Alevilik
Kureyşan (Khuresu) Ocağı’nın Cem Ritüeli ve Ritüel Musikisi – 3
Kureyşan seyitlerinin cem repertuarı bazı istisnalar hariç (Gezik, 2012a, 11) tamamen Kırmancki (Zazaca) dili ile icra edilir. Türkçe repertuar yok denecek derecededir. Cem icra edenin repertuar dağarcığı, inanç trafiğindeki seyr u seferi ile doğru orantılıdır.
KUREYŞAN (KHURESU) OCAĞI’NIN CEM RİTÜELİ VE RİTÜEL MUSİKİSİ
Dr. Daimi Cengiz
3. BÖLÜM
1. BÖLÜMÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ….
2. BÖLÜMÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ….
Kureyşan Ocağı’nın Cem Ritüeli Repertuarının Karakteristiği
Kureyşan seyitlerinin cem repertuarı bazı istisnalar hariç (Gezik, 2012a, 11) tamamen Kırmancki (Zazaca) dili ile icra edilir. Türkçe repertuar yok denecek derecededir. Cem icra edenin repertuar dağarcığı, inanç trafiğindeki seyr u seferi ile doğru orantılıdır. Her ne kadar yer yer Türkçe dua ve Gülbanklara rastlansa da icra edilen havalar ve diğer dua ve Gülbanklar da dâhil, söz unsuru tamamen Kırmancki olup, vezinsiz dizelerden oluşur. Türk halk şiirinin (Türk Alevi-Bektaşi inanç şiiri dâhil) aksine söz dizimi, ölçüsüz hecelerden oluşur. Söz serbesttir. Ahenk, ancak kafiye unsuru ile anlama bağlı durgu, durak ile sağlanır. Sözde belirleyici unsur vezinsiz şiirin iç ahenk unsurlarıdır. Şiirde mahlas kullanılmaz. Genellikle anonim gibi durur. Türk halk musikisindeki söz-müzik ilişkisinin aksine, Kureyşan Ocağı’nın inanç müziği ve söz unsurunda vezinsiz dizeyi usulsüz dize takip eder. Yani perde adı altında ifade ve icra edilen bu cem havalarının sözü vezinsiz, melodisi usulsüzdür. Serbest söz dizini serbest melodi dizinine dayanır. Bu Dersim Kırmanc müziğinin de karakteristiğidir. Yerel dilli repertuarda usullü ve vezinli söz ve müziğe rastlamak pek azdır. Kısmen halaylar (Govende) da görülür. Dini musikide de oldukça az örneğe rastlanır. Bu karakteristiği ile Türk Alevi-Bektaşi cem ritüeli repertuarından tamamen ayrılır. Bu yapısı ile Dersim cemleri ve repertuarları ayrı inceleme konusudur.
Önemli repertuar ve asimilasyon kayıplarına rağmen bölgede yaptığımız derlemelerde elde ettiğimiz 2500-3000 kadar halk ezgisi içinde bu karakteristiğe ışık tutan belgesel nitelikli kayıtlarımız mevcuttur. Bu yazımızda sadece bir kaç dua, gülbank ve perdenin söz ve melodik unsuruna yer vereceğiz. Bu cemlerde yer yer Türk Alevi-Bektaşilerinin cem ritüellerinde icra edilen semah, duaz-ı imam, nefes, deyiş, cenkleme, miraçlama, mersiye, gülbank ve dualardan örneklere de rastlanılır. Bu repertuar, yörede Türkçe ile ibadet eden (Sarı Saltuk ve Pir Sultan Ocağı vd.) ocaklar vasıtasıyla, Alevilik ortak paydasının etkisiyle ve uzak diyarlarda inanç trafiğine çıkan Dersimli seyitlerin bölgeye taşıdıkları repertuardır. Ama Dersim cem repertuarı içinde az yer teşkil eder.
Cem Ritüelinin Perdeleri, Dua ve Gülbankları
Tanrı, Muhammed, Ali, Kureyş, Düzgün, Hızır ve Wayır’a seslenmek, bu kutsal şahsiyetleri çağırmak, diğer yer ve gök kültlerini anmak, çağırmak ancak ‘perde’ tabir edilen havalarla mümkündür. Kutsal diyar ve ziyaretlerin havası (Kılama jiar u diaru/Perda jiar u diyaru) denilen bu perdelerin bazıları bir ve birkaç melodik motifin söze fondan eşliği ile oluşurken, bazıları melodik seyir ile başlı basına söze eşlik eder. Yani perde Dersim Kureyşan Ocağı cem ritüelinde icra edilen inanç musikisi havasının adıdır. Enstrümantal ve sözlü olanları vardır. Genellikle yaratıcısının adı ile anılır. Bu yazıda adını verdiğimiz ‘Baba Dıl’ın perdesi, Mursaê Dewreş’in perdesi vb. gibi… Cemde okunan ve transa geçilen bazı perdeler şunladır:
- Baba Dıl (Bava Dıl/Ape Dıl) ’a ait olan ‘Duzgı’ adlı perde:
Bu perdenin tümü kayıtlarımızda mevcut değildir. Erzincan’ın Tercan ilçesi Quzveren köyünde Derviş Hasan tarafından cem ortamında 1969 yılında seslendirilmiştir. Bu perde, üç telli thomır/cura denilen bir sazla, şelpe ile çalınarak bir ölçülük melodik motifin fonda tekrarı ve söze eşliği ile icra ediliyor.
Duzgın, Duzgın, Duzgın Duzgın Düzgün, Düzgün, Düzgün, Düzgün
Ya ya meqamê to berzo Ya, ya, makamın yüksektir
Ostorê taê qımeti rameno, qayet ve lerzo Doru atı sürüyor, gayet hırslı acele
Béro ve comerdiye, çhıla uzağu şenvo Rahmana gelsin, ocakların çırası şen olsun
Ma serde topê ho düri berzo Üstümüzden topunu uzağa atsın
Ya Duzgı, Duzgı, Duzgı, Duzgı Ya Düzgün, Düzgün, Düzgün, Düzgün
Mêravê to rındo qoro Mihrabın iyidir, basamak, basamak
Zeke mêravde oncino, qor ve qoro Mihraba çekildiği gibi, basamak basamaktır
Hêfê ma bıjero Öcümüzü alsın
Sultan Duzgıno ke vejino ko ro Dağa çıkan Sultan Düzgün
De bê, hey bê, pirê Heseni De gel, hey gel, Hasan’ın piri.[1]
- Baba Dıl (Bava Dıl/Apê Dıl)’ın Kızılbel perdesi:
Bu perde de 1969 yılında Erzincan’ın Tercan ilçesi Quzveren Köyünde Derviş Hasan tarafından cem ortamında seslendirilmiştir. Perdenin söz kısmında yer yer Kurmanci dizelere de rastlanılmaktadır. Zaza dilinde icra edilen bu perdedeki dil değişimine Kurmanci konuşan taliplerin de anlaması için icracı tarafından yer verilmiştir. Serbest ve yer yer usullü giden bu perde, yürürlüğü, yer yer usul ve melodik (ayak değişimi ve transpoze) değişimi ile semah formunu andıran ilginç bir perdedir. Söz bazen fonda bir melodik motif eşliğinde yürürken, bazen melodi sözle paralel seyir yapar.
Ya dılo, ya dılo, ya dılo Ya gönül, ya gönül, ya gönül
Çhıla mare rone Lambayı/çırayı bize tut
Ya çhıla Xızır’i Ey Hızır’ın çırası
Dest erzon zengu, zenguyan El atıyorum üzengiye
Mara mekuye duri Bizden uzaklaşma
Seveno destê ma bıcero Ne olur elimizden tutsun
Elçiyê Khureş u Bamasuri Kureş ile Baba Mansur’un elçisi
Bê ye umıdemı De gel umudum
Dıle mı ve derde Gönlüm dertlidir
Ez qırvanê to Horiya Khureşi Ben kurban olayım sen Khureyş’in Hurisi’ne
Ya gulanga zerde Sarı saç örüğüne
Tı ke umıdê mına Sen ki umudumsun
Ma vıle çhewti meverde Bizi boynu bükük koyma
Dılo umıde mı Gönül, umudum
Vere ……[2] ………………………..
Khures u Mansur’e mekanê rake Kureyş ve Mansur’a mekân aç
Dıxozım vıle qonaği Gönlün konak istiyor mu
Hak kena Uli Diwande Tanrı aşkına Ulu Divan’da
Ya dılo, ya dılo, ya dılo Ya gönül, ya gönül, ya gönül
Ya dılo umıde mı Ya gönül, umudum
Bınê malan dale Evlerinin önü delta
Feqir bandıke khale, khale Fakir çağırıyor aksakallı yaşlıyı
Va düa mı da dayı Duamı verdim
Hezreti Xızır’ê khale Aksakallı Hazreti Hızır’a
Hem bave hem ……. Hem baba hem ….
Jı mıra hem hevale Benim için arkadaş
Bê umıde mı Gel umudum
Va daağe dıle mı Gönlümün umudu
Va mı va: Tı Kuresa Dedim: Sen Kureyş’sin
Nefes u têl u pêso Nefessin, telsin, eteksin (eteğinden tutulan)
Bêro ve comerdiye Cömert ola
Tern u teze têde mevêsne Yaş ile kuruyu bir arada yakma
Bê ve umıde mı Gel umudum
Dılo derketim wa diyaran Gönlüm bu diyarı terk ediyor
İxtiyarım …………….. Selahatim/yetkim …….
Umıd war riyan ra Umudum var yoluna
Va ………………….. …………………
Vanê: Bakıle mı Dewres Sılemani Diyorlar: Babacığım Derviş Süleyman
…… Aliyo ke ………….. … Ali ki …..
Dılo umıde mı Gönül umudum
Cınon thomırê hire teli Üç telli sazı çalıyorum
Vejiyan diarê Pırnaşeli Pırnaşel köyünün karşısına çıkıyorum
Va düa mı ke bıvo Eğer duam kabul olursa
Hawar kon Hewsê Tawıra Qızılbeli Kızılbel Taburu’nun yatırından imdat dilerim
Seveno perda weçino Ne olur perdeyi (aramızdan) kaldırsın
Cemalê to ez bı veni Cemalini ben göreyim
Mekan persena a dilo Mekân sorarsan ey gönül
Mı va verde dare teki Dedim: Önünde tek ağaçlar
Zeke meravde giredayi Xortanê Khureşi Kureyş Gençlerinin mihrabda bağlandıkları gibi
Wumıde mı çhıla u …. Umudum çıra ve ….
Wazenu ke koti menda İstiyorum ki nerde kaldın
Horiya Khureşi’a ke na perdade Kureyşin Hurisi ki bu perdede
Yıqrar dora (Bava) Dılı İkrar Baba Dıl’a vermiş
Bê wayıro, way Wayıro, way Wayıro Gel Sahibim, vay Sahibim, vay Sahibim
Awo ke xatır u goyıl verdano O ki hatır bilirlik ve gönül biliyor
Bê ho ser meymane ho ana Misafiri kendiliğinden davetsiz gelir
Vero cerê vaze kamıji xera Yalvar, de ki hangisi hayırlı ise
Haq ae marê naşıv kero Tanrı bize onu nasip etsin
Bêxêre mara düri bero wıy Hayırsızı bizden uzak getirsin (uy)
Dılemı yane yane Gönlüm istiyor, istiyor
Yemıdi şewıti sevevu cane ………………………
Wandı kı mivane Misafiri çağırıyor
Hefsar mirane …………………..
Ha dılo, Wayro Hey gönül, Sahibim
Ez ve qırvanê nam u nisani Namına, nişanına kurban olayım
Seveno mırê rone pelge defteri Ne olur bana bırak bir defter yaprağını
Ez dersa ho rakeri horê bıwani Ben dersimi açayım kendime okuyayım
Dılo aji ve aji Gönül nesiller boyu (okuyayım)
Dılo vejiyan çera Gönül evden çıktım
Derd u khulê mı biye ve tera Dertlerim ve yaralarım azmış
Ero ro vero cerê Yalvarın, gönlünü alın
Vaze: Sultan Duzgı koti menda Deki: Sultan Düzgün nerde kaldın?
Bêro ve comerdiye ma u az u uze marê Cömert olsun bizim için ve evlatlarımız için
Aji ve aji Nesiller boyu
Ero vero cere Bıre yalvarın, gönlünü alın
Vane: Ostorê taê qımeti Diyorlar: Doru at
Xeverdarê xevera doğrıyo Doğru haberin elçisidir
Soğın bereşiya ma xêr biaro Akıbet dünyamızı hayırlı getirsin
Marê çeverê xêri pana Bize hayırlı bir kapı açsın
Ma ve xatırê İmam Wuşeni sano Bizi İmam Hüseyin’in hatırına bağışlasın
Way wayıro, way Wayıro,way Wayıro Vay Sahibim, vay Sahibim, vay Sahibim
Bêro ve tamamıye Bütünlüğüyle gelsin
Mı kerdo zad u zıdıye Ben inleyip sızılıyorum
Sewda ma İmam Wuseni serde şiye Sevdamız İmam Hüseyin’e doğru gitti
Pire piran kiye Pirlerin piri kimdir?
Haq, Mıhemmed, şirin Ali’ye Hak, Muhammed, şirin Ali’di
Ali hati rabıti Ali rahmana geldi
Baxçê cenneti …………….. Cennet bahçesini ………………
Sah Xatayi serê ……ewliyaw u….. Şah Hatayi ……………………
…… pirê piran ……………… …….pilerin piri …………….
Allah, Muhammed, Ali Allah, Muhammed, Ali
Pir Hünkar Hacı Bektaşi Veli Pir Hünkar Hacı Bektaşi Veli
Ya Eli![3] Ya Ali!
- Aliye Dake’nin icra ettiği Düzgün (Duzgı) adlı perde:
Bu perde de üç telli sazla icra ediliyor. Perde, Kureyşan Ocağının kendi inanç dünyasında kutsalına yalvarıp yakararak dilek ve temennilerini müzikle ifade etmesidir. Kureyşan seyitleri inancın kılavuz şahsiyetlerini hep cem tutulan ya da zikredilen mekâna çağırırlar. İnancın kutsal şahsiyetlerini muhabbet edilen ben-i adem[4] ve insan-ı kâmil[5] olarak görür ve çağırırlar. Bu inanç, ocağın ‘tanrı ben-i ademdedir’ batıni inanç anlayışları ile de örtüşüyor. Bir kaç ölçülük kısa bir melodik giriş ile başlayan perdenin söz icrasına iki ölçülük bir melodi motifi fonda eşlik etmektedir.
Ya Duzgın’ê mınê kêmeri Ey kayadaki Düzgün’üm
Hao şi vejiya ro meravê seri Odur çıkmış üst mihraba
Ezo tora wazenu xevera xêre Senden istiyorum hayırlı haber
Bê ve comerdiye namê ho Duzgı’no Cömert ol adın Düzgün’dür.
Ma neçharu ra tı meherediye Biz naçarlardan küsme
Ya Duzgı’ınê mınê kemeri Ey kayadaki Düzgün’üm
Ezo veng danu to eve gunekarıye Seni çağırıyorum günahkârlığımla
Tı bê ram u comerdiye Sen rahman ve cömert ol
Ma ê neçharu ra tı meherediye Biz naçarlardan sen küsme
Hey, hey! Wayıro, hey Wayıro Hey hey! Sahibim, hey Sahibim
Duzgın’ê mınê kêmeri Kayadaki Düzgün’üm
Hao vejiya o mêravê seri Odur çıktı üst mihraba
Ezo tora esmo wazon ve gunekariye Senden istiyorum bu gece günahkârlığımla
Xevera xêre. Hayırlı haber.
Kami ke dest esto eteğê Duzgınê na kemeri Kim kayadaki Düzgün’ün eteğine el atmışsa
Deyme nê xerepıto, nê xapıto Asla ne berbat etti, ne de kandırdı
Bêro marê ram u comerdiye Bize rahman ve cömert olsun
Wayır dinade kêşi bê naşiv nêverdo Sahibimiz dünyada kimseyi nasipsiz koymasın
Eve kemerê Xızır’i Hızır kayası ile
…. Kelek u gemiu vejiayi …. Kelek ve gemiler çıktı.
Xızır can senıko, weso, baqıyo Hızır her an hazır, yaşıyor, bakidir
Wazeme marê çeverê xêri rakero Bize hayırlı bir kapı açmasını diliyoruz
Ma bê yıqrar u bê yıma nêkero Bizi ikrarsız ve imansız yapmasın
Ya Haq! Ya Mıhemede homete! Ya Allah! Ya ümmetin Muhammedi
Vaze …. gereke ma …. Söyle …. Gereki ….
Çhıla ma hazıru melul meke Biz hazir(un)ların çırasını sönük etme
Bê ve ram u comerdiye Rahman ve cömert ol
……………………….. ……………………..
Wazeme tora, wazon sewda Horiye Senden istiyoruz, Huri’nin sevdasını istiyorum.
Hey! Hey! Wayıro. Hey Wayıro! Hey! Hey! Sahibim. Hey Sahibim.
Wengê mınê feqıri xeverdaro Ben fakirin avazı haberdardır
Bê wayırê ho esmo hewaro Sahibim olmayınca imdattayım
Vano: Duzgı ra, Bonê Khureşi ra Diyor: Düzgün’den, Kureyş’in evinden
Xeverdarê xevera xere Hayırlı haberin habercisi
Maê neçharu rê na çeverde biaro Biz naçarlara bu kapıdan getirsin
Marê …. qusır …. nêkero Bize …. kusur …. etmesin
Vaze: Motazê mıxenete mekero Söyle: Muhannete muhtaç etmesin
Wayır bêro ram u comerdiye Sahip rahman ve cömert olsun
Ma bê yıqrar u yıman nekero Bizi ikrarsız ve imansız koymasın
…………………………….. …………………………………..
Esmo hawar kenu eve namê to rındıye Bu gece imdada çağırıyorum adını iyilikle
Ma motazê mıxenete nêkero Bizi muhannete muhtaç etmesin
Wayır bêro ram u comerdiye Sahip rahman ve cömert olsun
Khures sımarê bıkero wayırıye Kureyş size sahiplik yapsın
Qılawızê …. bêro na çeverde vengdariye Bu kapıdan …. kılavuz gelsin çağırmaya
………………………………… ………………………………………
………………………………… ………………………………………
Hey! Hey! Wayıro, Hey Wayıro![6] Hey hey! Sahibim, hey Sahibim!
- Mursae Dewreş (1840-1911)’in Duzgı adlı perdesi:
Bu perdede inançtaki kırılma ve deformasyon anlatılıyor. Düzgün’e serzenişte bulunuluyor. Düzgün’ün itikat yolundan gidenlerin ikrara itaatsizlikleri, hakikat yolundan ayrılmaları anlatılıyor. O’nun Kılavuz Kartallarının (Heliyê Duzgın’i) uçtuğu Ezincan-Tercan ve Hınıs-Van diyarlarından söz ederken, yazının başlangıcında tanımladığımız gibi Dersim inanç coğrafyasına atıfta bulunuyor. Yine perdenin devamında Derviş Musa, kartalların uçuş alanını genişletiyor. Suriye’deki Şam’dan İran’daki Hemedan’dan Sivas’a ve Pir Sultan’a kadar daha geniş bir batıni inanç coğrafyasını çiziyor. Perde melodik bir seyir eşliğinde icra olunuyor.
Duzgı, Duzgı, Duzgı Düzgün, Düzgün, Düzgün
Wayırê nam u sani Nam ve şanın sahibi
Verê ho mara meçharne Bize yüzün döndürme
Dewey biyê gırani Davalar ağır oldu
Ma kena bavokê kami Bizi kime emanet edersin
Ra u yıqrarê to caverdo Yol ve ikrarını terk etmişler
Rayi kerdê xan u xopani Yollar han-harabe olmuş
Pês u yeteğê to caverdo Eteğini terk etmişler
Kotê ra yelê yavani Yaban ellere katılmışlar
Vano: Ewlad nê mendo Diyor: Yol evladı kalmadı
Têde biye xami Hepsi yol ve erkâna yabancılaşmış
Mekanê to Duzgın’i Sen Düzgün’ün mekânı
Gedığ u gavani Gedik ve geçittir
Sera fetelinê Üstünde kanatlanmışlar
Çhıfte heliyê doğani Çifte doğan gibi kartallar
Car u yımdat danê Haber ve imdat veriyorlar
Erzıngan u Tercan’i Erzincan ve Tercan’a
Car u yımdat danê Haber ve imdat veriyorlar
Xınıs u Vani Hınıs ve Van’a
Da da yelçiyê Qelxerunê Be Kırkların elçileri
Sonê diarê Sam u Hemedani Gidiyorlar Şam ve Hemedan diyarına
Yenê sonê, tey sonê Gelip gidiyorlar, birlikte gidiyorlar
Cemê Pir Sultani Pir Sultan cemine
Sodır roz vejino Sabah gün doğuyor
Bereqinê, sewle danê Parlıyorlar, ışık saçıyorlar
Yenê diarê Dewe Dönüyorlar Kureyş’in köyüne, mekânına
Çhelê zımıstonide Khela Bağın’i de Zemheri kışta Bağın Kalesi’nde
Nar u kureyi kerdê bağ u bostani Ateş ve ocakları bağ u bostan yapmış
Xızır qılawızo, qılawızê Wuli Diwani[7] Hızır kılavuzdur, Ulu Divanın kılavuzudur.
- Wuşenê Mursaê Dewreş (1895-1980)’in Cemê Qelxeru (Kıklar Cemi) perdesi:
Bu perde Mursaê Wuşenê Dewreşi’e aittir. Oğlu Wuşenê Mursaê Dewreşi’den sonra torunu Mahmut Yıldız tarafindan icra edilmektedir. Kırklar Ceminde Düzgün’den medet umma, Düzgün’e çağrı perdesidir. Bu perdede ayrıca Kureyş ve Baba Mansur’dan, Düzgün’ün çift kartalından car yerine yetişmeleri bekleniyor. Perde melodik seyir ile söze eşlik eder.
Cemê ma Cemê Qelxeruno Cemimiz Kırklar cemidir
Veng de vazê: Wayır bêro Çağır de ki: Sahibim gelsin
Toz reçha ho ser nêkero İzine toz atmasın
Rew bê, rew bê, tew bê, tew bê Tez gel, tez gel, de gel, de gel
Cemê ma cemê Dewresuno Cemimiz Derviş cemidir
Veng dan to eve zon u sewda weşi Dil ve hoş seda ile seni çağırıyorum
Carê made bêro Carımızda gelsin
Qılawızê hostaê serê dêşi Duvarın üstündeki kılavuz
Carê made bıreso İmdadımıza yetişsin
Qılawızê serê phoştia heşi Ayının sırtındaki kılavuz
Rew bê, rew bê, tew bê, tew bê Tez gel, tez gel, de gel, de gel
Ez ve qırvanê to wayıri Kurban olayım sahibime
Mekanê to Duzgın’i ko u şiawo Sen Düzgün’ün mekanı kara dağdır
Top-tifongê to tey terjihiyao Top ve tüfeklerin orada tam, tekmildir
Vano: Mane meke qır werwao Diyor: Kır atın nalsız olduğunu bahane etme
Rew bê, rew bê, tew bê, tew bê Tez gel, tez gel, de gel, de gel
Ez ve qırvanê to wayıri Kurban olayım sahibime
Heliyê to bakıli heliyo bazo Sen Baba’nın kartalları baz(doğan) kartaldır
Qerneqıso, gerdan ğazo Bezemeli, gerdanı çizgi çizgi
Vaze bêro qır-qotıkê na zalımi Söyle gelsin bu zalimin kökü
Wertê mara berzo Aramızdan atsın (zalimi)
Rew bê, rew bê, tew bê, tew bê Tez gel, tez gel, de gel, de gel
Ez ve qırvanê to wayıri[8] Kurban olayım sahibime
- Baba Hıdır Taş’ın cenkleme perdesi:
Meydan okuma, cenk yapma anlamına gelir. Bu tür eserler ile kâfir, inanca düşman, inkârcı ve itikatsız ile girilen zorunlu muharebeyi, muhalefeti ya da keramet gösterisini anlatır. Ezginin icrasında bir cenk havası sezilir. Saz ve sözde vurgu ön plandadır.
Na sewe cem gireda Bu gece cem bağladık
Na perdade ma veng da Bu perdede çağırdık
Na hawarde rest teng da Bu imdatta yetişti destek verdi
Na meydande ma ceng da Bu meydanda cenk yaptık
Dılo, dılo, dılo na sewda Gönül, gönül, gönül bu sevda
Ala berê mıno na qewğa[9] Hele gelin görün şu kavgamı
[1] Derleme: Daimi Cengiz, Erzincan ili Tercan İlçesi Quzveren köyü 1990, Kaset kaydı Derviş Hasan’dan. 1969’da Derviş Hasan’ın Ceme Haqıye (Hakikat Cemi) ritüelindeki icrası teybe kaydedilmiştir. Bu kaydı Temmuz 1990’da Binali Yılmaz’dan temin ettik.
[2] Kaset dinlenip söz deşifre edilince bu kısım anlaşılamadı.
[3] Derleyen: Daimi Cengiz, (Bu kayıt da adı geçen derleme ve kasetten alınmıştır. Bkz. dipnot ??)
[4] Ademoğlu
[5] Kemale emiş. Yol ve erkanın tüm kapılarından geçmiş
[6] Derleyen: Daimi Cengiz, Tunceli ili Nazımiye ilçesi, Kaynak: Aliye Dake ( o dönem 80 yaşındaydı), Xodık Köyü’nde ikamet eder. Arşivimizdeki bu kayıt 1966’da Hıdır Ataç tarafından Rosnage köyündeki pirleri A. Dake’nin cem ritüelinden teybe kayıt yapılarak gerçekleşmiştir.
[7] Derleyen: Dr. Daimi Cengiz, Kaynak kişi: Mahmut Yıldız Dede (75 yaşında), Tunceli ili Mazgirt ilçesi Birmu mezrası doğumlu. Almanya’nın Berlin şehrinde ikamet eder. Hala yaşayan önemli kaynaklardan biridir. Kayıt 6 Mart 1997 ve 10 Aralık 2014 tarihinde yüz yüze görüşme, röportaj ve icra teybe kaydedilerek gerçekleşmiştir.
[8] Derleyen: Dr. Daimi Cengiz, Kaynak kişi: Mahmut Yıldız. (bkz. dipnot 15)
[9] Derleyen: Daimi Cengiz, Kaynak kişi: Hıdır Çetinkaya, Tunceli ili Putik köyü, 4 Temmuz 1988, Hıdır Çetinkaya, Kureyşan Ocağı piri olan Hıdır Taş’ın Putik Köyü’ndeki cem ritüeli icrasından hafızasında kalan cenklemeyi bize aktardı. Bu aktarma anında tarafımızdan notaya alındı. Daha sonra 1993’te yayımlanan ‘Sevda ve kavga ezgilerinde Dersim’ adlı albümümüze repertuar olarak alındı.