Gündem
10 İlde 22 Fabrikada 15 Bin Metal İşçisi Grevde
Birleşik Metal-İş Sendikası’na bağlı 15 bin metal işçisi, 10 kentteki 22 fabrikada greve başladı. İşçiler düşük ücret artışları ve toplu sözleşme haklarının kısıtlanmasından şikâyetçi.
Birleşik Metal-İş Sendikası’na bağlı 15 bin metal işçisi her sabah olduğu gibi yine işyerlerinin önüne geldi. Fakat bu sefer işbaşı yapmak için değil, grev pankartını asmak, grev gözcüsü önlüğünü giyip işverenden taleplerini yerine getirmesini istemek için. Aralarında İstanbul, Kocaeli, Mersin, Hatay ve Konya’nın da bulunduğu 10 kentte metal işkolunda çalışan Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye işçiler için grev zamanıydı.
Greve destek
Sabah saat 9’da Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Cengiz Makina adlı işyerinde grevin başlangıcına katılanlar arasında işçilerin yanı sıra Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ve DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, DİSK’e bağlı bazı sendikaların yetkilileri ve TÜRKİŞ Konfederasyonu’na bağlı iki sendikanın temsilcileri de vardı. CHP Milletvekili Hurşit Güneş ve HDP Milletvekili Sabahat Tuncel de işçiler ile birlikte fabrikanın önündeydi.
”Diğer sendikalar işveren ile uzlaştı”
Grevin başlamasından hemen önce kendisiyle görüştüğümüz Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Serdaroğlu, bu iş kolunda çalışan bir işçinin aylık en düşük gelirinin net 866 lira olduğuna dikkat çekti, Türkiye Metal Eşya Sanayicileri Sendikası’nın (MESS) işçilere 100 lira maaş artışı önerdiğini söyleyen açıklamada, işçilere üç yıllık sözleşmeler önerilerek toplu sözleşme haklarının kısıtlandığı söyledi. Adnan Serdaroğlu, sendikanın greve gitmesinin nedenlerini anlattı:
”Bir kere metal iş kolunda dayatmacı bir sistem var. Üç sendika var bu iş kolunda faaliyet gösteren. Bu sendikalardan ikisine toplu iş sözleşmelerini imzalatıyorlar. Bize de aynı sözleşmeyi dayatmaya çalışıyorlar. Bu metal iş kolundaki sorunların çözümüne hiç bir katkı sağlamayan bir sözleşme. Birincisi ücretler çok düşük ve ücretler arasındaki dengesizlik çok fazla. İkincisi de üç senelik sözleşme imzalanarak bu dengesizliği ve ücretlerin düşüklüğünü ileri safhalara taşımaya çalışıyorlar. Biz bu üç durumu da kabul etmediğimiz için arkadaşlarımızla beraber grev kararı aldık.”
Üç yıllık sözleşme uzun
İşçilere destek olmak üzere gelenler arasında çalışma hayatı ve sendikal mücadele ile ilgili yazıları ile tanınan Maltepe Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Atilla Özsever de vardı. Ona göre bu grevin öncelikle MESS’in işçilere 3 yıllık sözleşmede ısrarlı olmasına karşı bir tepkiyi ifade ediyor. Özsever, Türk-İş Konfederasyonu’na bağlı Türk Metal Sendikası ve Hak İş konfederasyonundan Çelik-İş’in üç yıllık sözleşmeyi kabul edip imzaladığını, bunun da tepki doğurduğunu söylüyor:
”Asıl mesele de buradan çıkıyor; Birleşik Metal iş iki yıllık sözleşme yapmak istiyor. Buna bağlı olarak bazı iş yerlerini de MESS’ten koparmaya çalışıyor. Bunun için de uzun bir mücadele gerekiyor.”
Nitekim daha once konuştuğumuz Birleşik Metal-iş Sendikası’nın başkanı Serdaroğlu’nun söyledikleri Özsever’i doğrular nitelikteydi. Birleşik Metal-İş sendikası, kendi taleplerinin işveren sendikası tarafından kabul görmediğini bunun için işverenlere ”Siz tekelci sermayeye çalışan işveren sendikası MESS’ten kurtulmadığımız sürece işimiz zor. Bizim MESS ile anlaşma şansımız yok. İşveren MESS’ten kurtulup gelecek biz de fabrikada barışı tesis edeceğiz, başka bir şansları yok” diyordu.
Bu maaşla evlenilir mi?
İşçiler bir diğer fabrikada, Yücel Boru fabrikasında da grev hazırlığı yapıyordu. Burada da işçiler sendikacıları karşıladı, konuşmalar yapıldı, sloganlar atıldı. Sıra üzerinde ”Bu iş yerinde grev vardır” yazılı pankartın asılmasına ve işçilerin ”Grev gözcüsü” önlüklerini giymesine sıra geldi. O sırada biz de işçi Fatih Çakmak’ın yanına gidip bu grevin kendisi için ne ifade ettiğini sorduk. ”Hayat şartları” dedi Fatih Çakmak, ”düşük ücretlerle, geçinemiyoruz, sebebi budur grevin. Ben 1300 lira alıyorum, yıllardır bu fabrikada çalışıyorum. Benden daha az alan arkadaşlar da var. Bu nedenle biz greve gittik. Ben 30 yaşındayım ve bekârım. İyi ki de bekarım. Bu şartlarda nasıl evlenebilirsiniz?”
İşçiler daha sonra yürüyüşe geçtiler ve Gebze Meydanı’na doğru sloganlar ile ilerlediler. Burada bir miting düzenlenecekti. Seslerini ve grevin sebeplerini bir miting ile de duyurmak istiyorlardı. Çevresinde polisin güvenlik önlemleri aldığı meydana girdiğimizde bir diğer işçinin, Mustafa Tozkoparan’ın yanına gidip neden greve çıktığını bir de onun ağzından dinlemek istediğimizi söyledik. Sarkuysan fabrikasında sendikanın işyeri temsilcisi olduğunu, greve iki nedenle çıktıklarını söyledi: Ücretlerin düşüklüğü ve MESS’in dayatmaları.
”Çocukların geleceği için”
Tozkoparan aynı zamanda iş yerindeki işverenlerin baskılarının da greve gitmelerindeki etkenlerden biri olduğunu belirtiyordu:
”Zaten insanlarda yıllardır biriken, sömürüyü katmerleştiren, baskıların arttığı bir süreci yasıyoruz biz. Bundan daha normal bir şey yok. Bu metal işçilerinin yıllardır baskılar altında çalışması sonucu ortaya çıkan bir tablo bu. Bu baskıyı kıracağız burada. 16 yıllık işçiyim fabrikada, 8 tane toplu sözleşme gördüm, 24 tane enflasyon zammı aldım, buna rağmen benim saat ücretim hala brüt 10 TL. Bundan daha net gerekçeler olabilir mi greve çıkmak için?”
Tozkoparan, iki çocuğu olduğunu ve onları büyütürken de çok büyük zorluklar çektiklerini söylüyordu. Grevin sebeplerini anlatırken şöyle diyordu:
”Herkes kendi çoluk çocuğunun geleceğini de düşünmek, onların geleceğini de en iyi şekilde kurgulamak zorunda.”
Murat Utku – aljazeera turk