Haberler
Yerel Seçimler, Aleviler ve Dersim’in Kaderi…
Kısacası, Dersim in İnancı, Dersim in Dili, Dersim in Kültürü, Dersim in Doğası, en önemlisi de Dersim için çalışacak, ülke genelinde Dersim’e katkı akıtacak, duyguların, sloganların değil, aklın yolunu seçen aday tercih edilmelidir derim.
Nurettin Aslan
En çok yalanın söylendigi, palavranın sıkıldığı, iki yüzlülügün yapıldığı, dedikodunun sıralandığı, övgünün yağdırıldığı, küfrün edildigi, yeminin içildigi, sözün çignendigi, dünü unutarak fırıldaklaştırıldığı, alkışın tutulduğu, çok bağrıldığı dönemlerdir seçim zamanları.
Şimdi seçim dönemindeyiz ya… yukarıda sıraladıklarım ve sıralayamadıklarım hırla almış başını gidiyor.
Birçok dostum, seçimlerden dolayı gerek email gerekse telefonla arayarak ne düşündügümü soruyorlar.
Neyi mi düşünüyorum? Anlatayım….
Ben yerel seçimler ile parlemento seçimlerini hep birbirinden ayrı düşünürüm. Parlemento seçimleri siyasal ağırlıklı olurken, yerel seçimlerin halka hizmet ve kültürel boyutuyla bakarım. Hizmet ve kültürel boyutlar uzun bir liste halinde sıralandığından ayrıntıya girmeyecegim.
Ülkem de herşeyin birbirine karıştığı, hizmet ile kültür güme giderken, hep siyasal gözlük ile bakılldığı için, içinden çıkılmaz bir hal aldığından belirsiz ve karma karışık geliyor bana.
Almanya da yaşıyorum. Alman ve Avrupa daki gelişmeleri elimden geldigince yakından takip etmeye çalışırım. Buralarda parlemento ile yerel seçimlerin nasıl da birbirinden ayrıldığını, nasıl da farklı misyonlar ile halkın karşısına çıktıklarına şahidim.
Örnegin Almanya nın en büyük kentlerinden Münih, parlemento seçimlerinde sağın kalesi olurken, yerel seçimleri sosyal demokratlar kazanır. Öyle bağırıp çağırmalarla degil, seçimin nasıl gelip geçtigini farkında olmazsınız. Afiş, bildiri ve çeşitli dövizler ile seçim havasını oluştururlar. Bizdekisi gibi sokaklar çöp yığınına döndüren parti seçimi kaybeden olur.
Adı yolsuzluğa karışanlar ise kendiliginden gidenlerdir. Kısacası bir kültür, bir bilinç toplumunun nasıl davranacağı biçimidir olan.
Dedim ya… benim ülkemde sahiden de herşey karma karışık. İlginç olan ise, seçimlere birkaç ay, ya da günler kala, şatafatlı açılışlar, bol vaatli projeler ile orta yere düşerler. Üç buçuk yıl boyunca halkı unutanlar ne hikmetse son yarım yılda sorumluluklarını hatırlar olurlar.
“Neden böyle?” diye sorarsanız, “Halkı koyun sürüsü gördükleri için bu böyledir derim.
ALEVİLERE BİÇİLEN NEDİR?
Bu dönemlerde en çok hatırlananlar ise Aleviler olur. Alevileri vuranlar nasıl da bir an da hatırlar olurlar. Neden vururlar Alevileri? Derimki, Alevilerin dağınıklılığının payıdır kendilerine sunulan.
Bakın yeniden söylenmeye başlandı Alevilere ilişkin vurmalı sözler. “Tecavüzcüsüne aşık” söylemi çoğunluk ile Dersim liler için söylenirken, İstanbuldaki muhterem Sırrı Süreyya bey bu söylemi Aleviler için tekrarladı. Yanındaki Pınar hanım ise “Aleviler Devletin Alevisi olmayacak” dedi. Sanki bugüne kadar Aleviler devletindi de…
Ortaya düşen ses kayıtlarında ülkenin başbakanı “hakim Alevidir dikatli olunması” yönündeki direktifleri Alevilerin nasıl da ötekileştirildiginin mühürlü kanıtı olup gözler önüne seriliyor.
Alevi inanç biçimini benimseyenleri gericilik ve tarikat olarak görenler, bir anda cem evlerinde biti verdiler. Neden mi? Aleviler sadece oy deposu olarak gördüklerindendir.
Dönemin içişleri bakanı “Gezi olaylarına katılanların yüzde yetmiş sekizi Alevi lerdi” derken, İmrallı sakini “Gezi deki oyunu ben bozdum, ora da Erdoğanı ben kurtardım” diyiverdi.
Toma lar dahil her türlü zulmü uygulayan iktidar kanadına yönelme yerine genel başkanı Alevi olan ana muhalefet partisine yönelen Sırrı Süreyya bey, Gezi de o dozerlerin önüne geçtigini anımsarmı?
Pınar, hanımın Gezi olaylarına bakış açısı nedir? Sol sosyalist kesim başından sonuna kadar Gezi direnişinin içindeyken, Gezi direnişini es geçenlerle olan itifakı nasıl izah edilir. Gezi de yalnışamı düştüler…
Öldürülen yedi insan, yüzlerce yaralı, yüzlerce tutuklunun çoğunun Alevi olması bir şeyler anlatmıyormu bize. İçişleri bakanının açıklamasıyla Alevilere nasılda yöneldiklerinin kanıtı degilmi Alevi düşmanlığının.
Kürt muhalefetinin “barış ve çözüm” adına iktidara hoş görünmeye çalışırken en büyük tehlike asırlardır olduğu gibi Alevilerin kapısına daha çok uğrar olmuştur. “İslam çatısı altındaki birlik” Alevilerin daha da ötekileştirmenin projesidir. Her dönem haksıza muhalif, haklının yanında yer alan Aleviler büyük bir tehlike altında oldukları görülmüyormu. Suriye deki Alevi katliamı Tır lar dolusu giden silahlar bilinirken, ülke bazında Alevi lerin yoğunlukta yaşadığı yerleşim alanlarınada aynı şefkiyat varmı? diye endişelerimide söyleyeyim.
Kimse kusura bakmasın, her ne maksat ile söylenirse söylensin, Alevilere, kendi “tecavüzcüsüne aşık” demek Alevileri tanımayanların işidir. Alevilerin tarihine bir göz atsınlar ve Alevilere olan hakaretleri bırakarak daha fazla yaralamasınlar.
Babailerin, direnişi bin yılın ötesidir, Yavuz ile İdrisi Bitlisi nin garazı altı yüz yıldır ve Çaldıran hala kanayan yaradır. Koçkiri, Dersim, Maraş, Çorum, Sivas bunlar boşuna yaşananlar degildir. Haksızlığa karşı çıkıp mazlumun yanında yer alan her daim zalime karşı gelerek, olan düzenlere boyun egmediklerindendir katline ferman çıkartıldığı…
Bundandır, soykırıma uğratılıp öldürüldükleri…
Gezi ile başlayan ülkenin dört bir yanında Alevi gençlerinin öldürülmesi tesadüfümüdür dersiniz?
Alevilerin, dağınıklığına evet, yeterince örgütlü olmadıklarına evet, kendi inançlarınının geregini yerine getirmeyip epey asimle olduklarına evet… Ancak “Alevileri kendi tecavüzcüsüne aşık” demek Alevilerin tarihini bilmemek ve tanımamakla birlikte büyük bir hakarettir..
DERSİMLİLERİN KADERİ…
Bu seçimlerde de en çok Dersim den söz edilir oldu. 2011 parlemento seçimlerinde ülkenin başbakanı yaptığı yaklaşık seksen e yakın mitinglerin de, onlarca mitinginde ana muhalefet partisi genel başkanının Alevi ve Dersim li olduğundan dolayı alanlarda kendi seçmenine yuhlattı. Bunu sadece Kemal Kılıçtaroğlu na yönelik düşünürsek yanılmış oluruz. O yuhlar aynı zamanda alevi ve Dersim lilereydi. Adıyaman da yine başladı. Bir anda Dersim i hatırlar oldu. Yine Dersim in acısı üzerinde rakibini vurmaya çalıştı. Yine Dersim in yaralarını kaşıyacak ve seçimlerden sonra yeniden o yara unutulacaktır.
Bir çok yazımda belirttim. Kim olursanız olun, kim adına hareket ederseniz edin, Dersim in acısıyla oynamayın, yarasını kanatmayın artık. Bilinmeliki Dersim liler birkaç yıl ötesindeki Dersim liler degildir artık.
Dersim e ilişkin hazırladığım yakında okuyucuya sunacağım Dersim e ilişkin roman serilerimden dolayı Dersim gerçekligiyle daha çok karşılaşmak zorunda kaldım. Oldukça gerçekçi ve tarafsız kalmak istedim.
Osmanlı döneminde Dersim e kaç sefer olmuş? “Bırakmadınızki bu Dersimliye baş yastıkta, beden döşekte ölüm nasip olsun” diyen İdare Ağa nın sözleri 1910 dur. Diyerbekir de Kadı makamında Dersim büyüklerinin yargılanma tarihleride 1911-1912 dir.
Alanlarda Dersim in yarasını kanatan rakibini orada vurmaya çalışan “muhterem” bunlar için ne düşünürler? Alevi ve Dersim lilerin katilinin ismini köprülere verenlerin Alevi ve Dersim liye ilişkin hangi sözleri olaki…
Çokça Dersim olarak bağıranlar Dersim i sadece 37-38 den ibaret algıladıklarından epey yanılgıya düştüklerini gördüm. Kırmanciye nin Kızılbaş memleketi sadece 37-38 olarak ele alındığında fotoğraf o kadar eksik kalıp belirsizleşiyorki Dersim gerçekligi de haliyle güme gidiyor. “Yavuz un keskin kılıcı Dersim in sarp kayalarına işleyebilseydi” sözleriyle başlayan raporlardadır Dersim in gerçekligi. Uzun bir meseledir Dersim meselesi. Sadece 37-38 le sınırlı olmadığından o kesiti geçiyorum.
Derim ki gelin egri oturup doğru konuşalım. 4 Mayıs da çıkarılan Dersim fermanı döneminde o büyük binanın koltuklarında, kaç Türk, kaç Kürt, kaç Laz, kaç Çerkez Mebus vardı. Vardılarsa hepsi Dersim in fermanına oy vermedilermi?
Dönemin Komünist Enternasyoneli dahil hiç kimse Dersim soykırımından paysız ve mahsum degildir. Dersim sorununu sadece tek partiye yükleyerek Devleti aklamanın yoludur. O dönemden başlayarak o günün uzantıları olan partilerin a dan, z ye kadar hepsinin payı vardır Dersim soykırımında.
Dersim li, Tunceli li söylemi ve ayrımı, Dersimlileri birbirinden ayırarak parçalamak birbirine düşman etirmenin ince politikasıdır. Son on yıla bakılırsa bu gerçeklik daha iyi anlaşılacaktır. Her daim birbirine koşan Dersim liler birbirilerine koşmaları bir tarafa, aralarına uçurumlar koyarak ayrılıklarını derinleştirmişlerdir. Ayrıca, Dersim i Mameki sınırları içinde haps ederek tarihsel boyutunu unuturmaya hizmet edendir, bu söylem…
Bütün uğraşlara, birbirinden uzaklaştırma politikalarına rağmen Dersim liler kendilerine sahip çıkacaklardır. Ülkedeki gelişmeleri kendi lehlerine çevireceklerine inanıyorum.
Birbirilerini dışlamadan kenetleneceklerdir.
DERSİMLİLERİN İSTEKLERİ NE OLMALIDIR?
Kırmanciye memleketinin yaşayanlarının yüzde doksan dokuzu Kızılbaş Alevi kimligine sahip olurken, kendi inançları için istekleri olmalıdır.
Örnegin, Alevilerin simgeleriyle beraber, Dersim in on iki Ocağın temsil edildigi büyük bir inanç merkezi… O merkeze girildiginde her Ocağın tarihçesi yazılı ve resimli anlatımlar ile, on iki Ocağı orada bulmalıdır insanlar. Bu inanç merkezi ülke genelinde Dersim i Alevi inancının başkenti yapacaktır. Dolayısıyla Alevi toplumu daha da çok, yönünü Dersim e
dönecektir.
Dersim, Müzesi oluşturulmalıdır.
Dersim in kaybolan dili Kırmanciye (Zazaca) nin geliştirilmesine hizmet edecek dil merkezleri istenmelidir…
Dersim e ilişkin, Dersim televziyonu kurulmalıdır…
Dersim in kaderini degiştirecek ülke genelinde Dersim e katkı sunacak kardeş il ve ilçeler oluşturularak (Çankaya dan söz ediliyor) Dersime hem kültürel, hem ekonomik, hem projesel katkı sağlanmalıdır.
Seçilecek Belediye başkanları sadece kendi seçmenine esir olup, idolojik davranma yerine kendisine karşı olan, benimsemeyenlerin de başkanı olduğunu, toplumu ayrıştıran degil, birleştiren olmalıdır…
Doğası nı korumak için diplomasi geliştirip gerek ülke, gerekse de uluslar arası arenada çevre kuruluşlarıyla ilişkiye geçip diplomasi yürütme gücünü oluşturmalıdır.
Dersim li kurumları dar idolojik boyutan çıkarıp birlikteligini sağlayarak enerjilerini Dersim e akıtmalıdır…
Kısacası, Dersim in İnancı, Dersim in Dili, Dersim in Kültürü, Dersim in Doğası, en önemlisi de Dersim için çalışacak, ülke genelinde Dersim’e katkı akıtacak, duyguların, sloganların değil, aklın yolunu seçen aday tercih edilmelidir derim.
HOWTEMAL İNİZ KUTLU OLSUN, HIZIR, GÜZELLİGİNİZİ BOZMASIN…
deniz dersim
20/03/2014 at 12:37
mrb.sn yazar kürt hareketine eleştirilerini yaparken bana göre haksızlık oluşmuş.mesela gezi direnişini başlatan kendini dozerlerin önüne atan sırrı süreyya önder için akp ye eleştiri yapmadığını söylemiş fakat benim yazara sorum sırrı süreyya önder kimin projesine karşı taksimde kendini dozerlerin önüne attı akp nin değil mi? niçin hakkını vermiyoruz.gezi direnişinde kürt halkının oyları ile seçilmiş milletvekili olan sırrı süreyya önder başlattı.aynı şekilde yıllardır nice acılar yaşamış binlerce köyü yakılmış binlerce gencini kaybeden bir halkın acılı anaların başlamasını talep ettiği barış sürecinide sanki akp ile ittifak gibi sunmak o acılı analara hakarettir vicdanınız hiç sızlamıyor mu?barışa niçin bu kadar karşısınız kürt hareketi diyarbakırda belediye başkanı olarak gültan kışanakı gösterdi kendisi alevidir.bdp kürt hareketi diyarbakırda alevi bir aday bgösterecek kadar alevilerin dostudur.eğer barış bütün halklara gerekiyor ve iyi bişeydir.kötü olan savaştır.