Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

Kureyşan (Khuresu) Ocağı’nın Cem Ritüeli ve Ritüel Musikisi – 3

Alevilik

Kureyşan (Khuresu) Ocağı’nın Cem Ritüeli ve Ritüel Musikisi – 3

Kureyşan seyitlerinin cem repertuarı bazı istisnalar hariç (Gezik, 2012a, 11) tamamen Kırmancki (Zazaca) dili ile icra edilir. Türkçe repertuar yok denecek derecededir. Cem icra edenin repertuar dağarcığı, inanç trafiğindeki seyr u seferi ile doğru orantılıdır.
KUREYŞAN (KHURESU) OCAĞI’NIN CEM RİTÜELİ VE RİTÜEL MUSİKİSİ

Dr. Daimi Cengiz

3. BÖLÜM 

1. BÖLÜMÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ….

2. BÖLÜMÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ….

 

Kureyşan Ocağı’nın Cem Ritüeli Repertuarının Karakteristiği

Kureyşan seyitlerinin cem repertuarı bazı istisnalar hariç (Gezik, 2012a, 11) tamamen Kırmancki (Zazaca) dili ile icra edilir. Türkçe repertuar yok denecek derecededir. Cem icra edenin repertuar dağarcığı, inanç trafiğindeki seyr u seferi ile doğru orantılıdır. Her ne kadar yer yer Türkçe dua ve Gülbanklara rastlansa da icra edilen havalar ve diğer dua ve Gülbanklar da dâhil, söz unsuru tamamen Kırmancki olup, vezinsiz dizelerden oluşur. Türk halk şiirinin (Türk Alevi-Bektaşi inanç şiiri dâhil) aksine söz dizimi, ölçüsüz hecelerden oluşur. Söz serbesttir. Ahenk, ancak kafiye unsuru ile anlama bağlı durgu, durak ile sağlanır. Sözde belirleyici unsur vezinsiz şiirin iç ahenk unsurlarıdır. Şiirde mahlas kullanılmaz. Genellikle anonim gibi durur. Türk halk musikisindeki söz-müzik ilişkisinin aksine, Kureyşan Ocağı’nın inanç müziği ve söz unsurunda vezinsiz dizeyi usulsüz dize takip eder. Yani perde adı altında ifade ve icra edilen bu cem havalarının sözü vezinsiz, melodisi usulsüzdür. Serbest söz dizini serbest melodi dizinine dayanır. Bu Dersim Kırmanc müziğinin de karakteristiğidir. Yerel dilli repertuarda usullü ve vezinli söz ve müziğe rastlamak pek azdır. Kısmen halaylar (Govende) da görülür. Dini musikide de oldukça az örneğe rastlanır. Bu karakteristiği ile Türk Alevi-Bektaşi cem ritüeli repertuarından tamamen ayrılır. Bu yapısı ile Dersim cemleri ve repertuarları ayrı inceleme konusudur.

Mollaköy Cemevi'nde Xızır Cemi 3

Önemli repertuar ve asimilasyon kayıplarına rağmen bölgede yaptığımız derlemelerde elde ettiğimiz 2500-3000 kadar halk ezgisi içinde bu karakteristiğe ışık tutan belgesel nitelikli kayıtlarımız mevcuttur. Bu yazımızda sadece bir kaç dua, gülbank ve perdenin söz ve melodik unsuruna yer vereceğiz. Bu cemlerde yer yer Türk Alevi-Bektaşilerinin cem ritüellerinde icra edilen semah, duaz-ı imam, nefes, deyiş, cenkleme, miraçlama, mersiye, gülbank ve dualardan örneklere de rastlanılır. Bu repertuar, yörede Türkçe ile ibadet eden (Sarı Saltuk ve Pir Sultan Ocağı vd.) ocaklar vasıtasıyla, Alevilik ortak paydasının etkisiyle ve uzak diyarlarda inanç trafiğine çıkan Dersimli seyitlerin  bölgeye taşıdıkları repertuardır. Ama Dersim cem repertuarı içinde az yer teşkil eder.

 

Cem Ritüelinin Perdeleri, Dua ve Gülbankları

Tanrı, Muhammed, Ali, Kureyş, Düzgün, Hızır ve Wayır’a seslenmek, bu kutsal şahsiyetleri çağırmak, diğer yer ve gök kültlerini anmak, çağırmak ancak ‘perde’ tabir edilen havalarla mümkündür. Kutsal diyar ve ziyaretlerin havası (Kılama jiar u diaru/Perda jiar u diyaru) denilen bu perdelerin bazıları bir ve birkaç melodik motifin söze fondan eşliği ile oluşurken, bazıları melodik seyir ile başlı basına söze eşlik eder. Yani perde Dersim Kureyşan Ocağı cem ritüelinde icra edilen inanç musikisi havasının adıdır. Enstrümantal ve sözlü olanları vardır. Genellikle yaratıcısının adı ile anılır. Bu yazıda adını verdiğimiz ‘Baba Dıl’ın perdesi, Mursaê Dewreş’in perdesi vb. gibi… Cemde okunan ve transa geçilen bazı perdeler şunladır:

 

  • Baba Dıl (Bava Dıl/Ape Dıl) ’a ait olan ‘Duzgı’ adlı perde:

 

Bu perdenin tümü kayıtlarımızda mevcut değildir. Erzincan’ın Tercan ilçesi Quzveren köyünde Derviş Hasan tarafından cem ortamında 1969 yılında seslendirilmiştir. Bu perde, üç telli thomır/cura denilen bir sazla, şelpe ile çalınarak bir ölçülük melodik motifin fonda tekrarı ve söze eşliği ile icra ediliyor.

 

Duzgın, Duzgın, Duzgın Duzgın                  Düzgün, Düzgün, Düzgün, Düzgün

Ya ya meqamê to berzo                                Ya, ya, makamın yüksektir

Ostorê taê qımeti rameno, qayet ve lerzo     Doru atı sürüyor, gayet hırslı acele

Béro ve comerdiye, çhıla uzağu şenvo         Rahmana gelsin, ocakların çırası şen olsun

Ma serde topê ho düri berzo                         Üstümüzden topunu uzağa atsın

Ya Duzgı, Duzgı, Duzgı, Duzgı                   Ya Düzgün, Düzgün, Düzgün, Düzgün

 

Mêravê to rındo qoro                                    Mihrabın iyidir, basamak, basamak

Zeke mêravde oncino, qor ve qoro               Mihraba çekildiği gibi, basamak basamaktır

Hêfê ma bıjero                                              Öcümüzü alsın

Sultan Duzgıno ke vejino ko ro                    Dağa çıkan Sultan Düzgün

De bê, hey bê, pirê Heseni                            De gel, hey gel, Hasan’ın piri.[1]

 

  • Baba Dıl (Bava Dıl/Apê Dıl)’ın Kızılbel perdesi:

 

Bu perde de 1969 yılında Erzincan’ın Tercan ilçesi Quzveren Köyünde Derviş Hasan tarafından cem ortamında seslendirilmiştir. Perdenin söz kısmında yer yer Kurmanci dizelere de rastlanılmaktadır.  Zaza dilinde icra edilen bu perdedeki dil değişimine Kurmanci konuşan taliplerin de anlaması için icracı tarafından yer verilmiştir. Serbest ve yer yer usullü giden bu perde, yürürlüğü, yer yer usul ve melodik (ayak değişimi ve transpoze) değişimi ile semah formunu andıran ilginç bir perdedir. Söz bazen fonda bir melodik motif eşliğinde yürürken, bazen melodi sözle paralel seyir yapar.

 

Ya dılo, ya dılo, ya dılo                               Ya gönül, ya gönül, ya gönül

Çhıla mare rone                                           Lambayı/çırayı bize tut

Ya çhıla Xızır’i                                           Ey Hızır’ın çırası

Dest erzon zengu, zenguyan                        El atıyorum üzengiye

Mara mekuye duri                                       Bizden uzaklaşma

Seveno destê ma bıcero                               Ne olur elimizden tutsun

Elçiyê Khureş u Bamasuri                           Kureş ile Baba Mansur’un elçisi

Bê ye umıdemı                                            De gel umudum

Dıle mı ve derde                                         Gönlüm dertlidir

Ez qırvanê to Horiya Khureşi                     Ben kurban olayım sen Khureyş’in Hurisi’ne

Ya gulanga zerde                                        Sarı saç örüğüne

Tı ke umıdê mına                                        Sen ki umudumsun

Ma vıle çhewti meverde                             Bizi boynu bükük koyma

Dılo umıde mı                                             Gönül, umudum

Vere ……[2]                                                     ………………………..

Khures u Mansur’e mekanê rake                Kureyş ve Mansur’a mekân aç

Dıxozım vıle qonaği                                   Gönlün konak istiyor mu

Hak kena Uli Diwande                               Tanrı aşkına Ulu Divan’da

Ya dılo, ya dılo, ya dılo                              Ya gönül, ya gönül, ya gönül

Ya dılo umıde mı                                        Ya gönül, umudum

Bınê malan dale                                          Evlerinin önü delta

Feqir bandıke khale, khale                          Fakir çağırıyor aksakallı yaşlıyı

Va düa mı da dayı                                       Duamı verdim

Hezreti Xızır’ê khale                                   Aksakallı Hazreti Hızır’a

Hem bave hem …….                                  Hem baba hem ….

Jı mıra hem hevale                                      Benim için arkadaş

Bê umıde mı                                                Gel umudum

Va daağe dıle mı                                         Gönlümün umudu

Va mı va: Tı Kuresa                                    Dedim: Sen Kureyş’sin

Nefes u têl u pêso                                        Nefessin, telsin, eteksin (eteğinden tutulan)

Bêro ve comerdiye                                      Cömert ola

Tern u teze têde mevêsne                            Yaş ile kuruyu bir arada yakma

Bê ve umıde mı                                           Gel umudum

Dılo derketim wa diyaran                           Gönlüm bu diyarı terk ediyor

İxtiyarım ……………..                              Selahatim/yetkim …….

Umıd war riyan ra                                      Umudum var yoluna

Va …………………..                                …………………

Vanê: Bakıle mı Dewres Sılemani             Diyorlar: Babacığım Derviş Süleyman

……  Aliyo ke …………..                        … Ali ki …..

Dılo umıde mı                                            Gönül umudum

Cınon thomırê hire teli                               Üç telli sazı çalıyorum

Vejiyan diarê Pırnaşeli                               Pırnaşel köyünün karşısına çıkıyorum

Va düa mı ke bıvo                                      Eğer duam kabul olursa

Hawar kon Hewsê Tawıra Qızılbeli           Kızılbel Taburu’nun yatırından imdat dilerim

Seveno perda weçino                                  Ne olur perdeyi (aramızdan) kaldırsın

Cemalê to ez bı veni                                   Cemalini ben göreyim

Mekan persena a dilo                                 Mekân sorarsan ey gönül

Mı va verde dare teki                                 Dedim: Önünde tek ağaçlar

Zeke meravde giredayi Xortanê Khureşi   Kureyş Gençlerinin mihrabda bağlandıkları gibi

Wumıde mı çhıla u ….                                          Umudum çıra ve ….

Wazenu ke koti menda                                          İstiyorum ki nerde kaldın

Horiya Khureşi’a ke na perdade                Kureyşin Hurisi ki bu perdede

Yıqrar dora (Bava) Dılı                                         İkrar Baba Dıl’a vermiş

Bê wayıro, way Wayıro, way Wayıro       Gel Sahibim, vay Sahibim, vay Sahibim

Awo ke xatır u goyıl verdano                    O ki hatır bilirlik ve gönül biliyor

Bê ho ser meymane ho ana                        Misafiri kendiliğinden davetsiz gelir

Vero cerê vaze kamıji xera                        Yalvar, de ki hangisi hayırlı ise

Haq ae marê naşıv kero                             Tanrı bize onu nasip etsin

Bêxêre mara düri bero wıy                        Hayırsızı bizden uzak getirsin (uy)

 

Dılemı yane yane                                       Gönlüm istiyor, istiyor

Yemıdi şewıti sevevu cane                        ………………………

Wandı kı mivane                                                   Misafiri çağırıyor

Hefsar mirane                                                        …………………..

Ha dılo, Wayro                                                      Hey gönül, Sahibim

Ez ve qırvanê nam u nisani                       Namına, nişanına kurban olayım

Seveno mırê rone pelge defteri                  Ne olur bana bırak bir defter yaprağını

Ez dersa ho rakeri horê bıwani                  Ben dersimi açayım kendime okuyayım

Dılo aji ve aji                                             Gönül nesiller boyu (okuyayım)

 

Dılo vejiyan çera                                       Gönül evden çıktım

Derd u khulê mı biye ve tera                     Dertlerim ve yaralarım azmış

Ero ro vero cerê                                         Yalvarın, gönlünü alın

Vaze: Sultan Duzgı koti menda                 Deki: Sultan Düzgün nerde kaldın?

Bêro ve comerdiye ma u az u uze marê     Cömert olsun bizim için ve evlatlarımız için

Aji ve aji                                                    Nesiller boyu

 

Ero vero cere                                              Bıre yalvarın, gönlünü alın

Vane: Ostorê taê qımeti                             Diyorlar: Doru at

Xeverdarê xevera doğrıyo                                     Doğru haberin elçisidir

 

Soğın bereşiya ma xêr biaro                      Akıbet dünyamızı hayırlı getirsin

Marê çeverê xêri pana                               Bize hayırlı bir kapı açsın

Ma ve xatırê İmam Wuşeni sano               Bizi İmam Hüseyin’in hatırına bağışlasın

Way wayıro, way Wayıro,way Wayıro     Vay Sahibim, vay Sahibim, vay Sahibim

Bêro ve tamamıye                                      Bütünlüğüyle gelsin

Mı kerdo zad u zıdıye                                Ben inleyip sızılıyorum

Sewda ma İmam Wuseni serde şiye          Sevdamız İmam Hüseyin’e doğru gitti

Pire piran kiye                                            Pirlerin piri kimdir?

Haq, Mıhemmed, şirin Ali’ye                   Hak, Muhammed, şirin Ali’di

Ali hati rabıti                                                         Ali rahmana geldi

Baxçê cenneti  ……………..                                Cennet bahçesini ………………

Sah Xatayi serê ……ewliyaw u…..                      Şah Hatayi ……………………

…… pirê piran ………………                  …….pilerin piri …………….

Allah, Muhammed, Ali                              Allah, Muhammed, Ali

Pir Hünkar Hacı Bektaşi Veli                     Pir Hünkar Hacı Bektaşi Veli

Ya Eli![3]                                                      Ya Ali!

 

  • Aliye Dake’nin icra ettiği Düzgün (Duzgı) adlı perde:

 

Bu perde de üç telli sazla icra ediliyor. Perde, Kureyşan Ocağının kendi inanç dünyasında kutsalına yalvarıp yakararak dilek ve temennilerini müzikle ifade etmesidir. Kureyşan seyitleri inancın kılavuz şahsiyetlerini hep cem tutulan ya da zikredilen mekâna çağırırlar. İnancın kutsal şahsiyetlerini muhabbet edilen ben-i adem[4] ve insan-ı kâmil[5] olarak görür ve çağırırlar. Bu inanç, ocağın ‘tanrı ben-i ademdedir’ batıni inanç anlayışları ile de örtüşüyor. Bir kaç ölçülük kısa bir melodik giriş ile başlayan perdenin söz icrasına iki ölçülük bir melodi motifi fonda eşlik etmektedir.

 

Ya Duzgın’ê mınê kêmeri                         Ey kayadaki Düzgün’üm

Hao şi vejiya ro meravê seri                      Odur çıkmış üst mihraba

Ezo tora wazenu xevera xêre                     Senden istiyorum hayırlı haber

Bê ve comerdiye namê ho Duzgı’no         Cömert ol adın Düzgün’dür.

Ma neçharu ra tı meherediye                     Biz naçarlardan küsme

Ya Duzgı’ınê mınê kemeri                        Ey kayadaki Düzgün’üm

Ezo veng danu to eve gunekarıye              Seni çağırıyorum günahkârlığımla

Tı bê ram u comerdiye                               Sen rahman ve cömert ol

Ma ê neçharu ra tı meherediye                   Biz naçarlardan sen küsme

Hey, hey! Wayıro, hey Wayıro                  Hey hey! Sahibim, hey Sahibim

 

Duzgın’ê mınê kêmeri                                Kayadaki Düzgün’üm

Hao vejiya o mêravê seri                            Odur çıktı üst mihraba

Ezo tora esmo wazon ve gunekariye          Senden istiyorum bu gece günahkârlığımla

Xevera xêre.                                               Hayırlı haber.

Kami ke dest esto eteğê Duzgınê na kemeri  Kim kayadaki Düzgün’ün eteğine el atmışsa

Deyme nê xerepıto, nê xapıto                    Asla ne berbat etti, ne de kandırdı

Bêro marê ram u comerdiye                      Bize rahman ve cömert olsun

Wayır dinade kêşi bê naşiv nêverdo          Sahibimiz dünyada kimseyi nasipsiz koymasın

Eve kemerê Xızır’i                                     Hızır kayası ile

…. Kelek u gemiu vejiayi                          …. Kelek ve gemiler çıktı.

Xızır can senıko, weso, baqıyo                  Hızır her an hazır, yaşıyor, bakidir

Wazeme marê çeverê xêri rakero              Bize hayırlı bir kapı açmasını diliyoruz

Ma bê yıqrar u bê yıma nêkero                  Bizi ikrarsız ve imansız yapmasın

Ya Haq! Ya Mıhemede homete!                Ya Allah! Ya ümmetin Muhammedi

Vaze …. gereke ma ….                              Söyle …. Gereki ….

Çhıla ma hazıru melul meke                      Biz hazir(un)ların çırasını sönük etme

Bê ve ram u comerdiye                              Rahman ve cömert ol

………………………..                              ……………………..

Wazeme tora, wazon sewda Horiye                      Senden istiyoruz, Huri’nin sevdasını istiyorum.

Hey! Hey! Wayıro. Hey Wayıro!              Hey! Hey! Sahibim. Hey Sahibim.

 

Wengê mınê feqıri xeverdaro                     Ben fakirin avazı haberdardır

Bê wayırê ho esmo hewaro                        Sahibim olmayınca imdattayım

Vano: Duzgı ra, Bonê Khureşi ra               Diyor: Düzgün’den, Kureyş’in evinden

Xeverdarê xevera xere                                Hayırlı haberin habercisi

Maê neçharu rê na çeverde biaro                Biz naçarlara bu kapıdan getirsin

Marê …. qusır …. nêkero                           Bize …. kusur …. etmesin

Vaze: Motazê mıxenete mekero                 Söyle: Muhannete muhtaç etmesin

Wayır bêro ram u comerdiye                      Sahip rahman ve cömert olsun

Ma bê yıqrar u yıman nekero                      Bizi ikrarsız ve imansız koymasın

……………………………..                     …………………………………..

Esmo hawar kenu eve namê to rındıye      Bu gece imdada çağırıyorum adını iyilikle

Ma motazê mıxenete nêkero                      Bizi muhannete muhtaç etmesin

Wayır bêro ram u comerdiye                     Sahip rahman ve cömert olsun

Khures sımarê bıkero wayırıye                  Kureyş size sahiplik yapsın

Qılawızê …. bêro na çeverde vengdariye  Bu kapıdan …. kılavuz gelsin çağırmaya

…………………………………                ………………………………………

…………………………………                ………………………………………

Hey! Hey! Wayıro, Hey Wayıro![6]            Hey hey! Sahibim, hey Sahibim!

 

  • Mursae Dewreş (1840-1911)’in Duzgı adlı perdesi:

 

Bu perdede inançtaki kırılma ve deformasyon anlatılıyor. Düzgün’e serzenişte bulunuluyor. Düzgün’ün itikat yolundan gidenlerin ikrara itaatsizlikleri, hakikat yolundan ayrılmaları anlatılıyor. O’nun Kılavuz Kartallarının (Heliyê Duzgın’i) uçtuğu Ezincan-Tercan ve Hınıs-Van diyarlarından söz ederken, yazının başlangıcında tanımladığımız gibi Dersim inanç coğrafyasına atıfta bulunuyor. Yine perdenin devamında Derviş Musa, kartalların uçuş alanını genişletiyor. Suriye’deki Şam’dan İran’daki Hemedan’dan Sivas’a ve Pir Sultan’a kadar daha geniş bir batıni inanç coğrafyasını çiziyor.  Perde melodik bir seyir eşliğinde icra olunuyor.

 

Duzgı, Duzgı, Duzgı                                  Düzgün, Düzgün, Düzgün

Wayırê nam u sani                                     Nam ve şanın sahibi

Verê ho mara meçharne                             Bize yüzün döndürme

Dewey biyê gırani                                      Davalar ağır oldu

Ma kena bavokê kami                                Bizi kime emanet edersin

 

Ra u yıqrarê to caverdo                             Yol ve ikrarını terk etmişler

Rayi kerdê xan u xopani                           Yollar han-harabe olmuş

Pês u yeteğê to caverdo                                        Eteğini terk etmişler

Kotê ra yelê yavani                                   Yaban ellere katılmışlar

Vano: Ewlad nê mendo                             Diyor: Yol evladı kalmadı

Têde biye xami                                          Hepsi yol ve erkâna yabancılaşmış

 

Mekanê to Duzgın’i                                   Sen Düzgün’ün mekânı

Gedığ u gavani                                           Gedik ve geçittir

Sera fetelinê                                               Üstünde kanatlanmışlar

Çhıfte heliyê doğani                                              Çifte doğan gibi kartallar

Car u yımdat danê                                                 Haber ve imdat veriyorlar

Erzıngan u Tercan’i                                   Erzincan ve Tercan’a

Car u yımdat danê                                                 Haber ve imdat veriyorlar

Xınıs u Vani                                                          Hınıs ve Van’a

 

Da da yelçiyê Qelxerunê                                       Be Kırkların elçileri

Sonê diarê Sam u Hemedani                                 Gidiyorlar Şam ve Hemedan diyarına

Yenê sonê, tey sonê                                   Gelip gidiyorlar, birlikte gidiyorlar

Cemê Pir Sultani                                        Pir Sultan cemine

 

Sodır roz vejino                                                     Sabah gün doğuyor

Bereqinê, sewle danê                                 Parlıyorlar, ışık saçıyorlar

Yenê diarê Dewe                                                  Dönüyorlar Kureyş’in köyüne, mekânına

Çhelê zımıstonide Khela Bağın’i de          Zemheri kışta Bağın Kalesi’nde

Nar u kureyi kerdê bağ u bostani                          Ateş ve ocakları bağ u bostan yapmış

Xızır qılawızo, qılawızê Wuli Diwani[7]      Hızır kılavuzdur, Ulu Divanın kılavuzudur.

 

  • Wuşenê Mursaê Dewreş (1895-1980)’in Cemê Qelxeru (Kıklar Cemi) perdesi:

 

Bu perde Mursaê Wuşenê Dewreşi’e aittir. Oğlu Wuşenê Mursaê Dewreşi’den sonra torunu Mahmut Yıldız tarafindan icra edilmektedir. Kırklar Ceminde Düzgün’den medet umma, Düzgün’e çağrı perdesidir. Bu perdede ayrıca Kureyş ve Baba Mansur’dan, Düzgün’ün çift kartalından car yerine yetişmeleri bekleniyor. Perde melodik seyir ile söze eşlik eder.

 

Cemê ma Cemê Qelxeruno                        Cemimiz Kırklar cemidir

Veng de vazê: Wayır bêro                         Çağır de ki: Sahibim gelsin

Toz reçha ho ser nêkero                            İzine toz atmasın

Rew bê, rew bê, tew bê, tew bê                            Tez gel, tez gel, de gel, de gel

Cemê ma cemê Dewresuno                      Cemimiz Derviş cemidir

Veng dan to eve zon u sewda weşi                       Dil ve hoş seda ile seni çağırıyorum

Carê made bêro                                                     Carımızda gelsin

Qılawızê hostaê serê dêşi                                      Duvarın üstündeki kılavuz

Carê made bıreso                                      İmdadımıza yetişsin

Qılawızê serê phoştia heşi                        Ayının sırtındaki kılavuz

Rew bê, rew bê, tew bê, tew bê                            Tez gel, tez gel, de gel, de gel

Ez ve qırvanê to wayıri                             Kurban olayım sahibime

 

Mekanê to Duzgın’i ko u şiawo                Sen Düzgün’ün mekanı kara dağdır

Top-tifongê to tey terjihiyao                    Top ve tüfeklerin orada tam, tekmildir

Vano: Mane meke qır werwao                 Diyor: Kır atın nalsız olduğunu bahane etme

Rew bê, rew bê, tew bê, tew bê               Tez gel, tez gel, de gel, de gel

Ez ve qırvanê to wayıri                              Kurban olayım sahibime

 

Heliyê to bakıli heliyo bazo                       Sen Baba’nın kartalları baz(doğan) kartaldır

Qerneqıso, gerdan ğazo                            Bezemeli, gerdanı çizgi çizgi

Vaze bêro qır-qotıkê na zalımi                   Söyle gelsin bu zalimin kökü

Wertê mara berzo                                     Aramızdan atsın (zalimi)

Rew bê, rew bê, tew bê, tew bê               Tez gel, tez gel, de gel, de gel

Ez ve qırvanê to wayıri[8]                             Kurban olayım sahibime

 

  • Baba Hıdır Taş’ın cenkleme perdesi:

 

Meydan okuma, cenk yapma anlamına gelir. Bu tür eserler ile kâfir, inanca düşman, inkârcı ve itikatsız ile girilen zorunlu muharebeyi, muhalefeti ya da keramet gösterisini anlatır. Ezginin icrasında bir cenk havası sezilir. Saz ve sözde vurgu ön plandadır.

 

Na sewe cem gireda                                  Bu gece cem bağladık

Na perdade ma veng da                             Bu perdede çağırdık

Na hawarde rest teng da                            Bu imdatta yetişti destek verdi

Na meydande ma ceng da                         Bu meydanda cenk yaptık

Dılo, dılo, dılo na sewda                           Gönül, gönül, gönül bu sevda

Ala berê mıno na qewğa[9]                         Hele gelin görün şu kavgamı

 

[1] Derleme: Daimi Cengiz, Erzincan ili Tercan İlçesi Quzveren köyü 1990, Kaset kaydı Derviş Hasan’dan. 1969’da Derviş Hasan’ın Ceme Haqıye (Hakikat Cemi) ritüelindeki icrası teybe kaydedilmiştir. Bu kaydı Temmuz 1990’da Binali Yılmaz’dan temin ettik.

[2] Kaset dinlenip söz deşifre edilince bu kısım anlaşılamadı.

[3] Derleyen: Daimi Cengiz, (Bu kayıt da adı geçen derleme ve kasetten alınmıştır. Bkz. dipnot ??)

 

 

[4] Ademoğlu

[5] Kemale emiş. Yol ve erkanın tüm kapılarından geçmiş

[6] Derleyen: Daimi Cengiz, Tunceli ili Nazımiye ilçesi, Kaynak: Aliye Dake ( o dönem 80 yaşındaydı), Xodık Köyü’nde ikamet eder. Arşivimizdeki bu kayıt 1966’da Hıdır Ataç tarafından Rosnage köyündeki pirleri A. Dake’nin cem ritüelinden teybe kayıt yapılarak gerçekleşmiştir.

[7] Derleyen: Dr. Daimi Cengiz, Kaynak kişi: Mahmut Yıldız Dede (75 yaşında), Tunceli ili Mazgirt ilçesi Birmu mezrası doğumlu. Almanya’nın Berlin şehrinde ikamet eder. Hala yaşayan önemli kaynaklardan biridir. Kayıt 6 Mart 1997 ve 10 Aralık 2014 tarihinde yüz yüze görüşme, röportaj ve icra teybe kaydedilerek gerçekleşmiştir.

 

 

[8] Derleyen: Dr. Daimi Cengiz, Kaynak kişi: Mahmut Yıldız. (bkz. dipnot 15)

[9] Derleyen: Daimi Cengiz, Kaynak kişi: Hıdır Çetinkaya, Tunceli ili Putik köyü, 4 Temmuz 1988, Hıdır Çetinkaya, Kureyşan Ocağı piri olan Hıdır Taş’ın Putik Köyü’ndeki cem ritüeli icrasından hafızasında kalan cenklemeyi bize aktardı. Bu aktarma anında tarafımızdan notaya alındı. Daha sonra 1993’te yayımlanan ‘Sevda ve kavga ezgilerinde Dersim’ adlı albümümüze repertuar olarak alındı.

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

four × one =

More in Alevilik

To Top