Gündem
Faili Meçhuller Davasında Failler Belli Tutuklanan Yok
Faili Meçhul cinayetler davasında korumalar terör estirdi, yumruklar konuştu, sandalyeler havada uçuştu. Mahkemenin, “cinayetler devletin bilgisi dahilinde işlenmiştir” itirafında bulunan Ayhan Çarkın’ın tahliyesine karar vermesiyle tutuklu sanık kalmadı.
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ayhan Çarkın’ın yanı sıra tutuksuz sanıklar Korkut Eken, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Lokman Ertürk, Seyfettin Lap, Uğur Şahin, Yusuf Yüksel hazır bulunurken, İbrahim Şahin ve Mehmet Ağar katılmadı.
Duruşmayı Susurluk çetesi tarafından infaz edilen isimlerin yakınları ile avukatları katıldı. 1990’lı yıllarda eşi Savaş Buldan’ı infaza kurban veren HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ile Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel ve CHP’li Mahmut Tanal da duruşmayı izledi.
TARTIŞMA YAŞANDI
Duruşmada mahkeme başkanı Tekman Savaş Nemli’nin avukatlara yer açmak için stajyer avukatları çıkarmak istemesi üzerine tartışma yaşandı. Mağdur tarafın avukatları, stajyer avukatların çıkarılmasına karşı çıktı. Başkan Nemli ise stajyerlerin mahkemenin stajyer avukatları olmadığını belirterek çıkarılmasına karar verirken, duruşmanın güvenlik nedeniyle kapalı yapılabileceği uyarısında bulundu. ÇHD Başkanı, Avukat Selçuk Kozağaçlı ise yer darlığının sanıkların korumları nedeniyle yaşandığını belirterek, bu kişilerin çıkarılması gerektiğini söyledi.
AĞAR ‘TANSİYONUM VAR’ DEYİP KATILMADI
Susurluk çetesi yöneticiliğinden mahkum olan ve bu davanın bir numaralı sanığı Mehmet Ağar, avukatı aracılığıyla mahkemeye 7 günlük istiharat raporu gönderdi ve duruşmaya gelmedi. Raporda, Ağar’ın ani tansiyon yükselmesi, kalp kapağı hastalığı ile kronik akçiğer hastalığı olduğu öne sürüldü. Müşteki avukatları, rapora ilişkin sahtecilik iddiasında bulundu. Sanık İbrahim Şahin de Reşadiye Devlet Hastanesi’nden düzenlenen aldığı raporla duruşmaya gelmedi.
TARİHİ İTİRAF: SUSURLUK CİNAYETLERİ DEVLETİN KARARIYDI
Davanın tek tutuklu sanığı Ayhan Çarkın, savunmasında çarpıcı itiraflarda bulundu. Çarkın, “Bu
cinayetler, dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakan, MGK, İçişleri Bakanlığı, İstihbarat Daire Başkanlığı ve Başbakanlığa bağlı MİT’in içinde bulunan Kontr-Terör Dairesi’nin bilgileri ve koordinasyonunun yani o dönemki devletin bilgisi dahilinde işlenmiş cinayetlerdir. Yoksa kimse pervasızca bu cinayetleri işleyemez. Herkes bilgi sahibidir. Bu cinayetleri işleyenler siyasi ve ekonomik rant elde etmişlerdir” dedi.
MAHKEME SUSURLUK’UN DEVLETİNE LAF SÖYLETMEDİ
Ayhan Çarkın, savunmasında devletin faili meçhul cinayetlerinde rolünü anlatırken mahkeme başkanı aniden müdahale etti. Bu sırada avukatlar ile başkan arasında tartışma yaşandı. Bunun üzerine mahkeme heyeti, duruşmaya ara verreek müzakere odasına çekildi.
Mahkeme heyeti, aranın ardından saat 11.05’te salona döndü. Başkan Nemli, avukatların söz verilmeden konuşmamaları konusunda uyardı ve Çarkın’ın savunmasına devam kararı aldı.
‘KURBANLIK KOYUN GİBİ’ DİZLERİNİN ÜZERİNE ÇÖKMÜŞ
Ayhan Çarkın, ifadesinde Abdulmecit Baskın, Yusuf Ekinci ve Faik Candan’ın nasıl infaz edildiğini anlattı. Avukat Yusuf Ekinci’nin ölümüne değinen Çarkın, “Kuğulu Park civarındaydık. Anons geçildi, Ümitköy civarına gelmemiz istendi. Oğuz ile gittik. Yusuf Ekinci, dizlerinin önüne çökmüş, kurbanlık koyun gibi bekletiliyordu. Bana silah verdiler, al siftah yap dediler. Ben de silahı attım. Abdülmecit Baskın cinayeti üzerine Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin’e gittim, bana sen karışma MGK kararı dedi” ifadelerinde kullandı. Çarkın, savunmasının sonunda tahliyesini talep etti.
VAMPİRLERİN KAN ÇANAĞINA KAN AKITTIK
Ayhan Çarkın ifadesinde şunları kaydetti:
“İşkencelerle hayatını kaybedenlerin hesabı adalet önünde görülsün. Şimdi yüzleşmenin tam zamanı. Bu kanlar neden aktı, bu canlar neden gitti? Ben bir gerçeğim, korkmadan gerçekleri anlatıyorum. Vatan millet bayrak adına yola çıkıp da yoldan sapanlar bu yolu rant kapısı yapanları görelim. O dönem devletin makamlarını işgal eden bu kişiler hesap versin. Çünkü o dönem vampirlerin can çanağına kan akıttık.”
SANIK ADRESİNİ VERMEK İSTEMEDİ
Sanık Enver Ulu, savunmasının alınması için kimlik tespiti yapılırken, “Buradakilerin kim olduğunu bilmediğim için adresimi vermek istemiyorum. Koruma kararım var” dedi. Bunun üzerine müşteki avukatı Selçuk Kozağaçlı, “Senin kim olduğunu iyi biliyoruz. Katilsin. Sen bizi tanı, mağdur ailesiyiz” diyerek karşılık verdi. Kozağaçlı ile Ulu arasında tartışma yaşandı. Ulu, avukatlara el kol hareketi yaparak bir süre atıştı. Mahkeme başkanı araya girince Ulu, adresini verdi. Ancak avukatı olmadığı için Ulu’nun savunması alınamadı.
MAĞDUR OĞLUNDAN SANIĞA: SENİN BABANIN ÜZERİNDE SİGARA SÖNDÜRDÜLER Mİ?
Örgüt faaliyeti kapsamında 8 cinayetle suçlanan sanık Ayhan Akça, savunmasında “Bunların hiçbirini tanımıyorum, bilmiyorum. Ruh sağlığını da bilmiyorum. Kimlerin yönlendirdiğini de bilmiyorum. Devletin verdiği görev dışında hiçbir illegal işler yapmadım. Ayhan Çarkın ile de aynı birimde yapmadım. O dönem görev belgeleri ortadadır. Ben şahısların isimlerini bile hatırlamıyorum.” dedi. Bunun üzerine cinayete kurban giden Hacı Karay’ın oğlu Enes Karay,“Biz seni 22 senedir unutmadık” dedi. Akça, “Kardeşim bir sus” derken, Enes Karay, “Senin babanın üzerinde sigara söndürdüler mi, laylon erittiler mi? 22 senedir biz bunların isimlerini unutmadık” karşılığını verdi.
“TARIK ÜMİT ÖLMEDİ, İNGİLTERE’DE…”
Davanın sivil sanıklarından Nurettin Güven, ifadesinde “Tarık Ümit ölmedi, sağ kendisi. Benim bildiğim kadarıyla İngiltere’de. Bir kere Amerika’da Tarık Ümit’i bir MİT’çi ile viski içerken gördüm” dedi. İddianamede, MİT elamanı Tarık Ümit’i bu çetenin öldürdüğü anlatılıyordu.
MEDET SERHAT’IN EŞİ GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
‘Eşimi kucağımda kaybettim. Bunların ağababaları nerede’
Davanın öğleden sonraki bölümünde infazlarda yakınlarını kaybeden aileler söz aldı. Avukat Faik Candan’ın eşi Gönül Candan, bu katliamları yapanların idam edilmesini istedi. Avukat Medet Serhat’ın eşi Yurdanur Serhat ise konuşmasında gözyaşlarını tutamadı. Sanıklara bakarak konuşan Yurdanur Serhat, eşini kucağında kaybettiğini belirterek, o anları şöyle anlattı:
“Düğünden çıktık. Biz evimize tam geliyoruz. Solumuzdan bir araba girdi ve bizi sıkıştırdı. Şoför durdu. Öbür arabanın şoförün yanındaki kişi camı açtı tak tak sıktı. Eşime bir tane geldi bana 14 tane geldi. Kim olduğunu bilmiyorum. Arabada üç kişi vardı. Silahı çıkardı tak tak tak diye sıktı. Ben her seferinde ay ay ay dedim. Eşim hayatını kaybetti. Ben ve evladım bunu kabul edemez. Eşim Kürt’tü. Kendini inkar etti. Ben Kürt değilim. Bir asker kızıyım. Bir emniyet mensubunun kızkardeşiydim. Ama abim bunlar gibi maşa değildi. Bunların ağababaları nerede? Büyükleri istiyorum. Bunun öcünü istiyorum ben” dedi. Serhat, önünde oturan Korkut Eken’e seslenerek “Açık baş, sana çok gıcığım” ifadesini kullandı.
PERVİN BULDAN: DEMİREL VE ÇİLLER DE YARGILANMALI
Eşi Savaş Buldan’ı kaybeden Pervin Buldan, izleyici sırasından söz almak istediğini belirterek,“Bakalım bu katillerin benim yüzüme bakabilecek cesaretleri var mı?” dedi. Hiçbirinin yüzene bakacak cesareti olmadığını dile getiren Buldan, “Çünkü hepsi ellerine silah tutuşturulmuş ceplerine para konulmuş zavallı katiller. Emir alan, kurşun sıkan kahraman ilan edilen katiller” dedi. Bu kişilerin Tansu Çiller’in “Elimizde Kürt işadamlarının listesi var, hesap soracağız” dedikten sonra ellerine silah verilen “katiller” olduğunu dile getiren Buldan, şunları söyledi:
“Bugün burada yalnız bunların değil, bunlara emir verenlerin, eline silah verenlerin hepsinin yargılanmasını istiyorum. Başta Tansu çiller ve Süleyman Demirel, Mehmet Ağar, OHAL bölge valileri, hepsi burada yargılanmalıdır. Ben eşimi kaybettiğim gün bir kız çocuğu dünyaya getirdim. Bugün kızımı buraya getirmedim, babasının katillerinin görmesini istemedim. Buna dayanamam o ağlarsa ben de dayanamam. Çünkü ben bir anneyim. Acaba burada oturanlar bunu bilirler mi? Bunların evlatları bir güne bir gün sordular mı, onlar babasız büyüdüler.”
Korumalar terör estirdi
Duruşmanın sonuna doğru olaylar çıktı. Duruşma savcısı Beşir Çiftlik, görüşünü açıklarken, müşteki vekillerin sanıkların duruşmalarda hazır edilmesini istemesinin nedeni “tahkir ve tezyif” olduğu ifadesini kullandı. Yani savcı, bunu “devletin manevi şahsiyetini aşağılama olarak yorumladı. Müşteki avukatları savcıya tepki gösterdi. Tartışmanın büyümesi üzerine Mahkeme Başkanı duruşmaya ara verdi. Bazı izleyiciler salonda çıkarken “Halkın adaleti ensenizde olacak” şeklinde sloganlar attı. Bu sırada sanıkların sivil korumalarından biri slogan atanlara, “Sıkıysa gelip benim enseme dayansana” diye tepki gösterdi. Karşılıklı tartışma büyünce duruşma salonundaki koltuklar kırıldı, yumruklu kavga yaşandı. Korumalar ve avukatlar birbirine su şişesi ve sandalye attı. Bir avukat, koruma polisi tarafından darp edildi.
Bu davadan adalet çıkmaz
Tüm müşteki avukatları ve izleyiciler dışarı çıkarılırken salona çok sayıda çevik kuvvet polisi ile sivil polis alındı. Savcı, sanıkların tutuklanması talebinin reddini istedi. Bu sırada içeride Pervin Buldan ile kalan Sabahat Tuncel, oturduğu yerden “Bu kadar polisin olduğu yerde adalet çıkmaz. İnsanları dışarı çıkartacaksınız. Böyle bir davadan adalet çıkabilir mi” dedi. Bu sırada sanık avukatları, “Hangi sıfatla konuşuyor bu başkanım” derken, Pervin Buldan, “Milletvekili sıfatıyla” dedi. Sanık avukatları, “Meclis kürsüsü mü burası” karşılığını verirken, Buldan, “Ne demek konuşamaz? Bu ülkede katiller konuşur zaten” diye konuştu.
Korkut Eken ayak ayak üstüne attı
Sanık Korkut Eken’in oldukça rahatladığı ve heyetin karşısında ayak ayak üstüne attığı görüldü. Mahkeme, heyeti duruşmanın sonunda Ayhan Çarkın’ın tahliyesine karar verirken, Korkut Eken dahil tüm tutuksuz sanıkların tutuklanması talebini ise reddetti. Mahkeme, tüm sanıkların duruşmalardan vareste tutulmalarına hükmetti. Yani artık duruşmaya gelmek zorunda değiller. Bir üye, sanıkların tutuklanmaması kararına muhalefet etti. Sabahat Tuncel, tüm karar karşısında “Biz öldüğümüzle kaldık” dedi.
DURUŞMAYA ARA VERİLDİ
Yaşanan tartışmanın büyümesi üzerine Mahkeme Başkanı duruşmaya ara verdi. Bu sırada bazı izleyiciler salonda çıkarken “Halkın adaleti ensenizde olacak” şeklinde sloganlar attı.
Bu sırada sanıkların sivil korumalarından biri slogan atanlara, “Sıkıysa gelip benim enseme dayansana” diye tepki gösterdi. Karşılıklı tartışma büyünce duruşma salonundaki koltuklar kırıldı, yumruklu kavga yaşandı.
MAHKEME AYHAN ÇARKIN’IN TAHLİYESİNE KARAR VERDİ
Mahkeme, tek tutuklu sanık Ayhan Çarkın’ın tahliyesine karar verdi. Korkut Eken ve diğer tutuksuzların tutuklanmasını ise reddetti. Faili meçhul cinayetler davası 17 Ekim’e ertelendi.
cumhuriyet.com.tr