Gündem
İsmail Beşikçi’den İnciler…
“Seyit Rıza’nın ‘Evlad-ı Kerbelayız’ demesi, doğru değildir. Kerbela evlatlarıyız demek, biz Arabız demektir. Halbuki, Kürtler Arap mıdır? ‘Evlad-ı Kerbelayız’ yanlış bir saptamadır. Kerbela, İslam içerisindeki bir iktidar kavgasıdır.” İSMAİL BEŞİKÇİ
Beşikçi’nin bu belirlemeleri, birçok açıdan sakat;
1-Dersimlilerin kendi acılarını Kerbela metaforuyla ifade ediyor olması, Sey Rıza ile sınırlı değildir. 1938 öncesi yakılmış birçok Dersim ağıdına bakılırsa, bu görülebilir. Yani Kerbela, özellikle de Hüseyin sembolü, Dersim kültürüne işlemiştir. Günümüz belirlemeleriyle, Dersim’in 100 yıl önceki kültürel yapısını değerlendirerek, o kültürün bir parçası haline gelmiş sembolleri ve/veya metaforları “doğru değildir” biçiminde eleştirmek, bilimsel yöntemi yok saymaktır.
2-Evet, Kerbela olayı, İslam içerisindeki bir iktidar kavgasıdır ancak bu metaforu kullanmak, Kızılbaşların İslam içinde yer aldığı manasına gelmez. Birçok halk, kendi kültürel yapısı ile alakası olmayan başka bir halkın değerini, farklı nedenlerle kendi kültürüne dahil edebilir.
3-Bugün, ezilen sınıfı temsil etme çabasındaki çevrelerin (en başta da Alevi çevreleri), Türkmen Babek, Türkmen Şeyh Bedrettin, Türk Mahir Çayan, Türk Deniz Gezmiş vb. sembolleri kullanmaları, onların Türk veya Türkmen olduğu anlamına gelmeyeceği gibi, Sey Rıza’nın “Evlad-ı Kerbelayızı” Dersimlilerin uğradığı zulmü anlatmada bir metafor olarak kullanması da, Dersimlilerin Arap olduğunu göstermez ki zaten Sey Rıza da o sözüyle, Dersimlilerin, Kerbela’da kıyımdan geçirilenlerin biyolojik çocukları olduğu yönünde bir kasıtta bulunmuyor. (Dersimlilerin Kürt olduğuna yönelik tespitine hiç girmiyoruz zira bu konudaki düşüncelerimiz yeterince açık)
Not: İsmail Beşikçi; Ali, 12 imamlar vb. figürlerin Çaldıran Savaşı sonrasında Kızılbaşlığa girdiğini belirtiyor ve bu süreci, yani Kızılbaşlığın Şii değerleriyle doldurulmasını, temelde Alevilerin 7 ulu ozanı olarak belirtilen isimlerin gerçekleştirdiğini ifade ediyor. İncelenmeye değer bir iddia… Kızılbaşlar gerçekten Yavuz-İdrisi Bitlisi ve Şah İsmail arasında alternatifsiz kalınca, kendilerini koruma amacıyla Safevilere yanaşarak, Şii figürlerini almış olabilirler mi? Tıpkı, Osmanlı şeriatına karşı cumhuriyete sığınmaları gibi… Yine günümüzde İslam ittifakına karşı CHP’yi kurtuluş yeri olarak görmeleri gibi…
Sonuç; Kızılbaşların ve Dersimlilerin unutmaması gereken, sığındıkları Safeviler’in kendilerini nasıl kaynar sulara attığıdır. Yine sığındıkları Cumhuriyetin onları nasıl 1938’de katliama uğrattığıdır… Aleviler ve Dersimliler kendi bağımsız, öz güçlerini yaratmadıkları sürece, tarihte olduğu gibi günümüzde de iki katliamcı-asimilasyoncu güç arasından birini tercih etmek zorunda kalacak ve bu tercihleri de kaçınılmaz olarak kendi sonlarını hazırlayacaktır…
Kırmanciya Beleke Dergisi
Koo Sur
21/04/2013 at 20:12
Sayın Beşikçi,
Dersim hakkında yazdığı yazılarla ve yaptığı yorumlarlar Dersim gerçeğinden çok uzak durteriyor bize. Besikçi, Kafasındaki bir Dersimi yorumluyor. Kürtlere baktığı gözlüklen Dersime bakıyor.
Dersim hususundaki yazıları artık güvenilir değil.