Dersim
Prof. Ali Tutay’dan Rektör Boztuğ’a Cevap
Sn. Boztuğ tarafından şahsıma yapılmış bunca haksızlığa rağmen, ben meseleyi kişiselleştirmedim çünkü Tunceli Üniversitesi’ni önemsiyorum. Tunceli Üniversitesi için çalıştım, her fırsata da çalışmaya devam edeceğim.
Prof. Dr. Ali TUTAY
Tunceli Üniversitesi Rektörü Sayın DurmusBoztuğ, 1 Nisan 2012 tarihinde yerel ve ulusal basına yansıyan bir açıklamasında hayli ilginç ifadeler kullandı ve ithamlarda bulundu. Bu açıklamaya göre, 40/B ile Tunceli Üniversitesi’ne gelip çalışan öğretim üyeleri “burası Dersim, bu üniversitede herkes Dersim Alevisi, Kürt ve Solcu olacak” demişler. Ama rektör bey buna izin vermemiş ve “burada herkes olacak ama siz olmayacaksınız” diyerek bu öğretim üyelerinin görev sürelerini uzatmamış.
Bu açıklamanın basında yer almasından sonra 2 Nisan pazartesi günü sayın rektör beni telefonla arayarak “Sizi kastetmedim, üzerinize almayın” dedi. Ben de “eğer söylediklerinde samimiyse yeni bir açıklama yapması gerektiğini söyledim ”fakat aradan geçen bu sürede sayın rektörün bu yönde her hangi bir açıklaması olmadı.
Ben, meseleyi asla kişiselleştirme taraftarı değilim. Rektörün bu anlaşılmaz tutumu nedeniyle aşağıdaki açıklamayı yapmak zorunda kaldım.
Her şeyden önce etnik ve politik kimliği açıkça bilinen ve yüzyıllardır bunun bedelini ödemekte olan bu toplumsal coğrafyada, bu tarz bir konuşma yapmak büyük bir talihsizliktir.
Bu olaya konu olan ve 40/B ile Tunceli Üniversitesi’ne gelen; sonra da görev süresi uzatılmayarak geri gönderilen Tuncelili tek öğretim üyesi olarak, sayın rektörün yaptığı açıklamanın gerçeklere uygun olmadığını belirtmek isterim.
Tunceli Üniversitesi’ne bugüne kadar 40/B ile görevlendirilmiş olarak gelen ve görev süreleri uzatılmayan öğretim üyesi sayısı beştir. Bu beş kişiden biri de eşim Prof. Dr. Yüksel Örgün’dür. Eşim İTÜ gibi prestijli bir üniversitede çalışıyorken bizzat rektör Boztuğ tarafından Tunceli Üniversitesi’ne davet edilmiş; o da bu talebi kabul etmiştir.
Benim içinde aynı durum geçerlidir. Sayın Boztuğ, 2009 yılında birlikte katıldığımız Berlin Teknik Üniversitesi ziyareti sırasında, pek çok arkadaşın yanında bana “Tunceli Üniversitesi Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Rektör Yardımcılığı” görevini önermiştir. Yurda dönüştesn. Boztuğ ile birlikte İstanbul Üniversitesi Rektörü Sn. Prof. Dr. Yunus SÖYLET ziyaret edilmiş ve bir yılık görevlendirme onayı alınmıştır. Bu bir yılın sonunda, Sn. Boztuğ’un talebi üzerine görev sürem 2011 yılı Temmuz ayına kadar bir yıl daha uzatılmıştır. Görev süremin uzatılmaması nedeniyle bu tarih itibarıyla İstanbul Üniversitesindeki görevime geri döndüm. Tunceli Üniversitesi ’ne de görev yaptığım iki yıl süresince üniversitenin gelişmesi için elimden geldiği ölçüde çalıştım. Üniversitenin bir çeşitlilik ortamı olduğunu bilerek herkesle iyi iletişim kurmaya gayret ettim. Dışlayıcı bir dili hiçbir zaman kullanmadım, kullanılmasına da kendi bulunduğum ortamlarda müsaade etmedim. Akademik ahlaka ve dürüstlüğe uygun hareket etmeye özen gösterdim.
Fakat bana karşı sayın rektörün tavrını anlamakta zorluk çekiyorum. Benim ve Prof. Dr. Yüksel Örgün’ün, Tunceli Üniversitesi’nde çalışmaya devam etmemiz yönünde Dersim’li hemen bütün kurumların, üniversite yönetimine ricada bulunmaları üzerine, şaşırtıcı bir şekilde önce görev süremin bitmesine sadece üç gün kala beni Rektör Yardımcılığı görevinden aldı, sonra da bizi (iki öğretim üyesini) savcılığa şikâyet etti.
Yeri gelmişken açıkça söyleyeyim ki, bizim üniversitedeki görev süremizin uzatılması yönündeki bu talep, tümüyle bizim dışımızda gelişmiştir ve kapsamını de sonradan öğrendim. Bu vesileyle Dersim’li kurumların temsilcilerine içtenlikle teşekkür ederim.
Sn. Boztuğ tarafından şahsıma yapılmış bunca haksızlığa rağmen, ben meseleyi kişiselleştirmedim çünkü Tunceli Üniversitesi’ni önemsiyorum. Tunceli Üniversitesi için çalıştım, her fırsata da çalışmaya devam edeceğim.
Şimdilik ilgili kurumlara, öğretim üyelerine ve Dersim halkına söyleyebileceğim şey budur.”
