Gündem
Şivan Perwer ve 12 Eylül
Ve anlıyorum, bir insanın çığlığına en iyi kendi sesi tercüman olur. Yoksa acıları pazarlayan ve pazarladıkca palazlananlar, gün gelir, kendileriyle birlikte, acılarınızı da pazarlarlar..
Taylan Kaya
Sevgili Selim Temo, Şivanı yazmış.. Okudum. Yıllardır gözümüzün içine içine sokulan, ama pek görmek istemediğimiz bir gerçekle kıyasıya yüzleştirmiş bizi. Küçük bir çocukken, kristali iyice yorgun, Almanya’dan gelme, malum markalı teypte dinlerdim, kaçıncı kopayası olduğunu bilmeden altmışlık kasetin. Babam pek hoşlanmazdı Şivan’dan, gerçi halen öyledir biraz da haklı çıkmanın gururuyla. Şivan daha şivan olmadan önce yani benim gibi sıradan bir İsmail’ken, tabi o sıralar Ankara’da öğrencidir aynı jenerasyon, okul kantinine gelir gidermiş, üzerinde kürklü, açık kahverengi kaban, ayağında parlak rugan, iki yanında, iki koluyla sardığı, iki kadın beli.. İnanmak istemezdim, bir halkın çığlığına tercüman olmuş, emekçiden yana ‘’Bi reçika Markiz, Bi Reçika Lenin.’’ Diye bağıran adama bunları yakıştıramazdım. Ama Bir varmış bir yokmuş, zaman dönmüş, akrep yelkovan dönmüş, dönenler çok olmuş. Dönenler döndükleri yerlerde çok da mutlu olmuş..
Bu gün, günlerden 12 Eylül.. Yeni Şivan’ın bir koroyla beraber seslendirdiği ‘’ Bir başkadır benim memleketim.’’ şarkısını her duyduğunda kapanmamış yaraları kanayan, Esat’ın köpeği Co’yu çağrıştırdığı için, sokakta bir köpeğin peşinden, bir çocuk ‘’Co’’ diye bağırsa, darmadağın olan insanları ve daha nicelerini, toprak altında yatanları, toprağın üstünde, benliğini aynı mezara gömenleri anma günü bu gün. Yas günü bu gün. Önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Ve anlıyorum, bir insanın çığlığına en iyi kendi sesi tercüman olur. Yoksa acıları pazarlayan ve pazarladıkca palazlananlar, gün gelir, kendileriyle birlikte, acılarınızı da pazarlarlar..
Yitip gidenlere adanmıştır.
YA-ŞA-MAK.
yoksulluk vardan olur
ve varlığın yokluğudur..
oysa ben hiç var olmadım ki
ne varım var
ne yokum yoktu
yanan bir odun sobası
kucağında kibritçi kızı okuyan bir çocuktum..
dışarıda kar..
dışarıda dünya..
Pazar akşamı çamaşırlar sobaya yakın
Yeni bitmişti güneşe akın..
Tövbeli bir devrimcinin kocaman yüreğinde
Devrilmeyecek bir sevdaydı adım..
Bizimkiler başlardı gülerdik..
Yoksulluk vardan olur
Ve varlığın yokluğudur.
Oysa ben hiç yok olmadım ki
Ne varım var
Ne yokum yoktu..
Öldürmediler beni.
Sabah ezanında eve düştüm..
Sokak lambasının altında bir sigara yaktım taşa oturup..
Ve olmayan hiçbirşeyi yazmadım, olmasın diye
Serindi taş, ayaklarımdan kanımı çekti toprak
İşte böyle,anlayacağın cancağızım
Yaşamak
Ya-şa-mak…
