Dersim Mitolojisi
Dersim’de Xızır Ayı ve Qılancıke
Bir kırlangıç tam karşımdaki lahitin üstüne kondu. Sonra ötmeye başladı. Dudaklarımdan şu cümle çıkmıştı: “Ya Qılancıke! Xevera de xere mare biya!”
Bir kırlangıç tam karşımdaki lahitin üstüne kondu. Sonra ötmeye başladı. Dudaklarımdan şu cümle çıkmıştı: “Ya Qılancıke! Xevera de xere mare biya!”
—Ne dedin?
—Eke qılancıke wana, hen vame. (Eğer saksağan ötmeye başlarsa böyle deriz.) Ey kırlangıç, hayırlı haber getir! Dersim’de böyle denir.
—Neden saksağan?
—Hızır ayının sonunda miyaz (lokma) pişirilir. Miyaz pişiren bekar kız, yağlı hamurdan bir parça alır ve o parçayı ocağın üzerinde hafifçe pişirir. Pişirdiği bu küçük lokmayı, damdaki baca taşının köşesine koyar ve uzaktan izlemeye koyulur. Kırlangıç gelip o hamuru alır ve kimin evine gidip orada yerse, o kız o eve gelin gider. Şayet hamuru alıp köy dışına çıkarsa, kız da köy dışına gelin gidecektir. Bu bir ritüeldir ve buna inanılır.
—Ne güzel bir inanış bu!
—Çiley fişteneraci (çıla tutuşturmak) dediğimiz bir ritüel daha var. Perşembe geceleri, kutsal kabul edilen bir taşın, ağacın, duvarın dibinde çiley yakılır. Çaputlar şerit şeklinde kesilir ve tereyağına batırılarak birbirine birleştirilerek bir nevi mum yapılır ve bu çiley, ruhlar için yakılır.
—Onbinlerce yıllık bir ritüel bu ve hâlâ sizde canlı olarak yaşanıyor.
—Bana ilginç gelen bir ritüelden daha bahsedeyim: Perşembe geceleri; un, tereyağı içine atılarak kıvamı kepek şeklinde olacak şekilde yoğrulur. Kepek kıvamındaki bu malzeme ufak parçalara ayrılır ve ocağın (lozine) kenarına biriktirilen köz üzerine tek tek atılır. Her parça bir ölünün adına bırakılır ve “xere mua mi bo…” (annemin hayrına olsun…) gibi tüm ölülerin adı anılır. Son kalan parça ise “çime kamke çe madero, deste madero, kamke biwayiro, xere perünebo!” (Evimizin üzerinde emeği, sevgi bakışı olanlar, elimizde olanlar, kim ki sahipsizdir, hepsinin hayrına olsun!”) dendikten sonra közün üzerine bırakılır. Bu yağlı un yavaş yavaş yanar ve yandıkça dumanı, kokusu bacadan gökyüzüne ve eve yayılır. Duman ve koku o ruhun burnuna ulaşır, yapılan bu ritüel ruhu mutlu eder.
-Ölüm ve sağlığın aynı mekânda buluşması gibi. Hatta atomun birleşip dağılması ile burada ateşin etkisi, insana düşen görev ve ocağın buradaki önemi vurgulanıyor.
-Ölmek, unutulmak demektir. Buradaki işlev, ölüme bir başkaldırı şekli aslında. Ölmediniz, hâlâ yanımızda, ocağımızda, aklımızda ve soframızdasınız, der gibi. Belki de atalara sunulan bir şükran şekli, geçmişle günü bağlayan ip gibi. Son atılan parça, evrendeki tüm sahipsizler için olması itibariyle, hiç kimsenin aslında ölmediğini ima ediyor sanki.
…..
“Cemê ma cemê Khalxêru.
Veng de vaze wayir bêro.
Toz reça xo ser nêkero!
Rew bê, rew bê!
Tew bê, tew bê!
Ez ve qurvanê to wayiri,
Cemê ma Cemê Dewreşi.
Veng dame to, eve sawda weşi,
Yimdadê made bêro Ostaê Serê Deşi,
Carê made bıreso Süwariyê Phoşta Heşi.
Rew bê, rew bê!
Tew bê, tew bê!
Ez ve qurvanê to wayiri,
Koê to Bakıli koê berzo.
İsê ma der-desto eve lerzo.
Vaze bêro qır-qotıkê na zalımi vezo bıerzo.
Heliyê to Bakıli heliyê bazo,
Dür u nejdi cıre jüyo, zalalo.
Vaze bêro mare xevera de xêre vazo.
Koê to Bakili koê de şiao.
Topê xo tey tewji biyağeo.
Mane meke Qır warwao.
Rew bê, tew bê!
Ez ve qurvanê to wayiri!
Kılame: (Anonim)Khan (Dêsim)
çhıme (kaynak): Seyid Mahmut Yıldız
qeyde: (seslendiren) Khan/ K. Kahraman
aredaoğ/(düzenleyen) aranje: Kemal Kahraman
-Seyit Kures ve Seyit Bava Mansur buluşmasından, yakın ve uzağın birliğine, avcı kartaldan, ateşten bombaları olan Thujik Bava’ya kadar, Xızır’dan Xızır´ın kıratına kadar muhteşem bir örgü bu. Kartalın önemini ve kutsallığını en iyi anlatan sözler burada zihninize yazılmış. Hızlı ve zamanında yetişen Xızır (….) ve ilahi bilgi taşıyıcısına uzanan bir yolculuğun anlatımı bu. En önemlisi de, cemin, kırklar cemi oluşu ve sahibin izlerini tozla örtmeden, bu ceme katılış daveti; ne güzel vurgu!
Remzi AYDIN – ( IŞIK İNSANI/PİRO – romanından alıntıdır.)
Not: Yazı kısaltılarak alınmıştır. Romanda qılancıke (kırlangıç) kuşu Türkçe’ye karga olarak tercüme edilmiş. Qılancıke kuşunun Türkçe’deki adı saksağan. Saksağan kuşunun yarısı beyaz yarısı siyah renktedir.
Dersim’in tüm köylerinde qılancıke vardır. Yazıda yanlış yazılan Kırmancki (Zazaca) bölümler Dersimnews.com tarafından düzeltilmiştir.
Selda Aktas
14/02/2013 at 10:30
Bir yaziyi elestirmek baska birseydir, üzerinde izin alinmadan degisiklik yapmak bambaska birseydir. Kimden izin alarak böyle bir cürette bulundunuz? Eger size göre (ki bu konuda hakli olabilirsiniz, cok ayri bir konudur) bir kelime dogru degil ise, bunu alttaki notla belirtmeniz yeterliydi. Ama bir yazinin üzerinde kafaniza göre degisiklik yapmak, bu sistemin degerli kalemlerini sansürlemesi ve islerine geldigi gibi degisiklik yapmasindan farki yoktur. Bunu elestirip de ayni sucu islediginizi düsündünüz mü hic?
Vengdar
17/02/2013 at 12:45
Rastkerdis
1. Qılançıke mirçıka jiargiye niya. Kes nêvano: ya qılançıke!
2. Qılançıke eve Tırkki: Ala Karga.
3. Eve Zazaki namê “Kırlangıç”: Mılvırık, ya ki Dımmeqes!
Memet Apaydin
25/03/2013 at 19:42
Yazilan bazi seylerin , bölge ve yöreye göre degisik sekilde yasanarak, bazi farkliliklarla ortaya cikabilir. Yanlis yazilis ve degerlendimeler de olabilir. Dogrulari en iyi bicimde degerlendirip, halka ulastirma hic de yanlis bir sey degildir. Aydin insanlar olarak birbirimizin enformasiyonlarindaki eksikleri düzelterek gelecege dogru olarak aktarma görevimiz vardir.Bunu da insan olarak kabul etmek zorundayiz ve gocunmanin haceti yok.
Saygi ve selamlarimla