşulara dağıtılırdı. O gün mutlaka kabirler ziyaret edilir mumlar yakılır köyde Kur’an okumasını bilen varsa Yasin okutulurdu kabristanlarda.
Ateş yakmalar ateşin üstünden atlamalar diye bir geleneği asla görmedik kendi yörelermizde ve sonradan Dersim’e sokulmaya çalışılan bu geleneğin Dersim kültüründe olmadığını biliyoruz ve bu sonraki asimilasyona dair geleneği kabul etmiyoruz bir Dersim kültürünü otantik olarak yaşamaya çalışan olarak…
Mart ayı içerisinde ilk Çarşamba Qere Çarseme diye olarak bilinir bugünün sabahı rahmetli baba annem beni erkenden uyandırır ki bu şafak vakti olurdu çeşmeye gönderir taze kaynak suyu getirtirdi. Getirdiğim bu suyu alıp içerisine bir Reşat altın koyar ahırda asardı üç günden sonra bu suyla Qelayiye Çêyi evin kalaylanması diye eve ahıra hayvanlara serper Kırmancki dualar eder ağlardı.
Heftê Malo Qız da derlerdi. Rumi Hesapla 17 marta yani miladi 30 Mart’a tekabül ederdi o gün evin çatısız evlerin üstünde bacanın etrafında evdeki insan sayısına göre aynı zaman köpek ve kedi birde ahırdaki hayvanların yekününe ait birer taş konulurdu. 3 gün sonra gidip bu taşların altına bakılırdı hangi taşın altına karınca yada benzeri herhangi bir canlı baharın uyanışı ile girmişse o evdekilerin o kişi yada hayvanın rızkı sayesinde rızıklandıklarına hüküm edilirdi. Burda çok önemli bir husus vardır eğer kedi yada köpeğin adına indirilmiş taşın altına girmişse herhangi bir canlı o hayvana verilen değer daha da bir anlam kazanırdı. Dualarda wayirê çêyi ma xatıre kutike veré çeveré xo sane (Ey evimizin sahibi bizi kapındaki köpeğine bağışla ) diye dualarda münacatta bulunurlardı.Ve yine 17 mar’ta yani miladi 30 Mart’a tekabül eden bu günde evin etrafı bir çubukla sure denilen her tür hastalıktan beladan pislikten korunma amaçlı manevi bir daire çizilirdi.
Bu günün gecesi ibadet ile dua ile ağlamakla geçirilirdi. Bu gece Mıhemede Homete’nin nurunun dünyaya geldiği gece olduğuna inanılır ve bütün canlıların ağaçların secdeye ineceğine inanılarak kamiller Hakka secde ile münacat ederlerdi. Ustına teberuku önünde (teberik direği) önünde mumlar yakılır ibadet edilirdi.
Aynı zamanda Heftê Malo Pil ,Heftê Malo Qız diye de adlandırılırdı bu iki geleneğin adı.
Evimizde uygulandığı şekliyle kısa ve öz paylaşmaya sunduğum bu geleneğin yaşatılması yaşanması adına cümlenizi aşkla selamlıyorum.
Kadir Doğan