Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

Horoz Hikayesi ve MA Dergisi

Haberler

Horoz Hikayesi ve MA Dergisi

İdare Ağa’ya Horoz hırsızı, Sey Rıza’ya Keçi hırsızı, aşiretlere çapulcu… Dersim karşıtlığının vardığı noktadır işte bu.

Bir şey anlatırsınız. okuyan, dinleyen ders alsın; tecrübe etsin istersiniz. İyi niyetlisinizdir belki. Belki de iyi bir yol gösterici olarak anılmak istersiniz. Ama gelin görün ki anlaşılmasını istediğiniz konu kadar anlatım yöntem ve tekniğiniz de anlatacağınız meseliniz kadar doğru olmalı.

Yoksa sıçarsınız!
Evet evet sıçar, hatta sıvarsınız…

Sözüm MA DERGİSİ‘indeki yazarı belli olmayan HOROZ ve QOCANLI İDARE meseline…

ma-dergisi

Ma Kültür Sanat Dergisi

Ma Dergisi, isim ve proje olarak çok heyecanlandığım bir dergiydi. Hala da öyle olmasını isterim. Ancak iyi olabilmenin ve iyi kalabilmenin de kendine özgü yöntem ve teknikleri vardır. Bu da en başta doğruluk ve dürüstlüğü gerektirir. Yoksa MA, MA, MA! der, şaşkın bakışlarınız arasında edebiyat ve yazın çöplüğünde yerinizi alırsınız.

Nedir Horoz Hikayesinde anlatılmak istenen?

…maddi ve manevi kayıplar yaşayabilirsin. Ancak kayıpların daha başında, değerlerine sahip çıkmazsan, büyük kayıplar peşi sıra gelecektir. Eğer ilk kaybına sahip çıkar, sonuna kadar araştırır bulursan, diğer kayıpları da engellemiş olursun… demek isteniyor.

İyi güzel de, güzel kardeşim, sen bu hikayeyi anlatırken Qocanlı İdare’nin adını niye kullanıyorsun? O horozu İdare Ağa’yla birlikte mi çaldın?

Neden bu hikayende İdare’nin adını malzeme olarak kullandın?

Şimdi de sen İdare Ağa’dan horoz çaldın gördün mü?.. Ve ben yazdığın hikayeden ders alarak senin çaldığın horozu ümüğüne basarak elinde almalıyım. Almalıyım ki bir daha böyle bir herze yemeyesin, almalıyım ki cehaletine bi daha uymayasın. Almalıyım ki değerlerimize, sen de MA Dergisi de sahip çıksın artık…

Bilmeyenler için anlatayım; 

İdare Ağa QOCAN (KOÇ Uşağı) aşiretinin saygın liderlerindendir; sözüne de, silahına da, ekmeğine de adamlığına da… 1925’li yıllardaki ölümüne kadar Başlıca yaptıkları kısaca şöyle sıralanabilir.

Dersimlilerin beş yüz yıllık kimlik kavgasında 1880 ve 1925 li yıllarını başarıyla taşıyan…

Dersim’de, Osmanlıya, Rus’a ve Hamidiye Alaylarına geçit vermeyen…

Osmanlı Rus Harbinde, Seyit Rıza ile birlikte onur madalyası ile onurlandırılan…

1915 Ermeni Soykırımında Kendi bölgesindeki tüm Ermenileri Rus sınırına kadar gizlice kaçıran ve hala, Tağar, Ali Boğazı, Bozan ve Qocan isimlerinin Ermenilerce minnetle anılmasını sağlayan…

Yedi yıl mapus kaldığı Diyarbakır cezaevinden, Diyarbakır surları üzerinden atlayarak kaçan ve kurtulan…

Dersime dönerken yol üstünde yine karakol basan, silah ve mühimmat alan…

TAĞAR’a döndüğünde devletin anlaşma için kıvranmalarına rağmen, kendini ispat etmek isteyen Hozat yüzbaşısının Tağar’a gidip görüşmeye çağırdıktan sonra 200 askerle çember aldırıp yakalayacağı anda, silahını yüzbaşının gırtlağına dayayarak ölüme ölüm! narası ataan ve askerlerin çemberinden yüzbaşıyı da alarak çıkan ve sonra yüzbaşının hayatını bağışlayan…

Hepsinden önemlisi, cumhuriyetin kuruluşuyla Diyap Ağa, İdare Ağa , Kango Zade ve Sey Rızaya gelen millet vekilliği tekliflerini “Osmanlının çeşmesinden su içmem!” diyerek red eden, bunu duyan sey Rıza’yı da alıkoyan horoz hırsızı!…

Daha diyeyim mi?

Şimdi sen millete mesel anlatacaksın ki millet küçük kayıplarına sahip çıkarak büyük değerlerini korusun… ama sen kendin büyük değerlerini çaldırıyorsun azizim. Böyle dersi anca düşmana verebilirsin…

İdare Ağa’ya Horoz hırsızı, Sey Rıza’ya Keçi hırsızı, aşiretlere çapulcu… Dersim karşıtlığının vardığı noktadır işte bu.

Sen de kaş yapayım derken çıkardın gözü!

Sen de değerlerimizi değerlendirelim deyü sahiplendiğin dalı kestin ayağının altından…

Bir defa Dersim’e değer olan insanların aşırma, çalma, tecavüz, korkaklık, gammaz vb. tavırları olmazdı. Olsaydı Lider olamazlardı. Bunu sen bilmesen bile senin yanında duran, Doğan Munzuroğlu’nun da, Devrim Tekinoğlu’nun da, Mikail Aslan’ında bilmesi lazım…

Son sözüm Mikail Aslan’a;

Hani Lıllo! diye bir ağıt söylüyon ya, Komer korucularının vurduğu Lillo ile onun hesabını Elazığ’ın merkezinde soran Xecé kızımız İdare Ağanın torunlarıdır. Söylerken rınd hoburnena! iyisin ama, yerken de minnet duymayı bilmen lazım…

Sonuç olarak bu yazının yol açtığı yanlış ve üzüntüyü, derginizin bir sonraki sayısında iyi bir özürle düzeltirseniz değerlerimiz ve kayıplarımız konusunda en büyük dersi almış oluruz…

 Ali Haydar KOÇ

Sosyal medyada paylaşın
        
   
4 Comments

4 Comments

  1. Cafer

    22/07/2013 at 09:13

    Eline yüregine saglık her önüne gelen bir Dersim tarihçisi olup çıkmış.Eğer Dersimi ve tarihini biraz bilmesem inan utanır hale gelmek işten bile degil.Bu tıpkı 80 lerdeki palavra meydanındaki gibi herkesin birer lenin olma durumu gibi şu aralar herkes bir Dersim tarihçisi olmuş.

  2. Hıdır Aytaç

    23/07/2013 at 05:23

    Ali Haydar Koç merhaba,Yukarıda yaptığın açıklama için candan teşekkürler. Dersim hakkında yazanların çoğu devletin arşivlerindenmi nereden alıntı veya yazdıkları belli değil. Doğru bilgiye ancak sizin gibi kişilerin gerçek bilgilerine böyle ulaşılabilir.Rahmetli babam bana anlatmıştı ama aradan çok zaman geçti o zamanlar kayıt falan yoktu anlatılanı unutmamakta çok zor. Ben isterimki İdare Ağanın hayatı hakkında teferruatlı bilgi verirseniz, yazarsanız çok sevinirim.Selamlarımla hoşçakalın

  3. Hasan

    23/07/2013 at 11:58

    Ali Haydar beyin MA dergisnde yayinlalan hikayeyi elestirme, eksik ise tamamlama hakki vardir. Hikayelerin bir cogu kisiye veya yöreye veya asirete göre degisiyor. Ali Haydar bey anlatilan hikaye kendi versiyonuna uymadigi icin itiraz edebilir (Belki kendi bildiginede baskalari itiraz ederdi). Hatta bu kültürü yasatma diye bir derdi varsa bunu kendine görev bilmeli. Bu bütün duyarli insalar icin bölye olmali.

    Fakat bir hikaye yüzünden top yökün bir dergiyi karalama hakkina hic hic bimse sahip degildir. Yukarida Dergi ve yazarlari icin kullandigi sifat ve deyimlardende anlasiliyorki, bu insan pek iyi niyetli biri degildir. Öyle olsa, Yapici ve o insanlari uyarici bir uslüp kullanirdi…

    Yazdiklarindan da anlasiliyor ki, bütün amaci sadece “Camur at izi kalsin” .

  4. Cafer

    24/07/2013 at 18:28

    Ali Haydar beyin yazdıklarına katılmamak için o tarihi bilmekten geçer.anlaşılıyorki çok deger verdigimiz bu tür dergilerinde bir yazıyı yayınlarken en azından kişileri hedef alırken daha ciddi ve duyarlı olması gerekiyor.Sayın Ali Haydar beyin tarihsel gerçekligi çok iyi bildiğinden eminim.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 × 2 =

More in Haberler

To Top