Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

Elazığ’da Bir Dersim Ozanı: Munzur Kaya

Haberler

Elazığ’da Bir Dersim Ozanı: Munzur Kaya

Munzur Kaya, küçük yaşlarda zurnacılıkla başlamış müziğe. Pek çok düğün görmüş, pek çok acıyı zurnasında çalıp söylemiş. Dersim düğün kültürünün Elazığ’da nasıl icra olduğunu, insanların neden düğünlerde klamlar dinlediğini bize anlattı.

 

 O BİR HALK OZANI…

Munzur Kaya, küçük yaşlarda zurnacılıkla başlamış müziğe. Pek çok düğün görmüş, pek çok acıyı zurnasında çalıp söylemiş. Dersim düğün kültürünün Elazığ’da nasıl icra olduğunu, insanların neden düğünlerde klamlar dinlediğini bize anlattı.

Muzur Kaya’nın bir de şikayeti var, Dersim festivallerinin kültürü yaşatmak için etniklik yaptığını ancak yerel sanatçılara bu etkinliklerde yer verilmediğini söyler.

Biz onunla yerel sanatçıların sorunlarını, ekmek parasını nasıl elde ettiğini, ruh halini konuştuk.

Müzik severler seni bir evin odasında, arkanda mahçup bir Yılmaz Güney ve Hz. Ali fotografının bulunduğu duvar dibinde çalıp söylerken tanıdı. Sosyal medyada binlerce dinleyicin oluştu, ne diyorsunuz buna?

Evimin o odası sazım, gitarım ve kılamlarla buluştuğum bir yer. Orada söylerken kendimi rahat hissederim, dinleyicide o halimi çok sevdi. Oradan başladım.

Yalnız mı oturursunuz?

Hayır annem ve babamla.



Müziğe nasıl başladın?

Aslında müziğe üflemeli çalgıyla, zurna ile başladım o zamanlar henüz 15 yaşlarındaydım. 19, 20 yaşlarında bağlamayla tanıştım.

Ailede zurna çalan var mıydı?

Yoktu.

Sizi zurna çalmaya iten şey ne oldu?

Bilmem, düğünlerde ağıtlar falan çalınırdı, oyun havalarından ziyade o ağıtları zurnanın yanık sesi ile dinlemek hoşuma gidiyordu. Hala da benim için zurnanın duygusu bambaşkadır. Küçük yaşlarda düğünlere filan gittim, zurna çaldım. Yani zurnacılık yaptım.



Öyle mi? Eskiden Dersim köy düğünlerinde kılam çalınırdı, hatırlarım. Demek Elazığ’da hala sürer.

Evet ismi ne kadar düğün olsa da, bizim burda Dersimliler düğünlerinde klam geleneğini sürdürürler. Ağıt çalarız, misafir olarak katıldığım düğünlerde dahi büyük istek gelir. Düğünün bir nizamı var, ama her düğünde kısa da olsa ağıt yakılır. Dersim burada yanı başımızda ama bizim insanımız gurbet duygusu yaşıyor. Düğünlerimiz hala Dersim’e uygun yapılır.



 

Neşat Ertaş’ta düğünlerde çalıp söylermiş, bu alanda müzik yapanların durumu ne?









Aslında ben artık düğünler için çalışmıyorum, bizim zengin düğünlerimiz yok. Eş dost davetine giderim, çok ısrar olunca katılırım. Elazığlı dostlarımız da davet eder. Artık bu işten müzisyenlerin geçindiğini söylemek çok zor.
Sizin bir de pastacı yönünüz var, pasta ustasısınız. Tuhaf bir buluşma. Önce düğünün pastasını yapıyorsunuz sonra düğüne katılıyorsunuz, pastalara müzik yapmak gibi birşey bu?

17 yıllık bir pastacılık geçmişim var… Kısacası pastacılık benim işim müzik ise benim içimin derinliklerinde gelen bir aşk.. Pasta yaparken de kılamlar söylerim, dinleyicilerim sağolsunlar gerek sanal ortamda gerek konserlerde beni korudular.



Bugünkü Dersim müziğini nasıl buluyorsun? Kimleri severek dinliyorsun, oradan da aldığın şeyler vardır?









Bugün Dersim müziği üzerinde ciddi anlamda çalışan değerli usta sanatçılarımız var,, geçmişe bakarsak daha doğrusu benim yetişebildiklerim Sılo Qız, Hüseyin Doğanay, Zeynel Kahraman, Hıdır Akgül gibi dersim kılamları ağıtları söyleyen ustalarımız benim çok dikkatimi ve ilgimi çekmiştir. Metin Kemal kardeşler gerçekten dersim kılamlarını araştırarak, bana ilham veriyorlar. Ciddi emekler vererek büyük çabalar sarfederek yapıyor, yorumluyorlar. Bunların yanı sıra severek dinlediklerim Mikail Aslan, Ahmet Aslan ve Yılmaz Çelik diyebilirim. Tabii Ozan Serdar’ı da eklemem gerekir.


 MODERN MÜZİK DERSİM KLAMLARINI BOZDU

Dersimli müzisyenlerin kılamları modernize etme adı altında, onları bozduğu söyleniyor bu fikre katılıyor musunuz?









Enstürman zenginliği, farklılık dediğimiz muhabbetin; daha doğrusu öyle düşüncenin yarattığı bir durum var. Son dönemlerde çıkan albümleri yaşlı insanımız dinlemek istemiyor, çünkü şöyle sırtını evinin duvarına yaslayıp yada bir ağacın dibine oturup sakin, gürültüsüz bir kılam dinleyemiyor,. Malesef modernize müzik, ruhsal derinliğe inemiyor. Muhabbet uzun süreli olmayınca olmuyor.

FESTİVALLERDE YEREL SANATÇILARA YER VERİLMİYOR

 Yerel sanatçılara Dersim etkinliklerinde yer verilir mi? Munzur Festivalleri var, Avrupa Dersim Dernekleri, pek çok etkinlik oluyor. Bu kurumlarla yerel sanatçı ilişkileri nasıl, oralarda kültürel temsil durumunuz nedir?

O festivallerde bizim yerimiz yok. Dersim kültürü derler ancak popüler olanlar üzerinden festivaller yapılır. Ben hiç bir festivale çağrılmadım. Bazen diyorum acaba bir örgüt taraftarı olmadığım için mi, ne bileyim insanın aklına gelmiyor değil. Dinleyicilerim çağırır, mesela bizim Dersim konserimiz oldu. İnsanlar çok ilgili. Muzur Kaya’nın onlarda bir karşılığı var, ancak diğerlerinde yok. Onlara sormak lazım. Yerel sanatçılar kendi kaderine terk edilmiş.



Sizler halkı daha iyi tanıyorsunuz, halkla iç içe yaşar, onların acısını kederini günlük hayatta yaşarsınız. Çok duyarım yerel kültürün bu festivallere yansımadığını neden?

Bilmem ne demeli nasıl yorum yapmalı düşündürücü bir durumla karşılaşıyoruz Dersimin dilini, kültürünü, acısını sancıyan yarasını bilmeyen insanları festivallerde görebiliyoruz, fakat dili kültürü üzerinde çalışan o yörenin çocuğu olan yerel sanatçı veya müzisyeni ise tercih etmiyorlar. Biz yerel sanatçıları bu çok üzüyor, düşündürüyor.

Kendinize ait beste ve klamlarınız var mı?

Müziğin okulu var, mesela notanın solfejin, armoninin bir okulu bir eğitimi vardır. Bu eğitim sonunda müzikal anlamda iyi bir müzik eğitimcisi veya iyi bir müzisyen olabilirsiniz güçlü bir müzik teorisine sahip olabilirsiniz….
Fakat söz yazıp bestelemenin bir okulu bir eğitimi yok. O doğal bir yetenektir insanın ruh haliyle alakalı bir durumdur… Ben yaşadıklarımdan, gördüklerimden yola çıkıyorum. Müziği bana ait eserlerim var Çena Sari, Ero Bezar ve henüz paylaşmadığım müziği bana ait olan kılamlar var,, söz bir acıyı anlatıyorsa ona göre müzik yapıyorum, sözün içinde anlatılanların içerisine giriyorum gerek olayın kahramanı gerek ezileni veya yakınını kaybetmiş o acıyı çeken kişi olarak kendimi görüyorum.

 Kaynak: dersimdersim.com

 


Munzur Kaya, Dersim Halk Ozanı Hüseyin Doğanay’a ait olan LILO Ağıdını söylüyor…

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

14 − 13 =

More in Haberler

To Top