Siyaset
Gülten Kışanak Osmanlı Hayranı Çıktı!
Alevileri temsil eden asıl parti BDP imiş. Zira kendisi Aleviymiş ama Siirt’ten seçilmiş. Doğubeyazıt Belediye Başkanı da Aleviymiş. (Temsiliyet eğer biyolojik olarak Alevi olmak ise, AKP’nin Kürtleri temsil ettiği gibi çarpık bir sonuca varılmaz mı Sayın Kışanak?).
GÜLTEN KIŞANAK’DAN İNCİLER!
BDP Eş Genel Başkanı Gülten Kışanak, İMC televizyonunda yayınlanan “Devran” adlı programda “Barış süreci” ve Aleviler üzerine kimi değerlendirmelerde bulundu. İşte o inciler;
-Osmanlı döneminde, bütün kimlikler, kendilerini özgürce ifade edebiliyorlarmış.(Sayın Kışanak; Çaldıran ve sonrasındaki katliamlarda, Kuyucu Murat Paşa’nın katliamlarında, Kalenderi katliamında, Celali katliamlarında, Hamidiye Ordularının katliamlarında, Dersim’e her Osmanlı seferindeki katliamlarda yalnızca katliamcı kimlikler, Alevileri katlederken, kendilerini özgürce ifade edebiliyorlardı).
-Kızılbaşlar, Osmanlı döneminde kimi baskılara maruz kalmış ama bu da iktidar mücadelesi sebebiyleymiş. Safevi ile Osmanlı arasındaki iktidar savaşında sadece zulüm görmüşler. (Sayın Kışanak; siz, her ne kadar Alevilerin maruz kaldığı katliamları, Safevi-Osmanlı savaşı dönemiyle sınırlı gibi gösterseniz de, tarih ve Alevilerin toplumsal belleği sizi yalanlıyor).
-Osmanlılar, Müslüman olan tüm halklara özgürlük tanımış, Müslüman olmayanlarla da ittifak kurmuş, onların inançlarını yerine getirmesine rıza göstermiş. (Tabi, Ebu Suud tarafından yazılan fetvalarda, “Aleviler’in malına dokunan cehenneme gider, onlar özgürce inançlarını yerine getirebilir, buna rıza gösterin” yazıyordu(!)
-Aleviler, Osmanlıda devlet içerisinde yer almak yerine kendi içlerine kapalı bir şekilde yaşamayı TERCİH etmişler.(Sayın Kışanak, yeni bir tarih yazmaya heveslenmiş anlaşılan. Durdurabilene aşk olsun. Neredeyse Osmanlılar’ın Alevilere gelin devlette görev alın dediğini, Alevilerin de; “yok biz böyle iyiyiz, bu dağ başlarında, açlıkla, sefalet içerisinde yaşamayı yeğliyoruz” demişler diyecek).
-Öcalan’ın İslam bayrağı altındaki bir kardeşlikten bahsetmesi kimi çevreler tarafından çarpıtılmış. Öcalan onu söyleyerek, bir realiteden bahsetmiş. Osmanlı’da Türklerle Kürtler İslam kardeşliği altında yaşıyormuş, buna vurgu yapmış. (Öcalan, o mektupta, geçmişe dair bir realiteden bahsetmedi, bilakis geleceğe dair, barış ve kardeşliğin hangi zeminde olması gerektiğini anlattı, bu yönlü perspektifi sundu. Kaldı ki, geçmişe dair bir realiteden bahsetmiş olsa dahi, bir başka toplum üzerinde katliam manasına gelen kardeşlik midir referans alınması gereken?).
-Alevileri temsil eden asıl parti BDP imiş. Zira kendisi Aleviymiş ama Siirt’ten seçilmiş. Doğubeyazıt Belediye Başkanı da Aleviymiş. (Temsiliyet eğer biyolojik olarak Alevi olmak ise, AKP’nin Kürtleri temsil ettiği gibi çarpık bir sonuca varılmaz mı Sayın Kışanak?).
-Alevilik bir mezhepmiş.(Alevilik bir mezhep değil, yoldur. Başta bunu öğrenin, ondan sonra Alevilere dair belirlemelerde bulunun.)
-Barış sürecinde Alevilerin sürece kendi renklerini dâhil etmesi gerekiyormuş. (Alevilerin elinde “sihirli değnek” mi var? Nasıl renklerini dâhil edecekler? Barış sürecini kontrol edecek, hatalarını ortaya çıkaracak ve haksızlıkları giderecek akil adamları AKP ve onun zihniyeti belirliyor. İçlerinde tek bir Alevi yok.(Kimse İzzettin Doğan’ı bize Alevi önderi olarak pazarlamasın. Kendisinin sağlam bir fethullahçı olduğu aşikâr) Bu duruma sesinizi çıkarmadığınız gibi, Diyarbakır’da o akilleri (siz liboşlar ve İslamcılar olarak okuyun) çiçeklerle karşılıyorsunuz. Bir de utanmadan Aleviler sürece dâhil olsun diyorsunuz).
Alevilerin Sesi
Yalçın Tan
14/09/2014 at 15:43
Bn. Gülten Kışanak Osmanlı hayranı ise şunları da biliyor ya da öğrenmiş olması gerekir:
Osmanlı Devleti’nde 17’si Asya’da, 15’i Avrupa topraklarında olmak üzere 32 eyalet vardı. Bu eyaletler İstanbul’a çok sıkı bağlarla bağlıydılar. Eyalet adları o dönemlerde seyahat, savaş, vergi toplama amaçlı konularda ulaşımı sağlamak için yörelere verilmiş adlardı. Kürdistan adlı eyalet Diyarbakır-Muş-Van-Hakkâri-Cizre yerleşim yerlerinden oluşmaktaydı. Bu eyalet adına Kürdistan adını veren ve eyaleti oluşturacak yerleşim yerlerini seçen Osmanlı Devleti idi. Yoksa bu yöreyi Kürtler kurmuş,adını Kürtler koymuş değildi. Ayrıca eyaletlerde meclis toplantılarında tutanaklar Osmanlı Türkçesi ile tutulurdu. Örneğin Lazistan-Kürdistan eyaletlerinde tutanaklar ne Lazca ne de Kürtçe tutulurdu. İşin bir de ilginç yanı var tüm eyaletlerdeki kadıların Türk kökenli olması zorunluğu vardı Tüm bunlar gözönüne alınarak özerklik gibi konuların gündemden kaldırılması gerekir.