Dersim 38
Baytar Nuri ve Dêsım
Colik oğlu Baytar sıradan bir milis değil, kandırılmış, eline silah verilmiş Dêsımlileri öldürmüş biri değil. Milis güçlerinin oganizatörüdür
Bir kez daha söylüyorum; kim Baytar Nuri’yi “kahraman” görürse görsün ancak Biz Dêsımlilere kabullenmemiz için dayatmasın! Çünkü Baytar Nuri Dêsımli kanı dökmüş tescilli milis başıdır.
Sayın hemşerim Davut Kurun’la bir muhabbet tartışmaya dönüştü.
Tartışmanın bu boyuta gelmesini istemezdim. Bunun birinci sebebi seninle tartışırken seni tanıyorum, aileni tanıyorum. Ailelerimizin iqrar hukuku varmış. Bilerek kırıcı olmak istemem, hakaret vari asla yazmak istemem. Ne var ki sizin etrafınızdan yükselen kimliği meçhul sesler bunların hiçbirine önem vermezler. Nedenine gelince, yazanlar maskeliyse niyetleri bellidir.
Bu konuda şartlarımızın eşit olmadığı alenen ortadadır. Sizin isminizin etrafından hakaretler yapılırken siz hiç incinmiyorsunuz ki, müdahale etmiyorsunuz.
Sayın Kurun;
Sizin bilginiz olsun ya da olmasın, bu trol mantığı sizin hesabınıza yazılıp kişiliğinize zarar veriyor. Özellikle Seyit Rıza’nın resmini kendilerine maske edinenlerin o isime saygılarının olmadığını da dilleriyle anlatıyorlar.
Bakın Davut hemşehrim Eren ailesi için ne diyor? (Davut Kurun Merhaba Dilaver. Söylediklerine katiliyorum. Einesaglik.sizi ve ailesinizi biliyorum. Kim yanlis bir sey söylerse ilk benim tepki gösterecegimi bilmeni isterim)
Peki sayın Kurun; Dilaver Eren’e ‘Dilaver ben seni zaten tanıyorum’ diyen, hatta ailenle ilgili kuşkun mu var’ diyen kişilere ne tepki gösterdin? Burada amacım Eren ailesini savunmak değil. Zira Eren ailesinin savunmaya muhtaç bir yanı yok. Bu ailenin 200 yıllık pırıl pırıl yakın geçmişini tüm ovacık Hozat bilir. Görüyorsunuz ki, edep nedir bilmeyenler birden kişiliklere, ailelere yönelik tartışma açmak istiyorlar. Üstelik senin bildiğin, dost olduğun aileye. Peki, kendileri kim? Adları sahte, savundukları yalan, saldırıları kişilik haklarına yönelik. Bunlar Trol kalemlerdir.
Baytar kimdir?
- Sayın Kurun; trol kalemler bilmez ama siz çok iyi bilirsiniz ki, ‘Dersim Generali Seyit Rıza’ adı ile İngiltere Dışişleri Bakanlığına gönderilen mektup Colik oğlu Baytar’ın bir düzmecesidir. Mektubun gönderildiği tarihte Baytar Suriye’dedir, Seyid Rıza aile efradıyla Ovacık Hozat arasındaki ormanlarda saklamaktadır. Birkaç günde bir yerini değiştirip kelle avcılarının elinden korunmaya çalışmaktadır. Benim yaptığım söyleşilerde gün be gün kendisine ekmek gönderen şahısların isimleri bile mevcuttur.
- Mektubun İngiltere’ye gönderilmesi ancak Fransızca yazılması başka bir merak konusu olur ve Dêsımliler bu konuyu da araştırırlar. Bakın sonuç nereye varıyor? Mektup Fransız generali Piyer Rondot’un oğlu ile Süreyya Bedirhan tarafından yazılıp Baytar’a imzalatılıp gönderiliyor. Piyer Rondot isminde ufak hata olabilir evdeki kayıtlara bakma şansım yok. Bu konuların detaylarıyla içinde yazılı olduğu arşivleri biz Dêsımlilere vermezler ama sayın Kurun siz isterseniz ulaşır ve kimde olduğunu da biliyorsunuz.
- Ben Baytar’ın kitabını ilk okuduktan sonra, doğrusu uzun zaman etkisindeydim. Hatta sayın Mustafa Düzgün’ün konu ile ilgili bir yazısına şiddetle karşı çıkmıştım. 1996 yılında yayınladığım ilk kitabımda yanlış bir tespite de yer verdim. Sonra başka kaynaklara, tanıkların beyanlarına baktım. Tekrar dönüp Baytar’ı bir daha okudum. Aslında adam kendisini iyi parlatmış ama ara satırlara dikkat edildiğinde kendini ele vermiş de. Daha da önemlisi bu gün ortada olan ‘Kürdistan Tarihinde Dersim’ kitabı üzerinde epeyce oynandığını da biliyoruz. Üzerinde oynayanların notu zaten içinde mevcuttur. Görmek isteyen için açıktır.
Ermenilerin kaynakları
- Sizler Baytar Nuri’yi Kürt Ulusal Kurtuluş mücadelesinin iyi bir savaşçısı. Aydını, önderi kabul edebilirsiniz. Buna hiç itirazım yok. Kimse sizin özgürlüğünüzü kısıtlayamaz. Ama ben ya da biz Baytar Nuri yi bir Dêsımli, bir yurtsever ve bir direnişçi kabul etmiyoruz. Sizin de bizim özgürlüğümüzü kısıtlama hakkınız insani çerçeve de yoktur. Baytar Dêsımde sadece Milis kuvvetlerinin başında silah kuşanıp Dêsımlilere karşı savaşmıştır. Kürt Ulusal kahramanlığı buysa size hayırlı olsun.
Baytar Nuri’yi hangi yaşlı Ovacıklı, Hozatlıya sorduysam en kamili küfür salladı… Alişer’i, Zarife yi hangisine sorduysam, iç çekerek saygınlını anlattı.
Devletin Osmanlıdan beri kan davalı olarak sürekli yani birden fazla defa tedip ve tenkiline ferman çıkardığı iki aşiret vardır. Koçanlar (Qozu) ve Haydaranlar (Heyderu) Koçanların bir tedip hareketinde, devletin katliam kuvvetlerinin öncülüğünü yapan yerli milislerin başı, organizatörü Baytar Nuri dir. Dêsımlilerin kanını dökmüştür. Baytar Dêsımli değildir, kahraman hiç değildir, milis organizatörüdür. Yani soyumuzun katillerinin milisidir. Bize (kahramandır) dedirtmeye uğraşmayın.
- Baytar Nuri nin, boynunda zincirli prangalı resimde iki kişi görüyorsunuz. Koçgiri’de iken çekilmiş resim. O resimde kilerden biri Qımıl Ejiz, diğeri Cığız Memedalidir. Devletin 1926 Koçan-Qozu tedip harekatında Qımıl Ejiz ve bazı koçgirililer Qozu aşirettini savunma hattında yer alıyorlar. Karataş mevkiinde çatışmalar başlıyor. Baytar milis başı iken komuta ettiği milislere direkt olarak dürbünle izleyip Qımıl Ejizi kendisi vurduruyor.Yani koçgiride yoldaşı olan Qımıl Ejiz’i Dêsımde Baytar vurduruyor.
Şimdi okurlara bir örnek anlatayım. Güneyimizdeki illerde köy koruculuğu oldukça gelişmiştir. Zaman zaman operasyonlar oluyor. Korucular özel timlerin öncülüğünü yapıyorlar. Doğal olarak hepiniz bu korucuların çok kötü bir rol üstlendiklerini dillendiriyorsunuz. Doğal olarak bu koruculuk sistemi Kürtlerin iç kangrenidir ve sonuçları korkunçtur.
Düşünün ki elli yıl sonra köy korucularının bir liderini Kürtler adına ‘kahraman’ ilan ettiler. Hadi sıradan korucu için,’kandırıldı, menfaat,düşürüldü’ gibi nedenler düşünülebilir. Peki birzat bilerek, planlı korucu başı olanlar için ne dersiniz? Kahraman derseniz, bunun insan vicdanına sığan yanı olur mu?
Baytarda bu yanı ile Dêsım vicdanında yer alamaz redediyorum Dêsımli değil.
Baytarîn halk içinde neden itibarsız olduğunun başka yönleride vardır ama burada açmayacağım. Ama Sayın Kurun ile bir gün karşılaşırsak anlatırım.
- Baytar giderayak Elazığ Xolfeng manastırını satarken bile dolandırıcılık yapıyor, bunu da biliyoruz. Dêsımliler kan deryası içinde soykırım yaşarken, ‘ünlü ‘cengaveriniz’cellat başı Alpdoğan dan Xolfeng manastırını nasıl aldı? Oda başka bir tez konusu değil alenidir.
- Baytar’ın menşei Dêsımlilerce hiç bir zaman net olmadı. Yaptığım söyleşilerden birinde, Bir amca Haçlı seferleri döneminde Balıkkesir den Hozata göç. Eden Türkmen Alevisi bir aileden olduğunu söyledi. Tabi ki bunu kesin kanıt olarak iddia edemem. Zira kim olursa olsun, beni ilgilendiren fiili yaşamıdır. Baytar yaşam olarak Dêsımli değildir red ediyorum.
Dêsımliler yirmi yıldır uğraşıyorlardı. Dersim 38 isyan değil, başkaldırı değil. Bunu iddia edenler devletin soykırımını meşru gösteriyorlar bilerek ya da bilmeyerek. Çorumlu İbrahim Bahadır çıktı Dêsımlilerden evvel dedi k,’Dersimde isyan yok’. Ardından Biz Dersim Sözlü Tarih çalışmasıyla tanıkların diliyle kanıtladık.
Dêsımlilerin ne bir silahlı organizasyonu, ne örgütü ne de partisi yoktu. Ulus devlet tarihi faşist misyonunu uyguladı bu bölgenin farklılığını, Ulus devlete sığmayan kültürünü, dininini yok etmeyi amaçladı. Bakın ben diyorum ki, geçmişi, 1400 yıl önceyi bırakalım yarın ne yapabiliriz?
Gelin bunu konuşalım. Bazıları tarih dersi verirler. Bazıları Ermeni kaynaklarını işaret ederler. Bu arada birde Yeşil Yazı şüra hükümetini çıktı?
Sayın Kurun; bakın iki Ermeni’nin iki tespitini size aktarayım.
‘1937 yılında Pah karakolunu basmaya gelen Haydaranlı ve Demenanlıların sayısını 10.000 On bin olarak yazar. Gömemiş köyünün Moşige mıntıkasında toplanan Demenanlı ve Haydaranlıların sayıları iki yüz kişi dolayındadırlar. Onlarcası ile konuştum. O çatışmada vurulan ilk kişi Haydaranlı Qemerê Heseni dir. Nasıl, kim tarafından vurulduğunu, kurşunun neresinden girip nereden çıktığını dahi biliyorum. Sen kendinde o zaman Haydaran ve Demenanlıların kaç kişi ile Pah karakoluna hücum ettiklerini az çok bilirsin.
Diğer Ermeni yazar Seyit Rıza yı Ermeni yaptı. Diğer yazar Alpdoğanın raporlarını tanık gösterdi sünnetsizmiş) Alın size yazılı kaynaklar. Seyid Rıza ailesinin 11 kuşak dede isimlerini bilmesek bu edepsizler daha neler iddia ederler.
Yeni bir kaynak (SARI KAHKAHALAR. Bugünlerde yazılmış. Dersimlilerde biri öldü mü o akşam toplanırlarmış, anlatırlarmış acı acı güler kahkaha atarlarmış. Adı da sarı kahkaha imiş) Şimdi konu ile ilgisi nedir? Diyeceksiniz.(50 yıl sonra biri çıkar bu aptalca iddianın yazılı olduğu kitabı alır belge gösterir der ki, Bu Dersimliler anlaşılması zor ruh hastalarıdırlar’ Aha kanıt sarı kahkahalar) Ortada ne yazarı kalmış ne çizeri hadi iddiayı çürütün!
Yazılı kaynakların elbet önemi var ama kimin yazdığı, hangi mantık ve bakışla yazdığı ne için yazdığı önemlidir. Sizin isminizin etrafında yazanlardan biri diyor ki, ‘Sözlü anlatımlar da nedir inandırıcı değil’. Bu türlere fazla bir şey söylenmez. Adamlar soykırım felaketinde cesetlerin altında kurtulanların tanıklığına değer vermiyorlar sa ne söyleyelim?
Sayın Kurun; sadece ‘Kürdistan Tarihinde Dersim’ başlığıyla yazılan kitabın başlığının hatırına gözlerinizi Dêsım’in gerçeklerine kapatmayın. Colik oğlu Baytar sıradan bir milis değil, kandırılmış, eline silah verilmiş Dêsımlileri öldürmüş biri değil. Milis güçlerinin oganizatörüdür. Zeynel Top hikâyesini kısaca yazayım.
Qopo Zeynel’i şu gerekçeyle kandırır. (Ali Şer’in başını verirsek Dêsım’i kurtarırız. Yok sa devlet Dêsım’i ezer geçer ) Zeynel Alişer efendiyi ve Zarife yi öldürür. Sonra ordu ilerler Sultan dağını alır. Kalanlı Pir Hesen’in eşi başı yaslı Zeynel’in evine gelir. Şöyle der:
Zeynel sen kocamı öldürdün. Kanı senin babanın kanına sayılır. Oğlumu öldürdün, senin üzerinde borçtur. Gel Dêsımlileri savun oğlumun kanını sana helal ederim.”
Bu konuşma uzundur. Zeynel’in ekmeğini yemeden Kalan ormanlarına döner. Zeynel diğer gün sabah Dêsımi savunmaya başlar bir ay sonra vurulur. Pir Hesen’in karısı oğlunun kanını kendisine helal etmiş razı olmuştur. Çünkü o kandırılmıştı. Dêsımliler hala Qopo ya lanet okurlar. Çünkü o bilerek rolünü seçmiş ve oynamıştı.
Baytar Nuri bilerek hesaplayarak rolünü oynamıştır. Dêsım vicdanında affı yoktur.
Davut yapmayın, etmeyin size de bize de, Dêsıme de yazık oluyor. Adına konuştuğunuz kürt halkına da yazıktır. Kan deryasında boğdurulmak istenen bu halkın siyaseti adına sömürgeci, katliamcı güçlerle işbirliğinde liderlik yapanları savunmayın.
Davut hemşerim; İdrisi Bitlisi kahramanınız. Baytar Nuri kahramanınız, Selahattin’i Eyübi kahramanınız. Davut, Allah aşkına elindeki şu (Şerefnameye, Heşt bı Heşte bir tarafsız gözle bak bakalım Aleviler için Kızılbaşlar için ne görüyorsun?
Bunlardan hiçbirinden bu gün kimseyi sorumlu tutamayız. İnsanlığın vicdan hukukunda suçların kişiselliği vardır. Suçların ideolojikleri de aynıdır. Ancak bu gün kalkar tarihte Alevi, Dêsımli Kızılbaş katliamlarıyla ünlenenleri ‘kahramanlıklarıyla anarsanız’’ o zaman niyetinizi sorgulamaya bile gerek kalmaz gelecekte yapacak larınızı anlatmış olursunuz.
NOT; Davut hemşerim Qımıl Ejiz’i Baytar öldürdü diyenlere bir soru sorman gerekirdi. Qımıl’ın ailesinden kimle konuştunuz diye soramaz mıydınız? Şimdi ben sorayım Qımıl’ın ailesinden kimse ile tanıştın mı, sordunuz mu?
Saygılarımla.
Mehmet GÜLMEZ
.