Yazarlar
Sivas ve Başbağlar'ın acısı
Sivas ve Barasor’un acısı bir ve ortaktır. Sivas’a bırakılan karanfiller Barasor’a da bırakılmalıdı
Murat Kahraman
Sivas Katliamı’nı anan, fakat Barasor’u görmeyen zihniyeti görünce ne kadar acımasız, vicdansız, utanmaz ve iki yüzlü olduğunuzu görüyor insan.
İttihatçı ve dinci bakış açısına bir de Apoist bakış açısı çöken bir zihniyette entelektüel, ilerici ve aydın çıkmaz. Entelektüel namus olmadığı için ev yakmayı, çocuk, kadın ve yaşlı katletmeye “ideolojik” kılıf ararlar. Utanma duyusunu kaybettileri için zalim ve korkunçturlar.
Sivas’ı Devlet, Barasoru da PKK yapmasına rağmen, yapılan açıklamalarda hala “karanlık odaklar” ifadeleriyle failler aklanılıyor. Sivas’ta insanları Devlet diri diri yaktı, bunun lamı cimi yoktur. Barasor’ da ise katledilen 33 insanın yanında kadın, çocuk ve beş kişi diri diri evlerinin içinde yakıldı. Yakılan 199 evin içindeki ve dışındaki canlı ve cansız tüm mal varlıklarına “savaş ganimeti” adı altında el konuldu.
Kemah (Tan, Üsgürbüt ve Xudi köyleri) ve Kemaliye’deki sunni köylülerin el konulan 3 bin koyunla birlikte Barasor’da el konulan hayvanlar, Haydaran dağlarına kadar götürüldü. Yöre insanı suça bulaştırıldı. Dersim Soykırımı’na meşruluk kazandırmak isteyen devletin kelepir ve kol vurma faaliyetine göz yummasıyla “savaş ganimeti” olarak el konulan canlı hayvanların Dersim’in içine sürülmesi ve PKK’ye milis ve kuryelik yapan kişilerin faydalanması arasındaki tarihi, sosyolojik ve siyasi bağa dikkat ediniz lütfen!
PKK kuryesi olup komşularını soyarak zengin olan insanların hırsızlığı da ayrı bir sorun. Bu kuryelerin çoğu, Dersimlilerin kellelerini devlete götüren milislerin çocuklarıydı. Herkes bu vurgun borsasını biliyor ama şimdilik susmayı tercih ediyor. Ve hatta yaratılmak istenilen Dersim tarihinde yakınları “rencide” olur diye milislerin oynadığı uğursuz rol bile anlatılmaz.
Dersim’de 1994’teki köy yakmalarının yolu Barasor’la döşendi. Köyler yakıldıktan sonra da PKK’nin “misafir” gördüğü örgütlerle Karadeniz açılımı adı altında “eylem birliği” kararı alması, sizce bir tesadüfü müdür?
Ve sonra devlet, Karedeniz’de hangi argümanları kullanarak koruculuğu geliştirdi? Hiçbir şey birbiriyle bağımsız değildir, tıkır tıkır devletin aklı işletiliyor. Bu görülmediği süre zarfında bir arpa boyu yol alınamaz.
Uzatmadan; Barasor, Sivas’ta suç üstü yakalanan Devlete karşı gelişen kitlesel öfkeyi perdeleme operasyonudur. Komşularımız ve kirvelerimiz olan emekçi ve yoksul Barasor halkına karşı işlenen bu insanlık dışı suç, Alevilerin, Kürtlerin ve mazlum halkların haklı taleplerine ve gelişen sınıf mücadelesine karşı işlenmiş bir savaş suçudur.
Sivas ve Barasor’un acısı bir ve ortaktır. Sivas’a bırakılan karanfiller Barasor’a da bırakılmalıdır. Barasorlular ise, nasıl devletin, “Hozat ve Ovacık köylüleri vurun, silah ve adam bizden” katliam öneresini kabul etmedilerse, Sivas anmasında da en önde olmalıdırlar. Kendisine insanım diyen herkes için bu acılar ortaktır ve anması da ortak yapılmalıdır.