Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

Dersim'de Newê Marti ve Hawtemal Kutlamaları

Dersim

Dersim'de Newê Marti ve Hawtemal Kutlamaları

Kırmanclar (Alevi Zazalar) Mart’ın 7/19’unda “Hawtemalo Qıc”ı(Küçük Hawtemal), Mart’ın 17/29’unda ve “Hawtemalo Pil”i (Büyük Hawtemal) 27Mart/8Nisan’da “Hawtemalo Peyen”i (Son Hawtemal) kutlamaktalar.

howtamali

Munzır COMERD

KIRMANCLAR’DA NEWÊ MARTİ VE HAWTEMAL KUTLAMALARI[*]

Kırmanclar (Alevi Zazalar) Doğu Anadolu’ da; başta Dersim (Tunceli) ve Erzincan olmak kaydıyla Sivas, Bingöl, Elazığ ve diğer komşu il ve ilçelerde yerleşiktirler. Kendi anadilleri Zazaca’da genellikle “Kırmanciye” veya “Harde Kırmanciye” diye tanımladıkları bu ana yerleşim birimlerinden göç ederek, Orta- ve Batı  Anadolu’ da yaşamlarını sürdürmekte olanlarla da karşılaşmak olasıdır. Aynca Batı Avrupa ülkelerinde de yoğun bir Kırmanc kitle vardır.

Etnik kimliklerini belirlerken kendilerine çoğunlukla “Kırmanc”, konuştukları dili de “Kırmancki” olarak tanımlamaktalar. Bazı yaşlılar “Eke heqe vana, namê zonê ma Dımılio.” (Gerçeği sorarsan, dilimize Dımıli denir) derlerse, sakın şaşmayın. Erzincan yöresindeki Kureyşan ve Çarekan aşiretinden bazı yaşlılar yöre halkını tanımlarken “Khurêsu be Kırmancu” (Kureyşanlılar ve Kırmanclar) ve “Çhareku be Kırmancu” (Çarekanlılar ve Kırmanclar) dediklerine bugün bile tanık oluyoruz. Çarekanlılar varlıklı bir aşirettir; ağadırlar, mirdirler. Kureyşanlılar ise büyük ve saygın bir Alevi ocağıdır. Mistik bir misyonları vardır. Bu her iki aşiret kendilerini geniş halk katmanlarından halka “Kırmanc” ve kendilerine “Çarek” veya “Kureyş” diyerek belirgin bir çizgi ile ayırmakta. Bir zamanlar soyluların halkı tarımlamada kullandıkları “Kırmanc” terimi, bugün artık Zazaca konuşan ve Alevi olan bu halkın etnik kimliğini saptarken kullandıkları bir belirlemeye dönüşmüş durumda.

Kamuoyunda çoğunlukla komşu ulusların ulusal kimlikleri ile tanınan ve tanıtılan Kırmancların yaşamında özel önemi olan bazı günler var. Kişisel düzeyde yapılan bu amatör halkbilimsel araştırmayla amaçlanan, özel önemi olan iki güne açıklık kazandırmadır. Konu ile bağlantılı olmasa da Kırmancların kimliğine ve diline değinmeden edemezdik. Okuyucunun bu araştırmayı yeterince kavrayabilmesi için, Kırmancları tanıması kaçınılmaz bir yükümlülüktü.

Açıklığa kavuşturmak istediğimiz, önemsenen bu iki günden biri “Newê Marti”, diğeri ise “Hawtemal“dır. “Newê Marti” her yıl Rumi 9 Mart’ta (Miladi 21 Mart’ta), “Hawtemal” ise yine Rumi 7, 17 ve 27 Mart’ta (Miladi 19, 29 Mart ve 8 Nisan’da) kutlanmakta. Birbirine çok yakın tarihlerde anımsanan, kutlanan bu iki güne ışık tutmak anlayışıyla halka gitmeyi yeğledik.

Kaynak olarak kendilerine baş vurduğumuz kişilerin geldikleri alanlar Pülümür, Tercan, Erzincan, Çayırlı ve Kiğı’yı kapsıyordu ve yaşları 45 ile 90 arasında. Kadın ve erkekler hemen hemen aynı oranda temsil edilmekteler. Yaşlı kadınlar ve erkeklerin hepsi çok az Türkçe konuşabiliyorlardı. Bunlar yüksek oranda okur- yazar değillerdi. Bir kısrm Orta ve Batı Anadolu’da yaşarken, 50 yaşını aşanlardan bazıları şimdi Batı Avrupa‘nın çeşitli ülkelerinde yaşamlarını sürdürüyordu. Hiç bir ulusal hareketten etkilenmemişler. “Newê Marti” ve “Hawtemal”ı geleneksel olarak yaşamış kişilerdi. Sorularımızı yanıtlarken, bu günleri özlemle anımsıyorlardı.

NEWÊ MARTİ

Yazımızın başında, “Newê Marti” gününü Kırmancların “Hesavê Ma” dediği Rumi takvimde, Mart ayının 9’da (Miladi 21’de) kutlandığını belirttik. Bilindigi gibi Mart’ın 21’de Ortadoğu’da bir çok halk “Nevruz”u (Newroz’u) kutluyor. Acaba “Newê Marti” “Nevruz”u mu çağrıştırıyordu? Bunu öğrenmek için kaynak kişilerimize söyle bir soru yönelttik:

“Sıma Newroz’de se kerdenê? No çutur viarnenê ra?” (Nevruz’da ne yapardınız? Onu hangi etkinliklerle kutlardınız?)

Hemen hemen tümünden bu sorulara aldığımız yanıt; karşı bir soru idi:

“Newroz çıko?” (Nevruz nedir?)

Biz “Nevruz”un, Mart ayının 9’da (Rumi) kutlanan bir bayram olduğunu belirttiğimizde, gözleri ışıldayarak diyorlardı ki:

“Ma de  i ra Newê Marti vanê.” (Biz ona “Newê Marti”(Mart Dokuzu) deriz.)

Peki “Newê Marti” dedikleri bu günü neden kutluyorlardı?

“Hezreti Eli Newê Marti de amo dina, coku ma na roce anime ra xo viri.” (Bu günü, Hz. Ali’nin doğum günü olduğundan dolayı kutluyoruz.)

Bu günün, onlar açısndan önemini öğrendik; “Newê Marti” inançsal değeri olan bir günü idi. Kırmancların bu özel günde ne tür etkinlikler yaptıklarına duyduğumuz merak arttı. Onlardan aldığmız yanıtları şimdi sıralıyoruz:

– Bir gün oruç tutuyorlar.

– Evin duvarına veya sütununa kücük bir torbacık içinde asılı duran “Teberık” vardır. “Teberık”, dedelerin, babaların ve dervişlerin yadiğar olarak verdiği nesneler; kutsal ağaç, kaya, göl, ırmak ve yatırlardan getirilen parçacıklardan oluşmaktadır. Gece, “Teberık“lerin asılı olduğu yerin altında çıra ve mum yakıyorlar.

– Kadınlar, alaca karanlıkta kalkıp “Miyaz” (kömbe) pişirirler. Bu “Miyaz”ları, güneşin doğuşuyla birlikte yüzleri ona dönük, dualar okuyarak ufaltıyorlar. Evde herkesin “lokma“sı verilince, artanı komşulara dağıtıyor1ar.

-Kurbanlar kesiyorlar. Özellikle küçük baş hayvanlardan seçtikleri bu hayvanları ufaltarak
komşulara dağıtıyor1ar.

– “Miyaz” ve Kurban esnasında bir dedenin olmasına özen gösteriyorlar; ama bu her zaman olmayabilir.

-Adakları ile kutsal yer ve yatırlara gidiyorlar.

-Kurbanı; kutsal göl, ırmak, kaya, ağaç ve yatıra götürerek orada kesen ve orada dağtan da çoktur.

-Pişirdiği “Miyaz” ve “Kete”sini alarak, kutsal yer ve yatırlara gidenler çoğunluktalar. Bu ziyaretler esnasında temiz olmaya ve güzel giyinmeye özeniyorlar.

– Cem törenlerini örgütleyenler de çoktu. Bunlar kadın-erkek, çoluk-çocuk gece cemin yapıldığı bir komşu evinde bir araya gelerek Hakka yakarıyor, gözyaşı döküyorlardı.

– Bazı evlerde Zazaca “Ewliya” denen Tarık vardır. Evinde “Ewliya” bulunanların çoğu dede ve diğer kurumlardan yol erleri, arna içlerinde talip olanlar da az değil. Bunlar ağaç çubuklardır. Çok kutsallar. Bunlardan bir kısmı ünlü dedelerden, dervişlerden kalma asalardır; ama bazısının nereden geldiği pek bilinmemekte. Kendiliğinden geldiği söylenenin yanında, Hızır‘ın verdiği söylenen “Ewliya”lar da vardır. Bunların hepsi ayrıksız kerametlidirler. Hepsinin birer yaşam öyküleri vardır. Her “Ewliya”nın çıkardığı birçok keramet anlatılır. Bunları çeşitli yol törenlerde kullanırlar. Görgü cemleri (Cemê ca vatene) bunların en sık kullanıldığı törenlerdir. Bu cemlerde musayip olan ve olacakların yol yükümlülükleri yerine getirilir. Cem’in ilerleyen saatlerinde dede curasını bırakır. Ceme katılanların göz yaşları ve Hakka yakarışları arasında “Ewliya“yı kılıfından çıkarır. Dört can bir dona girmiş olan musahiplerin sırtına “Ewliya” ile on iki/ya da üç kere dokunur. Bunu başka gösteriler izler.

Yol törenleri esnasında “Ewliya”lar çoğunlukla yılan, bazıları da güvercin donuna girerler. Törenin bitiminde tekrar dualar ve yakarışlar arasında özenle kılıfına konur. Yılda bir kere “Ewliya”nın kılıfı yıkanır. Bu yıkama olayı her zaman bir yol töreneinde olmayabilir; veya “Ewliya” bütün bir yıl hiç kullanılmamış olabilir. Böyle bir durumda “Ewliya”nın kılıfını yıkamak için seçtikleri gün “Newê Marti”dir. Dualar ve yakarışlarla çıkarır; yıkadıktan sonra, yine aym törenle yerine yerleştirilir.

“Newê Marti” kutlamalarında; Newroz’da olduğu gibi, dağda taşta, şurda burda ateş yakma ve ateşin üstünden atlama gibi otantik bir etkinlik yok.

Kaynak  kişilerimizin “Newê Marti” kutlamaları ve yapılan etkinliklere ilişkin bize aktardıkları bilgiler bunlardır. Bu alanın dışında kalan Kırmancların, yukarıda saydıklarımıza ek olabilecek değişik türden başka etkinlikleri olabilir. Bunlar da zaman içinde gün ışığına çıkacaktır.

Şimdi “Newê Marti” gününe dair aktarılan bilgileri toparlarsak: Kırmanclar 9 Mart’ı inançsal bir gün olarak kutluyorlar. Bu günü “Newê Marti” olarak adlandırıyor ve günün özüne uygun düşen etkinliklerde bulunuyorlar. 9 Mart‘ı “Bahar Bayramı”, “Yılbaşı Bayrarmı” veya “Kave Bayramı” olarak görenlerle; onu “İnançsal Gün” olarak gören Kırmancların savları arasında belirgin bir catışkı var. Güzel olan; bu bayrarmı kim hangi amaçla kutlarsa kutlasın, milyonlarca yüreğin 9 Mart’ta aynı coşku ve heyecanla çarpmasıdır.

HAWTEMAL

Kırmancların  “Hawtemal”ı yine Rumi takvimle 7, 17 ve 27 Mart’ta (Miladi 19, 29 Mart ve 8 Nisan’da) kutladıklarına değinmiştik. “Newê Marti” ve “Hawtemal” arasında çok az bir zaman dilimi vardır. Biz yine sözü kaynak kişilerimize bırakıyoruz:

“Asma Marti asma gitana. Na asme de en Çharsemeo veren “Qere Çharseme”o. 7ê na asme “Hawtemalo Qıco”. 9ê na asme “Newê Marti”o. 17ê na asme “Hawtemalo Pil”o. 27ê na asme ki “Hawtemalo Peyen“o. (Mart ayı, özel önemi olan bayramlar/günler ayıdır. Bu ayın ilk Çarşamba’sı “Kara Çarşamba”dır, 7’si “Küçük Hawtemal”, 9’u “Martın Dokuzu”, 17’si “Büyük Hawtemal”  ve 27’si “Son Hawtemal” dır.)

Asıl bizi ilgilendiren “Hawtemal“dı. Mart ayınında önemsedikleri, “Hawtemal” denilen bu günü acaba neden kutluyorlardı? Kaynaklarımız bu sorumuzu da şöyle yanıtladılar:

“Hawtemal“de sacia germe kuina bınê hardi; vare vıloşina ro, cemed xo verdano ra, çhemi gınenê de. Serre Newê de sare kena. Endi usaro. (“Hawtemal”da yerin altına sıcak bir sac girer; dolayısıyla karlar erir, buzlar çözülür, ırmaklar taşar. Artık Bahar’dır. Yeni bir yıl başlıyor.)

Ardından konuşmalarına şöyle devam ettiler:

“Naê ra dıme dar u ber, velg u vas endi beno kewe. Jü ki; na sewe de dar u ber têde yeno secde!“ (Bu günden başlayarak bütün doğa yeşile bürünür. Bir de; ağaçlar bu gece secdeye gelir!)

“Hawtemal” gecesi ağaçların secdeye gelmesini konu alan ilginç öyküler anlatıldı. Zazaca anlatılan bu öykülerden yalnız birini, salt Türkçe olarak buraya alıyoruz:

Kırmancların inanışına göre; ağaçlar gecenin bir hayli geç bir saatinde secdeye geliyor ve bu kolay görülebilir, izlenebilir bir zaman değildir. Evlerin birinde bir gelin, gecenin çok geç bir saatinde uyanarak dışarı çıkar. Bir de bakar ki ne görsün; bütün ağaçlar secdeye gelmiş. Derhal eve dalarak herkesi uyandırır. Ağaç1arın secdeye geldiğini, buna gözleriyle tanık olduğunu belirtir. Ne yazık ki onlar dışarı çıktıklarında, secde olayı geçip gitmiştir. Gelinin bu olaya tanıklık ettiğine inanmazlar. Kadının yalan söylediğini sanıp, onu incitirler.

Sabah olunca dışarıda bir gürültü daha kopar. Bu defa yaygarayı koparan komşulardır. Komşu kadının çamaşır yıkarken kazanın altına koyduğu ücayak (Devzan), şimdi metrelerce yüksek bir ağacın en tepesinde takılı duruyor.

Bunu; ağaçlar secdeye geldiklerinde, onlardan birine takılıp kaldığına yorumlarlar. Ayrıca bu onlar açısından secde olayının da kanıtı olur. Olayın tanığı olan gelini kırdıklarından dolayı ondan özür dilerler. Anlatılan öykü kısa ve öz olarak budur.

Hawtemal’de yaptıkları etkinlikleri aşağıda sıralıyoruz:

-Özellikle ırmaklardan su getirir ve bununla yıkanırlar. Bunun çok uğurlu olduğuna inanırlar. “Hawtemal“de ırmak suyu ile yıkananların; o yıl hastalanmayacaklarına, sağlıklı kalacaklarına bağlamaktalar.

-“Şilan” dedikleri kuşburnu ağacından bir dal kesiyorlar. Kestikleri bu dalın her iki ucunu
birleştirerek bağlıyorlar. Bunun çapı, bir insanın içinden geçebileceği kadardır. Çocukları yıkadıktan sonra “Şilan”dan geçirme töreni başlar. Bunu; bir dede, bir ana veya becerebilen bir başka kişi uygulayabilir. Bu uygulamaya özellikle çocuklar; ama isteyen yetişkinler de alınırlar.

“Şilane ro vetene”(Kuşburnundan geçirme) dedikleri bu törende; “şilan“dan geçecek adayın, ayakta durması ve yönünün güneşe dönük olması gerekir. Başından geçirilerek ayağının altından çıkarılan ve üç defa tekrarlanan bu olayda “şilan” çemberini elinde tutan kişi çesitli dualar okur.

Örnegin:

“Ya Mıhemed! (Ya Muhemmed!(Güneş)

Ya qelew u qudret!  (Ya varlık ve kudret sahibi!)

Zan u zun, dec u puc (Acı sızı, ağrı uyuşma)

çı xıraviye ke esta cıra def ke!” (ne kötülük varsa kendisinden defet!)

 

Dualar ölçünlü değil; bunlar çok değişiktir. Herkes ayrı bir dua okuyabiliyor.

-Yılın uğurlu olabilmesi için, lokmalar dağıtılır.

-Yatırlara ve kutsal yerlere gidenler de oluyor.

– Aileden herkese ayrı ayrı el veya yarım el büyüklüğünde yassı taşlar toplarlar. Bunları birlikte belirledikleri bir yere dizerler. Herkes hangi taşın kendine ait olduğunu bilir. Hangi taşın altına böcek girmiş ya da ot yeşermiş ise; bu yılın o taşın sahibine uğurlu geleceğine inanırlar. Aynca şöyle derler:“Rısqê çêyi emser riye di de yeno!“ (Bu yıl evin kısmeti onun sayesinde gelecek!).

– Bu günü en canlı kutlayanlar, hiç kuşkusuz çocuklar ve gençlerdir. Onlar bir çok oyun sergilerler.

Etkinliklerin çeşitliliği bize böyle sıralandı.

Anlatılanları toparlarsak: Kırmanclar Mart’ın 7/19’unda “Hawtemalo Qıc”ı(Küçük Hawtemal), Mart’ın 17/29’unda ve “Hawtemalo Pil”i (Büyük Hawtemal) 27Mart/8Nisan’da “Hawtemalo Peyen”i (Son Hawtemal) kutlamaktalar. Bu onların üç aşamalı bahar ve yeni yıl bayramıdır. Bu günü; “sıcak sac” ve “ağaçların secdeye gelmesi”nde olduğu gibi, bazı söylencelerle beslemekte ve “ırmak suyu”nu kutsayarak inançlarını pekiştirmekteler.

 

[*] İlk kez “Alevi Zazalarda Newê Marti ve Hawtemal Kutlamaları” adıyla Desmala Sure, Mart 1994,  Sayı 11/1’de yayımlandı. Burada yeniden gözden geçirildi. Okuyucu, 23 yıl önce kaleme alınan bu yazıyı o günkü koşulların bir ürünü olduğunu gözden kaçırmamalı. Buna rağmen, Dersimlilerin Newroz’u geleneksel olarak kutlamadığını; ama aynı gün Newê Marti’ni (Mart Dokuzu) kutladıkları ve Hawtemal’ın  Dersim’de esas Bahar ve Yeni Yıl bayramı oluğunu ilk defa dile getiren bir makaledir.

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Continue Reading
You may also like...
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

six − four =

More in Dersim

To Top