Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

Hüseyin Aygün yazdı: Hasan Saltık'ın ardından…

Yazarlar

Hüseyin Aygün yazdı: Hasan Saltık'ın ardından…

Xozatlıdır, ataları ol kırımda sessiz bir derede kurşuna dizilmiştir, sadece ağustos böcekleri ötmektedir orda.. Ol felâketten beri, o derede kaybolan seslerin peşine düşmüştür…

Sosyal medyada paylaşın
        
   

Hüseyin AYGÜN

En az 30 yıldır duyduğumuz, “Kalan Müzik’in sahibi Hasan Saltık” sözü çok şey anlatır..

Müzik marketlerde “Kalan” etiketiyle çıkan her şey otomatik olarak alınırdı. İmam Hatip okutulmuş, kısmen namaza-duaya alışmış, değişmiş bir Alevi çocuk demişti bir gün: “O etiketin altındaki her şey bana çok tanıdık geliyor, kaybettiğim şeyleri sezinliyorum o seslerde..”Onun için “Kalan”, kaybettiği geçmişiydi…

Türkiye’de yaşayan çoğunluk için “Kalan” bir anlam taşımaz. Geleceğe kalan, şeklinde anlaşılmış olmalıdır. Oysa bir aşiretten gelir adı, Khalu derler onlara, “eskimiş” bir topluluğun adıdır, bir şehre adını da vermişlerdir, bir asır evveli, o şehir ki içinde iki ayrı ırmak geçer..Ve o iki eski kanlı nehrin aktığı vadinin iki yanına toplanmış Horasani köylülerin şeceresidir Kalan, koca Türkiye’nin de “kaybettiği geçmişi”dir… Cümledeki “Saltık” ise, Dersim’in binlerce metrelik dağlarına serili koç heykelli mezarlardan Balkanlar’a yayılmış bir ocağı anlatır. Bir inancın simgesidir, kanlı ve inatçı bir geleneğin piri.

Rahmi Saltuk vardır, notalara dökmüştür o uzak yolların şarkılarını, Emre Saltık vardı, ezgileri söylenir her yerde, ama erkenden ölmüştür..’90’larda başladı, sanatçılar, “Kalan’dan şarkılarını çıkartmak” hedefindeydi, hele yeni parlayanlar, o etiketle dağılan bir CD’nin daha fazla dinlendiği kesindi -tanığıyım ben, İmam Hatipli çocuktan-..

Hasan’ı anlatmaya gerek var mı; iki kadim kardeşten biridir, adı yüzlerce yıldır erkek çocuklara verilir, küçüğü öldürülmüştür kızgın bir çölde; bir avuç suya hasret.

Bizim için hem Hasan’dır, hem Saltık; bu müzikal başarının gölgesindeki adamdır, Xozatlıdır, ataları ol kırımda sessiz bir derede kurşuna dizilmiştir, sadece ağustos böcekleri ötmektedir orda.. Ol felâketten beri, o derede kaybolan seslerin peşine düşmüştür, Kırmancı, Türkü, Arabı, Kürdü, Zazası, Çingenesi, Ermenisiyle, eski zaman seslerini aramış, bulmuş, yayınlamıştır… Ve tıpkı Emre Saltık gibi erkenden ölmüştür, kendinden öncekilerin seslerine kattığı sesini dünyaya bırakarak…

Ruhun şad olsun…

(3 Haziran 2021, Dersim)

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Continue Reading
You may also like...
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 × five =

More in Yazarlar

To Top