Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

Horoz Hırsızı, İdare İbrahim Ağa ve Koçgiri Aşireti

Haberler

Horoz Hırsızı, İdare İbrahim Ağa ve Koçgiri Aşireti

Ölürken, “Dersim’in ikrarından, imanından ve adet töresinden vaz geçmeyin” diyerek vasiyet eden İDARE AĞAMIDIR HOROZ HIRSIZI…. 

NURETTİN ASLAN

Dersim çok yazıldı yazılmaya da devam ediliyor. Dersim’e ilişkin kimi şiir, kimi roman, kimi de tarihini yazdı kendisine göre. Şiir ile romanlardaki yaklaşımlar eleştirilir, katılınır, eksik bulunur. Her iki dalın biraz da abartı sanatı olduğuna bakıldığın da kişiye direk hakaret olmadıkça söylenecek fazla bir şey de olmuyor. Sadece “keşke böyle degil de, şöyle olsaydı” diye aklında geçirir insan ve hayıflanır.

Ancak tarihi kitaplaştırmak çeşitli makalelerle tarihe katkı sunmak büyük bir sorumluluk gerektirir. Tabii ki bu sadece Dersim tarihini yazmak için geçerli olan degil. Bütün tarihleri kapsar. Yanlış yazılan, yazanın tarihi kendi fikirlerine uyarlayarak yazması o toplumun tarihini tarumar eder ve zehirler. Güzel ve doyumsuz seyir veren bir bahçeyi örten zararlı ve gereksiz olan otların o bahçeyi öldürme misalidir.

Osmanlı ile Cumhuriyet tarihini yazanların yüzde doksanı tek yanlı yazıldığından ögrenilen tarih eksik önemli oranda da o toplumun miliyetçi duygularını kabartmış ve o toplumu kendisi dışında yaşayan diger milet ile azınlıklara karşı tehlikeli hatta katliamcı bir hale dönüştürmüştür.

Bugün Türkiyedeki çıkmazı sadece iktidarlara bağlamak fotoğrafın bir karesi olurken, fotoğrafın bütününü yanlış yazılan o tarihin sayfalarında bir toplumun nasıl şekillendirildiginden de aramak, bunun bilinçli yapıldığının da altını çizmek gerekiyor.

DERSİM…. 

Dersim’e dönecek olursak, Dersim tarihide çok büyük oranda kayıp haldedir. Yazılanların neredeyse hiç biri birbirini tamamlamadan aralarında ulaşılamayacak uçurum ve mesafededir.

Resmi idolojinin kalemşörleri yazdıkları degerlendirmeler tamamen Yanlış ve düşmanlık üzerine yazılırken, Dersim’liyi dil, kültür, inanç her boyuttan asimle ile 37-38 den daha büyük bir soykırıma doğru yönlendirme planı içinde kalem oynatmışlardır.

Dinci kesim ise 37-38. yazdığında Kemalizmle olan hesaplaşmasıyle Dersim’i kulanıp hem Kemalizmi vurmayı hesaplamış, hemde Osmanlı dönemindeki Dersim’e yapılan seferleri sümen altı etme çabasıyla Osmanlı dönemi Dersim’liye unuturtulmaya çalışılmıştır.

Buna karşın resmi idolojinin karşıtları tam tersini yazarken tepki boyutunda kalem oynatıldığında orada da büyük bir yalnışa düşüldügü, tarih yazımından uzak olduğu ve Dersim’lilerin kendilerini ögrenmemelerine sebep olmuştur.

Bunların dışındaki kesim Dersim tarihinin gerçekligine daha yakın dururken, yukardaki üç kesimin arasında kalarak kalemine korku yükleyerek acabalarla aklını karıştırıp kalemine sansör uygulamış hangi yana doğru yol alacağı çaresizligi içinde olmuştur.

Bence Dersim’in gerçek tarihini hepsi olmasada Dersim Sözlü Tarih Projesinde ki anlatımlarıyla orada yer alan Dersim’in İnsani Kamilleri  yazarken…. eli kalem tutan tarih yazarlarını sınıf da bırakarak utandırmışlardır.

 

KOÇAN AŞİRETİ VE İBRAHİM İDARE AĞA

Bir gün gerçek Dersim tarihi yazıldığında en ilk sırada Koçan aşireti ve İdare Ağa yerini alacaktır.

MA, dergisi İdare Ağa ve Koçan aşiretine ilişkin söylemi böylesi bir yazıyı sayfalarına koyması düşündürücü ve tarihsel cahilligi degilse, yakışıksız ve Dersim’liler açısında onların tarihi ve kültürü mizahı adına yapılan bir hakarettir.

Yakın bir sürede tasarladığım Dersim’e ilişkin çıkaracağım üç ciltlik roman serisinin 1ci  ciltinin baş kahramanı İdare Ağa ve Koçan aşiretidir. Dolayısıyla epey kafa yormama sebep olurken, bolca da zamanımı aldı.

-1900 lerin ilk yıllarında Osmanlı Neşat Paşa komutasında ki ordusuyla Kocan’lılar üzerine gelir. Dersimin bir çok aşireti Osmanlıya boyun egerken hatta yardımcı olurken, İdare Ağa’nın başında olduğu Kocan aşireti Osmanlı güçlerini Kerte Samoşi ve Bozan yaylasından aşağıya doğru Ali Boğazına sokmaz…

Neşat Paşa, “eger İdare Ağa teslim olursa askerlerimi alır Dersim’den giderim” diyerek Dersim’in aşiretlerinin baskısını İdare Ağa’nın üzerinde oluşturur. Aşiretlere rağmen İdare Ağa direnişini sürdürür.

Neşat Paşa zor durumdadır. İdare Ağa kimin sözünü dinler diye araştırma yapar. “İdare Ağa dinle se dinle se, Süleyman Ağa’yı dinler” denir kendisine. Neşat paşa, Süleyman Ağanın yanına gider. Süleymen Ağa hasta ve yürüyemiyecek kadar yatalaktır. Köylüler sedyeye koyar saatler sonra Ali Boğazına gelinir. Süleyman Ağa’nın geldigini duyan İdare Ağa, silahını bırakarak “büyügümü silah ile karşılamam yakışık almaz” ( tıpkı Saan Ağa’nın kendi Pir’ini silahsız karşıladığı gibi) diyerek kilo metrelerce yürüyüp karşılar Süleyman Ağa’yı.

“Süleyman Ağa, Neşet Paşanın söylediklerini iletir ve kendi düşüncesini ekler. “Teslim olmaz isen yaklaşan Kış ile birlikte çocuk, kadın, yaşlı ve diger insanların açlık, soğuk, hastalıktan telef olduklarında böylesi bir acıya katlnabilirmisin” der.

“Tamam teslim olacağım, şartım şudur, önce Pirbabımın (pir ile atalar) mezarlarını ziyaret edip kendilerinden helalik istedikten sonra Neşat paşa da bu şartımı kabul ederse teslim olurum.”

İdare Ağa Pirbabının mezarlarını ziyaret ettikten sonra Sıncik Dağındaki Kargahında Neşat paşaya teslim olur. Söyledigi ilk söz şudur, “Bırakmadınız ki biz Dersim’liye baş yastık da, beden döşek de ölüm nasip olsun….”

Diyerbekir zindanındadır. Diyap Ağa  dahil birçok Dersim büyügüde oradadırlar. Kadı yargılamaya başlar. Herkes Kadının adaletine teslim olurken İdare Ağa olmaz. Toplu dava olduğunda içlerinde biri “ben Kadı efendinin adaletine teslimim” demediginde yargılama başlamıyor.

İdare Ağa bu tavrını üç yıla yakın bir süre sürdürür. Muharem ayı orucun da orada bulunanlar yalvar yakar on iki imam aşkına İdare Ağa’nın karşısında dara durarak “gel Kadının adaletine teslim ol. Bak senden dolayı dava yürümediginden burada bulunanların eş çocukları perişan haldedirler.”

İdare Ağa Kadının adaletine teslim olduğunda herkese bereat İdare Ağaya ise yüz iki yıl ceza verilir.

Sonrası, İdare Ağanın Diyerbekir zındanında surlardan atlayarak kaçışı…

 Aylar süren çileli ölümle burun buruna olan Dersim’e doğru yürüyüşü, Mazgirt de Kureş’in taliplerine, “ben İdare Ağayım ister beni Osmanlıya, isterse sahiplenin” deyişi….

Pakıra da, Bahtiyar ağalarından Veli Ağa’nın kendisini davul zurna ve kurbanlar ile karşılaması…

“HOROZ HIRSIZI İDARE AĞA…”

Çemişgezek de Osmanlının zulmünden kurtulup kendisine sığınan Ermenilerin mallarını kendisine bağışlamalarına rağmen kabul etmeyen, yorganın içinde saklı olan altınları bulan kızını azarlayıp altınları bulduğu yere geri koymasını söyleyen, yüzlerce Ermeniyi tehlike içinde yol yol götürüp Erzincan da Ermeni komutanına teslim eden…

Rusların Dersim işgaline direnen onları Dersim de söküp atan…

Cumhuriyet döneminde kendisine teklif edilen Dersim mebusluğunu “orada hala Osmanlının kokusunu sezinliyorum ben Osmanlının çeşmesinde su içmem” diyerek red eden, bu tavrıyla Seit Rıza nında mebusluğu kabul etmemesine vesile olan….

Ölürken, “Dersim’in ikrarından, imanından ve adet töresinden vaz geçmeyin” diyerek vasiyet eden İDARE AĞAMIDIR HOROZ HIRSIZI….

MA dergisi başta İdare Ağa’ nın anısına ve Kocan aşireti başta olmak üzere Dersim’lilerden özür dilemelidir.

Birde Alişer Efendi ile Zarife Xatun’un Kocan aşireti içinde yıllarca Dürnekar mezrasında kaldığını bilirim…

“Kaş yapılırken göz çıkarılırmış….”

Dersim bahçesine daha fazla gereksiz ve zehirli otlar ekerek tarumar ve yok edilmesine sebep olmayalım derim…

 

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Continue Reading
You may also like...
5 Comments

5 Comments

  1. cafer

    08/08/2013 at 23:08

    ve şundan emin olabilirsin ailemiz hala o vasiyetin arkasındadır.devamıda oglu cemşi nin vasiyetidir.bu toprakları gönüllü terk etmek ihanettir.bize kalan tek mirastır

  2. Hasan

    09/08/2013 at 20:13

    Yukarida elestirilen yazi bir kisiye aittir ve o kisinin düsünceleridir. Eger o kisi yanlis bir sey yapmissa o yanlis o yazara aitir. Ama bir yazi yüzünden bu sayfada MA dergisine söylenmeyen kalmadi. Belki MA dergisinin bundan haberi bile yoktur. MA dergisinin amaci bir dili bütün yönleriyle yazili hale getirmek, kimseye hakaret etme niyetinde de degildir….Bütün dergiyi karalamak kocaman bir haksizliktir….Bir pire yüzünden bütün yorgani yakmayin, insaf be…

  3. cevo

    09/08/2013 at 20:18

    O suçlamanin oldugu yaziyi, veya yazinin o bolumunu…. yayinlama olanagi yok mu, boylelikle soylenen sey hakkinda bilgimiz olur.
    Saygilar.

  4. güleser koçgün

    09/08/2013 at 22:24

    Ma dergisinin sahibi Devrim Tekinoğlu’nun telefonunu internetten buldum aradım kendisini. İdare Ağa hakkında yazılan yazıyı sordum. Uzunca açıkladı. Sonra neden değişik haber sitelerinde yayınlanan görüşlere cevap vermediklerini sordum aynen aktarıyorum: “Bu yazıların bazı doğru uyarıları olmasına rağmen dil olarak vicdandan, izandan, tarihsel gerçekliğimizle yinede uzaklar o alana girsem ben boğulurum benim gücüm böyle alanlara giremez. ikincisi Kırmançki bir dergi niye Türkçe’nin mantığı ile eleştiriliyor. İdare ağa bugün yaşasa ben gider elini öperim o da bana elini uzatır ama bu yazıları yazanların bazılarına elini uzatmaz bundan eminim çünü Osmalı çeşmesinden su içmeyen biri Osmanlının torunlarının mantığı ile dünyayı algılayanlardan uzak durur” dedi bayağı cesur bir iddia… ama bende bir şeyden eminim Ma dergisini hazırlayanlar memleketimizin bir evlatlarıdır ve güzel çalışmalara imza atmaktadırlar. kusura bakmayın beyler o kadar kolay harcatmayız…

  5. Hasan

    10/08/2013 at 11:01

    MA dergisi zazaca yayinlanan bir dergi. MA dergisi sahsinda Mikail Aslan´a yapilan sadirilarin arkasinda hic iyi niyetli insanlar yok. Sormazlar mi adama, o elestirdiginiz yazinin kendisi nerde, onuda yayinlayin ki insalar kendisi görüp bir yargiya varsinlar. Hem bu yazida Mikail Aslan a ait bir yazi degil. Ama yine neden ona saldiriliyor, anlasilir bir durum degil. Zazaca yazilan bir dergiyi türkcü kafa ile elestiremezsin…Hem Mikail Aslan nin Hayati bu kültürü korumak ile gecmis, dünya bu kültürü, dili o ve onun gibi bir avuc insan sayesinde ögrendi. Bunuda her kes Bilir…O yüzdendir ki hakli elestirilere eyvallah, ama düsmanca niyetlere hic tahamülümüz yok, bunuda her kes bilsin…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

two × four =

More in Haberler

To Top