Haberler
Aygün’den Emniyet’in Fişleme Raporu Hakkında Suç Duyurusu
Hüseyin Aygün, Gezi Eylemleriyle ilgili rapor hazırlayan ve eylemlere katılanlar hakkında “%78’i Alevi” diye fişleyen Emniyet Genel Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulundu.
Dersimnews.com/Ankara – 25 Kasım’da Milliyet gazetesinde yer alan Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Gezi Parkı Olaylarının Analizine İlişkin Raporu“yla ilgili TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi ve CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün suç duyurusunda bulundu.
Emniyet’in hazırladığı raporda “Gezi eylemlerine katılanların %78’i Alevi” olduğuna vurgu yapılmış Aleviler fişlenmiş ve hedef gösterilmişti.
Aygün, Emniyet’in Alevilere yönelik ayrımcılık ve hedef gösterme amacı taşıyan rapor hakkında avukatı Cihan Söylemez aracılığıyla raporu hazırlayan yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu.
Aygün “Gezi Parkı Olayları“ sürecinde gözaltına alınan, tutuklanan yurttaşları “mezhebine“ göre fişlemesi nedeni ile yetkililer hakkında TCK’nın 216. maddesine göre suç işlemeleri nedeniyle şikayetçi oldu.
İŞTE AYGÜN’ÜN SUÇ DUYURUSU
MÜŞTEKİ: Hüseyin AYGÜN
VEKİLİ: Av. Cihan SÖYLEMEZ
ŞÜPHELİ: Raporu Hazırlayan Emniyet Genel Müdürlüğü Yetkilileri
SUÇ: TCK 216/1 (Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik ) ve TCK 257/1 (Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlamak )
SUÇ TARİHİ: 2013 YILI Mayıs-Kasım Ayları Arası Dönem
AÇIKLAMALAR
25 Kasım 2013 Tarihinde Milliyet Gazetesinde Tolga Şardan’ın “Geziye Katılmayan Tek İl “ başlığı altında haber kaynağı Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Güvenlik Birimleri olarak verilen haberinde; “Güvenlik birimlerinin, 28 Mayıs’tan Eylül’ün ilk haftasına kadar olan sürede gerçekleştirilen Gezi Parkı eylemlerinin değerlendirmesini ortaya koyduğu, Şöyle ki; geçen 112 günlük sürede 80 kentte (Bayburt hariç) Gezi Parkı olayları çerçevesinde 5 bin 532 eylem ya da etkinlik gerçekleştirildiği, eylemlere yaklaşık 3 milyon 600 bin kişi katılırken, 5 bin 513 kişi güvenlik kuvvetlerince gözaltına alınarak soruşturma kapsamına alındığı, olaylarla ilgili adli soruşturmalarda 189 kişinin tutuklandığı, 4 bin 329 kişinin yaralandığı, 5 kişinin yaşamını yitirdiği, emniyet teşkilatı bir polisi şehit verirken, 697 polis yaralandığı“ belirtilip, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Raporu haberi devamında “şüphelilerin yüzde 78’nin Alevi kökenli olduğu“ belirtilmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğü Raporunu haberleştiren Tolga Şardan’ın ilgili yazısını da ekte sayın soruşturma makamınızla paylaşıyoruz. ( Ek-1: Geziye Katılmayan Tek İl Başlıklı Haber )
Türkiye’de tüm dünya kamuoyu tarafından bilindiği üzere hükümetin “totaliter”, “anti demokratik”, “hukuk dışı”, “evrensel hukuk ilkelerine aykırı“ ve “özel hayata müdahaleye varan“ icraatlarına karşı, milyonlarca yurttaş “toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını“ kullanmak suretiyle evrensel hukukun kendilerine tanıdığı meşru ve demokratik protesto hakkını kullanmışlardır.
Tarihe “Gezi Parkı Olayları” olarak geçen bu eylemler esnasında kolluk güçlerinin “hukuk dışı“, “keyfi“, “insan haklarına aykırı“, “orantısız güç kullanımı” sonucunda hiç kimsenin arzu etmediği ölüm ve yaralama olayları meydana gelmiştir. Bu olayların akabinde Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından raporlar hazırlanmış ve ekte sunduğumuz haberde anlaşılacağı üzere kamuoyu ile paylaşılmıştır.
25 Kasım 2013 Tarihinde Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan haberden de anlaşılmaktadır ki;
1 ) Emniyet Genel Müdürlüğü; “Gezi Parkı Olayları“ sürecinde gözaltına alınan, tutuklanan yurttaşları “mezhebine“ göre fişlemiştir.
2 ) Emniyet Genel Müdürlüğü, “Hukuk Devleti” ilkesine dolayısıyla “Anayasaya” aykırı faaliyette bulunmak suretiyle Ceza Kanununda ve Ceza Muhakemesi Kanununda yer almayan ve aykırı düşecek şekilde gözaltına alınan ve tutuklana yurttaşların “Alevi “ kökenli olup-olmadığını araştırmış ve rapor tanzim etmiştir.
3 ) Emniyet Genel Müdürlüğü, “Gezi Parkı Olayları Değerlendirmesi Raporunu” basınla paylaşmak suretiyle “Alevi “ inancına mensup yurttaşları “suçlu “ olarak kamuoyuna deklare etmiştir.
4 ) Emniyet Genel Müdürlüğü’nce gözaltına alınan veya tutuklanan yurttaşların “mezhebine” göre kategorileştirilmesi ve fişlenmesi açık bir şekilde suçtur.
5 ) 5327 Sayılı Türk Ceza Kanunun 216 maddesinin 1. fıkrasında “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandır“ hükmüne yer verilmiştir.
6 ) Emniyet Genel Müdürlüğü’nün “Gezi Parkı Olaylarına İlişkin Hazırlamış Olduğu Raporu“ ile “şüphelilerin yüzde 78’nin Alevi olduğunu“ basına sızdırmak yoluyla deklare etmesi; toplumun Alevi olmayan kesimlerinin gözünde Alevileri “şüpheli ve suçlu“ olarak göstermesi, meydana gelen ölümlerde “Alevi” yurttaşları suçlaması, keza aynı şekilde meydana gelen “mal varlığına“ ilişkin zararlarda da zararın sorumlusunun “Aleviler“ olduğunu analiz etmesi; Emniyet Genel Müdürlüğünün “Alevi olmayan yurttaşları “, “Alevi olan yurttaşlara“ karşı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğinin ve suç işlediğinin göstergesidir.
7 ) Emniyet Genel Müdürlüğü’nün gözaltı ve tutuklamalarda “Alevi yurttaşları“ fişlemesinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığı gibi bu uygulama Nazi Almanya’sının “Nünberg Yasalarını” akla getirmekte ve “Alevi“ yurttaşların hedef tahtasına konulduğunu ve Alevi yurttaşların “fail, şüpheli, suçlu“ olarak gösterildiğinin ve bunun “rutin” bir uygulamaya dönüştürüldüğünü ortaya koymaktadır.
8 ) Emniyet Genel Müdürlüğü personeli tarafından aynı zamanda “görevi kötüye kullanma” suçu da işlenmiştir. Zira anayasa ve kanunların kendilerine verdiği yetkiyi aşmak suretiyle “gözaltına alınan veya tutuklanan“ yurttaşların “Alevi olup-olmadığının araştırılması” eylemi bunun açık bir göstergesidir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 257. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen “Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır“ hükmü karşısında suçun sabit olduğu ortadadır.
NETİCE-İ TALEP: Yukarıda yapmış olduğumuz açıklamalar doğrultusunda;
1 ) 25 Kasım 2013 tarihinde Milliyet Gazetesi’nde Tolga Şardan tarafından haberleştirilen “Gezi Parkı Olaylarının Analizine İlişkin Raporu” hazırlayan Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 216/1 maddesi ve 257/1 maddesi kapsamında soruşturmaya başlanmasını,
2 ) Bu amaçla da habere konu “Gezi Parkı Olaylarının Analizine İlişkin Raporun” Emniyet Genel Müdürlüğünden istenmesini,
Vekil Eden Müşteki adına saygılarımızla arz ve talep ederiz.
29.11.2013
MÜŞTEKİ VEKİLİ
Av. Cihan SÖYLEMEZ
Ek: 25.11.2013 tarihli Milliyet Gazetesi Haberi (http://gundem.milliyet.com.tr/geziye-katilmayan-tek-il/gundem/detay/1797621/default.htm)