Dersim 38
Tarih Sizi Edebiyen Mahkum Etmiştir!
Bugün Dersim milletvekilimiz sayın Hüseyin Aygün’ü sorguya çekmek isteyenlerin duvarlarında bu madalyalar asılıdır. Korkulariı ise bu madalyalarla yüzleşmektir.
TARİH SİZİ VE KATİL DEDELERİNİZİ EDEBİYEN MAHKUM ETMİŞTİR!
Dersim toplumu 1937/38 yıllarında Türkler tarafından Jenoside uğratılmış, Dersim zalimler ve Yezitler tarafından Kerbelaya çevrilmiş, masum ve kimsesiz bir halkın “kökü” kazınmaya çalışılmıştır. Hikaye belki hep takrardır. Ama gerçek olduğu için her zaman tekrar edilecek. Türkler Dersim’de adeta taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmadı, kadın, çocuk , yaşlı demeden kıyıma uğrattı ve yakmadık ev ve köy bırakmadı. İnsan kanına susamışçasına akıttıkları kanda boğulmalarının mükafatı ise göğüslerine taktıkları “Tunceli 1938” madalyası oldu.
Foto:1937-38 Dersim Katliamı’nda Türk Ordusunda görev alan askerlere verinen madalya
Bugün Dersim milletvekilimiz sayın Hüseyin Aygün’ü sorguya çekmek isteyenlerin duvarlarında bu madalyalar asılıdır. Korkulariı ise bu madalyalarla yüzleşmektir. Bunların sicilleri kirlidir. Tarih tarafından ebediyen mahkum edildikleri için saldırganlıkları ölçüsüz ve cahilcedir.
Dersim davamız, bize Jenosidi ve zulmü reva görenlerin karşısında mutlak zaferle taçlanacaktır. Buna şüphemiz yoktur ve sizinde olmasın. Size düşen zamanın Almanya başbakanı Willy Brandt’ın yaptığı gibi, dedelerinizin katlettiklerinin mezarı olanların mezarları ve onların acılı torunları önünde diz çöküp af dilemektir. Bu davranışınız, dedelerinizin yüzüne sıçramış masum Dersimlilerin kanını af ettirmez, çünkü kimsenin o masumlar adına af etme hakkı yoktur, ama manevi olarak belki sizin yükünüzü hafifletir. Ama biz biliyoruz ki siz bu erdemden uzaksınız.
Tahamülsüzlüğünüz köksüzlüğünüzden gelmektedir. Balkan dönmeleri ve Kafkas sürgünleri olarak yerleştiğiniz mevkiler sarsıldıkça, saldırganlaşmanız normaldir. Dersim Jenosidi mimarlarından M.Kemal’e sarılmanız, onu peygamber ilan etmeniz normaldir. Çükü bu topraklarda başka sermayeniz yoktur.
Asıl derdiniz şudur; Dersim milletvekili sayın Aygün üstünden değerli hemşerimiz sayın Kılıçdaroğlu’nu hedefe koymak ve ona saldırmaktır. Size göre bir “aşiret” mensubu nasıl olur da bir partinin genel başkanı olur ve nasıl olur da sizler de onun liderliğini kabul edeceksiniz. Burnunuz sürtüldü, bunu kabullenemiyorsunuz. Balkanlara ve Kafkaslara geri dönecek haliniz de yok. Kemalizm kalkanına sarılıp saldırganlaşmanız, darbelerden medet ummanız ve demokrasi düşmanı olmanız bundandır. Ama kabullenmekten başka çareniz yok. Yok ettiğinizi sandığınız Dersim yaşıyor ve umut dağıtıyor, yönetici olmak istiyor. Bu gerçeği ne kadar çabuk kabul ederseniz yattığınız uykudan o kadar çabuk uyanırsınız.
Bir mazlum halkı jenosidden geçirdiniz, hanelerini tarumar ettiniz. O halkın evlatları bizleriz ve sizin o kanlı o kirli tarihinizden davacıyız. Çok övündüğünüz 7 duveli yenen, dizlerine kadar mazlum Dersim halkının kanına bulanmış dedelerinizden davacıyız. Sorgulanması gereken ve sorgulanacak olan sizlersiniz. Dersimli hemşerilerimiz sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Aygün değildir.
Foto:Trabzon Atatürk Evi’ndeki bu haritada Dersim Katliamı’nın askeri taktik planları gösterilmiş. Harita üzerindeki işaretler Atatürk tarafından çizilmiş.
Bizler bu toprakların kadim bir halkıyız. Hakça bir yönetime talibiz. Dersimliler olarak hepimiz mutlaka bir aşiret mensubuyuz ve bundan da gurur duyarız. Sizler gibi köksüz değiliz. Bir değil bin bedelimiz bellidir. Bu toprakların sahibiyiz. Sizinle farkımız budur. Daha dün gelip işgalci dönmeler olarak yerleştiginiz bu yerlerdeki geleceğinizden emin değiliniz. Korkunuz bundandır. Sizin bu korkuyla saldırganlaşmanızı anlıyoruz. Peki söz konusu Dersim olduğunda üç maymunu oynayan Aleviler, Kürtler, Solcular ve Demokratlar neden dilsiz kesiliyorsunuz? Çıkarlarınıza geldiğinde Dersim Dersim deyip yağ çekiyorsunuz. Ama sözkonusu Dersimin çıkarı oldu mu Balkan ve Kafkas dönmeleriyle aynı safa düşüyorsunuz. Siz Aleviler, Kemalizmin sizi yıllarca uyuttuğu “Dersim jenosidinde Atatürk hastaydı” yalanından uyanmaktan korktuğunuz için mi sessiz kalıyorsunuz. Siz Kürtler, Kemalistlerin size yutturduğu ve sizinde kendinize tarih yazmak için sarıldığınız “Dersim isyanı” teorisi çöktüğü için mi ses çıkarmıyorsunuz. Siz Solcular ve Demokratlar; Kemalizmin size yutturduğu “isyan” teorisinin aslında bir jenositi örtbas etme teorisi olduğunu farkettiğiniz için mi nutkunuz tutuldu. Dersim hepinizin yüzüne tutulmuş bir aynadır.
Kemalizm bu toprakların başına gelen en büyük felakettir. Türkiye’de ki bütün sorunların temelinde köksüz ve sentetik olan, ilahlaştırılan Kemalizm vardır. Kemalizm bir nevi kanser tümorudur. Bu hastalığa yakalananların iflahı mümkün değildir. Hitler, Musolini, Franco gibi zamanı geçmiş, miladını doldurmuş, yargılanması gereken bir suç örgütü, bir ırkçı faşist düşünce şeklidir. Bütün ırkçı, faşist suç örgütleri gibi yasaklanmalıdır. Yeni kuşakları bu hastalıktan kurtarmanın tek çaresi daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürlüktür. Sayın hemşerilerimizden beklentimiz zaman kaybetmeden, başörtüsünden, anadilde eğitime, yasaklanan yer adlarının iade edilmesinden genel afa kadar her konuda yasa tasarıları hazırlayıp meclis gündemine sokmalarıdır. Yarasaların korktuğu ışıktır. Dersim ışığı açık ve saklı yarasaları rahatsız etmeye, deşifre temeye devam edecektir.
Değerli hemşerilerimiz sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Aygün Dersim sizinle birliktedir, zalimlerin önünde eğilmeyin.Yargılanması gerekenler sizi yargılayamaz.
Dersim lideri Seyit Rıza Elazığ Buğday Meydanında, dar ağacına giderken bizler ve onlar hakkında ki hükmü, meydana ve karanlığa bağırak vermişti:
“Evlade Kerbelayız, Bi Hatayız, Ayıptır, Zulümdür, Cinayettir”
18/11/2011
Hollanda Dersim Vakfı
KALMEM K.
19/11/2011 at 19:40
Dersim Yanlız Değil!
Olvazê hewli,
Değerli Hollanda Dersim Vakfı musuldarları:
Kendi yaramıza sahip çıkkmak demek, başkalarına çatmak, hakaret etmek değildir. Yaramızı savunmak diğerlerini yermek, azarlamak anlamına gelmemeli. Yaramizi kabul etmek ve onu dile getirmede başkalarına tehdit edici bir dil kullanmak çok ayıptır. Bu bizim haklı ve kanayan yaramıza gölge düşürür. Makalenizde bu tür cümlelere yer vermemeniz çok üzücüdür. Genelleştiriyorsunuz. Anadolu hepimizindir. Özgürlük hepimize lazımdir, hepimize gerekli. Her halka, der dile, der dine. Nerden gelirsek gelelim. Bugün burdayız, yarınada o tpraklarda hepimiz olacağız, budur önemli olan. Her kes yaptığından sorumludur. “Kendine dost bulamayan, sonunda kendi düşmanı olur!”, Gürcü Şairi, Schota (Şota Rustavelli).
Bakınız ülkemizin basınında vijdanlı, hümanist, demokrat … sayısızca yazar DERSİMİN YARASINA suskun kalmıyorlar. Bu ne güzel bir olay, ne güzel bir gelişme. Bize umut ve güven veriyor.
Huseyin Aytac
20/11/2011 at 04:51
Insanlar korkulariyla yasar ben buna inaniyorum..Bu korkulari yenmek buyuk ozveri ister.Devletin bize sundugu ve korkularimizla yasadigimiz donem cok zaman oldu,atalarimiz bu korkuyla yasadi haklilardi cunku evlatlarini korumak ic gudusu vardi,ama cagimizda bunlari asamasak,dersimdeki katliyama ugrayan cocuklarin ve insanlarin ruhlari hep ruyamiza girecek,rahat uyuyamiyacagiz,rahat uyumak istiyorsak bunu dile getirmek lazim,cogumuz biliriz, yani ileri yasta olanlar fisiltiyla konusurduk aramizda,ne zulumlerin yapildigini,neler yasandigini hep aramizda konusurduk birbirimize anlatirdik veya buyuklerimizden dinlerdik.Devletin inkarci soylemi karsisinda lal olmustuk korkularimizla yasardik.ama vicdan denilen insan bunu hic bir zaman kabulenmedi,simdi yuksek sesle korkmadan her kese anlatmamiz lazim fisiltiyla degil yuksek sesle konusmamiz lazim nasil munzurun kan aktigini ve bize neler yapildigini anlatmamiz lazim,hicte benim umrumda degil ataturkun haberi yokmus yok o hastaymis safsatalarina inadirici gelmiyor bana ben suna inaniyorum yani gercek olan bir seye atalarimiz,analarimiz,ninelerimizin katledildigine ve bu yuzden sayin Aygune korkularimizdan arindirdigi icin destek olalim …tesekurler.