Dersim’deki belediyeler, siyasi parti, sendika, sivil toplum örgütleri, Kürt sorununun demokratik çözümü için başlatılan sürece Deklarasyonla destek verdi.
Kentteki neredeyse bütün belediyeler, siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütlerinin desteklediği “Barışa Destek Deklarasyonu” Belediye Toplantı Salonu’na düzenlenen açıklamayla basınla paylaşıldı.
Düzenlenen açıklamada konuşan KESK Dönem Sözcüsü Mazlum Doğan, “Bizler Dersim’de çalışmalarına devam eden Belediye, Muhtarlık, Siyasi Parti, Demokratik Kurum, Sendika, Dernek ve Odalar olarak içinden geçtiğimiz döneme sessiz kalmak istemiyoruz” dedi.
Başlatılan görüşmeler ve barış çabalarını dikkatle izlediklerini söyleyen Doğan, Barışa Destek Deklarasyonunu toplantıya katılanlara okudu.
Deklarasyonda şu ifadelere yer verildi: “Yıllardır barış için mücadele eden kurumlar olarak bu sürecin devam ettirilmesini, tam hak eşitliği temelinde demokratik çözüm ve onurlu bir barış koşullarının yaratılmasını, Kürt halkının en temel, insani taleplerinin karşılanmasını ve Anayasal güvenceye alınmasını istiyoruz.
Bu bakımdan sürecin hassasiyetini gözeten bir dil ve üslupla çalışmaların yürütülmesinde ısrarlı olunmasını istiyoruz. Yaşanan gelişmeler göstermiştir ki toplumun tüm kesimleri bu sürecin barışla sonuçlanmasını istemekte ve yapılmaya çalışılan provokasyonlara pirim vermemektedir. Öyleyse yetkililer gereken adımları hızla atmalıdır.
Demokratik siyaset kanallarının önünün açılarak, görüşmelerin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi ve çözüme dönüşmesi için tarafların çatışmaları ve operasyonları durdurmalarını ve karşılıklı bir ateşkes ilan edilmesi için çağrı yapıyoruz. Yine bu kapsamda tutukluların, serbest bırakılması ve demokratik düzenlemelerin yapılması da ertelenmemelidir.
“Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz!” Ama 30 yıldır süren çatışmalarda neler kaybettik.
Hayatını kaybeden 45000 yurttaş. Bölgede zorla boşaltılan 4000 köy. Yerinden yurdundan edilen 3 milyon insan. Binlerce operasyon, faili meçhul 3000 cinayet ve kaybedilen 17000 insan. Onlarca yıl en tabii haklarından mahrum bırakılan, sıkıyönetim ve olağanüstü hal yasaları ile bir mutlu gün bile yaşayamayan milyonlarca insan. Altını çizerek belirtmek istiyoruz ki, savaşa harcanan 450 milyar dolar.
Barışı biz istemeyelim de kim istesin. Barışı kazanmak demokrasiyi kazanmak demektir. Demokrasi yalnızca siyasi ve ekonomik hakların gelişmesi değildir. Çevre sorunlarının çözümünde, kadına yönelik cinayet ve baskıların engellenmesinde, eğitimde, sağlıkta, göçlerin tersine çevrilmesinde ve inançların özgürce yaşanmasında kendini gösterecektir.
Bunun için Savaş Politikalarına Karşı Barış ve Demokrasi İçin Birleşmeliyiz. Biz Dersim’de barış için demokrasi için birleştiğimizi buradan ilan ediyoruz.
Hava ve Su gibi ihtiyaç duyduğumuz barışın yakıcı ateşi ile kaybedecek zamanımız yok diyoruz. AKP hükümeti ve Sayın Başbakanın sesimizi duymasını haykırıyoruz. Dersim’den uzattığımız barış elinin havada kalmamasını istiyoruz.
Tüm Dersim halkı olarak bu sürecin, 100 yıllık başarısız savaş politikalarından tamamen vazgeçerek, barışın dilini yaratarak ilerletilmesini bekliyoruz. Bildik, “terörle mücadele” söylemlerinden biran önce vazgeçerek çözüm için adımlar atılsın ve çözümün önündeki engeller ortadan kaldırılsın istiyoruz.
Barışın ancak tüm toplum kesimlerinin ortak mücadelesiyle kazanılacağını biliyoruz. Bu süreç boyunca bu doğrultuda mücadele edeceğiz. Aşağıda imzaları bulunan onlarca kurum ve kuruluş temsilci ve yöneticileri olarak, siyasal çevreleri ve toplumsal kesimleri çözümün parçası olmaya, barışa sahip çıkmaya, barış mücadelesini güçlendirmeye çağırıyoruz.”
Deklarasyonun okunmasının ardından katılımcılara başlatılan sürece ilişkin görüşlerini dile getirdi.
tuncelininsesi