Haberler
Civrak’ın Çocukları Sey Qaji’nin İzinden Yürüyor
Civraklı gençlerin hazırladığı Domone Civrak dergisinin ilk sayısı çıktı.
Dersimnews.com
“…Bugün daha mutluyuz; çünkü değerlerimizi ve geçmişimizi yanımıza erzak aldık, hiçbir parçamızı unutmadık. Unutmak ihanetti ve biz ihanet etmeden omuz omuza verdik, yürüdük. Bugün dünden daha ümitli oldu, bugün daha içten!”….
Yukardaki sözler yeni çıkan Domano Civrak (Civrak’ın Çocukları) dergisinin ilk sayısının önsözünden…
Sey Qaji’nin izinden yürüyen Domane Civrak (Civrak’ın Çocukları) kültürlerine sahip çıkmak ve yarınlara taşımak için harekete geçti.
İstanbul Zeytinburnu’nda kurulan Civrak (Sarıyayla) Köyü Kültür Derneği bünyesinde çalışmalarını sürdüren Civrak Gençlik Komitesi önemli işler yapıyor. O önemli işlerden birisi de gençlerin çıkardığı Domone Civrak Dergisi…
Civraklı Gençler “Domone Civrak (Civrak’ın Çocukları) adlı dergi’nin ilk sayısını çıkardılar.
Civrak Kültür Derneği’nin Gençlik Komitesi’nde görev alan 9 genç ; Anılcan Tosun, Ceren Ataş, Ceren Toptaş, Çilem Yurtsever, Deniz Akbaş, Dilara Demirel, Özgür Tosun, Sibel Bozdağ, Şiar Sarıışık ‘ın hazırladığı Domane Civrak Dergisi Civrak’ın sözlü kültürünü yazılı hale getirmek için atılmış tarihi bir adım.
Civrak Kültür Derneği Başkanı Makbule Çerimli ve dernek yönetimi gençlere desteklerini esirgememiş.
Derginin ilk sayısında Civraklı büyüklerle söyleşiler, Dersim Efsaneleri, Civrak ziyaretleri, Kırmancki şiir ve yazılar yer alıyor. Civrak’ın eski fotoğrafları da dergiye nostalji havası katmış. Dergi’de “Dersim’in yaşayan Sey Qajisi” olarak tanımlanan Civraklı Halk Ozanı SAİT BAKŞİ ile yapılan röportajı da zevkle okuyacaksınız. Sait Bakşi Dersim Halk Ozanı geleneğinin son temsilcilerinden birisi.
Derginin kapağında Civrak’ın önemli simalarından biri olan Werda Xêli’nin fotoğrafı yer alıyor. Dergide Werda Xêli’nin yaşam öyküsü de anlatılmakta.
Derginin ilk sayısı (Nisan ayı) – kapak
Hüseyin akar
15/05/2012 at 08:55
Merdena Uşeni
Gulıkê mianê barı fosa serê sari çite nêcênê
Kamke to vêneno famra beno tersê mı to remnenê
Seveta to son aşiru ser merdena mı torê senıka
Rındıkeniya to barê mı , tı guneka bezne tenika
Delxi to sana mı gamê vınde çarıxı biê kani
Dul nêcênê beçêki teverde lingi biê lekani
Lez meke dela mı ez lewê gılê lıska torani
Kam wıneno bıwêno saltanatê tora birami
Mıyu- voreku melê restêpê, mozike nale pernê
Beri- berivan amê têlêwe, ware averdo amê
Zımıstono serdo, deştu ko u wora guretê
Heskena mınu to nêqediye bını worede mende
Usar nao êno, sıliye worena wore vılesina ro
Bınê worede zıldo, zu wêneno sanıka mınu to
Kenê tomıru cinenê, perdu ser ez ênu lê to
Vanê “dele lewê cınêdo Uşen çoka merdo”
Ekecek tarlası, besleyecek keçisi, binecek katırı olmayan sevdalı, sevdiğini gün ışığından, bakan gözden koruyacak kadar kıskanç, onun sevdasına aşiretlerde çarpışacak kadar cesur, güzelliğini taşıyacak kadar özverilil olunca verilmeyen bir buse, Uşenin kansız ölüm nedeni olur.
Uşen’in Ölümü
İnce belin saç bağı, üstündeki puşi, peçeni tutmaz
Sana gözü değenler akıldan olur, fırsatı kaçırmaz
Aşiretler üzerinde giderim, ölmem senin için az
Güzelliğini ben yüklendim, narin bedenin taşımaz
Sevdan tuttu beni, çarıklar yırtıldı, dur bir an
Yama tutmuyor, parmak dışarda ayaklar lekan
Depreşme gülüm, yanak ucundan bir buse alam
Görenler görsün, hasretine yanmışım olsun sefam
Koyun -kuzu meleşti, danalar coştu, mozlaştı
Beri- berivan özleşti, yaylalardan uzaklaştı
Kış oldu, kar yağdı, dağları bayırları sardı
Sevdamız sürüyor, anılarımız kar altında kaldı
İşte bahar geldi, yağmur yağar karları eritir
Birileri kar altında yeşeren sevdamızı görür
Saza vurur çalarlar, perdelerde bulurum seni
Derler “verilmeyen ir buse Uşen’in ölüm nedeni”
Hüseyin Akar
İKİ UÇLU YAŞAM kitabından