Gündem
Bir Ayın Özeti
Dersim milletvekili Hüseyin Aygün, meclisteki ilk 1 ayını özetledi. İşte Aygün’ün yazısı…
Dostlarım,
9 Eylül günü parlamentoya geldim, bugün 1 ay doldu, Dersim dağlarından mezralarından sonra Ankara, meclis, Ankara’ya gelen Dersimliler, kulis, genel kurul, söz alma, basın toplantısı, soru önergesi, Kılıçdaroğlu, eski ve yeni CHP vb. kavramların ortasındayız.
Bu bir ayda epeyce ilgi yaratan “işler” gerçekleşti, AKP’lilerin ve Erdoğan’ın “Alevi alerjisi” karşısında 22 sayfalık Alevi raporu yayınladık, raporda Alevi Malvarlıklarının yaklaşık bir listesini yayınlayarak tarihsel olarak haksızca gasbedilmiş malların -tıpkı Gayrımüslimler gibi- iadesini talep ettik, ders kitaplarına giren “Alevilik”in gerçekte bir asimilasyon gayreti ve programından ibaret olduğunu kanıtladık. Raapor geniş ilgi yarattı, ilahiyatçılardan veya bizzat kitapları yazan hocalardan hiçbir itiraz gelmedi, Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu raporumuzu Almanca ve İngilizce’ye çevirdi.
FDG’ye buradan teşekkürü bir borç biliriz, rapor yakında Almanya, Avrupa ve ABD meclislerine iletilecek, daha sonra 3. Çalıştay’da Tunceli Müftüsü ile Moderatör Necdet Subaşı’nın diyaloglarını yayınladık, skandal biçimde “iyi çalışırsak Tunceli’deki Alevileri Sünnileştirebiliriz” diyen Necdet Subaşı suya sabuna dokunmayan bir yanıt verdiyse de açıklamalarımızı ve asimilasyon içeren net beyanlarını inkâr edemedi, daha sonra 12 Eylül’ün yargılanacağını propaganda ederek 2010 referandumunda halktan destek almayı başaran AKP’ye karşı yeni bir araştırma ile karşı çıktık.
12 Eylül 1980 Askeri Faşizmine karşı son bir yılda 380 şikâyet yapıldığını, buna karşın tek bir işkencecinin bile ifadeye çağrılmadığını, işkenceci katillere tek dava dahi açılmadığını -bizzat Ankara Özel Yetkili savcısı Hüseyin Görüşen’in bize verdiği bilgiye dayanarak- ortaya koyduk, meclisteki etkinliğimiz “forum” şeklinde gelişti. İşkence ile öldürülen 4 devrimcinin aileleri ve yoldaşları da söz alarak “vahşet günlerini” anlattı, bu devrimciler arasında Ovacıklı Ali Ekber Yürek de var, savcı Hüseyin Görüşen aynı gün açıklama yaparak “ekim ayında adım atılacak” deyiverdi.
Daha sonra Zini Gediği katliamını dile getiren bir toplantı yaptık, Polatlı, Ankara ve Erzincan’dan gelen mağdurlar anlattı, biz ve gazeteciler dinledik, istediğimiz basitti: Hakikat ve Adalet, bütün bu işlerle ilgili meclisi “göreve” çağırdık, Kürt sorununu çözmek yerine sınır ötesine bomba yağdırarak içte şövenizme oynayan AKP’ye karşı meclis Genel Kurulu’nda kısa bir konuşma yaptım, tezkere oylamasında ret oyu verdim, bakalım önümüzdeki günlerde daha neler olacak.
Haftaya “içerideki” öğrencileri işleyen bir çalışma yapacağız, içeride sayıları 500’ü bulan öğrencilerin yakınları ile buluşacağız ve Terörle Mücadele Kanunu’na dikkat çekeceğiz, 8 Martı kutlamaktan Deniz Gezmiş ve İbrahim Kaypakkaya’yı anmaya, parasız eğitim istemekten 1 Mayısa katılmaya bir dizi demokratik düşünce açıklaması eylemini “silahlı örgüt üyeliği” olarak damgalayan yargı pratiklerini sorgulayacağız.
Bir ayın bilançosu en genel çizgilerle işte böyle.
Herkese sevgi, saygı ve iyilikle..