Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

Aygün: Bakanlık Pozantı Raporunu Dikkate Almadı

Siyaset

Aygün: Bakanlık Pozantı Raporunu Dikkate Almadı

Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün, Adalet Bakanlığı’nın, 2009 yılında Pozantı Cezaevi ile ilgili hazırlanan bir raporu dikkate almadığını öne sürdü.

 

Dersim News/Ankara– Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün, Adalet Bakanlığı’nın, 2009 yılında Pozantı Cezaevi ile ilgili hazırlanan bir raporu dikkate almadığını öne sürdü.

Meclis’te, Pozantı Cezaevi’ndeki iddialara ilişkin basın toplantısı düzenleyen Hüseyin Aygün, Gaziantep Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nün, 2009 yılında Adalet Bakanlığı izniyle Pozantı’da çocuk tutuklularla görüştüğünü belirtti. Görüşmeler ışığında bir rapor hazırlandığını hatırlatan Aygün, bu detaylı raporun bakanlığa da sunulduğunu, ancak dikkate alınmadığını savundu.

CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün, Manisa Milletvekili Özgür Özel, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir ile parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Pozantı Cezaevi’ndeki iddialara ilişkin Adalet Bakanlığının, 2009 yılında Pozantı Cezaevi ile ilgili hazırlanan bir raporu dikkate almadığını ileri sürdü.

Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün’ün açıklaması şöyle:

“Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü tarafından “Çocuk Suçluluğu Araştırması: 2009 Adana Pozantı Örneği adlı SODES destekli bir araştırma yürütülmüştür.

Yürütülen bu çalışmada Pozantı’da 142 tutuklu ve hükümlü ile yüz yüze mülakat gerçekleştirilmiştir.

Araştırmada ortaya önemli bulgular çıkmıştır;

Bu araştırmada katılımcıların %75 tutuklu, %22’si hükümlüdür. Çocukların yargılama sürecinde yaşanan gecikme tutuklu çocukların aleyhine işlemektedir. Çocuk hüküm giydiğinde eğitim evine gitmektedir. Dolayısıyla sürecin uzaması hükümlü değil tutuklu çocukların aleyhine işlemektedir.

Pozantı bölge çocuk infaz kurumunda kalan çocuk ve ergenler dikkat çeken en önemli risk faktörü “kapalı oda” sistemidir. “kapalı oda” sisteminde, çok sayıda çocuk veya ergen uzunca bir süre aynı odayı paylaşmaktadır.

En az 6 veya daha fazla çocuğun, uzunca bir süre bir arada yaşamasının ortaya çıkarabileceği tehlikeleri görmezlikten gelmek ihmalkârlık olsa gerektir. Bu durumun çeşitli istismarlara davetiye çıkaracağı kaçınılmaz bir gerçektir.

Görüşmeye katılan çocuklarda anne eğitiminin kaygı verici ölçüde düşük oluşu dikkat çekmekte ve annelerin %70 ‘i okuryazar olmadığı ortaya çıkmıştır.

Çocukların babalarının mesleki dağılımına bakıldığında işçi, esnaf, yevmiyeci veya işsizlik olduğu ortaya çıkmaktadır. Dikkati çeken başka bir husus ise çocukların büyük çoğunluğunun daha önce gelir getirici bir işte çalışmış olmasıdır.

Çocukların tutuklanma veya hüküm giyme nedenleri yaralama, gasp, hırsızlık ve adam öldürme olduğu görümlüktedir.

Tutuklu veya hükümlü olan çocukların %56 oranında daha öncesinde evde kaçtıklarını belirtmektedirler. Nedenleri ise %44 oranında “aile içi ilişkilerin kötü olması” ve %41 ‘i ise “özgürlük, macera ve arkadaş etkisi” olduğunu belirtmektedirler.

Çocukların ailelerinin ikamet yerlerine bakıldığında büyük çoğunluğu kentlerin çevre semtlerinde ikamet etmektedirler. Hanelerin yaşadığı semtler, kent merkezinden nispeten izole ve kriminojen unsurlar barındırmaktadır. Kriminojen ( suç üreten/suç içeren çevre) ortam kuşkusuz çocuk suçluluğunu tetiklemektedir.

Hanelerin gelir dağılımına bakıldığında %75 oranında gelir aralığı 301-1050 TL arasında değiştiği görülmektedir. Bu veri neden çocukların %50 oranında okuldan ayrılma nedeninin ekonomik sıkıntı ve yoksulluk olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.

Araştırmaya katılan çocukların eğitim durumları alarm verirken, yaşadıkları travmaların etkisiyle ruhsal ve duygusal dünyaları alabildiğince zedelenmiştir. Bu çocukların eğitim durumları düşük, madde kullanma alışkanlığı ve sokakta yaşama deneyimleri bulunduğu için suç işleme oranları yüksek çıkmaktadır.

Yukarıda izah edilen rapor üç yıl önce bizzat Adalet Bakanlığının bilgisi ve teşviki ile hazırlanmıştır. Ancak Bakanlık raporun gereğini yapmayarak bugünkü felakete kapı açmıştır. Bakanlık bu felaketin sorumlularını açığa çıkarmalı, failler hakkında şeffaf yargılama şartları tesis edilmeli ve daha önemlisi rapordaki öneriler dikkate alınarak cezaevlerinde köklü ve kalıcı reformlar yapılmalıdır.”

Veli Ağbaba ise Hükümetin Pozantı konusunda suçlu psikolojisi ile hareket ettiğini ileri sürdü. Pozantı Cezaevi’ndeki olayların yalnızca buz dağının görünen kısmı olduğunu belirten Ağbaba, araştırıldıkça dağın gövdesinin ortaya çıkacağını söyledi. Ağbaba, ”Adalet Bakanlığı ve Hükümet, Pozantı’da yaşananları unutturmak ve yok saymak için çaba harcamaktadır. Cezaevi boşaltılarak kanıtlar yok edilecek. Adalet Bakanlığı soruşturmadan elini çekmelidir” diye konuştu.

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

eleven − three =

More in Siyaset

To Top