Haberler
Nisan Ayı Anketi: Ana Dilimizi Nasıl Yaşatabiliriz?
Dersimnews.com’un her ay düzenlediği geleneksel anketleri devam ediyor. Nisan ayı anketinin konusu UNESCO raporuna göre yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Kırmancki dili.
UNESCO’nun dünya dil atlasına göre Türkiye’de konuşulan 15 dil yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu dillerden biri de Dersim dili Kırmancki…
Bir zamanlar geniş bir coğrafyada konuşulan Kırmancki dili ( Zazaca, Dımılki, So Bê, Zonê Ma, Dersimce ) bugün ne yazık ki yok olma tehklikesiyle karşı karşıya. Kırmancki dilinin yarınlara taşınabilmesi için acilen harekete geçilmelidir. Ancak nasıl bir yol ve yöntem izlenmeli? Dersimnews.com’un Nisan ayı anketini Kırmancki diline ayırdık.
Yok olma tehlikesi altındaki ana dilimizi nasıl yaşatabiliriz? Anketimize katılımızını bekliyoruz. Konuyla ilgili görüş ve eleştirilerinizi aşağıda yorum bölümüne yazabilirsiniz.
ANKET SORUSU: Kırmancki (Zazaca) Dilinin Yaşatılması için Acilen Ne Yapılabilir?
[polldaddy poll=6126524]
_____________________________________________________________________________________
Not: Dersimlilerin Dersim 38’den dolayı devletten talebi ne olmalı? anketinin sonuçları bir kaç gün içerisinde sitemizde yayınlanacaktır.
Kalmem K.
12/04/2012 at 17:26
(Kerd rast, lütfen bu yeni metni sayfanısa ekleyiniz, berxu dar vê!)
Anketde aldığınız isteklerin ve alternativlerin hepsi bence doğrudur. Bir anda bunların hepsini işaretlemek isterdim.
Bu isteklerin bazılarını bugün kendi imkanlarımızlan gerçekleştirmek mümkündür.
a)Başta sahsi veya ailece yapabileceğimiz şeyler var, örneğin kendi evimizde Zazaca konuşmak. Bu konuda ısrarlı, istekli ve disiplinli olmamız gerekiyor. Çocuklarımızlan dilimizi (Zazaca’yı) evde sürekli konuşmak gerekiyor. Eğer biz cesaretlen toplum içinde çekinmeden ZAZACA konuşursak, işte o zaman çocuklarımız da bu dilin yasak, gizli ve değersiz olmadığını kavrarlar! Ve bu dilin değerli olduğuna, geçerli olduğuna inanırlar! Ben şahsen yıllardır böyle yapıyorum. Çocuklarımın gittiği okul, çocuklarımın arkadaşları, aile dostlarımız bizim Zazaca konuştuğumuzu biliyorlar ve sık sık da soruyorlar: mesela eşeğin Zazaca’sı nedir, fiilin Zazaca’sı yada reyhanın Zazaca’sı nedir. Ayrıca çocuklarımın bir iki arkadaşı da Zazaca’d ona kadar sayı sayabiliyor. Bu onların kârınadır, du durum genelde onların diğer dillere ilgisini artırmaya yarıyor.
Zazaca, bu bireysel imkanlarlan da hayatda kalabilir. Tarihden beri Zazaca bize okulsuz geldi, kitapsız geldi! Yani bu bugün de onu en azından böyle yaşatmak mümkündür! Bu herşeyden önce isteğimize ve azmimize bağlıdır!
b)Kurum olarak yapabileceğimiz şeyler:
Zazaca kursu açmak, Zazaca konuşmayı teşfik etmek, dernek tüzüğünü Zazaca da yazmak, bir çok işleri Zazaca yapmak, Zazaca’yı sırf türkü-şarkı söylerken kullanmamak, sırf mırıldanmamak, Zazaca haykırabilmek de gerekir, ve çocuk adları, dernek, iş/işlem/faaliyet adları, dernek faaliyetlerini öncellikli Zazaca yapmak gerekiyor, bu bazı ülkelerde zorsa, iki dilde yapmak, ama prensip olarak öncelliği hep Zazaca’ya vermek gerekir. Dini ibadetleri Zazaca yapmaya özen göstermeliyiz. Kendi dilimizi yaşatacak olan bizleriz, başkası değil? Kendi dilimize verdiğimiz önem, başka dillere sınır çekmek, soğuk bakmak anlamında değil, tam tersine, hayatımızdaki gerekli dilleri sevgiyle öğrenmeliyiz.
Yukarda saydığımız a ve b bölümünü kendimiz, birey olarak, aile olarak gerçekleştirebiliriz ve b şıkını da bir dernek, bir kurum olarak yapabiliriz. Zazacamızı en azından böylece ayakta tutabiliriz.
Radyo, TV, dergi ve gazeteler, internet imkanlarını, özel/privat okullar vs…… hem sahsi olarak ve hem de kurum olarak gerçekleşebilir. Bir Zazaca-TV için zenginlerimiz acaba niye ilk adımları atmıyor?
Tabiiki Zazaca’nın en garantili, en sağlıklı durumu, onu temelden üstte (yani ilk okuldan Üniversiteye, altan zirveye) ayakta tutabilme imkanları çok önemlidir. Bunlar ise ancak devlet desteğiylen mümkündür, ama bunlar bugün yoksa, bize devlet tarafından sağlanmıyorsa, umutsuy ve pasif kalmamız mı lazım, isteksiz olup Zazaca’dan soğumak mı lazım! Bu çok tehlikelidir ve moralmen bir çöküntüdür.
Zonê ma ke şi, ma ki beme vindi. Rozê zonê ma ke çino, ma ki endi çinime!
sixo
14/04/2012 at 07:32
Bence Kirmancki dilinini kaybolmamasi icin.en onemli adim yukardakilerden ziyade..anne ve babalarin hic taviz vermeden cocuklarina ,,illede ..inadina ..kendini sikarak cocuguna kendi dilini anlatarak ogretmesi lazim..COCUK ANA DILINI ANNE VE BABASINDAN OGRENIR::POLANYALI :RUS;ITALYAN ARKADASLARIM VAR ;HEPSI ALMANYADA COCUKLARIYLA DOGDUGU ANDAN ITIBAREN KEDI DILINI OGREMEYE CALISIYORLAR::