Haberler
Dersim Seçimlerini Doğru Okumak
Dersimli ne istiyor? Neden siyasi tercihleri sebebi ile bazen Kemalistlerin ve neden bazen de BDP’li Kürtlerin hedefi haline geliyor? Dersimliler hakikaten ne istediklerini bilmiyorlar mı? Sahiden katillerine mi âşıklar? Silahların gölgesinde iradeler ipotekli mi?
Dersim’de 2011 Genel Seçimleri ve 2014 Yerel Seçimlerini siyasi partilerin gözünden değil, halkın gözünden değerlendirip doğru okumak Dersim’de siyaset yapan herkesin üzerine düşen bir görevdir.
Dersimli ne istiyor? Neden siyasi tercihleri sebebi ile bazen Kemalistlerin ve neden bazen de BDP’li Kürtlerin hedefi haline geliyor? Dersimliler hakikaten ne istediklerini bilmiyorlar mı? Sahiden katillerine mi âşıklar? Silahların gölgesinde iradeler ipotekli mi? Tüm bunlara dair görüşlerimi paylaşacağım.
Şu bir gerçektir ki DERSİMLİLER’in (Dersim, Koçgiri, Erzincan, Varto, vs.), bu coğrafyada komşu oldukları halklarla ortak noktaları olduğu gibi, onları diğer herkesten ayıran özgün yönleri de çok güçlüdür. Aslında Dersimliler’in komşu halklarla yaşadıkları fikir çatışmalarının temelinde bu özgün yönler yatmaktadır. Türkçü dayatmalar sebebi ile Türklerle, Kürtçü dayatmalar sebebi ile Kürtlerle, egemen Sünni İslamcı dayatmalar nedeni ile de hem Türkler hem Kürtler hem de Zazalarla bir türlü ortaklaşamamakta, millet bilinci geliştirememektedir. Hâlbuki incelendiğinde DERSİM HALKI içinde kökenen/ırksal olarak bu renklerin hepsi de vardır. Hatta bunlara ek olarak bir diğer renk olarak Ermeniler de vardır DERSİM kimliği içinde. Bu renklilik ve çeşitliliği bütünüyle benimseyen Dersim, bunlardan birini diğeri üzerine baskınlaştırmayı asla kabul etmemiştir.
Dersim’de hâkim dil Kırmanckî/Zazakî’dir (% 85-90), sonra Kırdaşki/Kurmanci (% 8-9), sonra ise Türkçe gelir. Maalesef 1915 öncesi Dersim’de konuşulan Ermenice artık konuşulmamakla beraber hala Ermeni kökenli Dersimliler mevcuttur. Tüm bu durumlar içinde Kırmancki, Cumhuriyet ile beraber darbe yemek ve son yıllarda değimekle beraber, Dersim coğrafyasında geçmişten bu yana büyük oranda ana iletişim dilidir. Koçgiri, Mazgirt, Pertek civarları ise Kırdaşki/Kurmanci’nin Kırmancki’den daha baskın olduğu bölgelerdir. Ama bu dilsel fark Dersim halkı arasında ortak kimlik olan “Kırmanc”ta birleşmektedir. Koçgirili de Ovacıklı da kendine KIRMANC der. (Not: Dikkat ediniz bu Kurmanc değildir, KIRMANC’dır.)
DERSİMLİ’NİN MİLLET ALGISI NEDİR?
Şuna verilecek en doğru cevap şudur ki Dersimli’nin millet anlayışının temelinde kesinlikle IRK YOKTUR. Belirleyici etken dil ve inançtır. KIRMANC kimliği % 70 inanç (Alevi-Kızılbaşlık), % 30 ise dilsel (Kırmancki/Kırdaşki) bir kimliktir. Bu sebepledir ki Dersimliler’in çoğunlukla aynı dili konuştukları Bingöllüleri kendi milletlerinden görmezlerken, farklı bir dil konuştukları Koçgirililer’i kendi milletlerinden kabul ederler. Koçgirililer de aynı şekilde kendileri ile çoğunlukla aynı dili konuşan Diyarbakırlıları kendi milletlerinden görmezken, farklı bir dil konuştukları Hozatlıları kendinden kabul ederler. Bu, 1. Dünya Savaşı sonunda imparatorlukların dağılmasıyla ortaya çıkan ulus devlet kavramı ile ortaya çıkan “ırk temelli millet” algısına (ki Türkler bunu sahiplenmiş, Kürtler de bunu geliştirmektedirler) tamamen aykırıdır. Peki, Dersimliler kimi kendinden, milletinden görmez? Alevilik Kırmanc kimliğinin % 70’i olmasına rağmen, TÜRKMEN Aleviler bu kimliğin içinde sayılmaz ve Koçgirililer’in deyimiyle onlar “Tırkê bı rê” (YOL’u –Alevilik’i- seçmiş Türklerdir). Arap Aleviler de KIRMANC kimliği içinde sayılmaz. Bunlara binaen diyeiliriz ki KIRMANC, anadili Kırmancki (Zazaki) veya Kırdaşki (Kurmanci) olan ve ALEVİ inancında olanlardır.
Günümüz şartlarında ise DERSİM, Kırmancki-Kırdaşki-Türkçe-Ermenice dillerinin konuşulduğu, Alevi inancının serçeşmesi, Ermeniler’in de vazgeçilmez bir renk oldukları ve kapitalist hakim algıların aksine ruhsal birlikteliğin doğuştan getirilen özelliklerin verdiği birliktelikten daha önemli olduğu, çağdaş insani değerlerin hayata geçirildiği bir coğrafya olma arzusuyla yanıp tutuşan insanların yaşadığı, Tunceli ili sınırlarını da aşan Koçgiri, Varto, Bingölün kuzey ilçeleri, Erzincan’ın güney ilçelerini, Erzurum’un Hınıs ilçesini içine alan, kültürel sınırları olan bir ÜLKE’dir.
DERSİMLİLER BUGÜN NİÇİN BOŞLUKTA?
Tek cevap: Örgütsüz oldukları için. Bu söylem çoğu kimseye tuhaf gelebilir ama evet Dersimliler ve genelde Aleviler örgütsüz bir toplum. Doğrudur, birçok siyasi partinin, siyasi örgütlerin, sendikal oluşumların, sivil toplum kuruluşunun, demokratik mücadele yürüten kurumların hem başında hem de içinde aktif rol üstlenen Dersimliler, maalesef kendi coğrafyalarında farklı anlayışlar arasında bölünmüş ve bu siyasi anlayışların siyasi hesapları uğruna İQRAR TOPLUMU olma özelliklerini boşa çıkaracak davranışlarda bulunma gafletine düşmüşlerdir. Birbirinin elini dahi sıkmayan tavır, Dersim’in ruhundan bir şey taşımıyor demektir.
Dersim özüne, kendi algılarına, birliğine, beraberliğine kavuşmadan Dersim seçimleri çok da önem arz etmez kanımca. Çünkü siyasi partiler birbirlerini taban devşirmekle itham ediyorlar. CHP, BDP’yi Güneydoğu’nun şehirlerinden gelen binlerce Kürt öğrencinin ve çoğunlu Diyarbakırlı Kürt inşaat işçileri üzerinden oy depolamakla; BDP de CHP’yi asker ve polis oylarını depolamakla itham ediyorlar. İkisi de ithamlarında tamamen olmasa da büyük oranda haklılar. İNSANSIZLAŞTIRILMIŞ Dersim Coğrafyası’nda başka yerlerden gelmiş olanlar oy kullanıyor ve seçim sonuçları konusunda belirleyici oluyorlar (Hozat’ta polis ve askerin çoğunlukla CHP’ye oy verdiği ve DHF adayı’nın 50 oyla kaybetmesi gibi). Yıllardır ilçeler-köyler de dahil 90 000 denilen toplam Dersim nüfusu, istatistiklere göre giderek azalıyor. Gelecekte bu insansızlaşma devam ederse, Dersim seçimleri Güneydoğulu Kürtler ile Memur-Polis-Asker Türkler arasında geçecek gibi görünüyor.
Aynı durum tarihsel olarak DERSİM’in en önemli bölgelerinden olan KOÇGİRİ’de de böyle. Bu yerel seçimlerde Zara’da AKP, Maciran (İmranlı)’da MHP kazanmıştır. Birtakım çevreler hemen Koçgirililer’e hakaretlere girişmişlerdir. Bilmedikleri şey KOÇGİRİ’nin Dersim’den daha beter biçimde insansızlaşmış olmasıdır. Köylerinde insan kalmayan, yazları birkaç aylığına gidilip kalınan KOÇGİRİ’de sonuç AKP-MHP lehine çıkınca Koçgirililer’e saydırmaları çok çirkindir. Koçgirililer tarihi duruş olarak her daim mücadele etmişlerdir, bilip bilmeden, sağlıklı analizler yapılmadan o coğrafya insanının haksız ithamlara maruz bırakılması kelimenin tam manası ile cahillik ve vicdansızlıktır.
DERSİM NE YAPMALI?
Önce insan, insan, insan… Kadim felsefemiz, inancımız her şeyin merkezine insanı koymakla ne kadar doğru yapmıştır, bunu bir kez daha görüyoruz. İnsan olmayan yerde yaratılmış değerlerin yok olmasının yanı sıra, yeni değerler de yaratılamaz. Dersim’in (Koçgiri ve Varto’yu da içine alan tarihi Dersim’in) ve Dersimlinin ilk ihtiyaç duyduğu şey TOPRAĞINA GERİ DÖNMEK’tir. Önce vatanımıza geri döneceğiz. Sonra birlik olacağız. İQRAR TOPLUMU olduğumuzu yeniden hatırlayacak, gereklerini yerine getireceğiz. Üretecek, yaratacağız. YOL’umuza, İRFAN’ımıza sahip çıkacağız. DİL’imizi, itikatımızı canlandıracak ve hayatın her alanında hakim kılacağız. Kurtuluşumuz bundadır.
Her ne olursa olsun, kim gelirse gelsin, kim giderse gitsin, kazanan DERSİM olsun!
VAÊ KOÎ (Dağ Rüzgarı)